04-27-2010, Saat: 08:41 AM
Eşit yaratılmayışın sebebi
Sual: Bazıları "İnsanlar her bakımdan eşit yaratılsaydı daha iyi olmaz mıydı?" diyorlar. Eşit yaratılmayışın sebebi nedir?
CEVAP
İnsanın yaratılış gayesi bilinmeyince dünyadaki hadiselerin sebebi anlaşılamaz. Allahü teâlâ dünya ve ahireti sevgil kulu ve Resulü Muhammed aleyhisselam için yaratmıştır. Diğer canlı ve cansız varlıkları da insanoğlunun istifadesi için yaratmıştır.
Dünya zevk için yaratılmadı. Ahiret ise ebedi mükafat ve ceza yeridir. Dünya ahiretin imtihan yeridir. Herkes her bakımdan eşit olsa imtihanın manası kalmaz iyi ile kötü ayrılmazdı. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymakla çeşitli sıkıntılar çekilecek itaat edenle isyan eden birbirinden ayrılacaktır.
İnsan cansız varlık gibi ot veya hayvan gibi değil kulluk imtihan için yaratılmıştır.İnsan ihtiyaçsız yaratılsaydı imtihan ve dünya manasız olurdu. İnsanların hayvanların ve kainattaki canlı cansız diğer yaratıkların hareketleri akılları durdurucu sistemleri incelenince her şeye gücü yeten Rabbimizin dünyayı maksatsız yarattığı düşünülemez.
Yaratılış gayesi
Kâinatta herşeyin yaratılış gayesi aynı değildir. Mesela erkeğe niçin süt vermediği sual edilemez. Çünkü erkek süt vermek için yaratılmamıştır.
İnsan da bu dünyada yalnız zevk sefa için değil imtihan için yaratılmıştır. İmtihana girecek talebenin oyunla eğlence ile meşgul olmayıp ders çalışması yerine göre az uyuması imtihanı kazanabilmesi için çeşitli sıkıntılara katlanması gerekir. (Maksat imtihanı kazanmak olduğuna göre imtihanı kazanmış olarak yaratılan Peygamberler niçin sıkıntı çekmiştir?) denebilir.
İmam-ı Rabbani hazretleri bunun çeşitli sebeplerini anlatmaktadır. Bunlardan biri şöyle:
(İnsanlar dünyada birkaç gün dert çekmeselerdi Cennetin sonsuz lezzetlerinin kıymetini anlamazlar ebedi sıhhat ve afiyet nimetlerinin kıymetini bilmezlerdi. Açlık çekmiyen yemeğin lezzetini anlamaz. Acı çekmiyen rahatlığın kıymetini bilmez.)
Herkes her bakımdan eşit yaratılsaydı büyük bir felaket olur cemiyet olmazdı. İnsanlar boy renk şekil zenginlik sıhhat kuvvet güzellik ahlak gibi her hususta eşit olunca bir fabrikadan çıkmış gibi eşit yani insanlar tıpatıp birbirinin aynı olurdu. Aynı olmazsa eşitlik olmaz. İnsanlar böyle eşit yani bir birbirinin aynı olunca milyarlarca insanı birbirinden ayırmak mümkün olmaz. Kadın kocasını koca kadınını tanıyamaz insan hanımı ile kızını ayırt edemez hayat felç olur. Sırf bu şekil benzerliği bakımından yüzlerce binlerce problem ortaya çıkar. Diğer sahadaki eşitlikler görülmeden yaşanmadan hayat söner.
İyi kötü ile bilinir
Herkes bilgi ve kültür bakımından da eşit olunca gazeteye kitaba filme ihtiyaç kalmaz. Güreş koşu yüzme gibi sporlar ve yarışlar olmaz. Çünkü herkes aynı kabiliyettedir.
İyinin kıymeti kötü ile bilinir. Herkes iyi olunca iyinin kıymeti kalmaz. Çirkinlik olmayınca güzellik anlaşılmaz.
Bir kimse okuyup her bakımdan mükemmel bir insan olmak ister. Herkes aynı olursa kim kimden üstün olacaktır?
