07-04-2010, Saat: 04:17 PM
[b]TUTUNAMAYANLARA..."devam etmelisin" [/b]
Herkesin yaralı, herkesin yarım bir yanını tamamlarken,
verdiklerinden geriye kalanlarınla sen de yaralı ve yarımsın şimdi…
Üstelik yorgun, üstelik de ağır adım artık hayata senin de adımların...
Üstelik yorgun, üstelik de ağır adım artık hayata senin de adımların...
O yorgun, o ağır adımlarla en son neresine kadar gidebilirsin yaşamın?
Üstelik daha zor şimdi, kalabalık olmak ve kalabalıklar arasında yalnız kalmamak.
Daha zor içinin an ve an acıyan yanını avutup, yine de hala inançlarını korumak.
Bugün artık daha zor değil mi, o inançlarını kendine bile savunmak .
Bugün artık daha zor değil mi, o inançlarını kendine bile savunmak .
Böyle geçiyor zihninden işte çok zamanlar…
Ama bak, herkesin yaralanmaktan kaçtığına, sen bir kerelik ömrünü adamışsın.
Hiç değilse geçtiğin yerlerde izlerin, hiç değilse o izlerle bezeli yüreğin var senin.
İşte senin o yara ve izlerinin toplamıdır hayat.
Yaşadığına, var olduğuna ve dahil olarak yaşadığına tek kanıt…
İşte senin o yara ve izlerinin toplamıdır hayat.
Yaşadığına, var olduğuna ve dahil olarak yaşadığına tek kanıt…
Ya bir gün, tek bir iz bile olmayan lekesiz, berrak bir yürek ve zihinle bakakalsaydın kendine?
Üstelik çok az bir zaman kaldığını bilirken geride,
ve geriye dönüp hiçbir anı yeniden yazamayacakken kendine…
Kıyısından seyredilmiş bir hayat boşa geçmiş demektir.
ve geriye dönüp hiçbir anı yeniden yazamayacakken kendine…
Kıyısından seyredilmiş bir hayat boşa geçmiş demektir.
Eskisi kadar tutkulu, eskisi gibi hevesli olamasan da
Devam etmelisin.
O yorgun, o ağır adımlar, yaşamın en son neresine kadar götürebilirse seni.
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Zaten yetişemeyecek olduklarının telaşıyla, geçip gidiyorsun şehrin sokaklarından.
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Belki kolun, ellerin, hatta bakışların değiyor da; ruhun değmiyor kimseninkine. [/FONT]
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Öyle, karışmadan hayatı ve duyguları kimsenin kimseninkine, kaldırımlardan süzülüp akıyor her yeni gün şehrin yüreğinde. [/FONT]
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Sorsalar, gittiğin yerle, gitmek istediğin yer ne kadar farklı ve uzak aslında birbirine… [/FONT]
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Sen o uzakları özlemli bekleyişlere, bir gün belkili ümitlere dönüştürmüş ve ertelemişsin, ne zaman gelir bilinmez bir güne… [/FONT]
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]İlk bulduğun fırsatta, yanaşıyorsun deniz kenarlarına… En çok da, ruhunu çağıran o fısıltıya karşı koyamadığın zamanlarda. [/FONT]
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Orada, bir an döndüğün hayat arkandan akıp giderken, yaşama bir es veriyorsun sen kendince. Zaten kendincesin, o hayatın içinde de, öykülerinin repliklerinde de… [/FONT]
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Kimsenin anlamadığı bir dilin, kimsenin dindiremediği hasretlerin ve kimsenin göremediği bir inceliği var içinin… [/FONT]
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]O dili konuşabilecek, hasretini dindirecek ve inceliğini yaşamaya heves edip, sonsuza dek kalmak isteyecek biri, geçmiyor yazık ki senin öykülerinden. Bunları düşünerek bakıyorsun bulunduğun hayatın kenarında; denizin, yaşamak istediklerinin uzaklığından daha uzak olmayan boşluğuna. O boşluğa akıtıyorsun, içinde seni tıka basa dolduran ne varsa. Hele bir de o an yağmur yağarsa, tüm eksik ve zamansız yaşanmışların da izlerini bırakıyorsun avuçlarından yağmur sularına… [/FONT]
Bütün bunları sadece, biraz daha dayanabilmek için yapıyorsun yaşadıklarının ağırlığına.
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Sonra, yeniden dönüyorsun; nasılsa yetişemeyecek olduklarının telaşına, bedenleri kazara dokunsa da, kimsenin birbirinin içine dokunamadığı şehrin insanları arasına. [/FONT]
[FONT=comic sans
ms,sans-serif]Gittiğin yerle, gitmek istediğin yer birbirinden farklı da olsa… [/FONT]
[/FONT]