08-09-2010, Saat: 04:28 PM
Saçlarında bir avuç rüzgar besleyen ,mahluk gülüşlerin ezberi ‘ömrüm’
Yorgunsun, ’hiç’ olduğun kadar
Islanmış zelzele aklınla,ne kadar sığınabilirsin ki karanlıklara!?
Yuvasından çıkmak istercesine afallanmış gözlerin
Hangi kurda kuşa yem olmuş ki
Kan uğultuları gibi oyulursun!?
Düşleme düşsüzlükleri,boğulursun….
Alnında beyaz gelinlikli yazgılar arayan can’ı, yolundan it
Sen o’na yar olamazsın
Bu yürüdüğün dallar çabuk kırılır,efkar’ım
Tutunamazsın
Ellerinin kasırgasından geçen hiçbir ten’e emanet değilsin
Boşuna yorma bakışlarını
Aradığın gözlerde, kimliksiz duruşların en başındasın
Firakında sözlerini beslediğin o tebessüm yakarışları bile kurtar/a/maz seni
Eteklerinde ateşler bacayı sararken
Uykusuzlukla böldüğün yıldızsız üşümeler kadar’sın….
Benim, ben’sizliğe mahkum ‘ömrüm’
Delice sevmelerden soyunduğunda
Sözlerin çıplak kalacak
Dilinde ıslanan şarkıların bucağında bir nem arayacaksın
Bulunmamak için kaybedilen bir öksüzsün şimdi
Bu kadar’sızlıkta kendini nasıl bulacaksın!?....
Kararsız kararların var senin
Dibinde sevda yağmaları biriktiren karanlıklar aydınlık ol/a/maz sana
Kucağında yorgunluklarını uyutan bir ana ninnisi, yoldaştır yolsuzluğuna.
Hep ,
Daha az kaybolmak için koşardın bilmediğin sokaklarda
Pusulasızlığın dert oldu sana….
Artık s/uslanmak vaktidir
Yolun başı belli olsa da ,sonu bilinmez
Ne zaman devireceksin bedenini toprak nem’ine!?
Kırmızı kan düğümleri dolunca gözlerine
Öylesine bir sessizlikle kalacaksın
Son dua’nı susmakla yapacaksın
Ötelerden bir söz uzanacak kulaklarına
Duyduğunda bir daha doğrul/a/mayacaksın
Mum ışığında kaybettiğin güneş’i
Az sonra, yakınında bulamayacaksın.
Söz bitiyor
Nefes çürüyor
Ve bir sessizlik furyası seni içine çekiyorsa
Eyy benim ,yağız kelimelerden un ufak şiirler geçirmiş ömrüm
Farkında mısın. . . !?
Bitiyorsun. . . . !?
Zeyneb Özge
Yorgunsun, ’hiç’ olduğun kadar
Islanmış zelzele aklınla,ne kadar sığınabilirsin ki karanlıklara!?
Yuvasından çıkmak istercesine afallanmış gözlerin
Hangi kurda kuşa yem olmuş ki
Kan uğultuları gibi oyulursun!?
Düşleme düşsüzlükleri,boğulursun….
Alnında beyaz gelinlikli yazgılar arayan can’ı, yolundan it
Sen o’na yar olamazsın
Bu yürüdüğün dallar çabuk kırılır,efkar’ım
Tutunamazsın
Ellerinin kasırgasından geçen hiçbir ten’e emanet değilsin
Boşuna yorma bakışlarını
Aradığın gözlerde, kimliksiz duruşların en başındasın
Firakında sözlerini beslediğin o tebessüm yakarışları bile kurtar/a/maz seni
Eteklerinde ateşler bacayı sararken
Uykusuzlukla böldüğün yıldızsız üşümeler kadar’sın….
Benim, ben’sizliğe mahkum ‘ömrüm’
Delice sevmelerden soyunduğunda
Sözlerin çıplak kalacak
Dilinde ıslanan şarkıların bucağında bir nem arayacaksın
Bulunmamak için kaybedilen bir öksüzsün şimdi
Bu kadar’sızlıkta kendini nasıl bulacaksın!?....
Kararsız kararların var senin
Dibinde sevda yağmaları biriktiren karanlıklar aydınlık ol/a/maz sana
Kucağında yorgunluklarını uyutan bir ana ninnisi, yoldaştır yolsuzluğuna.
Hep ,
Daha az kaybolmak için koşardın bilmediğin sokaklarda
Pusulasızlığın dert oldu sana….
Artık s/uslanmak vaktidir
Yolun başı belli olsa da ,sonu bilinmez
Ne zaman devireceksin bedenini toprak nem’ine!?
Kırmızı kan düğümleri dolunca gözlerine
Öylesine bir sessizlikle kalacaksın
Son dua’nı susmakla yapacaksın
Ötelerden bir söz uzanacak kulaklarına
Duyduğunda bir daha doğrul/a/mayacaksın
Mum ışığında kaybettiğin güneş’i
Az sonra, yakınında bulamayacaksın.
Söz bitiyor
Nefes çürüyor
Ve bir sessizlik furyası seni içine çekiyorsa
Eyy benim ,yağız kelimelerden un ufak şiirler geçirmiş ömrüm
Farkında mısın. . . !?
Bitiyorsun. . . . !?
Zeyneb Özge