içimdeki onca kaLabaLığa rağmen yaLnızım
...
Meğer ne çokmuşsun bende Sen gittiğini sandın değiL mi?
Ben de öyle sanmıştım
Ama hayır
Her şeyinle kalmışsın, giden sadece bedenin olmuş Ruhun bende kalmış, gözlerin bende
Hasretin bende kalmış, özlemin bende Sen bende kalmışsın,
ben yalnızlığın içinde
Gözlerinin karasında şimdi gecelerim
Susuşlarının sessizliğinde hayallerim Sessiz çığlıklar biriktiriyor yüreğim
Yağmura inat akıyor gözyaşlarım
Engel olamıyorum, engel olmak istemiyorum Yüreğimdeki bulutların resmidir onlar Onlar katıksız bir sevdanın isimsiz şahitleridir
Dokunamam ki onlara Onlar, bana senden tek hatıra
Yağmur yağıyor bugün yine Yüreğimin en kuytu köşelerine vuruyor damlaları
Sen de böyle bir günde gitmiştin
Yine yağmur yağıyordu, yağmura karışıyordu gözyaşlarım
Sen anlamıyordun sevgili Yüreğimden akanları yağmur sanıyordun Bir sevda daha yağmura karışıyordu ve damla damla eriyordu aşk
Gözlerimizin önünde bir bitiş sahneleniyordu ve son perdeyi oynuyorduk ikimiz
Peki ama neden bu kadar zordu "HoşçakaL" demek[SIZE=4]?
[/SIZE]Zordu ; çünkü senden sonra "Hoşça" kalmak mümkün müydü sevgili, mümkün müydü?
Sen yüreğimde, yüreğim avuçlarımda şimdi Yaşanmamış zamanlar, can çekişen umutlar kaldı bu sevdadan geriye
Şimdi gitmelerin ve bitmelerin mevsimi
Yüreğimi alıp gidiyorum ben deYalnızlığımı da yoldaş yapıyorum kendime
Nereye mi?
Yağmurların hiç durmadan yağdığı en uzak sahiller Belki , belki oralarda, bu sevdanın şahitleri, yağmura anlatırlar sevdamı, benim sana anLatamadıkLarımı.
Gece tüm kasvetiyle çökerken şehre,tek birşeyi aradım dünyamı anlatmak için…ayaz gözlerini…
bakarken hayallere daldığım,yeri geldiğinde içlerinde kaybolduğum ayaz gözlerini…
kimseye bakmasın diye dualar ettiğim,bakarsa kör olsun dediğim…
zamanı geldi eridiğim,zamanı geldi bakarken üşüdüğüm…
ama hiç bir zaman vazgeçemediğim ayaz gözlerini aradım sadece…
ne güneş yetiyordu gündüzlerimi aydınlatmaya,ne gecelerime ay ve yıldızlar…
sadece o gözler,o ayaz gözlerdi tüm dünyamın ışığı…
gecelerin soğunda sığındığım bir ana kcağıydı onlar…
baktığım heryerde ışıl ışıl parlayan,bana yol gösteren ayaz gözlerini aradım…
yolları uzak eden,yolları yakın eden,,,gecemi gündüz,gündüzümü gece eden…
bakmaktan korktuğum,bakmadan yapamadığım ayaz gözlerini aradım…
sadece tek bir bakışına herşeyimi yoluna serdiğim…
ağlarken,bakarak güldüğüm…tüm mutlulukları bulduğum…
her karanlığıma ışık olan…bana güldüklerinde kahkahalar attığım ayaz gözlerini aradım…
hayat tüm çığlıklarını dinletrken bana,bakışında mutluluk şarkıları dinlediğim…
tüm kavramları unutmuşken,herşeyi baştan yazdıran,dünyamı yeniden kuran…
fırtınaların ortasında limansız bir gemi gibi savrulurken sığndığım…
uçurumun kenarında tuttuğum tek dal olan ayaz gözlerini aradım…
rüzgarlar kırarken dallarımı acımasızca…
kurumuş toprağıma tek damla yağmur düşmezken…
dünyamın güneşi solup gitmişken…
sadece ufuklarımda aradığım ayaz gözlerindi…
acımasız dünyada beni sarıp sarmalayan..
