04-16-2010, Saat: 09:16 AM
Her günüme seninle başlardım yani kısaca mutlulukla. Sevginin ekmeğinden yerdik beraber sen içine bal sürüp yemeyi severdin. Ben seni izlemeyi..
Doyduğunda yüzündeki mutluluğu görmek neşene ortak olmak pahabiçilemezdi sevgilim. Sen onla doyarken ben aşkınla doyuyordum. Aşk karın doyurmaz diyenlere inat.
Tekdüze yaşamıma renk katmıştın. Siyahlarımı pembeye karamsarlığımı umutlara dönüştürmüştün.
Öylesine kör olmuştumki aşkına her yerde seni arıyordum. Herkeste seni her şeyde seni..
Mutluydum / mutluyduk..
Ve bu mutluluğa sadece biz ulaşmışız gibi davranıyorduk. Doruklar bir aşk doyasıya. Bende bir sen sende bir ben vardım sadece. '' O kadar '' İki kişilik görünüp tek kişi yaşıyorduk. Hisselerimiz hissettiklerimiz aynıydı her şey. Ben beni sende buluyordum sen seni bende. Böyle karmakarışıktı işte. Çok bağlıydık kimse koparamazdı. Biz zaten kopmamaya yeminliydik. Ve hayaller kurmaya başladık her aşık gibi. Masum hayaller yüzümüzde tebessüm oluşturan mutluluk hayalleri. Sen dedin bunlar hayal olarak kalmayacak. Gerçeğimsin öyle kalacaksın. Ben ağzından çıkan her kelimeye koşulsuz inanıyordum zaten. Evlilik konusu açılırdı. Sen bunu yaparsın ben bunu tatlı-sert atışmalar. Çocuk isimlerine gelince konu ciddileşiyordu. Bazen bu tartışmalar büyüyor sen gidiyordun ya da ben. Bir saat bile sürmeden dayanamıyorduk hasretimize ve yine birbirimizdeyiz. Sen artık hayatımın anlamı nefesime sebep sorularıma cevap olmuştun..
Vazgeç(e)mezdim senden.
₪
Ve umulmadık bir anda aydınlanan yolum karanlığa büründü. Sokaklar sessiz insanlar sessiz.. Sanki dünya benim için susuyordu. Onlarda benimle birlikte sitem ediyorlardı sana haykırıyorlardı. Yaşanılanlar mezara gömülmüştü artık. '' Değerli eşyalarla gömülürdü ya '' senin yanına da ben gömülmeliydim değerlin olarak..
Ol(a)madı ~
Birlikte başladığımız bu hayatı birlikte sonlandıramadık. Sen aceleci davrandın ve gittin. Tonlarca ağırlıktaki sevdamın altında ezildim ben. Aşkzedeydim.. Enkaz altında ne kadar nefes alabilirse bir insan işte bende öyleydim.. Sitemim öylesine çoktu ki sana. Yaşadıklarımı kaldıramadım sövdüm hatta. Bazen ağladım dayanamayıp gözlerimden sen aktın. Bazen güldüm halime. Delirmiş olmalıydım!
Bana reva görülen bu muydu? Bana reva gördüğün?
Sana büyüttüğüm sevgime karşılığın bu muydu?
Şimdi sorularımda cevapsız. Kelimelerin anlamları karşılamıyor içimdeki acıyı. Onlarda tıkandı..
Büyük aşkı biz sadece hikayelerde okuruz mutlu sonları masallarda..
O büyük aşk bizdik öyle sanmıştım.
Mutlu sona ulaştığımızı düşünürken aslında çok uzakmışım(ız).
Gittin ve bitti.
Hayatın tadı damağımda kaldı.
Boğazımda S E N kaldın. ( Ölüyorum )
En çokta kalbimde kaldı artıkların..
İtiraf etmekte zorlansamda her seferinde inkarda etsem
Duy şimdi beni
Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum. Seni çok.. Seni.. Sen..
Yaşattıklarına rağmen Ç O K
!
Doyduğunda yüzündeki mutluluğu görmek neşene ortak olmak pahabiçilemezdi sevgilim. Sen onla doyarken ben aşkınla doyuyordum. Aşk karın doyurmaz diyenlere inat.
Tekdüze yaşamıma renk katmıştın. Siyahlarımı pembeye karamsarlığımı umutlara dönüştürmüştün.
Öylesine kör olmuştumki aşkına her yerde seni arıyordum. Herkeste seni her şeyde seni..
Mutluydum / mutluyduk..
Ve bu mutluluğa sadece biz ulaşmışız gibi davranıyorduk. Doruklar bir aşk doyasıya. Bende bir sen sende bir ben vardım sadece. '' O kadar '' İki kişilik görünüp tek kişi yaşıyorduk. Hisselerimiz hissettiklerimiz aynıydı her şey. Ben beni sende buluyordum sen seni bende. Böyle karmakarışıktı işte. Çok bağlıydık kimse koparamazdı. Biz zaten kopmamaya yeminliydik. Ve hayaller kurmaya başladık her aşık gibi. Masum hayaller yüzümüzde tebessüm oluşturan mutluluk hayalleri. Sen dedin bunlar hayal olarak kalmayacak. Gerçeğimsin öyle kalacaksın. Ben ağzından çıkan her kelimeye koşulsuz inanıyordum zaten. Evlilik konusu açılırdı. Sen bunu yaparsın ben bunu tatlı-sert atışmalar. Çocuk isimlerine gelince konu ciddileşiyordu. Bazen bu tartışmalar büyüyor sen gidiyordun ya da ben. Bir saat bile sürmeden dayanamıyorduk hasretimize ve yine birbirimizdeyiz. Sen artık hayatımın anlamı nefesime sebep sorularıma cevap olmuştun..
Vazgeç(e)mezdim senden.
₪
Ve umulmadık bir anda aydınlanan yolum karanlığa büründü. Sokaklar sessiz insanlar sessiz.. Sanki dünya benim için susuyordu. Onlarda benimle birlikte sitem ediyorlardı sana haykırıyorlardı. Yaşanılanlar mezara gömülmüştü artık. '' Değerli eşyalarla gömülürdü ya '' senin yanına da ben gömülmeliydim değerlin olarak..
Ol(a)madı ~
Birlikte başladığımız bu hayatı birlikte sonlandıramadık. Sen aceleci davrandın ve gittin. Tonlarca ağırlıktaki sevdamın altında ezildim ben. Aşkzedeydim.. Enkaz altında ne kadar nefes alabilirse bir insan işte bende öyleydim.. Sitemim öylesine çoktu ki sana. Yaşadıklarımı kaldıramadım sövdüm hatta. Bazen ağladım dayanamayıp gözlerimden sen aktın. Bazen güldüm halime. Delirmiş olmalıydım!
Bana reva görülen bu muydu? Bana reva gördüğün?
Sana büyüttüğüm sevgime karşılığın bu muydu?
Şimdi sorularımda cevapsız. Kelimelerin anlamları karşılamıyor içimdeki acıyı. Onlarda tıkandı..
Büyük aşkı biz sadece hikayelerde okuruz mutlu sonları masallarda..
O büyük aşk bizdik öyle sanmıştım.
Mutlu sona ulaştığımızı düşünürken aslında çok uzakmışım(ız).
Gittin ve bitti.
Hayatın tadı damağımda kaldı.
Boğazımda S E N kaldın. ( Ölüyorum )
En çokta kalbimde kaldı artıkların..
İtiraf etmekte zorlansamda her seferinde inkarda etsem
Duy şimdi beni
Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum. Seni çok.. Seni.. Sen..
Yaşattıklarına rağmen Ç O K
!