06-05-2010, Saat: 02:13 AM
kapı tokmakları yankılanıyor içimdeki boşluklarda..
kulaklarımda isinin sindiği garip uğultular..
hani gidişin hep hoş karşılanacak kadar asil durmalıydı ya üzerinde..?? öyleyse, yarınlarımı alacalaştıran bu seslerde ne..?
bir türlü beceremedin hiç gelmemişsin gibi gitmeyi , bense yokluğundan hissizlikler biriktirmeyi...
yine yandım el aman aşktan yana..!!
el yordamıyla keşfettiğim her kapının ardında ruhsuz silüetin. seni bende bırakma, artık terket gesim..!!
görmüyor musun, prenses makamında soysuz kaldı ismim... oysa ben işgale gönüllü değildim, dört bir yanımdan mağdur edildim..! en sol yanım müebbet cariyesi , asi efendiliğinin...
saray zindanlarında çürüyen anlamların vebalini ödetiyorken aşk bana, "sahip çıksana"...
gönüller bozguna uğratılamaz ancak fethedilir gesim, peki nerdesin..? hiçbir fethe yetişemedikten sonra,
"kopsun kabzandaki mızrabın" dedim , gelmedin..
adın yetti cihanıma...
yandım el aman,aşka..!!
yokluğundan bu yana, gelişini oynadığım kuklalar durgun...
"zamanla unutursun" u ağzına sakız eden pinokyolar suskun.. burnu büyüdü senli umut satanların..!!
diz kapaklarıma kadar batmışken sevdaya , alnımı aklamadın ya,,
giderken yıldızları da alsaydın ya yanına....................
dün, şeytanların mabedinde alnından vurulmş vefa...
peki, gönül nabetlerimize bu na’kıs putları diken kiiimm..!!
mahvoluyorum , isminin nakaratları beynimin derinliklerinde ellerini kollarını sallayarak dolandıkça..dudaklarında hala benliğime tenezzülsüz bir ıslık, parmak aralarında bir tesbih, ömrümün özetinden yapılma..
kaç kere başa çektin beni hatırlasana..!
beni tanırsın;
hangi vakit hicranını sürse yüreğime bu kentte esintiler, öperim dudağından rüzgarının.. içimi gelgitledikçe arsız arsız maviliğin, gün ışığına çıkar derinliklerimde sırlananlarım.
şimdi bir hasret boyu cesaret mi dileniyorsun, kendimin fakiriyken.......
güya bakmaların bedava, elalığına paslı sürmeler sürmelenmişken..?!
seni tanırım ben gesim..
şimdi gölgesi düştükçe yavaş yavaş içine vasat vurgunluklarının, göz çukurlarında mezeler hazırlarsın kızılca ihanetlerden..!!
ahh gesim.........hiçbir vakit hoş görünmedi aşk size..çünkü kendinize varmak için kayıpsınız nicedir, şaşalı yalnızlıklar lobisinde..
bari bu kentin maskeli balosunda
pembe lensler takınız bayım..!!
bu maskeli baloda,,
pembe lens..
kulaklarımda isinin sindiği garip uğultular..
hani gidişin hep hoş karşılanacak kadar asil durmalıydı ya üzerinde..?? öyleyse, yarınlarımı alacalaştıran bu seslerde ne..?
bir türlü beceremedin hiç gelmemişsin gibi gitmeyi , bense yokluğundan hissizlikler biriktirmeyi...
yine yandım el aman aşktan yana..!!
el yordamıyla keşfettiğim her kapının ardında ruhsuz silüetin. seni bende bırakma, artık terket gesim..!!
görmüyor musun, prenses makamında soysuz kaldı ismim... oysa ben işgale gönüllü değildim, dört bir yanımdan mağdur edildim..! en sol yanım müebbet cariyesi , asi efendiliğinin...
saray zindanlarında çürüyen anlamların vebalini ödetiyorken aşk bana, "sahip çıksana"...
gönüller bozguna uğratılamaz ancak fethedilir gesim, peki nerdesin..? hiçbir fethe yetişemedikten sonra,
"kopsun kabzandaki mızrabın" dedim , gelmedin..
adın yetti cihanıma...
yandım el aman,aşka..!!
yokluğundan bu yana, gelişini oynadığım kuklalar durgun...
"zamanla unutursun" u ağzına sakız eden pinokyolar suskun.. burnu büyüdü senli umut satanların..!!
diz kapaklarıma kadar batmışken sevdaya , alnımı aklamadın ya,,
giderken yıldızları da alsaydın ya yanına....................
dün, şeytanların mabedinde alnından vurulmş vefa...
peki, gönül nabetlerimize bu na’kıs putları diken kiiimm..!!
mahvoluyorum , isminin nakaratları beynimin derinliklerinde ellerini kollarını sallayarak dolandıkça..dudaklarında hala benliğime tenezzülsüz bir ıslık, parmak aralarında bir tesbih, ömrümün özetinden yapılma..
kaç kere başa çektin beni hatırlasana..!
beni tanırsın;
hangi vakit hicranını sürse yüreğime bu kentte esintiler, öperim dudağından rüzgarının.. içimi gelgitledikçe arsız arsız maviliğin, gün ışığına çıkar derinliklerimde sırlananlarım.
şimdi bir hasret boyu cesaret mi dileniyorsun, kendimin fakiriyken.......
güya bakmaların bedava, elalığına paslı sürmeler sürmelenmişken..?!
seni tanırım ben gesim..
şimdi gölgesi düştükçe yavaş yavaş içine vasat vurgunluklarının, göz çukurlarında mezeler hazırlarsın kızılca ihanetlerden..!!
ahh gesim.........hiçbir vakit hoş görünmedi aşk size..çünkü kendinize varmak için kayıpsınız nicedir, şaşalı yalnızlıklar lobisinde..
bari bu kentin maskeli balosunda
pembe lensler takınız bayım..!!
bu maskeli baloda,,
pembe lens..