"Şimdi söyleyeceklerimi yuttum ,
Yüreğim konuşsun harf harf…"
Ey dudaklarına sirayet etmiş son(ları)baharı silemediğim,
Sen beni yüreğimin cümlelerini sıvamış dudaklarımı “ suskunluğa” teyemmüm etmekle suçlamaktasın ? Yoksa gözlerindeki hayat rengini yüreğimdeki ölümle süslenmekle mi itham etmektesin ? Belki de beni çoktan gitti bilmektesin belki de başka yüreğin terini silmekte görmektesin. Beni nerde kimin huzurunda el pençe divan durmuş düşünsen de ben anı yerdeyim. Suskunum ya, içindekileri okur gibiyim..
Alıntı
Dokun bana / gözlerinde ölsün ölüm…Sar beni / yüreğinde büyüsün gülüm…
Seni tanıdığımdan beri hiçbir zaman yolumu / yüzümü senden başka bir adrese çevirmedim. Adından başka hiçbir cümleye yataklık etmedim ben. Evet kabul ediyorum suskunluğa meyil etmiş yollarım oldu ama asla senden vazgeçmedim. Bir miktar umut, bir dirhem mutluluktu istediğim..Ve mavi bilyelerimi gözlerinden Cennete yuvarlamak , bezden bir bebeği senin kollarında görme arzusu…Sonra ıslak saçlarını ellerimi bir tarak misali kabul edip delice taramak…Sonra gözlerinden savrulmuş en sıcak gözyaşlarını gırtlağında yakalayabilmek..Seni “ sona “ hazırlamak değil, yeni bir umuda koşturmak…Cebinde sakladığın kaybedilişleri reddetmek seni bende yaşatarak..Siyah’a olan sevişlerini sana unutturup sana adın genişliğine denk gelen yedi rengi ispat etmek gözlerimde…
bencil, ruhsuz ve boş gözlerle
karşımdasın yabancı halinle
bu ilk değil ama daha önce
bu son demen bu kadar koymamıştı niye?
terkederken yanına al kara kaplı defterini
akıtırsın kaleminden son sözünü iki yüzünü
her nereye gidersen,
kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
sustukların büyür içinde...
her nereye gidersen
neden durur masanın üstünde
bomboş bir kağıt sevdiğin kalemle
erken gelmeseydim
yazacak mıydın üstüne
bıraktığım yerde ama "mutlu kal" diye
terkederken yanına al kara kaplı defterini
akıtırsın kaleminden son sözünü iki yüzünü
her nereye gidersen
kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
sustukların büyür içinde...