:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Sen sevdam[ız]ı yetim bıRaktın.
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Sen yetim bıRaktın sevdam[ız]ı.Tutmadın elleRinden.Düştüğünde yaRdım etmedin.Düşene biR daRbede sen vuRdun.Senin sevdam[ız]ı yetim bıRaktığın gbi benimde öksüz bıRakmamı istedin!Vazgeçmemi senin yaptığın gibi yaRaLı yüReğine biR daRbede benim vuRmamı istedin!!

Sen sevdam[ız]ı yetim bıRaktın.Ben öksüz bıRakmam !!

Benim sevdam güçsüzdü,çocuktu!İhtiyaRcı vaRdı bize.ElleRinden tutmamızı istedi.Sen yapamadın benim yaptığımı tutamadın elleRinden!ZoR geLdi sana bakmak,büyütmek.Sen bu sevdayı sahipLenemedin !

Sen sevdam[ız]ı yetim bıRaktın.

Canı yandığında,ağLadığında ben vaRdın yanında!Hep yetimLiğine güçsüzLüğüne yandı,ağLadı!Senin yapamadığını ben yaptım! Yanında oLdum sevdamın.Acısına oRtak oLdum.GözyaŞLaRını siLen oLdum!ELLeRinden tuttum Sevdamın.Kayıp,kayboLmasına izin veRmedim!HaLa biR umudu oLsun istedim.

Seni bekLedi yetim sevdam . BeLki geLiR sahipLeniRsin diye . BeLki geLiR acısını dindiRiRsin diye ...

Seni beKLemekten BİTTİ sevdam[ız].Sen oLdun sevdamın katiLi.GeLmedin ve asLa geLmeyecektin !

[SIZE=7]Şimdi ;[/SIZE]

SEN SEVDAMI YETİM BIRAKMANIN GÜNAHIYLA YAN
BEN O SEVDAYI BÜYÜTMENİN SEVABIYLA YAŞAYAYIM ..
acemhe Adlı Kullanıcıdan Alıntı:[/COLOR] SEN SEVDAMI YETİM BIRAKMANIN GÜNAHIYLA YAN
BEN O SEVDAYI BÜYÜTMENİN SEVABIYLA YAŞAYAYIM ..[/align]

Çok anlamlıydı.. İçimi anlattı..
Yazı sana mı ait acemhe?
Teşekkür ederim..
Nare Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Çok anlamlıydı.. İçimi anlattı..
Yazı sana mı ait acemhe?
Teşekkür ederim..

Hayır yazı bana ait değil, kendi yazılarımızı kişisel aşk yazıları diye bir bölümümüz var orada paylaşıyoruz..
Okuyan gözlerine sağlık..
Bulutlara dolaşmış bir uçağın, rüyalarında “hava limanlarını” görmesinden ne farkı var ki; burnunun, sabahları “kızkulesi” diye sızlamasının? ..
Kızkulesi, mıknatısındır;
Seni bana bağlı kılan! ..

Kaybolmuş gemiler için; uzaak, zayııf, cılıız, titreek, soluuk ve soğuuk bile olsa, bir deniz feneri ışığının ne demek olduğunu anlıyor musun şimdi? ..
Duyuyor musun soğuğu? ..
Üşüyor musun, korkuyor musun; titriyor musun? ..
Hadivirgs.gif dokun sesime! ..
Tutvirgs.gif nefesimi; ve oğuşturvirgs.gif ısıt ellerini! ..

Savrulurken dalgaların arasında;
Ne altından geçsin “Hüdâyi yolu”virgs.gif ne üstünden...
Sen de geçme;
Koy gönlünüvirgs.gif huzûra! ..

Ben... Aşka kılıf aramam! ..
.....
Kendimden ve zamandan ve mekândan çaldığım bir ödülse bu sevda;
Saplarım yüreğime...
Sen kanarsın içimde! ..

Senden ve benden bile aldığım bir ödül isen eğer; saplanırsın içime! ..
Kılıfın “ben” olurum...
Aşka kılıf aranmaz! ..

Şimdivirgs.gif ben...
Çatlamış dudağıyla yalvarırken tarlalarvirgs.gif içindeki çiçekler bükerlerken boynunu...
Elbette rüyalarınım senin...
Her gece kim ağlıyor karanlığın içinde; kederlenen toprağavirgs.gif içini süzen bulut gibi? ..

Biliyor musun; dibi kayalık bile olsavirgs.gif “huzur’dan gelip huzûra giden” yolun kıyısındaki şu garip Kızkulesivirgs.gif kız kulesidir; seni bana mahkûm eden! ..


