08-29-2010, Saat: 08:39 PM
[b]İşte bilimsel süre
Psikiyatrist Doç Dr. Özkan Pektaş Bloomberg HT’de Gülin Yıldırımkaya’ya açıkladı...
Aşk acısı çok tehlikeli bir şey bunu 15 24 44 64 diye de sınırlamak mümkün değil kaç yaşında olursak olalım insan ayrılmaya karar verirken de zorlanıyor. Kişi sevmese beraber olmak istemese de bir şekilde ilişkiyi bitirmekte zorlanıyor. Sağlıklı ayrılma süreci nasıl işler ayrılma zamanı geldiğinde kişi ne yapmalıdır?
Ayrılık çok ciddi bir konu herkesi çok fazla etkiliyor. Ayrılığın resmi tarafı boşanma boşanmada her iki tarafı çok etkileyen özellikle erkeği çok çok etkileyen bir durumdur. Ayrılık konuşarak olmaz. Son dönemlerde ‘ayrılığı konuşalım’ söylemi çok popüler fakat ayrılık konuşulmaz. Karşı tarafa ‘seni artık sevmiyor’ diyeceksiniz o konuşmada karşı tarafta ‘beni sevmiyorsan başkasını seviyorsun’ diyecek. Siz bu durumda ya dürüst davranıp ‘evet başkasını seviyorum’ dersiniz alacağınız cevap; ‘eyvah! Sen bunu nasıl yaparsın?’dır. Ya da ‘artık seni karım ya da kocam gibi göremiyorum’ diyeceksiniz. Burada da dinamikler işlemeye başlar. İstenmeyen kişi zorla o evde oturamaz.
Böyle bir durumda ikinci şans talebi de devreye girebilir ve istenmeyen bir ilişkinin uzun süre devamına da sebep olabilir değil mi?
Ama olmuyor. Eğer orada sizin ruh sağlığınız hayata bakış açınız eğer dengeli ise bunu hazmetmeyi bilmeniz gerekiyor. İnsanın en önemli özelliği vedalaşmayı bilmesidir. Yani her an her şekilde bir durumdan insan vedalaşabilir. İşten çıkarılabilirim ölebilirim eşimden ayrılabilirim vedalaşmak insanlar içindir. Beş çocuğum var şimdi ne olur gibi bahanelere sığınıp vedalaşmamak olmaz. Sizi sevmeyen bir insanla size artık eski duygularını beslemeyen bir insanla beraber olmak sizi inanılmaz derecede deprese edecek örseleyecektir. Herkesi seven bir başkası çıkıyor ve vardır. Ayrılıkta elbette acı çekilecek ama bu ayrılık acısı altı aydan uzun sürmez. Altı aydan sonra hala ayrılık acısı geçmediyse müdahale edersiniz.
Müdahale nedir? Psikiyatrik tedavi mi?
İlaç psikoterapi vb. Mesela buradaki sıkıntı şudur; Ben ‘ayrılıyorum’ dedim ve çektim gittim. Siz iki de bir ‘tekrar beraber olalım mı?’ diyorsunuz. Tam ben sizi gömecekken siz iki de bire kafanızı çıkarıyorsunuz ve ben o matemi tamamlayamıyorum doğal olarak bitiremiyorum. Bu noktada siz bana zarar vermeye başlıyorsunuz. O noktada kişinin kendi disiplini devreye girmeli ve kapıları kapamalıdır.
Sevgililerin yanında çiftlerin arkadaşları da ilişkileri öldürmüyorlar.
Bazen arkadaşlar şöyle söylerler ‘aa biliyor musun ne yaptı ya da o aslında seni çok seviyor’ bütün bunlar matem döneminin uzamasına sebep olur.
O zaman içimiz de bir şey bittiyse konuşmaya gerek yok diyorsunuz.
Evet konuşmaya gerek yoktur. Arkadaş da kalınmaz pek bu durumlarda arkadaş kalalım arada oturup tavla oynayalım ya da çocuğumuz için birlikte tatile gidelim gibi şeyler çocuk için de çok tehlikeli çocuk da şizofreniye dönüyor.
Bilimsel olarak ayrılık acısı gerçekten altı ay mı? Yıllar öncesinde kalmış bir ilişkinin taraflarından birinin evlendiğini ya da sevgili olduğunu duyduğunda da kişi de sinir bozukluğu olabiliyor ayrılık acısı bitmiyor mu? Bu sinir bozukluğunun sebebi nedir?
Bu benim bıraktığımı bıraktılar gibi bir şey ‘ben beğenmemiştim nasıl beğendiler?’ gibi bir his olabilir ya da alışkanlıklarımızı da seviyoruz. Bir yaşanmışlık varsa o yaşanmışlık içinde bir bağlılıkta söz konusu bitirdiniz ama bir sürü anı da var biriktirdiğiniz o anılarla ilgili durumlar bir şekilde hafızaya geri çağrılıyor ama daha sonra insan onu da aşabiliyor.
Terk edilen kişi hep orada kalsın belki bir gün dönerim gibi bir düşünce de buna sebep oluyor olabilir mi?‘Ben bıraktım bak hala toparlanamadı acı çekiyor’ gibi bir his de etken olabilir ve bunlar çok doğaldır. İnsanın doğasında kıskançlık var bu kıskançlığın abartılmaması hastalıklı bir hale dönüştürülmemesi gerekiyor.[/b]
Psikiyatrist Doç Dr. Özkan Pektaş Bloomberg HT’de Gülin Yıldırımkaya’ya açıkladı...
