09-06-2010, Saat: 06:12 PM
Nerden aklıma geldin bilmiyorum.
Ben sadece sana seni sevdiğimi söylemek istedim nedensiz bir istek bu saçmaladığımı düşünebilirsin ama bir önemi yok artık...
Hem nedenlerin ne önemi kaldıki hayatta herkes kendine verilen rolü oynama derdindeyken kim sorgular ki nedenleri?
Firavun tapınaklarında ölümsüzlüğü ararken sana rastlamış gibiyim.
Sahte tanrılar kadar yalan bir hayatım var.
Ama buna inan yalanlar üzerine kurduğum dünyamın en gerçek yalanısın sen...
Şimdilerde yeni yeni anlamlar yüklüyorum sana hak etmediğim kadar çoğaltıyorum seni içimde.
Sahiden var mısın bu yasamda sen?
Yoksa bir hayale mi tutkunum ben?...
Gözlerim ağırlaşıyor mum ışığında uykusuzum yine.
Kaç gecedir uyuyamıyorum ama sen bana aldırma uyumasamda gel gir rüyalarıma çünkü seni görebildiğim tek yer rüyalar artık...
Onlarında beni terketmesi yakın sadece seni görebilmek için uyuduğumu anlamış görünüyorlar.
Neyse ki gün aydınlanmak üzere bu gecede kandırdım onları yine seninle aldattım düşlerimi.
Yataktaki düşlerimin üzerini örtüp avluya çıkıyorum düşler sonbaharı andırıyor solgunlar hepsi...
Avluda kanadı kopuk melekler ağlaşıyor birbirlerinin kopuk kanatlarını dikiyorlar gözyaşları içinde.
Köşede yaralarını yalayarak temizleyen bir kedinin iniltisi duyuluyor sesi kanıyor sanki...
Sırtımı bir ağaca yaslayıp oturuyorum ağaç yorgun ben umarsızım...
Dudağıma unutulmaya yüz tutmuş bir şarkı sözleri yapışıyor içinde senin adın var.
Söylemeye başlıyorum kısık bir sesle sesime yabancıyım sanki.
Uzun zamandır duymadım kendi sesimi öylesine uzağım kendime bilemezsin.
Ruhum bir başka bedene göç etmiş gibi sahiden benim mi bu ses bu beden?
Tanımsız bir cisim gibiyim kendi yaşamımda...
Şimdi bir baska dilde seviyorum seni...
Ben sadece sana seni sevdiğimi söylemek istedim...
Avludaki kanatları kopuk melekler ve sesi kanayan kedi kadar bağlıyım yaşama...
Ben sadece sana seni sevdiğimi söylemek istedim nedensiz bir istek bu saçmaladığımı düşünebilirsin ama bir önemi yok artık...
Hem nedenlerin ne önemi kaldıki hayatta herkes kendine verilen rolü oynama derdindeyken kim sorgular ki nedenleri?
Firavun tapınaklarında ölümsüzlüğü ararken sana rastlamış gibiyim.
Sahte tanrılar kadar yalan bir hayatım var.
Ama buna inan yalanlar üzerine kurduğum dünyamın en gerçek yalanısın sen...
Şimdilerde yeni yeni anlamlar yüklüyorum sana hak etmediğim kadar çoğaltıyorum seni içimde.
Sahiden var mısın bu yasamda sen?
Yoksa bir hayale mi tutkunum ben?...
Gözlerim ağırlaşıyor mum ışığında uykusuzum yine.
Kaç gecedir uyuyamıyorum ama sen bana aldırma uyumasamda gel gir rüyalarıma çünkü seni görebildiğim tek yer rüyalar artık...
Onlarında beni terketmesi yakın sadece seni görebilmek için uyuduğumu anlamış görünüyorlar.
Neyse ki gün aydınlanmak üzere bu gecede kandırdım onları yine seninle aldattım düşlerimi.
Yataktaki düşlerimin üzerini örtüp avluya çıkıyorum düşler sonbaharı andırıyor solgunlar hepsi...
Avluda kanadı kopuk melekler ağlaşıyor birbirlerinin kopuk kanatlarını dikiyorlar gözyaşları içinde.
Köşede yaralarını yalayarak temizleyen bir kedinin iniltisi duyuluyor sesi kanıyor sanki...
Sırtımı bir ağaca yaslayıp oturuyorum ağaç yorgun ben umarsızım...
Dudağıma unutulmaya yüz tutmuş bir şarkı sözleri yapışıyor içinde senin adın var.
Söylemeye başlıyorum kısık bir sesle sesime yabancıyım sanki.
Uzun zamandır duymadım kendi sesimi öylesine uzağım kendime bilemezsin.
Ruhum bir başka bedene göç etmiş gibi sahiden benim mi bu ses bu beden?
Tanımsız bir cisim gibiyim kendi yaşamımda...
Şimdi bir baska dilde seviyorum seni...
Ben sadece sana seni sevdiğimi söylemek istedim...
Avludaki kanatları kopuk melekler ve sesi kanayan kedi kadar bağlıyım yaşama...