Her hususta eşitliğin zararları sayılamayacak kadar çoktur. Onun için Allahü teâlâ her şeyi hikmetli ve adaletli yaratmıştır. Adalet olunca işler düzgün yürür. Mesela beş parmağın beşi de aynı olsaydı baş parmak diğerlerinin arasında olsaydı bugünkü kadar verimli iş yapılamaz büyük eksiklik olurdu.
Adaletli yaratılmak eşit yaratılmakla mukayese bile edilmez. Aynı ana-babadan zekaları kabiliyetleri farklı çocukların yaratılması milyarlarca insanın birbirine benzememesi Yaratıcının kudretinin sonsuzluğunu göstermektedir.
Eğer herkes Allahü teâlânın emrine uyup hakkına razı olur imtihanı kazanmaya çalışırsa dünya ve ahiret saadetine kavuşur.
Adalet eşitlik ve hürriyet
Sual: Her işte eşitlik her zaman tarafsızlık ve sınırsız hürriyet düşüncesi uygun mudur?
CEVAP
Bazı kimseler tarafından sık sık istismar edilen kelimelerden biri de eşitliktir. Her zaman her işte eşitlik bazen zulüm olur. Çünkü iyi ile kötü âlim ile cahil sağlam ile sakat ve bunlar gibi farklı şeylerin eşit olmasını istemek eşyanın tabiatına aykırıdır.
Adalet çok zaman eşitlikten farklıdır. Mesela bir patron 1.5 metre boyundaki işçisine elbise yaptırmak için 3 metre kumaş alsa aynı kumaştan 2 metre boyundaki işçisine 4 metre kumaş alması gerekir. Her iki işçi de aynı kumaştan giyeceği için adaletli iş yapılmış olur. Fakat her birine 500 bin lira verilse kısa olan işçi uzun olandan daha kıymetli kumaş alır. Patron eşit para verdiği için uzun olan daha kalitesiz kumaşı almak zorunda kalmıştır. Patronun her bir işçiye yetecek kadar aynı kumaştan alması adalet ikinci misalde olduğu gibi her birine aynı miktar para vermesi eşitlik olur.
Görüldüğü gibi her ikisine de aynı parayı vermek eşitlik ise de bu para ile uzun işçinin diğerinden daha kalitesiz kumaş alması bir nevi haksızlık olmuştur. Aynı kumaştan birine az diğerine çok verilip eşitsizlik yapılmasına rağmen ikisi de aynı kumaştan elbiseye sahip oldukları için adaletle hareket edilmiş olunuyor.
Adalete bir misal
Boyu yaşı ve tahsili aynı olan ve aynı zamanda işe giren işçiden birisine 7.5 milyon diğerine ise 10 milyon lira aylık veren patron bunun sebebini şöyle açıklar:
(10 milyon lira alan işçi günde 500 parça 7.5 milyon alan ise 300 parça imal ediyor. Eğer 10 milyon lira verdiğimiz işçi hakkını alıyorsa 7.5 milyon verdiğimiz işçinin yaptığı işe göre 5 milyon alması gerekir. Şayet yaptığı işe göre 7.5 milyon verdiğimiz işçi hakkını alıyorsa 10 milyon alana 12. 5 milyon vermemiz gerekir.)
Misalde görüldüğü gibi çok iş yapanla az iş yapana testiyi dolduranla kırana eşit muamele edeceğiz diye eşit maaş vermek adaletsizlik olur.
Israrla tarafsızlıktan bahsedenler kendileri tarafsız davranmayı asla istemezler. Başkalarının tarafsız olmasını isterler. Bunlara göre iyiye iyi kötüye kötü derseniz tarafsız olamazsınız. İyiyi övmemek kötüyü tenkit etmemek tarafsızlık değildir. Hakkın doğrunun iyinin yanında olmayı taraf tutmakla suçlamak doğru olmaz.
Yapıcıya göre doğru ve iyi olan bir şey yıkıcıya göre yanlış ve kötüdür; bunun için de doğrunun iyinin yanında bulunanı tarafsız olmamakla suçlar. Yıkıcının fikrinde olmadığınız müddetçe bütün işleriniz tarafsızlığa aykırıdır.
Hürriyet nedir?
Hürriyet başıboşluk her istediğini yapabilmek değildir. Suç işleyeni mahkum etmek hapse atmak hürriyete zıt değildir. Umumun hürriyetine mani olan birkaç caninin esir olması hürriyetsizlik değildir. Sadece başkalarına değil kendine bile zararlı olmak hürriyet değildir.
