:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: ''Dünyanın adı yalan,sevdam gerçek olmuş ne çıkar?''...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3
Bir damla sevdanın adıdır Gözyaşı..
Nefes almaya başladığında nerede sonlanacağını bilmediği bir yolculuğa çıkmıştır çoktan..
Sahibinin yüreğini yansıtan aynada hayatın bıraktığı izlerden süzülür usul usul.

Eğer dayanabilmişse benliğini kavuran hasrete,buharlaşıp uçmamışsa bütün umutlarıyla beraber gökyüzüne,artık vuslat zamanıdır,sevda dertlisiyle yürekle kucaklaşır..
Yürek,gurbetteki yolcusunu yıllardır bekleyen hancı gibidir..
Gözyaşına sinesini dostça açar,bilir dermanının yalnızca onda olduğunu..
Bütün kuytularına en kalın zincirlerle demir atmış sevdanın ağır yüklerini üzerinden atmak istiyordur artık..
''Bu zincirlerin anahtarı sensin,kurtar beni''der gözyaşına..

Gözyaşı,yolculuğunun anlamını keşfetmenin verdiği güçle her limanını bildiği bir okyanusu dolaşan denizci edasıyla zincirleri açmaya başlar..
Hasreti serbest bırakır önce,bütün özlemler kaybolur..
Ardından tutkuya koşar,aşkın belini büker..
Sıra son zincirdedir..

Sevdanın ilk zinciri olan Aşka endişeyle yaklaşır gözyaşı..
O kadar derine yerleşmiştir ki aşk,zincirin kopması yüreğin ölümü demektir..
Birden ürperir..''Ölüm mü,sevda mı?''diye sorar yüreğe..
Yürek son kez cesurca seslenir gözyaşına..
''Dünyanın adı yalan,sevdam gerçek olmuş ne çıkar?''...
“Avuçlarımda yitik bir sevda;
Her gece sana geliyorum,
Uykusuz her hece sana…”

Gözlerinden deniz görünüyordu ve ben gözlerinin sahilinde çıplak ayakla yürüyordum. Dalgalar sahili yalıyordu usul usul… Kırmızı topuklarıma takılıyordu gözlerin. Sevdanın derininde onulmaz bir düştü yüreğim. Ecelin oluyordum her gece yeşil tepelere serdiğim düş bahçelerinde…

Biliyordun asi rüzgar…

“Tüm sualler yanar geceler düşlere kanatlanınca…”

Ve sen sevgilim masallar anlatıp kandırırdın hüzünlerimi, kaçan uykuma şükrederdim o vakit. Varlığının yoksulu bir fakir sofrada umudu beslerdik gözyaşlarımızla. Yufka yüreğini değişmezdim dünyalara, kirpiğinin kıvrımındaki bir damlaya canımı teslim ederdim. Kuruyan gözpınarların ıslak dudaklarımın nemi ile şifa bulsun diye dualar ederdim. Avuçlarındaki gül yapraklarıyla kanatlandırırdın kelebek yüreğimi, güzüme inat... Sana sadık rüyalarımda bile sabrı anlatırdın, o sabır ki her sabah gözlerimin şu yalan dünyaya doğması gibi…

“Gecenin yanaklarından süzülürken şafak,
Yıldızsız, karanlık da olsa gök kubbe
Gül yordamıyla bulurduk nefeslerimizi…”

Gözlerimdeki hayatla birleşince yarım cümlelik sevdalar yitirirdi anlamını. Sen benimle tamdın sevgilim. Bilirdik eninde sonunda kaybolurdu düşler… Bitimsiz özlemlerle kurduğumuz her düşün ardından hüzünler devrilse de üzerimize, biz gerçektik…

Ay yüzüme bak gözlerindeki hayatla… Geldiğin yolların tozu toprağı dururken öpmeliyim avuç içlerini… Hadi uzan varlığının mutluluğu ile çöz saçlarımı. Eteğime topladığım çiçekleri iliştir. “Ellerin” diyorum, ellerin yurt edinmeli saçlarımın her telini. Yanışın her an artsa da dayan, gücün yetmese de vazgeçme bu sevdadan.

“Şimdi acıları bırak başucuma…
Gözyaşlarıma uzan…”

İtiraz yok asi rüzgar…

Kirpiklerinin gölgesinde bir sergi açmanı istiyorum, kimsenin uğramadığı bir sonbahar günü… Üzerime çöken hasretlerin arasında çok sevdiğim gülleri resmetmelisin. Her tablodan okumalıyım sevda romanımı. İçlerinden biri bana yakın gelmeli. Hani o gözlerimde bir dolu hüzün olan…

“Renkler yanar hüznümde, sen siyahı giydir yine bana…
Takvimlerin boş yapraklarında dururken zaman
Küçücük yüreğimle ölümsüzlüğü sunuyorum bak sana”

Bilirim yakıştırmazsın beyaz tenime bu zemheri matem rengini… Dudaklarıma değen her renk yandıkça başka çaren kalmaz sevgili. Gün uzar kavuşmayı bekledikçe, gün büyür gözlerimizde, geç gelir gece. Gece siyah…

Yırtılır karanlık, ateşli bakışlarını gördüğümde. Yokluğuna uzattığım saçlarımda başlarken vefakar geceler, avuçlarımdaki şarabi sevişlere bırak kendini. Sonra gamlı saçlarımın her teline asalım düşlerimizi. Nefesine nefesimi al yakalım geceyi sönse de bir bir yıldızlar. Unutulmuş bir yalnızlığın içinde olsam da yüreğimin kuytularına uzan… Özlemlerime yenilerini eklemeden uzan ki göğüs kafesimde yankılanan yürek atışlarımın senli bestelerini dinlemek nasibin olsun.

