08-10-2010, Saat: 12:40 AM
elin yemin midir? gözün ateş ı.
düşünü uğrak merakıma bağışla
elin yeminse gözünde ateş
bu gün hangi İsmail oldun ey acı!
uzlet; dalgın kanatlarına umut diye türkülerde
kaç derviş dergahına ulaştı sürgün bir umudun
gözlerinin sürmesini çek marifet çizgisine
ihanetleri büyüten nokta kadar feryat
ey acı bir nebze ölmek kadar uzak
bak bana diyarım terk ve ben sahih
rüyalarımı yitirmişken içimde
bul beni yattığın bıçak dilimde
cevapsız sorularımı buğulu camlara yazdım
ardından bakan ellere el, kendi yurdunda gurbetim
uzak gibi yakın gibi ihanetleri yansımış soruya düşken
gelmek için nereden düşmek gerek
görmek için nasıl duymak
ey acı İsmail’in yeminiydi gözlerindeki ateş
seyrine bir ışık kadar uzak yol
süzülür kayan yıldızda
süzülür intizarın muştusunda
karanlık bir yüz
ey acı! vehminin gölgesi çığlığıma
intikam diye kondururken sesi
kaç yıldız bırakır kök dalıma
kaçı fırtına nefes, suya can olur
içimde sürgüne giden yol özüme mal
sür beni kahır dolu neferim
dilekler dilemek kadar naifim
ıı.
sen hangi İsmail oldun ey acı…
düşünü uğrak merakıma bağışla
elin yeminse gözünde ateş
bu gün hangi İsmail oldun ey acı!
bir arası ayaz ve de cehennem
korkusu düşer adı doğu olan tarafıma
ekmesiz ve çıplak
yalın ayak dik tepelerde
haykırdığım da sensin
özlediğim de
içime batır kılıncını
kirpiklerinde ezelsin
dilimde sükût
nabızlarımı yoklar seherin kuşları
konunca perdeme bir asi rüzgar
rıhtımdan uzaklaşan gemi taşır beni
bedenim dünyadır oysaki ruhum
levhi mahfuz ezberinde
dilimde değil kalbimde ağrı
hangi sürgünü yaşadım bil artık
ey acı
ismail’in boynundaki ter gibi
dökülürken toprağa
aslıma döndüm ey acı
çamur oldum
kilden ve dumandandım aşk bağında
soluklanan resimlerimi duvara asarken
en çok gece melâlim kavisledi kalbimi
rüyamda bir iblisin son serzenişi
kavi sözler döküldü bağrımdan
ey yâr adı yâr dili yâr
kokusu yâr olan
acı kadar ezber olan
gerçek kadar acı olan
gizleniş
aşikâr tanı sesinde son çığlığı gecenin
dökülür naif sitemine acının
şiirin en karanlık cümlesine
bir şair kan aldırır
sükûtun çığlığında.
[b]bilal can
aşkın e-hali/14[/b]
düşünü uğrak merakıma bağışla
elin yeminse gözünde ateş
bu gün hangi İsmail oldun ey acı!
uzlet; dalgın kanatlarına umut diye türkülerde
kaç derviş dergahına ulaştı sürgün bir umudun
gözlerinin sürmesini çek marifet çizgisine
ihanetleri büyüten nokta kadar feryat
ey acı bir nebze ölmek kadar uzak
bak bana diyarım terk ve ben sahih
rüyalarımı yitirmişken içimde
bul beni yattığın bıçak dilimde
cevapsız sorularımı buğulu camlara yazdım
ardından bakan ellere el, kendi yurdunda gurbetim
uzak gibi yakın gibi ihanetleri yansımış soruya düşken
gelmek için nereden düşmek gerek
görmek için nasıl duymak
ey acı İsmail’in yeminiydi gözlerindeki ateş
seyrine bir ışık kadar uzak yol
süzülür kayan yıldızda
süzülür intizarın muştusunda
karanlık bir yüz
ey acı! vehminin gölgesi çığlığıma
intikam diye kondururken sesi
kaç yıldız bırakır kök dalıma
kaçı fırtına nefes, suya can olur
içimde sürgüne giden yol özüme mal
sür beni kahır dolu neferim
dilekler dilemek kadar naifim
ıı.
sen hangi İsmail oldun ey acı…
düşünü uğrak merakıma bağışla
elin yeminse gözünde ateş
bu gün hangi İsmail oldun ey acı!
bir arası ayaz ve de cehennem
korkusu düşer adı doğu olan tarafıma
ekmesiz ve çıplak
yalın ayak dik tepelerde
haykırdığım da sensin
özlediğim de
içime batır kılıncını
kirpiklerinde ezelsin
dilimde sükût
nabızlarımı yoklar seherin kuşları
konunca perdeme bir asi rüzgar
rıhtımdan uzaklaşan gemi taşır beni
bedenim dünyadır oysaki ruhum
levhi mahfuz ezberinde
dilimde değil kalbimde ağrı
hangi sürgünü yaşadım bil artık
ey acı
ismail’in boynundaki ter gibi
dökülürken toprağa
aslıma döndüm ey acı
çamur oldum
kilden ve dumandandım aşk bağında
soluklanan resimlerimi duvara asarken
en çok gece melâlim kavisledi kalbimi
rüyamda bir iblisin son serzenişi
kavi sözler döküldü bağrımdan
ey yâr adı yâr dili yâr
kokusu yâr olan
acı kadar ezber olan
gerçek kadar acı olan
gizleniş
aşikâr tanı sesinde son çığlığı gecenin
dökülür naif sitemine acının
şiirin en karanlık cümlesine
bir şair kan aldırır
sükûtun çığlığında.
[b]bilal can
aşkın e-hali/14[/b]