Uyuşturucu madde gibi vücuda zararlı olan şeyleri yasaklamak hürriyetsizlik olarak vasıflandırılamaz. Trafiğin düzgün olması için çeşitli kaide koyarak soldan gitmeyi yasaklamak hürriyetsizlik değildir.
Suç işleyene ceza vermek onu affetmeyip cezasını çekmesini istemek hürriyetsizlik değildir.
Kafesteki yılanı halkın içine salmak yılan için bir hürriyet ise de insanlık için bir felakettir.
Bir caninin serbest bırakılması onun için özgürlük ise de millet için hürriyet düşmanlığıdır. Netice olarak her işte eşitlik her yerde tarafsızlık ve sınırsız hürriyet diyerek milletin hakkı zedelenmemelidir!
Gayba iman etmek
Sual: Müslümanlar garip Müslümanlar fakir Müslümanlar hasta Müslümanlar sıkıntıda kâfirlerin ise bir elleri yağda bir elleri baldadır. Allahü teâlânın çok sevdiği Müslüman kulları dünyada rahat etselerdi sıkıntıda olmasalardı ne zararı olurdu?
CEVAP
Bizim dinimiz gayba iman dinidir. Eğer Allahü teâlâ razı olduğu sevdiği kullarına bunları verseydi sıkıntıda olan kâfirler sadece bu gördüklerine bu rahata kavuşmak için Müslüman olurdu kabul ederdi. Bu (Kulları Allahü teâlânın bildirdiği gayba mı yoksa sadece gördüklerine mi iman edecekler?) diye Allahü teâlânın imtihanıdır. Onun için müminlerin bu sıkıntıları bir hazinedir. Çünkü bu haller o kulu Cenâb-ı Hakkın çok sevdiğinin alametidir. En çok sevdiği kulu olan Peygamber efendimiz herkesin çektiğinden daha fazla çekti. Dolayısıyla üzüntü sıkıntı hastalık çekenler sabrederse bunun mükâfatı çok fazla olacaktır.
Sual: Bazıları "İnsanlar her bakımdan eşit yaratılsaydı daha iyi olmaz mıydı?" diyorlar. Eşit yaratılmayışın sebebi nedir?
CEVAP
İnsanın yaratılış gayesi bilinmeyince dünyadaki hadiselerin sebebi anlaşılamaz. Allahü teâlâ dünya ve ahireti sevgil kulu ve Resulü Muhammed aleyhisselam için yaratmıştır. Diğer canlı ve cansız varlıkları da insanoğlunun istifadesi için yaratmıştır.
Dünya zevk için yaratılmadı. Ahiret ise ebedi mükafat ve ceza yeridir. Dünya ahiretin imtihan yeridir. Herkes her bakımdan eşit olsa imtihanın manası kalmaz iyi ile kötü ayrılmazdı. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymakla çeşitli sıkıntılar çekilecek itaat edenle isyan eden birbirinden ayrılacaktır.
İnsan cansız varlık gibi ot veya hayvan gibi değil kulluk imtihan için yaratılmıştır.İnsan ihtiyaçsız yaratılsaydı imtihan ve dünya manasız olurdu. İnsanların hayvanların ve kainattaki canlı cansız diğer yaratıkların hareketleri akılları durdurucu sistemleri incelenince her şeye gücü yeten Rabbimizin dünyayı maksatsız yarattığı düşünülemez.
Yaratılış gayesi
Kâinatta herşeyin yaratılış gayesi aynı değildir. Mesela erkeğe niçin süt vermediği sual edilemez. Çünkü erkek süt vermek için yaratılmamıştır.
İnsan da bu dünyada yalnız zevk sefa için değil imtihan için yaratılmıştır. İmtihana girecek talebenin oyunla eğlence ile meşgul olmayıp ders çalışması yerine göre az uyuması imtihanı kazanabilmesi için çeşitli sıkıntılara katlanması gerekir. (Maksat imtihanı kazanmak olduğuna göre imtihanı kazanmış olarak yaratılan Peygamberler niçin sıkıntı çekmiştir?) denebilir.
