06-08-2010, Saat: 11:53 PM
13 Haziran Pazar günü mübarek Üç Aylar başlıyor. Bu vesileyle Gülistan Dergisi olarak okurlarımızın mübarek üç aylarını tebrik eder tüm mümin kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını Allahu Zülcelal’den niyaz ederiz.
Hayır ve sevap harmanı
İslâm'ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylar; Recep Şaban ve Ramazan ayları dini ifadesi ile üç aylar ‘Şuhur-u Selase’ diye de ifade edilir.
Bu aylar ve diğer dokuz ayın süreleri ayın hareketlerine göre belirlenmektedir. Bu ayların Müminlerin kalplerinde önemli bir yere sahip olmasının sebebi Hz. Peygamber (sav)'in bu ayları övmüş olması ve bunun kıymetinin bilinerek değerlendirilmesinin af mağfiret rahmet ve daha pek çok manevî nimete vesile olacağını ümmetine haber vermesidir.
Resûlullah (sav) Efendimiz bir hadisi şerifinde: “Recep Allah'ın ayı Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurmuştur. Burada Recep ayının Allahu Zülcelal’e nisbet edilmesi bu ayın şerefine işaret içindir. Aslında bütün aylar ve yıllar bütün varlıklar ve insanlar yaratılmış her şey Allah-u Teala’nındır.
Başka zamanlarda okunan her bir Kur'ân harfi için on sevap yazılmaktadır. Receb ayında bu sevap yüz olarak yazılır Şaban'da üç yüzü aşar Ramazan'da bine çıkar. Cuma gecelerinde binleri bulur. Kadir Gecesinde de otuz bine ulaştığını düşünürsek üç aylardaki mübarek vakitlerin ahiret ticareti bakımından ne kadar kıymetli bir fırsat olduğunu anlayabiliriz.
Allah’ın rızasına elde etmeye düşkün ve ahirette ne olacağını başına nelerin gelebileceğini merak edenler gelmekte olan bu üç ayların kıymetini bilmeli ve en iyi şekilde değerlendirmenin yollarını aramalıdır.
Buna karşılık üç ayların fazilet ve kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler herkesin istifadesine açık tutulan çok kârlı bir ticaret imkânından mahrum kalmışlar demektir. Bu kimseler aynı imkânı tekrar ele geçirebilmek için bir yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır.
İşte üç ayların ve bu aylardaki mübarek gecelerin büyük bir coşkunlukla ihya edilmesi bu bakımdan da önem kazanıyor. Çünkü bunlar şeâirdendir İslâm’ın sembolü ve alâmetlerindedir.
Bu açıdan şeâirin duyurulmasında hem İslâm’ın izzet ve şerefinin gösterilmesi hem de İslâm’ın manasından uzak yaşayan insanlara örnek olunması gibi büyük hikmetler vardır.
İhsanlar gecesi: Regaip Kandili
Recep ayının ilk cuma gecesine denk düşen gece Regâib Gecesi'dir. Bu sene 13 Haziran Pazar günü Receb Ayı’nın başlaması ile Mübarek üç aylara giriyoruz. İşte hemen ertesi gün yani 14 Haziran’da da Regaib kandili ile şerefleniyoruz.
Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. “Herhangi bir şeyi istemek arzulamak ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek” demektir.
Allah-u Tealâ bu mübarek gecede müminlere ‘ragibet’ler (ihsanlar ikramlar) yapar. Bu geceyi ibadet ederek değerlendirip hakkını vererek hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur namaz oruç sadaka gibi ibadetlere sayısız sevaplar verilir.
Regaib Gecesi’ni ibadetle geçirmeli kazası olan hiç değilse bir günlük kaza namazı kılarak Allah-u Zülcelal’in rahmetine talip olmaya çalışmalıdır. Kazası olmayan da nafile namaz kılabilir Kur’an-ı kerim okuyabilir zikirle salatu selamla geceyi ihya edebilir.
Özellikle bu gece tövbe istiğfarı unutmamalı gafletle geçen günler için gözyaşı dökmeye çalışmalıdır.