Aşk acısı çok tehlikeli bir şey bunu 15 24 44 64 diye de sınırlamak mümkün değil kaç yaşında olursak olalım insan ayrılmaya karar verirken de zorlanıyor. Kişi sevmese beraber olmak istemese de bir şekilde ilişkiyi bitirmekte zorlanıyor. Sağlıklı ayrılma süreci nasıl işler ayrılma zamanı geldiğinde kişi ne yapmalıdır?
Ayrılık çok ciddi bir konu herkesi çok fazla etkiliyor. Ayrılığın resmi tarafı boşanma boşanmada her iki tarafı çok etkileyen özellikle erkeği çok çok etkileyen bir durumdur. Ayrılık konuşarak olmaz. Son dönemlerde ‘ayrılığı konuşalım’ söylemi çok popüler fakat ayrılık konuşulmaz. Karşı tarafa ‘seni artık sevmiyor’ diyeceksiniz o konuşmada karşı tarafta ‘beni sevmiyorsan başkasını seviyorsun’ diyecek. Siz bu durumda ya dürüst davranıp ‘evet başkasını seviyorum’ dersiniz alacağınız cevap; ‘eyvah! Sen bunu nasıl yaparsın?’dır. Ya da ‘artık seni karım ya da kocam gibi göremiyorum’ diyeceksiniz. Burada da dinamikler işlemeye başlar. İstenmeyen kişi zorla o evde oturamaz.
Böyle bir durumda ikinci şans talebi de devreye girebilir ve istenmeyen bir ilişkinin uzun süre devamına da sebep olabilir değil mi?
Ama olmuyor. Eğer orada sizin ruh sağlığınız hayata bakış açınız eğer dengeli ise bunu hazmetmeyi bilmeniz gerekiyor. İnsanın en önemli özelliği vedalaşmayı bilmesidir. Yani her an her şekilde bir durumdan insan vedalaşabilir. İşten çıkarılabilirim ölebilirim eşimden ayrılabilirim vedalaşmak insanlar içindir. Beş çocuğum var şimdi ne olur gibi bahanelere sığınıp vedalaşmamak olmaz. Sizi sevmeyen bir insanla size artık eski duygularını beslemeyen bir insanla beraber olmak sizi inanılmaz derecede deprese edecek örseleyecektir. Herkesi seven bir başkası çıkıyor ve vardır. Ayrılıkta elbette acı çekilecek ama bu ayrılık acısı altı aydan uzun sürmez. Altı aydan sonra hala ayrılık acısı geçmediyse müdahale edersiniz.
Müdahale nedir? Psikiyatrik tedavi mi?
İlaç psikoterapi vb. Mesela buradaki sıkıntı şudur; Ben ‘ayrılıyorum’ dedim ve çektim gittim. Siz iki de bir ‘tekrar beraber olalım mı?’ diyorsunuz. Tam ben sizi gömecekken siz iki de bire kafanızı çıkarıyorsunuz ve ben o matemi tamamlayamıyorum doğal olarak bitiremiyorum. Bu noktada siz bana zarar vermeye başlıyorsunuz. O noktada kişinin kendi disiplini devreye girmeli ve kapıları kapamalıdır.
Sevgililerin yanında çiftlerin arkadaşları da ilişkileri öldürmüyorlar.
Bazen arkadaşlar şöyle söylerler ‘aa biliyor musun ne yaptı ya da o aslında seni çok seviyor’ bütün bunlar matem döneminin uzamasına sebep olur.
O zaman içimiz de bir şey bittiyse konuşmaya gerek yok diyorsunuz.
Evet konuşmaya gerek yoktur. Arkadaş da kalınmaz pek bu durumlarda arkadaş kalalım arada oturup tavla oynayalım ya da çocuğumuz için birlikte tatile gidelim gibi şeyler çocuk için de çok tehlikeli çocuk da şizofreniye dönüyor.
Bilimsel olarak ayrılık acısı gerçekten altı ay mı? Yıllar öncesinde kalmış bir ilişkinin taraflarından birinin evlendiğini ya da sevgili olduğunu duyduğunda da kişi de sinir bozukluğu olabiliyor ayrılık acısı bitmiyor mu? Bu sinir bozukluğunun sebebi nedir?
Bu benim bıraktığımı bıraktılar gibi bir şey ‘ben beğenmemiştim nasıl beğendiler?’ gibi bir his olabilir ya da alışkanlıklarımızı da seviyoruz. Bir yaşanmışlık varsa o yaşanmışlık içinde bir bağlılıkta söz konusu bitirdiniz ama bir sürü anı da var biriktirdiğiniz o anılarla ilgili durumlar bir şekilde hafızaya geri çağrılıyor ama daha sonra insan onu da aşabiliyor.
Terk edilen kişi hep orada kalsın belki bir gün dönerim gibi bir düşünce de buna sebep oluyor olabilir mi?‘Ben bıraktım bak hala toparlanamadı acı çekiyor’ gibi bir his de etken olabilir ve bunlar çok doğaldır. İnsanın doğasında kıskançlık var bu kıskançlığın abartılmaması hastalıklı bir hale dönüştürülmemesi gerekiyor.[/b]