yaşadığım onca kedere,acıya rağmen azda olsa beni güldüren…
yitip giden yıllara inat bana geleceği düşündüren ayaz gözlerini aradım sadece…
kimselerde bulamadığım o tutkuyu,sıcaklığı bulduğum…
uğruna gitmeyeceğim yol,çekmeyeceğim cefa,tatmayacağım acı olmayan ayaz gözlerini aradım…
sen benim tutkumsun…
sen benim sevdğimsin ayaz gözlüm…
yıldızlar dizilse önüme…güneş ve ay diz çökse karşımda genede dönüp bakmam…
benim gözlerim seninle başladı görmeye…ayaz gözlerinden öğrendiler bakmayı…
bir gün kapanacaksa bu gözler,yaşadığım sürede tek duam ayaz gözlerine bakarak kapansınlar…
ayaz gözlerine bakmadan ölmek bile bana haram olsun…
Nasıl da çabucak bitiyor gün...
Günler...
Bir şey anlamadan...
Hissetmeden...
Uyanıyorum...
Beyaz bir gün...
Yatıyorum...
Alacakaranlık...
Sabah olsun diye uyuyorum...
Yatayım diye geceyi bekliyorum...
Dahası yok... Hep aynı...
Ne istediğimi...
Ne düşlediğimi...
Neye küstüğümü ben de bilmiyorum...
Ama küstüm...
Fena küstüm...
Beynimin içinde neler var?..
Neden bu kadar yalınım?..
Hiçbir türküye eşlik etmiyorum...
Niçin?..
Bilemiyorum...
Bir anlık tebessümlerimi de yitirdim...
Arkadaşlarım bir bir ana, baba oluyorlar...
Ben artık bir “oğul” da istemiyorum...
Adı “Deniz” olacaktı oysa...
Sımsıkı tutacaktı avuç içine ancak sığan parmağımı...
Sen kokacaktı...
Ben kokacaktı “Deniz”...
Yok...
İstemiyorum...
Yok...
***
Hayat detaylarla dolu, ne de güzel bir şölendi...
Hep böyle sürecekti sanki...
Bitmeyecekti...
Kalabalıktı...
Renkliydi...
Heyecan vardı...
Pazar uykusu...
Emek Kafe...
Deniz kenarı...
Gülüşün...
Yastıkta iki çukur...
Aşk vardı...
Sen vardın...
Bitti...
Şölen bitti...
Şimdi sadece sabah ve gece oluyor...
Bir aydınlık... Bir karanlık...
Bir karanlık... Bir aydınlık...
O kadar...
Dün de, bugün de, yarın da aynı...
Çarşamba ya da Perşembe...
Salı veya Cuma...
Ne değişir?..
???...???
Sıradan bir yalnızlık benimkisi...
Kiminkinden farkı var?..
Kelimelerden cümle kurma yeteneğim, benim yalnızlığımı sadece belgelenmiş bir “anı” yapar...
Herkesinki gibi bir yalnızlık bu...
Yangın yerinde hareket edememek gibi...
Hiçbir teselliye boyun eğmeyen...
Laftan, sözden anlamayan bir yalnızlık bu da...
Asi...
Onurlu...
Ümitsiz...
Hiç kimseninkinden farkı yok...
Sabah ezanından hemen sonra...
Durduk yere arabanın camını açıp...
İstanbul’un tam ortasında, sesim kısılasıya geceye seni bağırmak...
“O’nu seviyorum”u öfkeye dönüştürmek...
Bu koca kente seni haykırmak...
Dudaklarımın önce titremesi...
Sonra gözlerimin dolması...
En fazla ağlamak...
Elimin ayağıma dolaşması...
Salaklaşmak...
Farklı mı yapar benim yalnızlığımı?..
Duysaydın... Belki...
Duymadın...
Diğer yalnızlıklar gibi benimkisi de...
Duyulmayan...
Görülmeyen...