Söyledik ya...
Dedik ya; aşka kılıf aranmaaz!
Ne çaldı isen benden; hediyem olsun...
Sen...
Yüreğimde saplı kal;
Başka talebim olmaz! ..
acemhe Adlı Kullanıcıdan Alıntı:[/COLOR]
[/i][/SIZE][/FONT]
Söyledik ya...
Dedik ya; aşka kılıf aranmaaz!
Ne çaldı isen benden; hediyem olsun...
Sen...
Yüreğimde saplı kal;
Başka talebim olmaz! ..
[/align]

Muhteşem bir paylaşım.. Teşekkür ederim acemhe..
Nare Adlı Kullanıcıdan Alıntı:
Muhteşem bir paylaşım.. Teşekkür ederim acemhe..


Okuyan gözlerine sağlık Nare, Rabbim senin yüreğinden sevgiyi eksiltmesin hiç..
Her yüregim sıkıstıginda yazmak care belkide ben öyle hissediyorum
İsyanlarımı sadece kagıtlara dökebildigimi içindir belkide bu düşüncem
Kiminle konuşsam kime derdimi anlatsam birşeyler söyleyip susturuyolar beni
Bogazıma dügümleniyor her kelime
Yutkunuyorum her yutkunuşumda yüregim kanıyo
Gözlerimden damlalar süzülüyor


Yüregim yine darda yine dar geliyor bu beden bana
Ruhum çıksa anca o zaman rahatlarım belki
Dar geliyo bu beden bana,yüregim yine darda
Çaremse susmadan kimseye birşey söylemeden yazmak yazmak..



İhtiyaçım duygugum tek şey bir dosttu oda sendin sendin sadece,mecburuyi olmayan yada mecbur olan gidişlerdesin şimdilerde bense sensizligin isyanında yüregimin darlıgındayım oysa benim yüregim hiçbir vedayı kaldıramadı sindiremedi içine gidişleri şimdi senin tek dedigin elimiz mahkum gitmeliyim geri dönücegim ama biliyorum ki bazı gidişlerin dönüşü yok vedalar yabancı gönlüme ben vedalara yabancıyım..


Sensizligin çukurun'a düştüm ben
Yüregim darda sevgilim darda


Biliyormusun şimdi sen dönücegim umuduyla gidiyorsun ama bilmiyorsun bazı gidişlerin dönüşleri olmuyor yarim aslında gidişinden korkuyorum Hayattan korkuyorum...
Ben nefesini nefesimden yaşayamadım hiçbir zaman
Ellerinin sıcaklıgını hissetmedi ellerim her zaman
Gözlerine hasret kaldı gözlerim
Sessini duymak yetti varlıgını bilmek yetti bana uzaktada olsan
Mesafeleri hiçbir zaman engel görmedim bildim ki sen varsın ben varım ömrüme ömür ekledim seni ömrüm biçtim,varlıgın oldugunu için dayandım bu mesafelere bu hasrette dayandım şimdi sen benden varlıgını alıp gidiyorsun kolay mı sanıyorsun ömrüm ben seni ömrüm bildim insan su olmadan ne kadar yaşar nefes almasa yaşıyabilir mi şimdi bu gidişle herşeyi götürüyorsun benden varlıgını hasrettigini dayandıgım o varlıgınıda alıp götürüyorsun benden....





Yarim,ömrüm ....Gidiyorsun ama bil ki gitsende
Şu canım seni sevmekten vazgeçmeyecek
Varlıgını hissetmeden şu gönlüm ne yapar bilemem ama
Bilirim ki bu gönül bu can seni sevmekten VAZGEÇMEYECEK...
Senin ugruna nefes almaya devam edecegim ömrüm ..
En büyük umutlarımı üzerime giyecegim ve bu sert sensizlige gögüs gerecegim
Dayanacagım herşeye senin için nefes almaya devam edecegim
Sen gidiyorsun diye aşk'a arkamı dönmeyecegim yarim
Aşk'ın her halinde seni yaşayacagım senle dolu olan o günlerimi yaşacagım
Ben seni senden öte SEVDİM..
Bu nefes,bu can bende oldukça yarim seni yaşar yine severim


Yüregim sensizligin dar'ında
Çaremse yazmak..
Seni, sevdamı ,gidişini
Ömrüm seni sevmekten vazgeçmeyecegim
Seni Seviyorum
Kelimelerin büyüsü kayboluyor sanki yavaş yavaş.. Öncelerde tek bir kelimem yeterken yüreğine akmama şimdilerde ise bir dizi kelime yetmiyor ruhuna dokunmama... Oysa ki aşktan öte bir duyguyla bağlıyım ben sana..

