06-10-2010, Saat: 01:36 PM
Eskici dükkanı gibiyim hala aşka inanıyorum.
Bu yüzden beni anlamak için eski Türk filmlerine bakın.
Arkada yürüyen ve kameraya bakmayan insan benim.
Eskici dükkanında bulduğunuz her şey bir zamanlarda vardır. Ve ne anılar yaşamıştır. Ama zamanı gelince atılmıştır.
Ne komik, birinin attığı eski, bir diğerine yepyeni gelir oysa.
Eski aşklar nerede satılır?
Ve kim alır eski aşkları da kullanır.
Kim alır beni?
Kim aldı seni?
Bir meyhane köşesinde sessizce anılır eski aşklar. Ne kolaydır ayrılan bir insanın avutulması. Hemen kendisine rakı sunulur.insan başka kollarda avunur.
Ve sanılır ki artık mutludur.
Kolay mı bir aşk sona ermiş ve film kopmuştur. Haydi aslanım bak yeni insanlar var burada haydi atla yeni kollara…
Yüzeyseliz değil mi biz?
Hiçbir insanı tam anlamıyla sevemeyiz.
Öyle mi?
Bir başka insanın yastığında senin kokun yok. Çok kısa geldin ve nasıl olduysa gittin. Suçlu kim? Ben, sen, o? Biz, siz, onlar?
Ne bileyim ben.
Bildiğim tek şey o kokun. Hiç bir insanda olmayan o kokun. Sana sırtından sarıldığımda saçların ve kulaklarının arasından gelen o koku.
Yokluğunda her gün anlıyorum aslında sana nasıl aşık olduğumu. Mutfaktan gelen sesleri, dağınıklığımdan ettiğin şikayetleri ve o sıcak bedeninin bana sımsıkı sarıldığı anlardaki mutluluğumu.
Aslında gitmeni hiç istemedim. Evet sana git dedim. Ama her aşk bir parça tatile ihtiyaç duyar. Boğulduğumuz anlarda az da olsa uzak kalmalıydık. Bunu anlatmak istedim.
Sana gerçekten hiç…
“Git”
… demedim.
Zayıf yanlarımı biliyordun. Hep oradan vuruyordun. Bense kızıp sana bağırıyordum. Kızgınlıkla bakıp ağlıyordun kimi zaman. Seni ağlatmaktan nefret ediyordum. Her şeyini bırakıp benim yanımda olan seni ağlatmamam gerekiyordu. Benimdin. Benim insanımdın.
Ve işte oracıkta ağlıyordun.
Bir yandan da çorapları katlıyordun.
Kinle bana bakıyordu insan yanın. Kızıyordun. Sana göre sen, bana göre ben haklıydık.
Savaşmaktaydık.
Anlamıyorduk çünkü dinlemiyorduk. Belki de anlamak istemiyorduk.
Fonda şarkımız çalmıyordu. Çünkü hiç şarkımız olmamıştı bizim.
Sonra bir şarkımız olsun e mi?
Hoş şu an ne dinlesem sen varsın. Ama sen yoksun ya aslında, o yüzden şimdi gelsen beni sen bile avutamazsın.
Çok karışığım. Olayları hatırlamıyorum bile.
Sadece bir eskici dükkanı gibiyim artık. Kendime bile eskidim. Sen de sanırım attın beni bir başka kişiye, yeni olayım diye.
Olamadım.
Eski siyah beyaz filmlerde arkada yürüyen ve kameraya bakmayan insan benim.
Bu yüzden beni anlamak için eski Türk filmlerine bakın.
Arkada yürüyen ve kameraya bakmayan insan benim.
Eskici dükkanında bulduğunuz her şey bir zamanlarda vardır. Ve ne anılar yaşamıştır. Ama zamanı gelince atılmıştır.
Ne komik, birinin attığı eski, bir diğerine yepyeni gelir oysa.
Eski aşklar nerede satılır?
Ve kim alır eski aşkları da kullanır.
Kim alır beni?
Kim aldı seni?
Bir meyhane köşesinde sessizce anılır eski aşklar. Ne kolaydır ayrılan bir insanın avutulması. Hemen kendisine rakı sunulur.insan başka kollarda avunur.
Ve sanılır ki artık mutludur.
Kolay mı bir aşk sona ermiş ve film kopmuştur. Haydi aslanım bak yeni insanlar var burada haydi atla yeni kollara…
Yüzeyseliz değil mi biz?
Hiçbir insanı tam anlamıyla sevemeyiz.
Öyle mi?
Bir başka insanın yastığında senin kokun yok. Çok kısa geldin ve nasıl olduysa gittin. Suçlu kim? Ben, sen, o? Biz, siz, onlar?
Ne bileyim ben.
Bildiğim tek şey o kokun. Hiç bir insanda olmayan o kokun. Sana sırtından sarıldığımda saçların ve kulaklarının arasından gelen o koku.
Yokluğunda her gün anlıyorum aslında sana nasıl aşık olduğumu. Mutfaktan gelen sesleri, dağınıklığımdan ettiğin şikayetleri ve o sıcak bedeninin bana sımsıkı sarıldığı anlardaki mutluluğumu.
Aslında gitmeni hiç istemedim. Evet sana git dedim. Ama her aşk bir parça tatile ihtiyaç duyar. Boğulduğumuz anlarda az da olsa uzak kalmalıydık. Bunu anlatmak istedim.
Sana gerçekten hiç…
“Git”
… demedim.
Zayıf yanlarımı biliyordun. Hep oradan vuruyordun. Bense kızıp sana bağırıyordum. Kızgınlıkla bakıp ağlıyordun kimi zaman. Seni ağlatmaktan nefret ediyordum. Her şeyini bırakıp benim yanımda olan seni ağlatmamam gerekiyordu. Benimdin. Benim insanımdın.
Ve işte oracıkta ağlıyordun.
Bir yandan da çorapları katlıyordun.
Kinle bana bakıyordu insan yanın. Kızıyordun. Sana göre sen, bana göre ben haklıydık.
Savaşmaktaydık.
Anlamıyorduk çünkü dinlemiyorduk. Belki de anlamak istemiyorduk.
Fonda şarkımız çalmıyordu. Çünkü hiç şarkımız olmamıştı bizim.
Sonra bir şarkımız olsun e mi?
Hoş şu an ne dinlesem sen varsın. Ama sen yoksun ya aslında, o yüzden şimdi gelsen beni sen bile avutamazsın.
Çok karışığım. Olayları hatırlamıyorum bile.
Sadece bir eskici dükkanı gibiyim artık. Kendime bile eskidim. Sen de sanırım attın beni bir başka kişiye, yeni olayım diye.
Olamadım.
Eski siyah beyaz filmlerde arkada yürüyen ve kameraya bakmayan insan benim.