06-21-2010, Saat: 12:12 PM
Suç delisi bir aşkı avutuyorum şimdi.
Tırnak içine aldığım olmazlarına olur dedikten sonra başka hiçbir şeyi kalmadı heyecanın tükendi çok şeyi susarak anlatıyordu gözlerin ve yatağımda bileklerinden kestim nefesimi şimdi uykuya dalan kanama molalarında sana ulaşabiliyorsam ne olur bağışla; ellerin yasadışı bir sevdanın mirasıdır kelepçelerime.
Biliyorsun rengi mavi aşkımın mahşere yemin eden gözleridir sensizlik... Bağışla çöle dil olmuş bir gece indi denizimin üstüne yığılıp kaldım yazgıma dur diyemedim bıçak sırtı kaderime bağışla; esişinden asıyorum rüzgarı boynuna son kez birazdan boğazlanacak bir aşk var çünkü alnımda...
Aynada bıraktığım hükümsüz yüzümdü korkma...
Adıma küstüm yatağımda yorgunum emsalsiz bir yabancılık var benimle aramda çığlık atıyorum galiba içimde duymuyorum kimse duymasın diye de kapıyorum sıkıca ağzımı. Lal karanlığında sesim ama en çok seni buluyor yattığım yerden yüzümün çehresi pencerenden bakıyor boşluğuna andığım anların izleri gönlünün duvarlarında tozlanmış eski bir resim gibi asılı duruyor bak gücüm yetmiyor ecelden kaçıp gelmiş çocukluğumu anlatmaya kapı eşiğinde unutulmuş cılız bir yarın gibi duruyorum ve sen içimde küfürbaz katillerle pazarlık yapıyorsun.
Söyle hadi notaları silinmiş hüzzam bir şarkının ilk hecesini vur öldüremediğin aşkına...
Söyle sesinde intihar etmek bile bana şereftir gülüşün için...
Sana yürüyorum ardımdan adımlarımı topla...
Tırnak içine aldığım olmazlarına olur dedikten sonra başka hiçbir şeyi kalmadı heyecanın tükendi çok şeyi susarak anlatıyordu gözlerin ve yatağımda bileklerinden kestim nefesimi şimdi uykuya dalan kanama molalarında sana ulaşabiliyorsam ne olur bağışla; ellerin yasadışı bir sevdanın mirasıdır kelepçelerime.
Biliyorsun rengi mavi aşkımın mahşere yemin eden gözleridir sensizlik... Bağışla çöle dil olmuş bir gece indi denizimin üstüne yığılıp kaldım yazgıma dur diyemedim bıçak sırtı kaderime bağışla; esişinden asıyorum rüzgarı boynuna son kez birazdan boğazlanacak bir aşk var çünkü alnımda...
Aynada bıraktığım hükümsüz yüzümdü korkma...
Adıma küstüm yatağımda yorgunum emsalsiz bir yabancılık var benimle aramda çığlık atıyorum galiba içimde duymuyorum kimse duymasın diye de kapıyorum sıkıca ağzımı. Lal karanlığında sesim ama en çok seni buluyor yattığım yerden yüzümün çehresi pencerenden bakıyor boşluğuna andığım anların izleri gönlünün duvarlarında tozlanmış eski bir resim gibi asılı duruyor bak gücüm yetmiyor ecelden kaçıp gelmiş çocukluğumu anlatmaya kapı eşiğinde unutulmuş cılız bir yarın gibi duruyorum ve sen içimde küfürbaz katillerle pazarlık yapıyorsun.
Söyle hadi notaları silinmiş hüzzam bir şarkının ilk hecesini vur öldüremediğin aşkına...
Söyle sesinde intihar etmek bile bana şereftir gülüşün için...
Sana yürüyorum ardımdan adımlarımı topla...