Hani 'öyle alıştım ki sana benden bir parça oldun sanki' demiştin bana.. Alışma sevgili sakın alışma bana. Alışkanlık önce heyecanı unutturur sonra ardından sıradanlık gelir çarçabuk. En sonda aşk yüreğinden çıkar gider ne olduğunu anlamadan.. Alışma bu yüzden bana ne olur alışma. Aşkımı yüreğinden çıkarma..

Her an elinden kayıverecek bir kum tanesi olduğumu düşün. En ufak bir rüzgarda uçuverecek bir yağmur damlasıyla akıp gidecek bir kum tanesi... Önce yüreğinde sakla o kum tanesini.. Kimseler görmesin. Hani derler ya 'aşkımıza nazar değmesin'.. Görmesin kimse beni yüreğinde sonra da yüreğinde unut beni. Yaşarım orda sessiz kimsesiz.. Ama alıştım deme bana hayatında olmama alışma sevgili çünkü ben bir kum tanesiyim senin elinde.

Sana şimdilerde sadece yüreğim demek istiyorum sevgili.. [SIZE=4]
Sana yüreğim demek istiyorum.. Öyle büyük ki benim yüreğim..

Şairin de dediği gibi 'seni yüreğim kadar seviyorum'.
[/SIZE]


Sana 'yüreğim' demek istiyorum çünkü her atışında bana yaşadığımı hissettirendir yüreğim.
Sana 'yüreğim' demek istiyorum çünkü en değerli varlığım yaşama nedenimdir yüreğim.

Bir kum tanesiyim ben..ürkek narin kırılgan.. öfkesi rüzgarla birleşince yüzünü acıtan bir kum tanesi.. Yüreği başka bedende atan sevgisi dünyalar kadar olan.. Yok yok dünyalar kadar değil ne güzel de demiş ya şair[SIZE=6] 'seni yüreğim kadar seviyorum'... [/SIZE]

Binlerce kum tanesi içinde bir kum tanesiyim sadece..
Sana aşık sana deli..
Bırak seveyim seni zamansızlıklar içinde..
Elinden kaymama izin verme [SIZE=7]'yüreğim'.. [/SIZE]
Sana alışmama da..
[SIZE=5]"Sensizlik öyle yorucu
Öyle anlatılmaz-yaşanır bir duygu ki
Öyle [SIZE=6]zor
ki..."
[/SIZE]
Pencereme doğan güneşin bir anlamı var mı sanıyorsun. Kuşların ötüştüğüçiçeklerin renk renk açtığı bir baharın başlangıcı var sokaklarda. Çocuklar bile daha şen-şakrak oyunlar oynamaya başlamışbaşlarındaki berelerin yerini kavak yelleri almış gençlikse daha mutlu daha umut dolu.
Ne demiştik ; çiçekler daha renkli...
"İçimde renklerden eser yok
Eski zamanlardan kalma an'larda sıkışıp kaldığımdan mıdır nedir;
Bende her yer gri..."

Islak toprak kokuyor hava. İçine çektikçe biraz daha çekilesi cinsten. Hani boynuna dolanıp kokladığım doyamadığım teninin kokusu var ya o kokuyu havada arıyorum. Halimi görüp gülenlere cevabım hazır;
-Beni rahat bırakın o'nu soluyorum...

Ve yağmur başlıyor. Damlalar çarpıyor yüreğimegözlermden akanlara karışıyor. Yağmur berekettir ya hani bereketini bırakıyor hüznüme. Daha coşkulu daha içten daha ıslak ağlıyorum.An'lar geçtikçe artıyor özlemim.

Günler haftalar aylar derken mevsimler geçiyorömür tükeniyor;
Bense hala seni özlüyorum...

İçimden söküpte alamazlar ya
Hayalini aklımdan çalamazlar ya
Hayatımdan seni alıp gittiler
Kurduğum dünyayı yıkamazlar ya
Elini tutmasam uyuyamam ki
Sesini duymasam dayanamam ki
Hayatım meçhule yol almış sanki
Allah'ım bu acı bitsin yeter..
[/SIZE]
Bileklerim boş kalmalıydı gecenin ilerleyen saatlerinde… Hiçbir ağırlık, sözlerin yerini tutmamalıydı…
Dudakların ilk nereden başlamalıydı ve bu yalnızlık nerede son bulmalıydı?