Yüreğindeki azimli sevda ile kanasan da aç gönlünü bana özlenen sevgili. Bakma gözlerimdeki yaşlara, sevince açar gamzelerim, hem ağlamak yakışmaz ki bana.

Haydi söyle sükut ile…

Sorularımın cevabı var mıdır asi rüzgar…

“Bedeli çoktan ödenmiş bir sevdayı, neden kanatır zaman…”
Ben Mezopotamya !...
Asya`nın nazlı kızı .
Bereketin, bolluğun ve sevdaların diyarı ...
Sevgi ve kin ,
Öfke ve hırs ,
Savaş ve barış bende anlamlandı .
Bende vücut buldu ruh ,
Tarih benimle başladı ..



Özgürlük göbek adımdır ,
Dağlarımda ve ovalarımda ,
Zümrüt yeşilinde
Ve güneşin sihirli renklerinde ,
Rüzgarın o karşı konulmaz ,
Muhteşem ritminde bir kısrak olur ,
Fırat` la yarışır ,
Dicle`de dinginleşirim ..
Nemrut`ta kara kartalın kanatlarında
Tanrılara meydan okurum ...
Eridu`da Gılgameş olur,Enkidu`yu ehlileştiririm ,
Hammurabi olur 282 ile düzen getiririm ...
Tanrıça İştar benimle aşık atamaz ,
Çünkü özgürlük ve sevdanın pınarı benim ..
Çünkü ben Mezopotamya`yım
Asya` nın nazlı ve biricik kızı .



Güneş ;
Önce
Ve en güzel bende doğar .
Yayılır çekinmeden ,
Çırılçıplak dolanır gün boyu
Ovalarımda , dağlarımda ...
Kah bir kelebeğin kanadında ,
Kah yeni doğan bir kuzunun yanıbaşında ,
Bazen tohuma duran bir çiçeğin tomurcuğunda
Bazen de İzlo`nun doruklarında akşamı getirir ...
Vedalaşırken batımda ,
Mor gecede ayın en güzel yüzüne emanet eder beni ,
Ertesi günde buluşmanın sevgi ve coşkusuyla ...
Çünkü ben Mezopotamya` yım
Güneşin ve ayın maşuku ..



İnsanlarım mert ve sevecen ,
Çünkü benim suyumu içtiler ,
Ekmeklerinde , sevgiyle büyüttüğüm başaklarım
Ayranlarında , sütümle beslediğim ,
Mis kokulu otlarımın tadı var ...
Çünkü onlar benim çocuklarım ,
Ruhları bende bedenlendi ...
Özgür , mağrur ve sevgi dolu ..



En iyi bağbozumları bende olur ,
En iyi şarabı , en tatlı şırayı ben veririm
Belki de bundandır ,
Benim topraklarımda aşk ,
Sevmek ve sevilmek ,
Şarap tadında olur ...
Bundan değilmi ki ;
Babil Kralı Nabukodonosor ,
Sevdası için Mardin` den Şamran` larla
Şıra akıttı yüzlerce mil aşağılara ,
Bundan değilmi ki ,
İskender Zınnar`a ;
Prenses Fahriyye ve Ravza cennet bahçelere ,
Şad Buhari Mardin`e yerleşir ..
Timur, Kustus, Antonius ve daha nicesi ,
Bu sevdanın peşinde topraklarıma kan bulaştırdılar ...
İhanet ektiler topraklarıma ;
Kelepçe vurdular çocuklarımın gözyaşlarına ...
Dağlarımda ağaç bırakmadılar , çıplak kaldım ,
Utanırım .. ele güne karşı ,
Utanırım .. aya, güneşe karşı
Çünkü ben Mezopotamya` yım ,
Asya` nın nazlı ve özgür kızı ..



İbrahim bende doğdu ,
Sin Mabedinde aya ve yıldızlara yakarırken doğruyu buldu ...
Zarathustra, Mani ve Yezidiliğe ben ilham oldum ,
İlk Hıristiyanlara ben kucak açtım
Lorna ve Anastisiupolis ile , İslam` ın yolunu ben açtım
Dermetinan` da Hacı Kemal ,
Kosar` da Hoca İhsan ,Selman-i Pak ve niceleri İslam dediler ;
Moşe Bar Kifo , Hanna Dolabani ;
Hammara` da , Deyrulzafaran` da , Mor Mihail` de Mesih demediler mi ?
Ekmeğim , suyum ve güneşim hepsine yetmedi mi ?
Yetmedi mi ? Zeytinim incirim ve narım ..



