07-28-2010, Saat: 11:05 PM
”bir ‘aşk’tan fazlaydı, gökyüzünün mavi sebebiydi…”
Uçurum kapı eşiğinde…
Vazgeçilmişlikten bir adım ötedeki sokağı dönüyor ismi(n)…
Gölgelerini kazımış bir rüzgârın saçlarında ellerim,
Hissediyor parmak uçlarımda fısıldanan yakıcı ‘’sen-siz-li-ği”…
Şehirler soluklanıyor kelimelerde…
Yarı çıplak heceler…
Suskunlukların çığlığına kulak vermiş…
İntihar edilmiş düşler…
Melekler ağlıyor kimliksiz ve yarım kalakalınmışlıklarda…
Sızımla bulanan bir nehir akıyor karanlığımdan…
Islanmış şarkılarım katık edilmiş taşıma toprağıma…
Bir martı yolcu ediyorum mazinin göksüz kamerine…
Takılıp düşüyor ardımdan gölgesi sevda siluetinin…
Kadın; her satırında bir kez daha kanatır
Yürek hesabında açılan tüm sahipsiz yaralarını…
Ne harcanır ki böylesine derinden
İki perdelik asılsız rüyalar mı…?
Özlem firar etmiş masallardan…
Hafızası ”kaybettirilmiş” bir kaç uçuk renkli kelamda…
Şair; usulca parçalar bembeyaz kağıda simsiyah fırlatılmış harflerini…
Kaleminin namlusuna sarmıştır kısa metrajlı filmlerinin apansız bitişlerini…
Aklımın ucunda düğümledim kaderin küstah nefeslerini…
GEL!
Desen de dinmez sürüklendiğim uzaklıkların,
Kırık döküklüğünden kalma tabansız sesleri…
DİNLE!
Satırlarımda tükenmiş leylak kokulu nakaratların,
Gece nöbetlerimi devralmış ucu yanık melodilerini…
…uyusun büyüsün yüreğim boyundan büyük sevdi seni
ağıtlar yakarım ağıtlar bana ”ninni”…
Uçurum kapı eşiğinde…
Vazgeçilmişlikten bir adım ötedeki sokağı dönüyor ismi(n)…
Gölgelerini kazımış bir rüzgârın saçlarında ellerim,
Hissediyor parmak uçlarımda fısıldanan yakıcı ‘’sen-siz-li-ği”…
Şehirler soluklanıyor kelimelerde…
Yarı çıplak heceler…
Suskunlukların çığlığına kulak vermiş…
İntihar edilmiş düşler…
Melekler ağlıyor kimliksiz ve yarım kalakalınmışlıklarda…
Sızımla bulanan bir nehir akıyor karanlığımdan…
Islanmış şarkılarım katık edilmiş taşıma toprağıma…
Bir martı yolcu ediyorum mazinin göksüz kamerine…
Takılıp düşüyor ardımdan gölgesi sevda siluetinin…
Kadın; her satırında bir kez daha kanatır
Yürek hesabında açılan tüm sahipsiz yaralarını…
Ne harcanır ki böylesine derinden
İki perdelik asılsız rüyalar mı…?
Özlem firar etmiş masallardan…
Hafızası ”kaybettirilmiş” bir kaç uçuk renkli kelamda…
Şair; usulca parçalar bembeyaz kağıda simsiyah fırlatılmış harflerini…
Kaleminin namlusuna sarmıştır kısa metrajlı filmlerinin apansız bitişlerini…
Aklımın ucunda düğümledim kaderin küstah nefeslerini…
GEL!
Desen de dinmez sürüklendiğim uzaklıkların,
Kırık döküklüğünden kalma tabansız sesleri…
DİNLE!
Satırlarımda tükenmiş leylak kokulu nakaratların,
Gece nöbetlerimi devralmış ucu yanık melodilerini…
…uyusun büyüsün yüreğim boyundan büyük sevdi seni
ağıtlar yakarım ağıtlar bana ”ninni”…