09-08-2010, Saat: 11:12 AM
Lazer Epilasyon günümüz teknolojisinde Epilasyon konusunda gelinen en son noktadır. Lazer epilasyon 'da amaç, kıl üretimini gerçekleştiren kıl kök hücresini lazer ışığı ile tahrip edip bir daha kıl üretmesini tamamen engellemektir. Tahrip edilerek yok olan kıl hücresinin de bir daha kıl üretmesi mümkün olmadığından epilasyon yöntemleri arasında lazer epilasyon en iyi epilasyon yöntemidir.
Lazer Epilasyon her ne kadar kozmetik bir girişim olmasa da, mutlaka doğru lazer teknolojisini uygulayan, doğru lazer epilasyon merkezi tercih edilmelidir. Lazer Epilasyon, günümüzde sırf ticari amaç için açılmış ve doktor olmayan kişilerin kontrolünde bir çok lazer epilasyon merkezleri ve güzellik salonlarında lazer epilasyon uygulamasını eski veya ucuz teknolojiler ile yapmaktadır. Lazerli epilasyon adı altında lazer teknolojisi olmayan ucuz cihazlar ile lazer epilasyon uygulaması yapılmakta veya günümüzde artık lazer epilasyon amaçlı kullanılmayan bazı lazer türleri ile çalışılmaktadır.
Teknolojisi eskidiğinden dolayı uzakdoğudan ucuz fiyatlarla satın alınan bu cihazları temin eden bazı güzellik merkezleri, bir çok hastayı lazer epilasyon yapıyoruz diye kandırmaktadır. Buralarda yapılan lazer epilasyon işlemleri adeta bir modern ağda gibi geçici sonuçlar vermekte, hatta bazen lazer epilasyon sonrası kılların artması, ciltte kalıcı yanık izleri gibi çok can sıkıcı sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Defalarca lazer epilasyon yaptırdım halde netice alamadım diyen, bana vaat edilenler gerçekleşmeyince karşımda muhatap bulamadım diyen bir çok kişi ancak mağdur olduktan sonra lazer epilasyon hakkında bilgiye ulaşmaya çalışmaktadır.
Lazer Epilasyon Cihazlarının farkları ve üstünlükleri nelerdir?
Alexandrite lazer: Türk insanı genellikle çok koyu olmayan ten rengine ve koyu renk kıl yapısına sahiptir, bu nedenle alexandrite lazer epilasyon için en uygun yapıdadır. Alexandrite lazer derindeki kıl köküne dek ulaşarak kalıcı sonuç sağlar ve bu başarıyı sağlarken kalıcı yanık sorununa yol açmaz. Cihaz cilde 3 santimden atış yaptığından hijyen açısından sorun yaşanmaz.
NdYag lazer: Bazı merkezlerin lazer epilasyon bronz ciltte yazın dahi uygulanabilir diye tanıtım yaptığı NdYag lazer yüzeysel etki yaptığından derindeki köklere etki etmemekte, seans sayısı çok artmakta, kalıcı epilasyon başarısı düşmektedir. NdYag lazer fazla acı hissi verdiğinden lazer epilasyon tedavisinin yarım kalma ihtimali yüksektir. NdYag kullanımında bir diğer risk ise bu lazer ile ciddi ve kalıcı iz bırakan yanık olma ihtimalinin mevcut olmasıdır.
Işık bazlı sistemler: (IPL, Mavi Işık, Fotoepilasyon vs.) Bunlar gerçek lazer epilasyon değillerdir, sadece yoğunlaştırılmış ışık sistemleridir. Bu yöntemler derindeki köklere ulaşıp kıl kökünü tahrip gücüne sahip olmadıklarından daha ziyade bir modern ağda yöntemi olarak kabul edilir ve geçici etki gösterirler. Uygulama sırasında cihaz cilde temas ettiğinden hijyen açısından sorun olabilir. Vücut kıllarından kalıcı olarak bu yöntemler ile kurtulamazsınız.