Oruçla karşılayalım
Unutanlara hatırlatma olması açısından başka önemli bir konu da; bir gün evvelinden oruçla regaibi karşılamaya çalışmaktır. Yani Pazartesi günü günü oruç tutup gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Hem oruçla yumuşayan kalpler daha kolay ağlayabilirler.
Zünnun-i Mısri (ks) şöyle der: “Recep tohum ekme Şaban sulama Ramazan ise hasat ayıdır.”
Receb ayına girmekle hayır tohumlarının ekilip biçildiği bir ibadet ve taat mevsimine başlamış oluyoruz. Elbette amel olarak da bu ayda oruç tutmanın bir ayrıcalığı olacaktır. Zaten üç ayların içinde bulunan Ramazan ayında oruç tutmak her müslümana farzdır. Receb ayında oruç tutmak da faziletlidir. Yine unutmamak gerekir ki; Allah için Allah korkusu için ağlayanlara cehennem haram kılınmıştır. Akıtılan gözyaşları bir kurtuluş vesilesi afv-u mağfiret edilmenin büyük bir müjdesidir.
Enes (ra)'den rivayet edilen hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Receb'in ilk cuma gecesinde uyanık ol. O geceyi gafletle geçirme. Zira o gecenin üçte biri geçtiğinde yer ve gök melekleri Kâbe-i Muazzama ve havalisinde toplanırlar. Allah-u Teâlâ meleklerin toplantısı üzerine: ‘Ey meleklerim! Ne istiyorsunuz?’ diye sorar. Melekler: ‘Ya Rabbi! Senden istediğimiz ve temennimiz Receb'in oruçlularının günahlarını bağışlamandır’ derler. Allah-u Zülcelal de: ‘Receb'in oruçlularını affettim’ buyurur.”
İşte bu noktada yine kendimize yönelip şöyle seslenelim: “Ey Nefsim! Bu gecede melekler dahi yeryüzündeki kullar için af ve mağfiret dilerken bizim bu gecelerdeki fırsatları kaçırmamız doğru olur mu? Melekler dahi bizim için bu gece dua edip Allahu Zülcelal kabul ederken eğer biz de samimi bir kalp ve pişmanlıkla Allahu Zülcelal'e bu gece yönelirsek bizi de affedecektir. Bu fırsatı bir ganimet bilerek bu geceyi değerlendirmenin yollarına başvuralım.”
GÜLİSTAN
Hayır ve sevap harmanı
İslâm'ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylar; Recep Şaban ve Ramazan ayları dini ifadesi ile üç aylar ‘Şuhur-u Selase’ diye de ifade edilir.
Bu aylar ve diğer dokuz ayın süreleri ayın hareketlerine göre belirlenmektedir. Bu ayların Müminlerin kalplerinde önemli bir yere sahip olmasının sebebi Hz. Peygamber (sav)'in bu ayları övmüş olması ve bunun kıymetinin bilinerek değerlendirilmesinin af mağfiret rahmet ve daha pek çok manevî nimete vesile olacağını ümmetine haber vermesidir.
Resûlullah (sav) Efendimiz bir hadisi şerifinde: “Recep Allah'ın ayı Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurmuştur. Burada Recep ayının Allahu Zülcelal’e nisbet edilmesi bu ayın şerefine işaret içindir. Aslında bütün aylar ve yıllar bütün varlıklar ve insanlar yaratılmış her şey Allah-u Teala’nındır.
Başka zamanlarda okunan her bir Kur'ân harfi için on sevap yazılmaktadır. Receb ayında bu sevap yüz olarak yazılır Şaban'da üç yüzü aşar Ramazan'da bine çıkar. Cuma gecelerinde binleri bulur. Kadir Gecesinde de otuz bine ulaştığını düşünürsek üç aylardaki mübarek vakitlerin ahiret ticareti bakımından ne kadar kıymetli bir fırsat olduğunu anlayabiliriz.
Allah’ın rızasına elde etmeye düşkün ve ahirette ne olacağını başına nelerin gelebileceğini merak edenler gelmekte olan bu üç ayların kıymetini bilmeli ve en iyi şekilde değerlendirmenin yollarını aramalıdır.
Buna karşılık üç ayların fazilet ve kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler herkesin istifadesine açık tutulan çok kârlı bir ticaret imkânından mahrum kalmışlar demektir. Bu kimseler aynı imkânı tekrar ele geçirebilmek için bir yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır.
