06-29-2010, Saat: 12:44 AM
" İnsanın acısı dikenidir içinde yalnızca kendine batan .... "
"İşte bu diken kanattıkça ruhunuzu ilk olarak ayyaş bir yorgunluk karşılar sabahları güneş yerine sizi. Helede sıkıcı bir pazar günüyse yeni bahaneler ve sonlar üretemez olur ruhunuz. Yani bir nevi üretimhaneniz mühürlenmiş durumdadır artık ve hiç bir patlamaya müsade etmez ruhunuzda militan sözleriniz... İkinci olarak olarak tamir ettiğiniz ve cilaladığınız tüm aşklarınızın sizi sadece kendisi için istediği haberlerini alırsınız televizyonların ana haber bültenlerinden. Bilirsiniz ki az sonra atlatma bir haber olarak dile düşecektir aşklarınız. Sırf bu yüzden hiç sevmezsiniz reytingi yüksek aşklarınızı. Haberleri bitirir ve reklam arasına geçersiniz hayatınızın. Çünkü egolarınıza sponsor olmuş birileri hep var olacaktır artık...
"İnsanın acısı dikenidir içinde yalnızca kendine batan..."
İşte bu diken battıkça ruhunuza gerçek denen şeyin oyaladığınız kendinizde saklı olduğunu öğrenirsiniz yavaş yavaş ama kimseye söylemezsiniz bunu. Hem bunu bilmek için büyücü kocakarılara benliğinizi satmaya gerekte yoktur artık... Ağlamak ve sevgiyi yutkunmak için kendinize yalancıktan olan sevinçler yaratmaya başlarsınız zamanla . Yalancı sevinçlerinizden karşılıksız sevmeyi daha çok öğrenmek için rüşvet vermeye razı duruma gelmiş bulursunuz kendinizi ...
"İnsanın acısı dikenidir içinde yalnızca kendine batan..."
İşte bu diken öyle bir gerçeklikle durur ki ruhunuzda uzun cümlelerinizin sonunda hiç bir şeyi anlatamadığınız gerçeği suratınıza bir tokat gibi vururcanınızı yakar... Aşkın içinde oluşturduğunuz gölgeler sizi takip eder...
Bu takipten ve ruhunuzda ki dikenlerden kurtulmak için geriye tek bir şansınız kalmıştır artık. İçinizde biriktirmeniz acınızıhüznünü ve beklemektir o şans. Yüzyıllar sürse de beklemelisinizdir artık. Siz direndikçe ruhunuza batan bu acıya ve var oldukçakarşı koydukça gölgelerinizsevgi yüklü bulutlarınızgökkuşağınızın renkleri de var olacaktır... Eğer buna dayanabilirseniz tutmaya başlar direncinizin ve aşkınızın mayası. Direndikçe içinizdeki kederlerinhüzünlerinacıların nasıl aşka mayalaşacağını görmeye başlarsınız. Tıpkı sütün yoğurdaüzümün şarabaanne-sonun rakıyamayanın ekmege dönüştügünü gibi ...Yeter ki bekleyin ve isteyin...
Şayet direnemezseniz buna sonsuza kadar kanatacaktır aşkın ve ruhunuzun dikeni sizi..
"-Peki sen ne yapacaksın? derseniz" sadece dua edebilirim size altın kanatlı melekler ellerinizden tutsun kuşlar size sevgi taşısınmelekler yüreğinizden öpsün diye. Ha unutmadan birde bu direncinizin ve yaptıklarınızın güzelliğitemizliğidoğruluğuonurluluğu size bu dikenlerini batıran aşklarınızı size hayran bıraktıracaktır söylemedi demeyin."
"İşte bu diken kanattıkça ruhunuzu ilk olarak ayyaş bir yorgunluk karşılar sabahları güneş yerine sizi. Helede sıkıcı bir pazar günüyse yeni bahaneler ve sonlar üretemez olur ruhunuz. Yani bir nevi üretimhaneniz mühürlenmiş durumdadır artık ve hiç bir patlamaya müsade etmez ruhunuzda militan sözleriniz... İkinci olarak olarak tamir ettiğiniz ve cilaladığınız tüm aşklarınızın sizi sadece kendisi için istediği haberlerini alırsınız televizyonların ana haber bültenlerinden. Bilirsiniz ki az sonra atlatma bir haber olarak dile düşecektir aşklarınız. Sırf bu yüzden hiç sevmezsiniz reytingi yüksek aşklarınızı. Haberleri bitirir ve reklam arasına geçersiniz hayatınızın. Çünkü egolarınıza sponsor olmuş birileri hep var olacaktır artık...
"İnsanın acısı dikenidir içinde yalnızca kendine batan..."
İşte bu diken battıkça ruhunuza gerçek denen şeyin oyaladığınız kendinizde saklı olduğunu öğrenirsiniz yavaş yavaş ama kimseye söylemezsiniz bunu. Hem bunu bilmek için büyücü kocakarılara benliğinizi satmaya gerekte yoktur artık... Ağlamak ve sevgiyi yutkunmak için kendinize yalancıktan olan sevinçler yaratmaya başlarsınız zamanla . Yalancı sevinçlerinizden karşılıksız sevmeyi daha çok öğrenmek için rüşvet vermeye razı duruma gelmiş bulursunuz kendinizi ...
"İnsanın acısı dikenidir içinde yalnızca kendine batan..."
İşte bu diken öyle bir gerçeklikle durur ki ruhunuzda uzun cümlelerinizin sonunda hiç bir şeyi anlatamadığınız gerçeği suratınıza bir tokat gibi vururcanınızı yakar... Aşkın içinde oluşturduğunuz gölgeler sizi takip eder...
Bu takipten ve ruhunuzda ki dikenlerden kurtulmak için geriye tek bir şansınız kalmıştır artık. İçinizde biriktirmeniz acınızıhüznünü ve beklemektir o şans. Yüzyıllar sürse de beklemelisinizdir artık. Siz direndikçe ruhunuza batan bu acıya ve var oldukçakarşı koydukça gölgelerinizsevgi yüklü bulutlarınızgökkuşağınızın renkleri de var olacaktır... Eğer buna dayanabilirseniz tutmaya başlar direncinizin ve aşkınızın mayası. Direndikçe içinizdeki kederlerinhüzünlerinacıların nasıl aşka mayalaşacağını görmeye başlarsınız. Tıpkı sütün yoğurdaüzümün şarabaanne-sonun rakıyamayanın ekmege dönüştügünü gibi ...Yeter ki bekleyin ve isteyin...
Şayet direnemezseniz buna sonsuza kadar kanatacaktır aşkın ve ruhunuzun dikeni sizi..
"-Peki sen ne yapacaksın? derseniz" sadece dua edebilirim size altın kanatlı melekler ellerinizden tutsun kuşlar size sevgi taşısınmelekler yüreğinizden öpsün diye. Ha unutmadan birde bu direncinizin ve yaptıklarınızın güzelliğitemizliğidoğruluğuonurluluğu size bu dikenlerini batıran aşklarınızı size hayran bıraktıracaktır söylemedi demeyin."