03-27-2010, Saat: 12:09 AM
Gül bahçesi....
Bir gezginin yolu günün birinde bir bahçeye varmış.
O bahçede yalnız gül yetişirmiş.Birbirinden narin ve zarif güller.
O güller kadar zarif ve latif bir hatun kapı önünde duruyormuş.
Gezgin:hatuna hayranlık ve saygı ile yaklaşip kendisini takdim etmiş. Ve hatundan adını bağışlamasını istemiş.
Hatun: bana Sevgi derler.
Gezgin: Sevgi hatun burada yalnız mı oturuyorsunuz?
Sevgi: hayır eşimle beraber oturuyoruz. Ona İLİM derler.
Şu anda bahçede çalisiyor. Bıkmaz yorulmaz bir kişidir.
Gezgin: Bahçeyi dolaşmama izin var mı?
Sevgi: Hay hay...lütfen ayakkabılarınızı çikarinda SAYGI dediğimiz şu mestleri giyiniz.
Onlar öylece konuşurken İlim çikagelmis. Bahçeyi birlikte dolaşmaya başlamışlar.
Sevgi önde İlim ve Gezgin arkada yürüyorlarmış.
Her gülün bir adı varmış. Mutluluk, Hoşgörü, Sabır, Kanaat,
Adalet, İrade,Şefkat, Merhamet, Akıl, Hikmet, Kudret,
Samimiyet, Tevazu, Fazilet ve...
bu kadar çesitte ve bu kadar yoğunlukta güzellik bu kadar bakım ve özen,
böylesine bir düzen karşisında heyecanlanan ve hayrete düşen gezgin bahçıvan ilim efendiye sormuş:
Gezgin :Siz hangi gülün hangi isimde olduğunu bazen karıştırıyormuşsunuz?
İlim: Bazen şaşirdığım oluyorsa da Sevgi hemen yardımıma koşuyor bana doğru ismi hatırlatıyor.
Gezgin: Güllerin erip eriştiği bu toprağın bir özelligi var mı?
İlim: Özelligi olup olmadığını bilmiyorum.Bu toprağı bize VEFA adında bir dostumuz getirir.
Vefa dostumuzun dediğine göre,örnegin; Merhametli bir insan görünce,
ondan oluşan toprağı bize getirir, bizde onu Merhamet gülünün altına serpiveririz veya
Şefkatli bir insan görünce ondan oluşan toprağı bize getirir,
bizde o toprağı Şefkat gülünün altına sereriz ve bu böyle devam edip gider.
Gezgin: Güller arasında aşi yapılıyor mu?
İlim: Elbette Hayal gülüne Gerçek i aşiladık; Ümit gülü oluştu.
İman gülüne Hizmet i aşiladık; Teslimiyet gülü oluştu.
Hikmet gülüne Akıl 'ı aşiladık; İrade gülü oluştu. Bu aşiları sürekli yapmak zorundayız.
Örnegin; o muhteşem Adalet gülüne Kudret gülünü aşilamazsak,
Adalet hemen sararıp soluyor. Aciz kalıyor.
Kudret gülüne Adalet'i aşilamazsak Kudret gülünün toprağında Zulum böcekleri üreyiveriyor.
Gezgin: Bu aşiları siz mi yapıyorsunuz?
İlim: Çelikleri ben hazırlıyorum ama aşiyı koyup kovuşturan eşim SEVGİ dir.
O ilham kalemini eline alır, aşilanacak varlığın AKIL perdesini yumuşak yumuşak aralar,
böylece o varlığın gönlüne ulaşir,oraya aşi çeligini bir güzel yerleştirir.
Sonra da oluşan bütün kader sicimi ile tatlı tatlı sarar.
Bütün bu isleri bu aşamaları her seferinde ayni dolgun zevk ve heyecan içinde seyrederim.
Sanki o anda Rabbim yanımızdaymış gibi...
Gezgin:tercih ettiğiniz güller var mı?
İlim: Aslında yok.
Fakat eşim Sevgi; Hoşgörü için 'o benim beş duyumdur.' der.
Samimiyet için, 'o benim Ahlakımdır' der. Tevazu için, 'o benim Edebim dir' der,
ama Ümit'e fazlaca düşkün galiba... Zira Ümit için 'o benim kanımdır' der durur...
Bir kaç gün sonra gezginimiz bir kasabaya varmış. Bir kahvehaneye girmiş.
Burası oldukça tenha imiş. Kuytu bir köşede bir kişi oturuyor ve çay içiyormuş.
Gezginimiz bu zata yaklaşmış, yanına oturmuş, kendisini takdim etmiş,
adını bağışlamasını dilemiş.... o zat demiş ki:
Adem: Bana Adem derler.
Gezginimiz başindan geçenleri;gül bahçesini, iki soylu bahçıvanı, konuşmaları anlatmış.
Adem dinlemiş.Sonunda demiş ki:O bahçeye İnsanlığın Kemal Bahçesi derler.......
