06-09-2010, Saat: 02:21 PM
BM verilerine göre her yıl yaklaşık 2 milyon kız çocuğu sünnet nedeniyle hayatını kaybetme tehlikesi yaşıyor(Kadın sünneti ‘’Afrika ülkelerinde kadınlığa atılan ilk adım'’ olarak tanıtılıyor)…
Kız çocukları sünnet ediliyor! Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre dünyada her yıl 130 milyon kadın ve kız çocuğu sünnet ediliyor bunlardan yaklaşık 2 milyonu hayatı tehlikeye yaşıyor
Stockholm Rinkeby Belediyesi’nde Kadın Çalışmaları Merkezi’nde danışmanlık yapan ve Uçan Süpürge İsveç Sorumlusu olan Tülin Uygur kadın sünneti geleneğinin yaygın olarak Afrika kıtasının orta bölümünde bulunan 30 ülkede görüldüğünü belirttiBu bölgedeki kadınların yüzde 72’sinin diğer Afrika ülkelerindeki bazı etnik gruplardaki veya kabilelerdeki kadınların ise yüzde 18’inin sünnetli olduğunu dile getiren Uygur Umman Yemen Birleşik Arap Emirliği Endonezya Malezya ve Kuzey Irak’taki bazı Kürt bölgelerindede daha az olmakla birlikte sünnet geleneğine rastlandığını söyledi
Kız çocukları sünnet ediliyor! Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre dünyada her yıl 130 milyon kadın ve kız çocuğu sünnet ediliyor bunlardan yaklaşık 2 milyonu hayatı tehlikeye yaşıyor
Stockholm Rinkeby Belediyesi’nde Kadın Çalışmaları Merkezi’nde danışmanlık yapan ve Uçan Süpürge İsveç Sorumlusu olan Tülin Uygur kadın sünneti geleneğinin yaygın olarak Afrika kıtasının orta bölümünde bulunan 30 ülkede görüldüğünü belirttiBu bölgedeki kadınların yüzde 72’sinin diğer Afrika ülkelerindeki bazı etnik gruplardaki veya kabilelerdeki kadınların ise yüzde 18’inin sünnetli olduğunu dile getiren Uygur Umman Yemen Birleşik Arap Emirliği Endonezya Malezya ve Kuzey Irak’taki bazı Kürt bölgelerindede daha az olmakla birlikte sünnet geleneğine rastlandığını söyledi
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 1975 yılından sonra kadın sünnetini incelemeye başladığını belirten Tülin Uygur Avrupa’nın ise 1980’den sonra Afrika’dan gelen göçler nedeniyle bu soruna ilgisinin arttığını vurguladı Bu ülkelerden gelen göçmenlerin[/url] kadın sünnetini Avrupa Kanada Amerika Yeni Zelanda ve Avustralya’ya taşıdığını ifade eden Uygur bundan sonra kadın sünnetinin kadınlara yönelik şiddetin en uç uygulamalarından biri olarak tüm dünyayı ilgilendiren bir sorun olmayadevam ettiğini vurguladı
Tülin Uygur “BM verilerine göre dünyada her yıl 130 milyon kadın ve kız çocuğu sünnet oluyorAyrıca yaklaşık her yıl 2 milyon kız çocuğu sünnet nedeniyle hayatını kaybetme tehlikesi içinde yaşıyor” dedi
KADIN SÜNNETİNİN KÖKENİ
Mısır’da yapılan arkeolojik kazılarda bazı kadın mumyaların sünnetli olduğunun belirlendiğini kadın sünnetinin MÖ 1600’lü yıllardan kalan duvar resimlerinde de detaylı şekilde tasvir edildiğini belirtti
Bu verilerin kadın sünnetinin çok eski çağlara dayandığının kanıtı olduğunu kaydeden Uygur sünnetin Afrika’da Hıristiyan Müslüman Musevilerin yanı sıra tek tanrılı olmayan dinlere inanan gruplarda da yoğun olarak uygulanmasının geleneğin tarihinin tek tanrılı dinlerden daha eski olduğunu gösterdiğini kaydetti
ÇOCUK SAYISI KADAR SÜNNET
Uygur Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre kadın sünnetinin delme dağlama kazıma vajinanın içine kanamaya yol açacak çeşitli bitkiler yerleştirme gibi şekillerde uygulandığını belirtti Cibuti[url=http://www.duygusuz.com/cikis.php?url=http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif] Somali ve Sudan’da ise kadınların yüzde 98’inin sünnetin en ağır şekli olan “firavun yöntemi-infibulation” ile sünnet edildiğini bildiren Uygur ayrıca Mısır’ın güneyi Eritre Etiyopya Gambia Çad Kenya ve Mali’nin bazı bölgelerinde de bu tür sünnetin uygulandığını kaydetti Uygur firavun yönteminde kadınların her doğum sonrası yeniden sünnet edildiğini doğurdukları çocuk sayısı kadar sünnet olduğunu aynı acıları defalarca aynı yoğunlukta yaşamak zorunda kaldıklarını dile getirdi
“SÜNNETLİ KIZLARIN STATÜLERİ YÜKSELİYOR”
Sünnet yaşının bölgelere göre değiştiğini ifade eden Uygur Etiyopya ve Nijerya’da kız bebeklerin 8 günlükken Mısır’da 3-8 Sudan’da 5-8 Somali’de 4-10 ve diğer pek çok ülkede ise 13-15 yaşları arasında sünnetin yapıldığını kaydetti
