05-11-2010, Saat: 09:19 PM
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta çok şey anlatılmak istenen ve anlatılan
Her bir noktanın zerreleri adedince birer nokta daha…
Anlatılamayan anlaşılamayan;
İnsanın kendine de anlatamadığı dinletemediği…
Üç nokta araları bin yıllık mesafe…
Pergelin iğneli ayağı bir nokta yüreğimizde;
Diğer ayağı sabit kalemle konulmuş diğer noktalar arasında gidip gelmekte…
Tekrar aynı noktaya dönmekte.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta söz geçirememek yüreğe
Zincirlemeye çalışmak nefsi;
Günahtan kaçmak günaha batmak.
Üç nokta merhamet; sizin alınganlığınız benim kırılganlığım…
Olumsuzluk eklerinin yanlış okutulması.
Üç nokta tereddüt kimi zaman
Pervasızlık çoğu zaman.
Üç nokta imkânsızlık araları muamma…
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta yüreği dinlemek ara sıra
Konuşmaktan men etmek sık sık.
Sevdayı çiçek gibi değil bir kurşun gibi taşımak;
Çiçek gibi taşıyamayacak olmak.
Üç nokta İstanbul’u taşıyamamak altında kalmak kâinatın.
Yardım dilemek bir dosttan ve yine kendimize ihânetimizden…
Ve de dostluğa
Ağırlaştırmak yüreğimizde dostluğu çaresizce.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?
Üç nokta konuşmak hiç susmadan konuşmak kendi kendine…
Bir cinnet üç nokta.
Aklını sakınmak delirmekten
Deliliğini korumak aklından.
Ve şimdi üç nokta ağlamak bir Kur’an kıraatinde günahkârlığına
Ve de günahsızlığına;
Olmayan çârelerine var olan çâresizliğine
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta mahkum olmak mesafelere; boyun eğmek nâfileye.
Üç nokta çâresiz çığlıklarla uyanmak rüyadan;
Açılmayan kapıları yumruklamak.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta bilmek yanlışlığı ve devam etmeyi istemek yanılmaya.
Üç nokta yaşamak başka hayatlar için;
Yaşamaya mahkûm olmak diğerlerinin hayatını
Ve öldürmek kendininkini...
Üç nokta çok şey anlatılmak istenen ve anlatılan
Her bir noktanın zerreleri adedince birer nokta daha…
Anlatılamayan anlaşılamayan;
İnsanın kendine de anlatamadığı dinletemediği…
Üç nokta araları bin yıllık mesafe…
Pergelin iğneli ayağı bir nokta yüreğimizde;
Diğer ayağı sabit kalemle konulmuş diğer noktalar arasında gidip gelmekte…
Tekrar aynı noktaya dönmekte.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta söz geçirememek yüreğe
Zincirlemeye çalışmak nefsi;
Günahtan kaçmak günaha batmak.
Üç nokta merhamet; sizin alınganlığınız benim kırılganlığım…
Olumsuzluk eklerinin yanlış okutulması.
Üç nokta tereddüt kimi zaman
Pervasızlık çoğu zaman.
Üç nokta imkânsızlık araları muamma…
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta yüreği dinlemek ara sıra
Konuşmaktan men etmek sık sık.
Sevdayı çiçek gibi değil bir kurşun gibi taşımak;
Çiçek gibi taşıyamayacak olmak.
Üç nokta İstanbul’u taşıyamamak altında kalmak kâinatın.
Yardım dilemek bir dosttan ve yine kendimize ihânetimizden…
Ve de dostluğa
Ağırlaştırmak yüreğimizde dostluğu çaresizce.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz?
Üç nokta konuşmak hiç susmadan konuşmak kendi kendine…
Bir cinnet üç nokta.
Aklını sakınmak delirmekten
Deliliğini korumak aklından.
Ve şimdi üç nokta ağlamak bir Kur’an kıraatinde günahkârlığına
Ve de günahsızlığına;
Olmayan çârelerine var olan çâresizliğine
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta mahkum olmak mesafelere; boyun eğmek nâfileye.
Üç nokta çâresiz çığlıklarla uyanmak rüyadan;
Açılmayan kapıları yumruklamak.
Üç noktayı susmak mı zannettiniz siz ?
Üç nokta bilmek yanlışlığı ve devam etmeyi istemek yanılmaya.
Üç nokta yaşamak başka hayatlar için;
Yaşamaya mahkûm olmak diğerlerinin hayatını
Ve öldürmek kendininkini...