Alıntı
Bir gezginin yolu günün birinde bir bahçeye varmış.
O bahçede yalnız gül yetişirmiş.Birbirinden narin ve zarif güller.
O güller kadar zarif ve latif bir hatun kapı önünde duruyormuş.
Gezgin:hatuna hayranlık ve saygı ile yaklaşip kendisini takdim etmiş. Ve hatundan adını bağışlamasını istemiş.
Hatun: bana Sevgi derler.
Gezgin: Sevgi hatun burada yalnız mı oturuyorsunuz?
Sevgi: hayır eşimle beraber oturuyoruz. Ona İLİM derler.
Şu anda bahçede çalisiyor. Bıkmaz yorulmaz bir kişidir.
Gezgin: Bahçeyi dolaşmama izin var mı?
Sevgi: Hay hay...lütfen ayakkabılarınızı çikarinda SAYGI dediğimiz şu mestleri giyiniz.
Onlar öylece konuşurken İlim çikagelmis. Bahçeyi birlikte dolaşmaya başlamışlar.
Sevgi önde İlim ve Gezgin arkada yürüyorlarmış.
Her gülün bir adı varmış. Mutluluk, Hoşgörü, Sabır, Kanaat,
Adalet, İrade,Şefkat, Merhamet, Akıl, Hikmet, Kudret,
Samimiyet, Tevazu, Fazilet ve...
bu kadar çesitte ve bu kadar yoğunlukta güzellik bu kadar bakım ve özen,
böylesine bir düzen karşisında heyecanlanan ve hayrete düşen gezgin bahçıvan ilim efendiye sormuş:
Gezgin :Siz hangi gülün hangi isimde olduğunu bazen karıştırıyormuşsunuz?
İlim: Bazen şaşirdığım oluyorsa da Sevgi hemen yardımıma koşuyor bana doğru ismi hatırlatıyor.
Gezgin: Güllerin erip eriştiği bu toprağın bir özelligi var mı?
İlim: Özelligi olup olmadığını bilmiyorum.Bu toprağı bize VEFA adında bir dostumuz getirir.
Vefa dostumuzun dediğine göre,örnegin; Merhametli bir insan görünce,
ondan oluşan toprağı bize getirir, bizde onu Merhamet gülünün altına serpiveririz veya
Şefkatli bir insan görünce ondan oluşan toprağı bize getirir,
bizde o toprağı Şefkat gülünün altına sereriz ve bu böyle devam edip gider.
Gezgin: Güller arasında aşi yapılıyor mu?
İlim: Elbette Hayal gülüne Gerçek i aşiladık; Ümit gülü oluştu.
İman gülüne Hizmet i aşiladık; Teslimiyet gülü oluştu.
Hikmet gülüne Akıl 'ı aşiladık; İrade gülü oluştu. Bu aşiları sürekli yapmak zorundayız.
Örnegin; o muhteşem Adalet gülüne Kudret gülünü aşilamazsak,
Adalet hemen sararıp soluyor. Aciz kalıyor.
Kudret gülüne Adalet'i aşilamazsak Kudret gülünün toprağında Zulum böcekleri üreyiveriyor.
Gezgin: Bu aşiları siz mi yapıyorsunuz?
İlim: Çelikleri ben hazırlıyorum ama aşiyı koyup kovuşturan eşim SEVGİ dir.
O ilham kalemini eline alır, aşilanacak varlığın AKIL perdesini yumuşak yumuşak aralar,
böylece o varlığın gönlüne ulaşir,oraya aşi çeligini bir güzel yerleştirir.
Sonra da oluşan bütün kader sicimi ile tatlı tatlı sarar.
Bütün bu isleri bu aşamaları her seferinde ayni dolgun zevk ve heyecan içinde seyrederim.
Sanki o anda Rabbim yanımızdaymış gibi...
Gezgin:tercih ettiğiniz güller var mı?
İlim: Aslında yok.
Fakat eşim Sevgi; Hoşgörü için 'o benim beş duyumdur.' der.
Samimiyet için, 'o benim Ahlakımdır' der. Tevazu için, 'o benim Edebim dir' der,
ama Ümit'e fazlaca düşkün galiba... Zira Ümit için 'o benim kanımdır' der durur...
Bir kaç gün sonra gezginimiz bir kasabaya varmış. Bir kahvehaneye girmiş.
Burası oldukça tenha imiş. Kuytu bir köşede bir kişi oturuyor ve çay içiyormuş.
Gezginimiz bu zata yaklaşmış, yanına oturmuş, kendisini takdim etmiş,
adını bağışlamasını dilemiş.... o zat demiş ki:
Adem: Bana Adem derler.
Gezginimiz başindan geçenleri;gül bahçesini, iki soylu bahçıvanı, konuşmaları anlatmış.
Adem dinlemiş.Sonunda demiş ki:O bahçeye İnsanlığın Kemal Bahçesi derler.......
Alıntı