06-09-2010, Saat: 10:16 PM
Bugün yaşayan tüm karıncaların toplam ağırlığı yaşayan tüm insanların ağırlığından daha fazladır.
Karıncalar kendi vücut ağırlıklarının 20 katını kaldırabilirler. 35 kg. ağırlığında ve 10 yaşındaki bir çocuğun; bir karınca kadar güçlü olabilmesi için 700 kg. kaldırması gerekir.
Dünya üzerinde 35 bin karınca türü mevcuttur.
Çoğu karınca türü sıcak iklimlerde yaşar.
Yaklaşık 9. 500 karınca türü bilinmektedir. Bilim adamları bunun yaklaşık iki katının henüz keşfedilmeyi beklediğine inanmaktadır.
Tüm böcekler arasında en büyük beyin karıncanınkidir.
Bir karıncanın ortalama ömrü 45 ila 60 gündür.
Bir karıncanın beyninde yaklaşık 250 bin beyin hücresi bulunur. Bir insanın beyninde 10 bin milyon beyin hücresi mevcuttur. Dolayısıyla 40 bin karıncalık bir koloninin beyin hücresi toplamı bir insanınkine denktir.
Bazı karıncalar günde yedi saat uyur.
Bir karıncanın dışı sert kabuktandır buna dış iskelet adı da verilir.
En büyük karıncanın uzunluğu 254 cm dir.
En küçük karınca 0.1 mm dir.
Bir karınca kolonisinin nüfusu yüz binlerden milyarlara varabilir.
Karıncalar sadece dokunmak değil koku almak için de antenlerini kullanırlar.
Karıncaların akciğeri yoktur. Oksijen vücutlarına tüm bedene yayılmış küçük deliklerden girer; karbondioksit de aynı deliklerden çıkar.
Tüm böcekler gibi karıncaların da altı bacağı vardır.
Karıncalar gri kırmızı kahverengi siyah sarı mavi ya da mor olabilirler.
Karıncanın vücudu üç bölümden oluşur: Kafa göğüs(gövde) ve karın (kuyruk kısmı).
Karıncalar koloni denen büyük gruplar hâlinde yaşarlar. Her karıncanın kolonide belirli bir görevi vardır.
İşçi karıncalar yuvadan çöpü alıp dışarıya özel çöplüğe taşımakla görevlidirler.
İşçi karıncalar dişidir. Koloninin çoğunluğunu dişi karıncalar oluşturur.
Köle-Yapıcı karıncalar başka karıncaların yuvalarına saldırır ve yumurtalarını çalar. Bu yumurtalar kırılıp yavru karıncalar çıktığında kolonide köle olarak çalışırlar.
Kraliçe karıncaların doğduklarında kanatları vardır. Başka koloniler kurmak için uçup giderler; sonra kanatları düşer.
Kraliçe karınca 15 yıla kadar yaşayabilir ve bir kez çiftleşmesi gerekir.
Her karınca kolonisinin en az bir bazen de birden fazla Kraliçe'si vardır.
Ahşap karıncaları önemli yırtıcı böceklerdir ve geniş bir koloni oldukları takdirde günde binlerce böcek toplayabilirler.
Ahşap karıncaları düşmanını ağzını açarak tehdit ederler.
Normal şartlarda Marangoz karıncalar canlı ya da ölü ağaçlarda yuva yapıp kütükleri ya da ağaç gövdelerini çürütürler. Öte yandan yuvalarını evlere telefon direklerine ve diğer insan elinden çıkma ahşap yapılara da yapabilirler.
Yaprak-kesen karıncalar yağmur yağarken yaprak kesmezler ve keserken şiddetli yağmura maruz kalırlarsa yaprakları genellikle yuvanın dışında bırakırlar.
Petek karıncaları çorak mevsimlerde hayatta kalmak için kayda değer yöntemler geliştirmişlerdir. Yağmurlar sırasında bu karıncalar işçilerini su ve nektarla beslerler. Bu işçiler yiyecek fazlasını sindirim sistemlerinin kursak denen bölümünde depolarlar.
Karıncaların başlıca düşmanı insanlardır. Yuvalarını ve yaşam ortamlarını yok edip böcek ilaçlarıyla onları öldürüyor hatta bazı yerlerde onları yiyor.
Karıncalar 100 milyon yıldan uzun süredir Dünya üzerinde yaşamaktadır ve gezegenin her yerine yayılmış durumdadırlar.
Dünya'nın bilinen 100 milyon yıllık en yaşlı karıncası bir amberin içinde korunmuş şekilde bulunmuştur. Adı Sphecomyrma freyi olan ve eşek arısına benzeyen bu karınca Harvard Üniversitesi Zooloji müzesinde sergilenmektedir.
Pompei de ölen Roma generali ve bilgin Plinius(MS 23-79)(Pliny'nin amcası) Doğa Tarihi adlı ansiklopedisinde karıncaların insanlardaki şeker hastalığını teşhis ettiğini yazıyor: "İnsanlar idrarlarını karınca yuvasına bırakıyorlar ve karıncaların idrarı yuvalarına taşıyıp taşımadıklarını gözlüyorlar. Eğer karıncalar idrarı yuvalarına taşıyorlarsa kandaki şeker seviyesinin yüksek olduğu anlaşılıyor."
Güney Amerika'da yapılan antropoloji ve etnobiyoloji çalışmalarında yağmur ormanlarında yaşayan ilkel kabilelerin şeker hastalığını hala karıncalarla test ettikleri rapor ediliyor.
