05-29-2010, Saat: 10:27 PM
Dün gözlerimin önünden geçip gittin; geçmeyen zamana inat ötelediğim tüm öfkeleri biriktirdiğim tüm hüzünleri yüreğime yığarak acı bir hatıranın hatırını bile hak etmeden gözlerimin önünden geçip gittin…
Bir hayaletten farksızdım yanından kaçarcasına gittiğim gece…
Yollara vurup kendimi aldırmadan kalabalığa avazım çıktığı kadar haykırışım geldi aklıma…
Kaç kere kaçmak istedim kendimden senin kahkahayla çınlattığın sokaklarda.
Ezilmişliğimle kendimden utanışımla karıştığım karanlıklarda kendimi kaç kere delirmişliğimin sınırından topladım…
Kadınlığımdan utandım ilk defa ilk defa bu kadar yoğundu nefretim kendimden…
Yüzümü döküp önüme pişmanlığıma sarılıp kalktım ayağa ağlamadım…
Korktum;
Sahipsizliğimden kimsesizliğimden zihnimdeki belirsizlikten korktum…
Karıştığım kalabalıklardaki yüzler anlamış mıydı sence utancımı?
Ellerimle söküp atmak istediğim yüreğimin deli gibi çarptığını duyan olmuşmuydu sence?
Git artık ömrümden gecelerimin karabasanı olmaktan vazgeç.
Gözlerimin önünden geçip gittiğin gibi tüm varlığını al git yaşadığım şehirden…
Senden yana biriktirdiğim tüm özlemlerimi özgür bıraktım artık…
Şimdi tüm tebaasını kaybetmiş bir komutan gibi başım dik ama ne yapacağını bilmez vaziyette geziyorum ortalarda…
Yazdan sonbahara döndü mevsim… Ruhumdaki hüzne inat masmavi gökyüzü yerini yüzünü dökmeyi bekleyen bulutlara bıraktı.
Ben ilk defa bu kadar ait hissetim kendimi hayata.
Meğer ne çok susamışım ruhuma denk günlere.Meğer ne çok acıkmışım insan yüzüne...
İlk defa hissizleştim acıyı ilk defa boğdum belki de öfkemde.
Çünkü sen;
Geçmeyen zamana inat ötelediğim tüm öfkeleri biriktirdiğim tüm hüzünleri yüreğime yığarak acı bir hatıranın hatırını bile hak etmeden gözlerimin önünden geçip gittin…
Ve ben son defa sadece sözlerimde tekrarlıyorum seni düşlerimde bir daha tekrarlamamak adına…
Bir hayaletten farksızdım yanından kaçarcasına gittiğim gece…
Yollara vurup kendimi aldırmadan kalabalığa avazım çıktığı kadar haykırışım geldi aklıma…
Kaç kere kaçmak istedim kendimden senin kahkahayla çınlattığın sokaklarda.
Ezilmişliğimle kendimden utanışımla karıştığım karanlıklarda kendimi kaç kere delirmişliğimin sınırından topladım…
Kadınlığımdan utandım ilk defa ilk defa bu kadar yoğundu nefretim kendimden…
Yüzümü döküp önüme pişmanlığıma sarılıp kalktım ayağa ağlamadım…
Korktum;
Sahipsizliğimden kimsesizliğimden zihnimdeki belirsizlikten korktum…
Karıştığım kalabalıklardaki yüzler anlamış mıydı sence utancımı?
Ellerimle söküp atmak istediğim yüreğimin deli gibi çarptığını duyan olmuşmuydu sence?
Git artık ömrümden gecelerimin karabasanı olmaktan vazgeç.
Gözlerimin önünden geçip gittiğin gibi tüm varlığını al git yaşadığım şehirden…
Senden yana biriktirdiğim tüm özlemlerimi özgür bıraktım artık…
Şimdi tüm tebaasını kaybetmiş bir komutan gibi başım dik ama ne yapacağını bilmez vaziyette geziyorum ortalarda…
Yazdan sonbahara döndü mevsim… Ruhumdaki hüzne inat masmavi gökyüzü yerini yüzünü dökmeyi bekleyen bulutlara bıraktı.
Ben ilk defa bu kadar ait hissetim kendimi hayata.
Meğer ne çok susamışım ruhuma denk günlere.Meğer ne çok acıkmışım insan yüzüne...
İlk defa hissizleştim acıyı ilk defa boğdum belki de öfkemde.
Çünkü sen;
Geçmeyen zamana inat ötelediğim tüm öfkeleri biriktirdiğim tüm hüzünleri yüreğime yığarak acı bir hatıranın hatırını bile hak etmeden gözlerimin önünden geçip gittin…
Ve ben son defa sadece sözlerimde tekrarlıyorum seni düşlerimde bir daha tekrarlamamak adına…