04-12-2010, Saat: 09:52 AM
İlk defa zorlanıyorum bu gece.
Saat 00:01 Kelimeleri birleştiremıyorum beynim boş gibi
Kelimeler yetmıyor artık kendımı anlatmaya ..
Renksiz bir hayat !
Siyah beyaz dunyamda renkli olamıyorum
Cıvıl cıvıl olamıyorum.
Sadece karanlıkta mutluyum..
Yağmur yağmadan oncekı o kara bulutları andırıyo hayatım..
O yuzden yağmuru seviyorum sanırım.
Huzur buluyorum...
Yürüyorum yürüdükçe o rüzgar suratıma darbeler indiriyo..
Bi zaman sonra rüzgarda nefessiz kalıyorum..Gökyuzune bakıp derin bir nefes alıyorum..
Bulutlar kızgın..Rüzgarda sinirli hatalarımı yüzüme çarpıyor sanki..
Biraz sonra yağmurda yağmaya baslıyo tane tane dokuyo dudaklarıma ıslak !
Tenım ıpıslak oluyo.Karanlık çöküyo ! siyah beyaz hayatımda beyazda gidiyo..
Bu sefer karanlık kapkaranlık oluyo hersey !
İşte o zaman seviyorum bu kenti..O zaman tatmin oluyorum.
Beni yansıtıyo...
İnsanlar korkarak evlerine kaçıyo Sırf o kara bulutlardan ve yağmurun şiddetinden korktukları için..
İşte o zaman daha çok seviyorum bu kentin insanlarını ve sadece gülümsüyorum..
Bulutlarla birlik olup herkesi korkutuyoruz..
Ve...siyah hayatımda bir çığlık o benım çığlığım..
Mutluluk endişe korku ben bağırdıkça bulutlar bana kızıyor yağmur şiddetleniyor.
Biarz sonra güneş ortaya çıkmaya hazırlanıyor..Kırmızı kıpkırmızı bir manzara.. Bulutlar çekilmeye karar veriyo.Güneşin ortaya çıkmasıyla bir ezan sesi..
Sonra bir an düşünüyorum hangisi daha huzur verici ? Güneşin ortaya çıkmasıyla yukselen ezan sesi mi ? yoksa karanlık kızgın bulutlar mı?
Hayata meydan mı okumalıyım ? Yoksa onun istediği gibi mi haraket etmeliyim?
Kendimi istediğim gibi mi yaşamalıyım ? Yoksa başkaların doğrultusunda mı ?
Sorularımın cevapsız kalmasını sevmiyorum..
Bulutun güneşi sevmediği gibi..
Saat 00:01 Kelimeleri birleştiremıyorum beynim boş gibi
Kelimeler yetmıyor artık kendımı anlatmaya ..
Renksiz bir hayat !
Siyah beyaz dunyamda renkli olamıyorum
Cıvıl cıvıl olamıyorum.
Sadece karanlıkta mutluyum..
Yağmur yağmadan oncekı o kara bulutları andırıyo hayatım..
O yuzden yağmuru seviyorum sanırım.
Huzur buluyorum...
Yürüyorum yürüdükçe o rüzgar suratıma darbeler indiriyo..
Bi zaman sonra rüzgarda nefessiz kalıyorum..Gökyuzune bakıp derin bir nefes alıyorum..
Bulutlar kızgın..Rüzgarda sinirli hatalarımı yüzüme çarpıyor sanki..
Biraz sonra yağmurda yağmaya baslıyo tane tane dokuyo dudaklarıma ıslak !
Tenım ıpıslak oluyo.Karanlık çöküyo ! siyah beyaz hayatımda beyazda gidiyo..
Bu sefer karanlık kapkaranlık oluyo hersey !
İşte o zaman seviyorum bu kenti..O zaman tatmin oluyorum.
Beni yansıtıyo...
İnsanlar korkarak evlerine kaçıyo Sırf o kara bulutlardan ve yağmurun şiddetinden korktukları için..
İşte o zaman daha çok seviyorum bu kentin insanlarını ve sadece gülümsüyorum..
Bulutlarla birlik olup herkesi korkutuyoruz..
Ve...siyah hayatımda bir çığlık o benım çığlığım..
Mutluluk endişe korku ben bağırdıkça bulutlar bana kızıyor yağmur şiddetleniyor.
Biarz sonra güneş ortaya çıkmaya hazırlanıyor..Kırmızı kıpkırmızı bir manzara.. Bulutlar çekilmeye karar veriyo.Güneşin ortaya çıkmasıyla bir ezan sesi..
Sonra bir an düşünüyorum hangisi daha huzur verici ? Güneşin ortaya çıkmasıyla yukselen ezan sesi mi ? yoksa karanlık kızgın bulutlar mı?
Hayata meydan mı okumalıyım ? Yoksa onun istediği gibi mi haraket etmeliyim?
Kendimi istediğim gibi mi yaşamalıyım ? Yoksa başkaların doğrultusunda mı ?
Sorularımın cevapsız kalmasını sevmiyorum..
Bulutun güneşi sevmediği gibi..