Diode lazer: Diyot lazerler sadece ince, zayıf kıllarda başarılıdır, yüz kıllarında olumlu sonuçlar verebilmektedir. Kalın ve kökleri daha derinde olan vücut kılları için Lazer Epilasyon 'da önerilmez, sadece yüzünüzde ince ve açık renkli tüyler için tercih edebilirsiniz. Lazer epilasyon Uygulamada cihaz cilde temas ettiğinden hijyen açısından sorun olabilir.
Radio Frequency (RF): Radyo frekans dalgalarıdır, lazer değildir. Açık renkli, beyaz, sarı kılları yok edeceği iddia edilmekteyse de tarafsız çalışmalarda sadece kıl köklerinde geçici nem azalması sağladığı, zamanla kılın tekrar eski haline geldiği saptanmıştır.
Bazı cihazlar bu RF’ye (Radyo Frekans) ek olarak IPL veya Diode lazer epilasyon sistemlerini de birlikte kullanır.
(Referans: Pers. Comm. Nov. 2006, Larry Kunze, M.E., President of Rocky Mountain Laser College, Inc, state certified medical laser professor)
Tüm lazer tipleri değerlendirildiğinde Apogee Elite Alexandrite Lazer epilasyon cihazının en uygun lazer epilasyon cihazı oldugu olduğu anlaşılmaktadır.
MERAK EDİLENLER
Lazer epilasyon kaç seans uygulanmalıdır ?
Lazer ışını anajen (aktif) fazdaki kıl köklerini etkilemektedir. Tüm kıl kökleri aynı anda aktif olmazlar. Bu nedenle telojen (pasif) kökler, aktif döneme geldiklerinde bunlara da uygulama gerekecektir. Kalıcı bir sonuç ancak birkaç seans sonrasında elde edilmektedir. Fakat seanslara düzenli devam edildiği taktirde ilk seanstan sonra kıl sorunu yaşanmaz. Kılların kalınlığı ve sıklığı her kişide farklı olduğu için kesin bir seans sayısı tahmin etmek mümkün değildir, kişiden kişiye ve bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. Ortalama olarak çoğu kimselerde 4-6 seans kalıcı netice sağlamak için yeterli olmaktadır. Seans araları yüz bölgesi için 4 hafta vücut bölgeleri için 8 hafta kadardır.
Lazer epilasyon uygulanırken tek bir seans ne kadar sürmektedir ?
Uygulama yapılan bölgenin genişliğine göre süreler değişmektedir. Yaklaşık olarak bıyık ve çene bölgesi 4-5 dakikada tamamlanırken, tüm bacaklar 45 dakika ile 1 saat kadar sürmektedir. Seans araları 6-8 haftadır.
Hangi vücut bölgelerine lazer epilasyon uygulaması yapılabilmektedir ?
Hemen hemen vücudun bütün bölgelerine lazer epilasyon uygulaması yapılabilmektedir. Sadece göz kapaklarına uygulama yapılmaz çünkü cilt burada çok incedir ve göz lazerden etkilenebilir.
Büyük bölgelere hatta tüm vücuda tek seansta lazer epilasyon uygulanabilirmi ?
Evet. Kıl diplerine tek tek uygulama yapılan elektrolizden farklı olarak her atışta birçok kıl kökü tahrip edilmektedir ve bu nedenle de uygulama süresi çok daha kısa sürmektedir.
Her tondaki cilde lazer epilasyon uygulanabilmekte midir ?
Lazer epilasyon uygulaması için en uygun aday açık cilt rengine sahip olup tüyleri de koyu renk olanlardır.
Lazer ışığı, cilde herhangi bir zarar vermeden geçip sadece kıl kökünü tahrip ettiğinden hassas ciltlere de uygulama yapılabilmektedir.
Lazer epilasyonun güvenliliği kesinmidir ?
Evet, lazeri enerjisi belirli bir dalga boyundaki ışındır. Cilde zarar vermeden geçerek kıl kökünü etkileyen bu ışın demeti vücutta herhangi bir artık madde bırakmaz. Örneğin röntgen ışınları vücutta artık olarak radyasyon bırakmaktadır ve belirli bir zaman içerisinde çok doz alınırsa oluşan birikim neticesi risk doğurabilmektedir. Ancak lazer ışığının vücutta bıraktığı herhangi bir artık bulunmaz ve dolayısıyla güvenlidir, ayrıca herhangi bir kanserojen etkisi de bulunmamaktadır. Bu neden ile Amerikan FDA tarafından yıllarca yapılan incelemeler sonucu zararsız ve epilasyon amaçlı kullanım için Aleksandrite tipi onay almıştır.