İmam-ı Rabbani hazretleri bunun çeşitli sebeplerini anlatmaktadır. Bunlardan biri şöyle:
(İnsanlar dünyada birkaç gün dert çekmeselerdi Cennetin sonsuz lezzetlerinin kıymetini anlamazlar ebedi sıhhat ve afiyet nimetlerinin kıymetini bilmezlerdi. Açlık çekmiyen yemeğin lezzetini anlamaz. Acı çekmiyen rahatlığın kıymetini bilmez.)
Herkes her bakımdan eşit yaratılsaydı büyük bir felaket olur cemiyet olmazdı. İnsanlar boy renk şekil zenginlik sıhhat kuvvet güzellik ahlak gibi her hususta eşit olunca bir fabrikadan çıkmış gibi eşit yani insanlar tıpatıp birbirinin aynı olurdu. Aynı olmazsa eşitlik olmaz. İnsanlar böyle eşit yani bir birbirinin aynı olunca milyarlarca insanı birbirinden ayırmak mümkün olmaz. Kadın kocasını koca kadınını tanıyamaz insan hanımı ile kızını ayırt edemez hayat felç olur. Sırf bu şekil benzerliği bakımından yüzlerce binlerce problem ortaya çıkar. Diğer sahadaki eşitlikler görülmeden yaşanmadan hayat söner.
İyi kötü ile bilinir
Herkes bilgi ve kültür bakımından da eşit olunca gazeteye kitaba filme ihtiyaç kalmaz. Güreş koşu yüzme gibi sporlar ve yarışlar olmaz. Çünkü herkes aynı kabiliyettedir.
İyinin kıymeti kötü ile bilinir. Herkes iyi olunca iyinin kıymeti kalmaz. Çirkinlik olmayınca güzellik anlaşılmaz.
Bir kimse okuyup her bakımdan mükemmel bir insan olmak ister. Herkes aynı olursa kim kimden üstün olacaktır?
Her hususta eşitliğin zararları sayılamayacak kadar çoktur. Onun için Allahü teâlâ her şeyi hikmetli ve adaletli yaratmıştır. Adalet olunca işler düzgün yürür. Mesela beş parmağın beşi de aynı olsaydı baş parmak diğerlerinin arasında olsaydı bugünkü kadar verimli iş yapılamaz büyük eksiklik olurdu.
Adaletli yaratılmak eşit yaratılmakla mukayese bile edilmez. Aynı ana-babadan zekaları kabiliyetleri farklı çocukların yaratılması milyarlarca insanın birbirine benzememesi Yaratıcının kudretinin sonsuzluğunu göstermektedir.
Eğer herkes Allahü teâlânın emrine uyup hakkına razı olur imtihanı kazanmaya çalışırsa dünya ve ahiret saadetine kavuşur.
Adalet eşitlik ve hürriyet
Sual: Her işte eşitlik her zaman tarafsızlık ve sınırsız hürriyet düşüncesi uygun mudur?
CEVAP
Bazı kimseler tarafından sık sık istismar edilen kelimelerden biri de eşitliktir. Her zaman her işte eşitlik bazen zulüm olur. Çünkü iyi ile kötü âlim ile cahil sağlam ile sakat ve bunlar gibi farklı şeylerin eşit olmasını istemek eşyanın tabiatına aykırıdır.
Adalet çok zaman eşitlikten farklıdır. Mesela bir patron 1.5 metre boyundaki işçisine elbise yaptırmak için 3 metre kumaş alsa aynı kumaştan 2 metre boyundaki işçisine 4 metre kumaş alması gerekir. Her iki işçi de aynı kumaştan giyeceği için adaletli iş yapılmış olur. Fakat her birine 500 bin lira verilse kısa olan işçi uzun olandan daha kıymetli kumaş alır. Patron eşit para verdiği için uzun olan daha kalitesiz kumaşı almak zorunda kalmıştır. Patronun her bir işçiye yetecek kadar aynı kumaştan alması adalet ikinci misalde olduğu gibi her birine aynı miktar para vermesi eşitlik olur.