Ve gece…
Düğüm düğüm dilimin ucunda uykuna kayan, gece..

Yazgısı çoktandır davetkar duran bir ölümün kollarından bakıyordu oysa sevişmelerimiz.. O dağınık yatak, aslında hep yan yanaydı adının geçtiği dizelerde…
Bazen, ince bir kum tanesi bile saklar ayak izlerini..
Saklandığım yerden yakalandım …
Yalın ayak dolaşmışlığım, omzundan gece rüzgarıyla ıslak kumlara usulca düşen saçların ve bir kış durağının senin hiç bilmediğin sinsi tutkusu.. Parmaklarımın ucundaki ritm sana teslim ediyor kendini işte.. Her notasında içimin ürperişini, kadınlığının havadaki en ufak zerreciğe kendini ustaca bırakışını ve henüz gözlerini geceye teslim eden senin aslında hiç bilmediğim ama bir şekilde hissettiğim tenini, omzuma yasladığını görebiliyorum…

Yalnızlık bulaşıcıysa eğer sen sadece dudaklarıma dokun.. Hüznün doruklarında seyrederken bakışlarım, kendi çemberinde boğ(ul)an dumanların arasında kaybolma yeter…

Bir nefes içine, bir nefes içime ve bir nefes de şarabın kekremsi çekiciliğine bırak…
Müzik yavaş yavaş başlamalı… Yükselecek sandığımız yerde, birden kesilmeli… Sonra yeniden yavaşlamalı…
Sonrasını küçük izlerle bulmalıyız… Bu defa gizlemiyorum kelimeleri lunaparkta..

Gece ilerliyor…
küfür gibi geliyor beklemek içindeki dalgayı durduramayınca… yastıktan düşen hırçınlığın dudaklardaki karşılığı yalnızlık değil!!
Ben bıraktığın yalnızlıkların toplamıyım, belki de ondan korkmuyorum…
Hem, bu ilk değil ki seni bırakışım; odamın perdelerini uzun konuşmalardan sonra tenime örtüşüm…
Hatırladıklarından çok fazla şey bıraktın gecelerime…

Pencereler değildir her zaman dolunayın kangren bakışlarını toplayan…
ve sen, bir çöl iklimi kadar sıcaksın oysa.

Kırmızı olsun… cam kenarlarında izim kalmalı… Çıkıp gittikten sonra ben, bir gece, yalnızken, yeniden dokundurduğunda dudaklarını, beni aramalısın…

İlk temas…
Geçirgenliğin usulca omuzlarından aşağıya düştüğü an…
Ellerinin tuttuğu yerde bırakmalısın tüm şiirleri, her şeyi terk etmelisin yarınsız gibiymişçesine…
İki elinle yanaklarından tutunduğum anda beklemelisin…İkimizden bir denge çıkmaz, sen de biliyorsun…

Benzer acılarımız var parçalanmış ellerimizin boşluklarında…sen sadece yukarıdan aşağıya vuruyorsun; bense yan yana dokuyorum…
İşte sırf bu yüzden, yalnızlığı çoğullaştıramazsın…
İçimdeki yalnızlığın henüz dizeler uyurken yazılmamışlığını anlatamazsın sen bana!!!
Hem yalnızlık kaç parçadır ki, tenimizden ayrılan??
….ve bilir misin, küçük, masum bir öpücük yırtamaz görünmeyeni…

Geceye tılsım yağmalı, coğrafyan yeminlerini dışlamalı, ağır ağır düşmeli teninden akan damlalar…Birkaç soluksuz an devredebilir misin bakışlarıma, söyle??
Tarihini tasarladığın ölümlerin sessiz sularımdaki loşluğunu, keskin bir bıçak darbesiyle tarif edebilir misin?
Belki de bu yüzden yorgun olmayacak dudaklarım sana geldiğinde ve hikayemin tadında mayhoş bir tebessüm düşürecek yorgunluğuna…
Yola çıktığımda sisli bir İstanbul sabahında, koynunda burkulmuş yüreğinin sancısını ötekiler gibi tutamayacaksın!!
Tüm ayrıntılarını gecenin, harflerdeki şarap kokusuna devredecek ve o yalnızlık nişanını her seferinde değiştirebileceğim bir yerde saklayarak oluksuz bir yerinden zamanın uzaklaşacağım…

Ben sadece saçlarını toplarım avuçlarımda…
Yalnızlığın gövdesi kırılgandır, bir zamanlar içinden geçmiştim….
Sayfalar: 1 2