İşte üç ayların ve bu aylardaki mübarek gecelerin büyük bir coşkunlukla ihya edilmesi bu bakımdan da önem kazanıyor. Çünkü bunlar şeâirdendir İslâm’ın sembolü ve alâmetlerindedir.
Bu açıdan şeâirin duyurulmasında hem İslâm’ın izzet ve şerefinin gösterilmesi hem de İslâm’ın manasından uzak yaşayan insanlara örnek olunması gibi büyük hikmetler vardır.
İhsanlar gecesi: Regaip Kandili
Recep ayının ilk cuma gecesine denk düşen gece Regâib Gecesi'dir. Bu sene 13 Haziran Pazar günü Receb Ayı’nın başlaması ile Mübarek üç aylara giriyoruz. İşte hemen ertesi gün yani 14 Haziran’da da Regaib kandili ile şerefleniyoruz.
Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. “Herhangi bir şeyi istemek arzulamak ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek” demektir.
Allah-u Tealâ bu mübarek gecede müminlere ‘ragibet’ler (ihsanlar ikramlar) yapar. Bu geceyi ibadet ederek değerlendirip hakkını vererek hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur namaz oruç sadaka gibi ibadetlere sayısız sevaplar verilir.
Regaib Gecesi’ni ibadetle geçirmeli kazası olan hiç değilse bir günlük kaza namazı kılarak Allah-u Zülcelal’in rahmetine talip olmaya çalışmalıdır. Kazası olmayan da nafile namaz kılabilir Kur’an-ı kerim okuyabilir zikirle salatu selamla geceyi ihya edebilir.
Özellikle bu gece tövbe istiğfarı unutmamalı gafletle geçen günler için gözyaşı dökmeye çalışmalıdır.
Oruçla karşılayalım
Unutanlara hatırlatma olması açısından başka önemli bir konu da; bir gün evvelinden oruçla regaibi karşılamaya çalışmaktır. Yani Pazartesi günü günü oruç tutup gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Hem oruçla yumuşayan kalpler daha kolay ağlayabilirler.
Zünnun-i Mısri (ks) şöyle der: “Recep tohum ekme Şaban sulama Ramazan ise hasat ayıdır.”
Receb ayına girmekle hayır tohumlarının ekilip biçildiği bir ibadet ve taat mevsimine başlamış oluyoruz. Elbette amel olarak da bu ayda oruç tutmanın bir ayrıcalığı olacaktır. Zaten üç ayların içinde bulunan Ramazan ayında oruç tutmak her müslümana farzdır. Receb ayında oruç tutmak da faziletlidir. Yine unutmamak gerekir ki; Allah için Allah korkusu için ağlayanlara cehennem haram kılınmıştır. Akıtılan gözyaşları bir kurtuluş vesilesi afv-u mağfiret edilmenin büyük bir müjdesidir.
Enes (ra)'den rivayet edilen hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Receb'in ilk cuma gecesinde uyanık ol. O geceyi gafletle geçirme. Zira o gecenin üçte biri geçtiğinde yer ve gök melekleri Kâbe-i Muazzama ve havalisinde toplanırlar. Allah-u Teâlâ meleklerin toplantısı üzerine: ‘Ey meleklerim! Ne istiyorsunuz?’ diye sorar. Melekler: ‘Ya Rabbi! Senden istediğimiz ve temennimiz Receb'in oruçlularının günahlarını bağışlamandır’ derler. Allah-u Zülcelal de: ‘Receb'in oruçlularını affettim’ buyurur.”
İşte bu noktada yine kendimize yönelip şöyle seslenelim: “Ey Nefsim! Bu gecede melekler dahi yeryüzündeki kullar için af ve mağfiret dilerken bizim bu gecelerdeki fırsatları kaçırmamız doğru olur mu? Melekler dahi bizim için bu gece dua edip Allahu Zülcelal kabul ederken eğer biz de samimi bir kalp ve pişmanlıkla Allahu Zülcelal'e bu gece yönelirsek bizi de affedecektir. Bu fırsatı bir ganimet bilerek bu geceyi değerlendirmenin yollarına başvuralım.”
GÜLİSTAN