Utanırım anamdan , kardeşlerimden , çocuklarımdan
Utanırım güneşten , aydan ve rüzgardan ...
Utanırım aç yatan bebelerden , dedelerden ,
Utanırım el kapısında iş dilenen civanlardan ,
İçtiği suya pislik bulaşmış analardan , babalardan utanırım ..
Çünkü ben Mezopotamya` yım
Asya` nın nazlı ve mağrur kızı ...
Eğer dayanabilmişse benliğini kavuran hasrete,buharlaşıp uçmamışsa bütün umutlarıyla beraber gökyüzüne,artık vuslat zamanıdır,sevda dertlisiyle yürekle kucaklaşır..
Hasrettir sevdaları perçinleyen,hasrettir,sevdayı canlı tutan,hasrettir sevdaya dair ne varsa içinde saklayan...hasret ve sevda aslında birbirini tamamlayandır..
Tüm sevgilerin hasretle sentezini tamamlamış gerçek sevda olmuş haliyle yaşanması dileğiyle.
Güzel bir yazıydı,duygularınıza sağlık arkadaşım..
“Bedeli çoktan ödenmiş bir sevdayı, neden kanatır zaman…”
Bedeli ödenmiş sevdalar,yok eder tüm duyguları,sadece korkarsın,bu bedeli ödenmiş sevdaların mirasıdır.Reddi miras hakkın yoktur asla,yaşamlısın bu mirası,bedeli ödenmiş sevdalarda.
Güzel bi yazıydı,teşekkürler arkadaşım.
Çok akıcı bir dille yazılmış,harika bir şiir,inanılmaz güzeldi teşekkürler arkadaşım.
Asla yorumlamak değildir yaptığım
Sürekli bir hüzün yağmurunda ıslanmaktır belki
Bir birine paralel uzanır Şarktan garba doğru Dağlar
Dağlarında ben
Ve tüm dünyada olmadığı kadar
Bağrında saklar madenleri
Hayata kastımsa yaşamaktır sadece
Yaşamak Aşkı, Izdırabı, Vefayı ve isyanı anlatır Ülkemde
Ve avazı çıktığında bağırır tüm dünyaya
BEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE



Yüreğine emeğine sağlık canım benim...
Çok anlamlı güzel dile gelmiş özlenen sevda.Teşekkürler...........................1hug.gif

Teşekkürler....
Sevdanın ilk zinciri olan Aşka endişeyle yaklaşır gözyaşı..
O kadar derine yerleşmiştir ki aşk zincirin kopması yüreğin ölümü demektir..


Yüreğine sağlık canımm
'Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli' diyordu şair.
Yanına yaklaşmaya imkan olmayan bir güzelliğe hasret böyle güzel anlatılır.

Bende seni hep uzaktan sevdim,asla cesaret edip sevdiğimi söyleyemedim.

Mümkün olup ta sevgine ulaşamadım,kalbine girip de içinde dolaşamadım.
Kendi halimde ellerim ceplerimde yanlızlığın azabıyla dolaşırken.
Yaşam boşluklarımı senin hayallerinle doldurup avunurum.
Ama ne yaparsam yapayım o şarkıdaki en güzel şeye ulaşamıyorum.
Ne güzün ne baharda ne yazın nede kışta, ellerini elimle,bellerini kolumla
Sarıp dolaşamıyorum.
Seni uzaktan sevmeyi ben yalnız yaşıyorum.
Belki de ömür boyu karşılıksız olarak sevmeyi sürdürecek bir kalbi taşıyorum.
Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli demek bana yetmiyor.
Elimdeki sadece,seni uzaktan sevmek,fakat hasret bitmiyor.
Yarattığım hayalin gözlerimden gitmiyor.
Cesaretim sevgimin yarısı kadar olsaydı böyle uzaktan sevmez.
Gördüğüm her yerde gırtlağımı patlatır aşkımı haykırırdım.
Olsun,bütün gerçeklere rağmen ben seni ümitsizce seviyorum.
Ve ne yapacağım,inanki bilmiyorum.
Şair haklı çıksın diye.
Elimden gelen tek şey,uzağa gidiyorum.
Kalbim kabul etmiyor ama beynim biliyor.
Her kalb birgün gelince başka kalbi seviyor.
Biliyorum ki sen de benim gibi bir gün birisini görecek ve beğeneceksin.
Belki de görmüş ve beğenmişsindir.
Eğer öyleyse veya öyle olacaksa umarım hiç bir zaman uzaktan sevmezsin.
Sevdiğinin sevgisiyle birlikte el ele diz dize şairi yalancı çıkartırsın.
Ümit fakirin ekmeği,sevenin sevgisinden sonra her şeyi.
Olurya belki sende öğrenir beni uzaklardan çağırırsın.
Şaire inat olsun hep yanımda kalırsın.
Seni yakından sevmek aşkların en güzeli diyerek haykırırsın.
Sayfalar: 1 2 3