Görüldüğü gibi her ikisine de aynı parayı vermek eşitlik ise de bu para ile uzun işçinin diğerinden daha kalitesiz kumaş alması bir nevi haksızlık olmuştur. Aynı kumaştan birine az diğerine çok verilip eşitsizlik yapılmasına rağmen ikisi de aynı kumaştan elbiseye sahip oldukları için adaletle hareket edilmiş olunuyor.
Adalete bir misal
Boyu yaşı ve tahsili aynı olan ve aynı zamanda işe giren işçiden birisine 7.5 milyon diğerine ise 10 milyon lira aylık veren patron bunun sebebini şöyle açıklar:
(10 milyon lira alan işçi günde 500 parça 7.5 milyon alan ise 300 parça imal ediyor. Eğer 10 milyon lira verdiğimiz işçi hakkını alıyorsa 7.5 milyon verdiğimiz işçinin yaptığı işe göre 5 milyon alması gerekir. Şayet yaptığı işe göre 7.5 milyon verdiğimiz işçi hakkını alıyorsa 10 milyon alana 12. 5 milyon vermemiz gerekir.)
Misalde görüldüğü gibi çok iş yapanla az iş yapana testiyi dolduranla kırana eşit muamele edeceğiz diye eşit maaş vermek adaletsizlik olur.
Israrla tarafsızlıktan bahsedenler kendileri tarafsız davranmayı asla istemezler. Başkalarının tarafsız olmasını isterler. Bunlara göre iyiye iyi kötüye kötü derseniz tarafsız olamazsınız. İyiyi övmemek kötüyü tenkit etmemek tarafsızlık değildir. Hakkın doğrunun iyinin yanında olmayı taraf tutmakla suçlamak doğru olmaz.
Yapıcıya göre doğru ve iyi olan bir şey yıkıcıya göre yanlış ve kötüdür; bunun için de doğrunun iyinin yanında bulunanı tarafsız olmamakla suçlar. Yıkıcının fikrinde olmadığınız müddetçe bütün işleriniz tarafsızlığa aykırıdır.
Hürriyet nedir?
Hürriyet başıboşluk her istediğini yapabilmek değildir. Suç işleyeni mahkum etmek hapse atmak hürriyete zıt değildir. Umumun hürriyetine mani olan birkaç caninin esir olması hürriyetsizlik değildir. Sadece başkalarına değil kendine bile zararlı olmak hürriyet değildir.
Uyuşturucu madde gibi vücuda zararlı olan şeyleri yasaklamak hürriyetsizlik olarak vasıflandırılamaz. Trafiğin düzgün olması için çeşitli kaide koyarak soldan gitmeyi yasaklamak hürriyetsizlik değildir.
Suç işleyene ceza vermek onu affetmeyip cezasını çekmesini istemek hürriyetsizlik değildir.
Kafesteki yılanı halkın içine salmak yılan için bir hürriyet ise de insanlık için bir felakettir.
Bir caninin serbest bırakılması onun için özgürlük ise de millet için hürriyet düşmanlığıdır. Netice olarak her işte eşitlik her yerde tarafsızlık ve sınırsız hürriyet diyerek milletin hakkı zedelenmemelidir!
Gayba iman etmek
Sual: Müslümanlar garip Müslümanlar fakir Müslümanlar hasta Müslümanlar sıkıntıda kâfirlerin ise bir elleri yağda bir elleri baldadır. Allahü teâlânın çok sevdiği Müslüman kulları dünyada rahat etselerdi sıkıntıda olmasalardı ne zararı olurdu?
CEVAP
Bizim dinimiz gayba iman dinidir. Eğer Allahü teâlâ razı olduğu sevdiği kullarına bunları verseydi sıkıntıda olan kâfirler sadece bu gördüklerine bu rahata kavuşmak için Müslüman olurdu kabul ederdi. Bu (Kulları Allahü teâlânın bildirdiği gayba mı yoksa sadece gördüklerine mi iman edecekler?) diye Allahü teâlânın imtihanıdır. Onun için müminlerin bu sıkıntıları bir hazinedir. Çünkü bu haller o kulu Cenâb-ı Hakkın çok sevdiğinin alametidir. En çok sevdiği kulu olan Peygamber efendimiz herkesin çektiğinden daha fazla çekti. Dolayısıyla üzüntü sıkıntı hastalık çekenler sabrederse bunun mükâfatı çok fazla olacaktır.