Lazer epilasyonun yan etkileri varmıdır ? Uygulama esnasında acı hissediliyormu ?
Lazer epilasyon uygulamasının bilinen kalıcı bir yan etkisi bulunmamaktadır. Uygulama sonrasında kıl köklerinin enerjiden etkilendiğinin belirtisi olan hafif kabartılar ve kızarıklıklar oluşabilir. Fakat uygulama bölgesinde görülebilecek bu durum çok kısa bir zaman içerisinde kaybolacaktır. Uygulama yapılırken hafif bir yanma hissedilebilir. Ancak seans öncesinde uygulanacak EMLA gibi preparatlarla acıya çok hassas kişilerde bu durum minimize edilmektedir.
Lazer epilasyon uygulamasına gelirken nelere dikkat edilmelidir ?
Uygulamanın yapılacağı bölgede 4 hafta önceden başlamak kaydıyla cımbız, ağda gibi kökten alma yöntemleri kullanılmamalıdır. Ayrıca cilt tonunu belirgin koyulaştıracak şekilde güneş ışığından ve bronzlaşmadan da kaçınılmalıdır. Uygulamaya geleceğiniz günden 3 gün öncesine dek tüylerinizi vücut bölgelerinde jilet, yüz bölgenizde makas ile kısaltabilirsiniz.
Vücuttaki kıl artışının genetik olduğunu düşünebilir miyiz? Bu durumda kıl köklerinin yok edilmesinin herhangi bir sakıncası olabilirmi?
Vücuttaki kıllanmanın genetik olduğu bilinen tıbbi bir gerçektir. Vücudun hangi bölgelerinde ve ne yoğunlukta kıllanma olacağı ve kılların rengi bu genetik özellikler sonucu belirlenir. Bu özellikler ırk, cinsiyet, yaş gibi temel özelliklere bağlı olmanın yanı sıra aileden gelen genlerin özelliklerine göre de belirlenir. Bu durum aynı zamanda vücudun hangi bölgelerinde ve ne yoğunlukta kıl folikülü olacağını da belirler. Epilasyon uygulamasında folikülün altında bulunan kıl köküne direk olarak elektriksel uyarılar gönderiliyor veya lazer ile kıl köklerine termal zarar verilir. Özellikle lazerli epilasyon, kıl büyümesinin aktif uzama evresi olan “anajen faz” adı verilen evrede etkilidir. Herhangi bir anda vücudumuzdaki tüm kılların %85’i anajen fazda olduğundan bu evre kolaylıkla yakalanır. Epilasyonun birden fazla seans halinde tekrarlanmasının sebebi ise farklı evrelerde buluna kılların da sonunda anajen fazlarında yakalanarak imha edilmesi gereğidir. Epilasyon yöntemlerinde hedef alınan diğer bölge ise kıl kökünün hemen altında bulunan ve folikülün canlılığını sürdürmesinden sorumlu olan kök hücrelerinin bulunduğu bölgesidir. Buradaki kök hücreler ortadan kaldırılacağından her ne kadar genetik olarak o bölgede kıllanma şifresi olsa da bunu sağlayacak kök hücrelerin eksikliği nedeniyle yeniden kıl çıkamaz.
Hormon sorunu yaşayanlarda da lazer epilasyon etkili midir?
Hormon bozukluklarında lazer epilasyon gayet etkilidir fakat daha fazla sayıda seans uygulanması gereksinimi bulunmaktadır. Önce hormon testleri ile sorun tanımlanır, gerekiyor ise ilaç tedavisine başlanır ve ilaç tedavisine başlanması ile birlikte lazer seanslarına da başlanabilir.
Lazer Epilasyon için hanhi lazer tipleri tercih edilmelidir?
