05-24-2010, Saat: 01:04 AM
Gidiyormusun diye sorma bana
Gönderen sensin.
Ne terk etmeyi istedim seni
Nede daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi.
Senin kadar öfkeliyim bende
Senin kadar endişeli.
Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana
Ama inandıramadım seni.
Sen sorgularken beni kafanda
Ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla
Bir tek sözün bağlardı beni sana
Oysa sen hep susmanın koynunda.
Aşkın içine bir kez girdimi kuşku
Teslim alır bedenleride.
Sütten çıkmış ak kaşık değildim
Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza
Dünya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasında şekillendi.
Nasılda güzeldi....
Zaten sen varsın diye her şey güzeldi
Ama sen buna da inanmadın.
Ah bu sorular....
Yaşamak varken sevdayı
Delice niye boğarız sularla?
Nasıl ikna edebilirdim seni
Ben aşk dedikçe
Sen dur dedin.
Ben seninleyim dedikçe
Sen hayır dedin.
Zaten az konuşan sen
Olumsuz ne kadar sözcük varsa
Sen bulup çıkardın ortaya.
Bense hiçbir şey diyemedim.
Ne kadar zarar vermişim sana meğer
Nasıl değiştirmişim seni
Oysa hiç böyle düşünmemiştim
Kimseye zarar vermek istemezdim ben.
Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmekte istemem.
Ama öyle oldu işte.
Demek ki gitmenin zamanı şimdi.
Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı
Aklında sevda sözlerimiz bile kalmaz
Rahat değildin
Rahat ol artık
Gözlerini saklaman içinde bir neden kalmadı artık
Tedirginliğininde sebebi kalktı ortadan.
Biliyormusun bitanem!
Gidişim yürekten değil
Zorunluluktan.
Sanma ki bu toy sevdayı;
Başka kimliklere taşırım.
Sanma ki;
Benden sakladığın gülüşlerini
Başka yüzlerde ararım.
Senide götürürüm yüreğimde
Her zaman yokluğunu taşırım.
Bulup bulup kaybettim seni bebeğim
Ne yazık ki toz duman edemedim kuşkularını
Ne yazık ki kalamadın bana
Öpüçügümün kokusu kalacak kapının eşiğinde.
Kokladıkça bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.