Karıncalar kendi vücut ağırlıklarının 20 katını kaldırabilirler. 35 kg. ağırlığında ve 10 yaşındaki bir çocuğun; bir karınca kadar güçlü olabilmesi için 700 kg. kaldırması gerekir.
Dünya üzerinde 35 bin karınca türü mevcuttur.
Çoğu karınca türü sıcak iklimlerde yaşar.
Yaklaşık 9. 500 karınca türü bilinmektedir. Bilim adamları bunun yaklaşık iki katının henüz keşfedilmeyi beklediğine inanmaktadır.
Tüm böcekler arasında en büyük beyin karıncanınkidir.
Bir karıncanın ortalama ömrü 45 ila 60 gündür.
Bir karıncanın beyninde yaklaşık 250 bin beyin hücresi bulunur. Bir insanın beyninde 10 bin milyon beyin hücresi mevcuttur. Dolayısıyla 40 bin karıncalık bir koloninin beyin hücresi toplamı bir insanınkine denktir.
Bazı karıncalar günde yedi saat uyur.
Bir karıncanın dışı sert kabuktandır buna dış iskelet adı da verilir.
En büyük karıncanın uzunluğu 254 cm dir.
En küçük karınca 0.1 mm dir.
Bir karınca kolonisinin nüfusu yüz binlerden milyarlara varabilir.
Karıncalar sadece dokunmak değil koku almak için de antenlerini kullanırlar.
Karıncaların akciğeri yoktur. Oksijen vücutlarına tüm bedene yayılmış küçük deliklerden girer; karbondioksit de aynı deliklerden çıkar.
Tüm böcekler gibi karıncaların da altı bacağı vardır.
Karıncalar gri kırmızı kahverengi siyah sarı mavi ya da mor olabilirler.
Karıncanın vücudu üç bölümden oluşur: Kafa göğüs(gövde) ve karın (kuyruk kısmı).
Karıncalar koloni denen büyük gruplar hâlinde yaşarlar. Her karıncanın kolonide belirli bir görevi vardır.
İşçi karıncalar yuvadan çöpü alıp dışarıya özel çöplüğe taşımakla görevlidirler.
İşçi karıncalar dişidir. Koloninin çoğunluğunu dişi karıncalar oluşturur.
Köle-Yapıcı karıncalar başka karıncaların yuvalarına saldırır ve yumurtalarını çalar. Bu yumurtalar kırılıp yavru karıncalar çıktığında kolonide köle olarak çalışırlar.
Kraliçe karıncaların doğduklarında kanatları vardır. Başka koloniler kurmak için uçup giderler; sonra kanatları düşer.
Kraliçe karınca 15 yıla kadar yaşayabilir ve bir kez çiftleşmesi gerekir.
Her karınca kolonisinin en az bir bazen de birden fazla Kraliçe'si vardır.
Ahşap karıncaları önemli yırtıcı böceklerdir ve geniş bir koloni oldukları takdirde günde binlerce böcek toplayabilirler.
Ahşap karıncaları düşmanını ağzını açarak tehdit ederler.
Normal şartlarda Marangoz karıncalar canlı ya da ölü ağaçlarda yuva yapıp kütükleri ya da ağaç gövdelerini çürütürler. Öte yandan yuvalarını evlere telefon direklerine ve diğer insan elinden çıkma ahşap yapılara da yapabilirler.
Yaprak-kesen karıncalar yağmur yağarken yaprak kesmezler ve keserken şiddetli yağmura maruz kalırlarsa yaprakları genellikle yuvanın dışında bırakırlar.
Petek karıncaları çorak mevsimlerde hayatta kalmak için kayda değer yöntemler geliştirmişlerdir. Yağmurlar sırasında bu karıncalar işçilerini su ve nektarla beslerler. Bu işçiler yiyecek fazlasını sindirim sistemlerinin kursak denen bölümünde depolarlar.
Karıncaların başlıca düşmanı insanlardır. Yuvalarını ve yaşam ortamlarını yok edip böcek ilaçlarıyla onları öldürüyor hatta bazı yerlerde onları yiyor.
Karıncalar 100 milyon yıldan uzun süredir Dünya üzerinde yaşamaktadır ve gezegenin her yerine yayılmış durumdadırlar.
Dünya'nın bilinen 100 milyon yıllık en yaşlı karıncası bir amberin içinde korunmuş şekilde bulunmuştur. Adı Sphecomyrma freyi olan ve eşek arısına benzeyen bu karınca Harvard Üniversitesi Zooloji müzesinde sergilenmektedir.
Pompei de ölen Roma generali ve bilgin Plinius(MS 23-79)(Pliny'nin amcası) Doğa Tarihi adlı ansiklopedisinde karıncaların insanlardaki şeker hastalığını teşhis ettiğini yazıyor: "İnsanlar idrarlarını karınca yuvasına bırakıyorlar ve karıncaların idrarı yuvalarına taşıyıp taşımadıklarını gözlüyorlar. Eğer karıncalar idrarı yuvalarına taşıyorlarsa kandaki şeker seviyesinin yüksek olduğu anlaşılıyor."
Güney Amerika'da yapılan antropoloji ve etnobiyoloji çalışmalarında yağmur ormanlarında yaşayan ilkel kabilelerin şeker hastalığını hala karıncalarla test ettikleri rapor ediliyor.