Epilasyon amacı ile denenmiş olan lazerler alexandrite , ruby, diod, nd:yag olarak sayılabilir. Bu lazerlerin isimleri kullandıkları ışının dalga boylarına göredir. Epilasyon sırasında lazer ışığı kıl köküne ulaşmak için cildi geçer ve kıl kökünde yüksek ısı etkisi yaparak kök hücresinin yok olmasını sağlar. Rengi koyu ve kalın tüyler ısıyı daha iyi tuttukları için lazer ile daha başarılı olarak tedavi edebilirler. Tüy rengi cilt tonundan belirgin olarak koyu olanlar en kısa sürede ve en az yan etki ile kalıcı neticeye kavuşabilirler.
NORMAL DERİNİN YAPISI VE GELİŞMESİ
Deri, organizma için koruyucu bir örtü olup aynı zamanda çevreye sinyal gönderip, çevreden sinyal alır. Derinin3 tabakası bulunmaktadır.
1.Tabaka : Epidermis
Geçirgen olmayan, çok katlı bir tabakadır.
2.Tabaka : Dermis
Kaba, sağlam ancak porları bulunan bir tabakadır.
3.Tabaka : Subkutis
Yumuşak, lipitten zengin derin tabakadır.
Epidermal Ekler (yağ bezleri, apokrin bezler, kıllar, ter bezleri, tırnaklar,derinin kan damarları, derinin sinirleri vs.) de bu tabakada ve dermisde bulunurlar.
Yaşamın ilk iki ayı içinde, embriyonun basit bir derisi bulunur. (Embiyonik Dönem-Organogenez Dönem)
İkincisi ise 3. ay ile doğum arasında geçen Fetal Dönem adını alan büyüme ve farklılaşma periyodudur. Doğuma kadar Epidermis ve Dermis gelişir.
Doğumdan 6 ay sonra Subkutis ortaya çıkmaya başlar.
Yaşlanma ve ihtiyarlama ile birlikte, derinin gelişimi tersine döner. Epidermis ve Dermis incelir, melanosit yoğunluğu azalır, hücreler yassılaşır, damar ağları ve adneksler zayıflarlar.
Derinin organize duygusal uç organları antrofisi, dermal kollagenin daha yoğun bir şekilde çapraz bağlanma göstermesi ve etastin liflerin kalınlaşması bunu izler. Kıl folikulleri, yağ bezleri, apokrin ve erkin bezler antrofiye uğrar.
Sonunda adneksler tamamen kaybolur, zamanla deri kendisinin koruyucu, duygusal ve iletişimsel özelliklerini kaybeder ve bu nedenlerden dolayı da kırışıklıklar oluşur. Deri nemini ve elastikiyetini kaybeder.
EPİDERMİS
Çok katlı skuamöz bir epitelle kaplı olup bir yandan şekil ve kalınlığını sürdürürken , nistepen hızlı büyür, bir yandan da dökülme ile kendi yüzeyini temizler ve dirençli bir yüzey örtüsü ve geçirgenliğe engel olarak hizmet eder.
Bazal tabakadan başlayarak, sipinozum tabakasına doğru büyür ve granüler tabakada geçirgenlik engelini oluşturur ve dıştaki korne tabakadan da dökülerek atılır.
Epidermis hücrelerinin % 95’i keratinosittir.
Keratinositler, bazal tabakadan deri yüzeyine doğru hareketleri sırasında çok sayıda, iyi, sınırlı tabakalar oluştururlar. Oluşan bu tabakalar resimde gösterilmiştir.
Epidermis ; derinin en üst tabakası olup, en ince deri yapısına sahiptir.
Kalınlığı gözkapaklarında 0,04 mm den, avuç içlerinde 1,6 mm ye kadar varmakla birlikte, ortalama kalınlığı 0,1 mm.dir.
Dermoepidermal bileşkenin, dermis, içine doğru olan epidermis sırtları “Rete Sırtları” olarak adlandırılır. Bu bileşke; epidermise mekanik destek sağlar.
Avuç içi ve ayak tabanı kılsız, düzensiz deriden oluşur.
HİSTOLOJİK OLARAK : Epidermis en az 4 hücre tipinden oluşur.Bunları sayıları en çoktan, en aza doğru ;
1 : Keratinositler
2 : Melanositler
3 : Langerhans Hücreleri
4 : Merkel Hücreleri şeklinde sıralayabiliriz.