Sünnetin genital bölge uyuşturulmadan bıçak traş bıçağı keskin cam parçaları ve keskin teneke kenarları kullanılarak yapıldığını anlatan Uygur yaranın tutturulmasında ise ağaç dikenleri kemik çiviler iğne hayvan kılları ve deriden elde edilen ipliğin kullanıldığını kaydetti
Uygur kadının sünnet edilmesinin “büyümenin” ve “kadınlığa atılan ilk adımın gereği” olarak tanıtıldığını ifade ederek “Sünnet olan kızlara hediyeler ve elbiseler sunulurAz çığlık atan kızlar herkesin beğenisini ve takdirini alırken çok çığlık atan kızlar hem acıları hem de utançlarıyla başbaşa bırakılırAncak sonuçta sünnetli kızların genel olarak çevrelerinde statüleri yükselirEvlenmeleri garanti altına alınır” dedi
Sünnetle birlikte sağlık sorunlarının da başladığını anlatan Uygur uyuşturulmadan ve steril olmayan araçlarla yapılan müdahalenin hemen ardından kan kaybına bağlı şok kansızlık kan zehirlenmesi enfeksiyonlar idrar yaparken yaranın yanması gibi sorunların ortaya çıktığını ifade etti
Tülin Uygur gelişmiş ülkelerin Afrika’nın sadece yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla ilgilenmesinin bazı misyoner grupların da olayısadece “antropolojik boyutlarıyla” incelemesinin sorunun göz ardı edilmesine yol açtığını belirtildi
Tülin Uygur “BM verilerine göre dünyada her yıl 130 milyon kadın ve kız çocuğu sünnet oluyorAyrıca yaklaşık her yıl 2 milyon kız çocuğu sünnet nedeniyle hayatını kaybetme tehlikesi içinde yaşıyor” dedi
KADIN SÜNNETİNİN KÖKENİ
Mısır’da yapılan arkeolojik kazılarda bazı kadın mumyaların sünnetli olduğunun belirlendiğini kadın sünnetinin MÖ 1600’lü yıllardan kalan duvar resimlerinde de detaylı şekilde tasvir edildiğini belirtti
Bu verilerin kadın sünnetinin çok eski çağlara dayandığının kanıtı olduğunu kaydeden Uygur sünnetin Afrika’da Hıristiyan Müslüman Musevilerin yanı sıra tek tanrılı olmayan dinlere inanan gruplarda da yoğun olarak uygulanmasının geleneğin tarihinin tek tanrılı dinlerden daha eski olduğunu gösterdiğini kaydetti
ÇOCUK SAYISI KADAR SÜNNET
Uygur Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre kadın sünnetinin delme dağlama kazıma vajinanın içine kanamaya yol açacak çeşitli bitkiler yerleştirme gibi şekillerde uygulandığını belirtti Cibuti[url=http://www.duygusuz.com/cikis.php?url=http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif] Somali ve Sudan’da ise kadınların yüzde 98’inin sünnetin en ağır şekli olan “firavun yöntemi-infibulation” ile sünnet edildiğini bildiren Uygur ayrıca Mısır’ın güneyi Eritre Etiyopya Gambia Çad Kenya ve Mali’nin bazı bölgelerinde de bu tür sünnetin uygulandığını kaydetti Uygur firavun yönteminde kadınların her doğum sonrası yeniden sünnet edildiğini doğurdukları çocuk sayısı kadar sünnet olduğunu aynı acıları defalarca aynı yoğunlukta yaşamak zorunda kaldıklarını dile getirdi
“SÜNNETLİ KIZLARIN STATÜLERİ YÜKSELİYOR”
Sünnet yaşının bölgelere göre değiştiğini ifade eden Uygur Etiyopya ve Nijerya’da kız bebeklerin 8 günlükken Mısır’da 3-8 Sudan’da 5-8 Somali’de 4-10 ve diğer pek çok ülkede ise 13-15 yaşları arasında sünnetin yapıldığını kaydetti
Sünnetin genital bölge uyuşturulmadan bıçak traş bıçağı keskin cam parçaları ve keskin teneke kenarları kullanılarak yapıldığını anlatan Uygur yaranın tutturulmasında ise ağaç dikenleri kemik çiviler iğne hayvan kılları ve deriden elde edilen ipliğin kullanıldığını kaydetti
Uygur kadının sünnet edilmesinin “büyümenin” ve “kadınlığa atılan ilk adımın gereği” olarak tanıtıldığını ifade ederek “Sünnet olan kızlara hediyeler ve elbiseler sunulurAz çığlık atan kızlar herkesin beğenisini ve takdirini alırken çok çığlık atan kızlar hem acıları hem de utançlarıyla başbaşa bırakılırAncak sonuçta sünnetli kızların genel olarak çevrelerinde statüleri yükselirEvlenmeleri garanti altına alınır” dedi
Sünnetle birlikte sağlık sorunlarının da başladığını anlatan Uygur uyuşturulmadan ve steril olmayan araçlarla yapılan müdahalenin hemen ardından kan kaybına bağlı şok kansızlık kan zehirlenmesi enfeksiyonlar idrar yaparken yaranın yanması gibi sorunların ortaya çıktığını ifade etti
Tülin Uygur gelişmiş ülkelerin Afrika’nın sadece yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla ilgilenmesinin bazı misyoner grupların da olayısadece “antropolojik boyutlarıyla” incelemesinin sorunun göz ardı edilmesine yol açtığını belirtildi