Bilinmeyen...
Umursanmayan...
Sıradan bir yalnızlık...
***
Seni özlediğimi anlamıyorum bazen...
Hissetmiyorum...
Belki de özlemiyorum...
En çok kendime hasretim...
İçime bu denli kaçmadığım...
Pusmadığım...
Mutluymuş gibi yapmadığım anlarımı özlüyorum...
Seni uyandırmadan usulca sokulma planlarımı...
Öylece uyuyuşunu seyretmeyi...
Sokağında park edecek yer bulamamayı...
“Bir aşağı sokak” ihtimalini özlüyorum...
Sonbaharı özlüyorum...
Sonbahar başlasa bir an evvel...
Yetişebilsem...
Yetiştirebilsem yalnızlığımı...
İyi gelecek üşümek bana...
İyi...
Şimdi sen yanımda olmalıydın. Olmazsa olmazımsın yaa.. Gün sönük kalıyor yoksun ya yanımdaaa...kuşlar hüzün şarkıları söylüyor, hazan yaprakları gibi sessizliğe bürünüyor Yüreğim...Yoksun yoksun işteeee..
Yüreğimdesin, ordasın... bunu inkar etmek senin sevgini inkar etmek olur...
ama güne seninle başlamak, sana dokunmak, seni hissetmek bedenimde...
İşte Eksik olan bu
Yasaksınnn...
İmkansızsın...
Gizli sevdamsınnn...
Biliyormusun sevgili.. hep derler yaaa.. gözden uzak olan gönülden de uzak olur..Sanki bunu inkar edercesine, gönlüme, yüreğime doğru bir nehir uzanıyor yüreğinden..suları serin ve berrak... her damlası susuz çöllere hayat verir misalii... Zamanı durdurmayı bilirmisin sevgili...Özledikçe, yaktıkça yüreğini hasretin... zamanı durdurmayı öğreniyorsun..
Gözlerde takılı kalıyorsun, saatlerce bir bakışla avutuyorsun kendini...
sonra sessizliğe bürünüyor yüreğin...olmak istediğin yerde olamamanın
acısıyla kıvranıyorsun... Çaresizcee..
O an..
Duyuyorsun...
Görüyorsun...
Özlüyorsun...
Susuyorsunnn
Yetinmeyi bilirmisin Sevgili...
Bir beyaz güvercinin gagasında yollanan öpücükle başlayan aşkını....
kısacık zamanları sonsuzmuşcasına yaşamayı...
sana ait olduğunu bilsende... her an yanında olamamanın deriiiinn ve dayanılmaz acısıyla yaşamayı...
her ayrılık saati geldiğinde gözyaşlarını inci tanesi misali saklayarak yaşamayıı...
Biliyorsun...
Hissediyorsunn...
Yanıyorsunnn..
İsyan ediyorsunnn...
Ama yetiniyorsunnn
Ne zamanı bir dakika önce geriye alabirim
Ne de geleceğimi bir dakika sonra yaşayabilirim
En bildiğim şeyi yapmalıyım;
Seni sende bir ömür boyu sevmeliyim..
Ve seni bir ömür boyu yüreğimde nefesim gibi bilmeliyim..
İnce bir çizgi kalbimde sana olan Duygularım;
Ne adını koyabiliyorum bu sevdanın
Ne de kendime uykusuz gecelerimi sorguluyorum
Sadece tek bildiğim şeyi seni canımdan öte seviyorum...
Karanlığa inat gözlerindeki ışıklarla bakıyorum geceye..
Aldığım her nefesi senin kalbine adayıp her atışım senin güzel yüreğine..
Rahat uyuyamıyorum senden sonra..uyku tutmuyor umut dolu gözlerimi
Alacakaranlıklardan sabah ezanına uzanıyor tüm bedenimin hücreleri
Karşımda senin baharımsı düşlerin ve kalbimde büyüttüğüm hasretim..
Artık zamanı durdurmak istiyorum seni avuçlarımdan kaybetmemek için..
Yokluğunda bile senin için bu beden nefes almaya devam edecek
Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum…
Canımın İçi…