Str. Basale; epidermisin germinatif tabakasıdır. Burada doğan hücreler, farklılaşarak bazal tabakayı terk eder ve yaklaşık 14 gün içinde Str. Korneuma ulaşır, Str. Korneumdan geçiş ve deskuame olmak için de bir 14 güne gereksinim vardır. Yani atılıncaya kadar geçen süre; 28 gündür. Hücreler arasındaki yağ birikimleri vasıtasıyla, vücut sıvılarının kaybını ve deriye su girmesini önler.
KERATİNOSİTLER : Epidermisdeki hücrelerin % 80-95 ‘ini oluşturan ektodermal kaynaklı hücrelerdir. Hücre içinde iskelet rolü oynarlar.
A: Basal Tabaka Keratinositleri ; Epidermis içinde mitotik aktivite gösteren başlıca hücrelerdir.
B: Str. Spinosum : Keratinositlerinin spinal çıkıntıları vardır. Bu çıkıntılarda çok sayıda desmosom, her hücrenin iç yüzeyinde de dermozomal plak bulunur. Desmosomlar; hücreler arası yapışmayı sağlayan, mekanik direnci arttıran, kalsiyuma bağlı hücre yüzey değişimleridir.
C: Granüler Tabakada ve Srt Korneumdaki Keratinositler ise; Kornifiye zarla çevrili ve keratohyalin içeren hücrelerdir.
MELANOSİTLER : Melazom denilen, melanin yüklü organelleri yapan ve sargılayan dendritik hücrelerdir. Bu hücreler; epidermisin bazal tabakası boyunca, mukozalarda kıl foliküllerinde, dermisde, leptomeninks ve iç kulakta bulunurlar.
Melanin pigmentinin deri ve saçların renklenmesinin yanı sıra, ultraviyole ışınlarının zarar vericietkilerine karşı çok önemli bir koruma özelliği de vardır.
Melanin miktarı renklenmeyi tayin eder. Zencilerde beyazlara oranla melanin çok fazladır.
İnsanlarda iki ana tip melanin bulunmaktadır.
1: Eumelanin ; Elips şeklindeki melazomlarda yapılır ve kahverengi, siyah deri ve saç renginden sorumludur.
2: Feomelanin; küre şeklindeki melazomlarda yapılır, daha açık renkli, sarıdan kızıla kadar değişen saç ve deri renginden sorumludur.
LANGERHANS HÜCRELERİ : Melanositlere benzer, dendritik yapıdadırlar. Epidermisin suprabazal tabakasında, dermisde, timus’ta, tonsiplalarda, lenf nodüllerin de oral ve genital mukozalar da bulunurlar. Epidermal hücre topluluğunun % 1-4 ‘ünü, Langerhans hücreleri oluşmaktadır. Bu hücreler; dermisde de bulunurlar. Bu hücreler melazom içermezler. Langerhans Hücreleri; geç aşırı duyarlılık ve deri allogreft reaksiyonlarında anahtar rolü oynayan, histiyositozis teşhisinde önemli olan, kemik iliği kaynaklı bir immunokompetan hücre olduğuna inanılmaktadır.
MERKEL HÜCRELERİ : Epidermisin bazal tabakasında, dermis’te periferik sinir uçlarının Schwann hücreleri ile birlikte bulunur. Merkel hücresi ile sinir ilişkisi, dokunma duygusu ile myelinli sinir ilişkisidir. Bu yüzden, bu hücrelerin duygusal dokunma reseptörlerine yavaşça adapte olma fonksiyonlarının bulunduğu kabul edilmektedir.
MAST HÜCRELERİ : Deri, bronş, burun ve barsak mukozalarında bulunurlar. Normal deride her mm3 de 7.000 mast hücresi bulunur. Ürtikarya pigmentozada oldukça fazla artış gösterirken, inflamatuar hastalıklarda, yara iyileşmesin de, nörofibroma ve bazal hücreli epitelioma gibi birçok tümörde de sayıları artmıştır.
[SIZE=3]Günümüzde artık binlerce insan yaptırıyor. Çok güzel bir olay ama iyi araştırmak ve işi uzmanına yaptırmak şart...[/SIZE]