04-09-2010, Saat: 10:51 AM
Aynalara Silah çektim...
Benim bakışlarım,bulutsuz gecelerdeki musalla taşlarına benzer,
yorgun ve kasvetli,
Senin dudaklarınsa alacakaranlıktaki mehtaba benzer,suskun ve öpülesi...
Çok dertli bu şair bu gece,anlatmalı yine birtürlü bitiremediği o hikayesini,
Bir gülün en büyük korkusudur ya Nisan yağmurları eşliğinde solmak,
Her insan bir amaç doğrultusunda çizer ya,ellerinin arasına alamadığı kaderini,
İşte benimde tek amacımdı kendi orkestramda bir Maestro olmak,
Notaların sesleriyle aşık etmek sonsuzluk denizi gökyüzünü kendime,
Çalmaya yıldızlarda başlayıp,dolunayda son bulmak...
Benim adımlarım vuslatımı örter belki ama geri dönülmez ya kederimden,
Senin suskunluğun beni boğar,susarım bilmezsin,kaçarım adım adım gölgemden,
Her adımımda var olan korku,çarpınca gözyaşlarıma,
dökülür bedenimden sağduyu,
Bir ninni olayım birtanem kulaklarında,sense bebeğim ol artık uyu..
Sadece sen varsın ellerimde,içimdeyse nefret,öyle bir nefret ki anlatılmaz...
Öyle bir nefret ki bu,her terkedilişimde kalbimde sarılacak bir ''ben'' kalmaz,
Gizliydi bütün anılar benliğimde,2 yerimden bıçakladım gölgemi,
silah çektim aynaya...
Bezmişimki ne bezmişim hayattan her cümlem başlar intiharla,
Kaçmak mı çözüm nefesten,eller göğe doğru sormak,dünyayı bir de
Yaradana sormak...
Neden ölmek farz olmuş,neden hiç renk kalmamış karanlıkta?
Nedendir neden ölmeye bile cehennemde başlayıp,sonunu bulamamak...
Mısralarım gölge boylarını aşmış,dünya ağlamaklı ya,yine de insanlar muhteşem,
Bense sefil şair,defterimin sayfalarında kaybolmuş bir zat-ı muhterem,
Keşkeyle başladığım her cümlem gerçekleşse,başka bir şey istemem Rabbimden,
Her an gözlerinde yaşasam bile,çeker bu gönül de büyük özlem,
Uyku sadece hapsolabilir gözlerime,uyumam,kalktım yataktan,
baktım bir sola bir sağa,
Sensiz geçen günlerimin hesabını verecek bir anıya rastlamadım daha
Yosun tutmuş olsa da gözlerim,sen yoksa kollarımda cehennem benim için
manzaraya sarılmak,
Bu gece seninle geçirdiğim her anı bir bir hatırlamış olsamda,
Benim için bir hayalden öteye gidemezdi yine,dudaklarına kavuşmak...
Kalbim ünlü bir tiyatro piyesinin son perdesini tek başına oynamakta,
İçime attığım bütün dertlerimi,sigaramın külleriyle kağıda yazmakta,
Toprağa cemre,mısralarıma gölge,içime sensizlik düştüğünde,
Bir kuşum sanki karanlıkta bir kanadım var,bir kanadım yok...
Yarın sağ kolumu baş hizasında kaldırıp gösterdiği yöne gideceğim,
Dönüşüm olmasa attığım adımlar yalan olurdu,bunu hiç bilmeyeceğim.
İçime döktüğüm sağnak yağmurlar misali fayda etmez artık susmak,
Bundan böyle gökyüzü denizine yüzme bilmeden girmeyeceğim,
En zoruydu belki ama en güzeliydi kendimi zorla boğmak...
Bu son demiydi sensiz geçen günlerin yıldızlar şahit bırakmayacağım ellerini,
Çok sevenler,çok mu kaybederler,o çok sevdiklerini,
Bilirim,her yalnız ve keskin bir çığlık duyduğumda aklıma geleceksin...
Hatalarımla savaşırken ben,onlara bir koz da sen vereceksin...
Olsun,kaderimde günah işlemeden cehenneme gitmekte varmış.
Ben aynalara silah çekerken,sensizlikte bana çekmiş silahını,
Bir damla gözyaşıyla bir hüzün kokusuna sardırmış baharını,
Yalan söyleyemiyorum birtanem harcım değil unutmak...
Sen bensiz alırken o KADINLIÄžIN enfes tadını,
Benim kaderimmiş silah çektiğim aynalara hapsolmak...