09-11-2010, Saat: 04:20 PM
Uzmanlar, ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramla birlikte aniden değiştirilmemesi konusunda uyardı.
Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Zuhal Yargıtay, TÜ Tıp Fakültesi Başhekimlik Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramla birlikte aniden değiştirilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, ramazan sonrası aşırı yemek yemenin veya fazla tatlı tüketiminin sağlık açısından bazı problemleri de beraberinde getireceği uyarısında bulundu.
Beslenme önerileri
Bu problemleri önlemek için sağlıklı beslenme ilkelerine uyulması gerektiğini söyleyen Yargıtay, “Az ve sık beslenilmelidir. İkram edilen herşeyi bitirmek yerine tadına bakmak çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bayramda sağlık açısından ikramları nazikçe geri çevirmek, yapılacak en doğru harekettir” dedi.
Yargıtay, ramazan boyunca bir ay dinlenmeye çekilen midenin birden yorulmaması için güne hafif bir kahvaltı ile başlanmasını da önererek, şu tavsiyelerde bulundu:
“Kahvaltıda, peynir, zeytin, kepekli ekmek, söğüş sebze yer almalıdır. Özellikle sucuk, salam gibi şarküteri ürünler tercih edilmemelidir. Öğlen ve akşam yemeklerinde ızgara veya fırında et yemekleri, çorba, zeytinyağlı sebze yemekleri, yoğurt, salata, kepekli ekmekten oluşan öğünler hazırlanmalıdır. Aşırı yağlı yiyeceklerden, kızartmalardan, sindirimi zor olan besinlerden uzak kalmak sağlıklı bir bayram geçirmek için iyi olacaktır.”
Yargıtay, bayram ziyaretlerinde şerbetli ve şekerli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmesinin yerinde bir karar olacağını ifade ederek, “Bayramda çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden uzak kalıp hem kalorisi yüksek hem de kan şekerini hızlı yükselten besinlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Özellikle hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü veya meyveli tatlılar tercih edilmelidir” diye konuştu.
Şeker, kalp, yüksek tansiyon hastaları ve diğer kronik hastalığı olan kişiler de beslenme programlarına dikkat etmeli ve bayramı 'kaçamak' olarak değerlendirmemeli.”
Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Zuhal Yargıtay, TÜ Tıp Fakültesi Başhekimlik Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramla birlikte aniden değiştirilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, ramazan sonrası aşırı yemek yemenin veya fazla tatlı tüketiminin sağlık açısından bazı problemleri de beraberinde getireceği uyarısında bulundu.
Beslenme önerileri
Bu problemleri önlemek için sağlıklı beslenme ilkelerine uyulması gerektiğini söyleyen Yargıtay, “Az ve sık beslenilmelidir. İkram edilen herşeyi bitirmek yerine tadına bakmak çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bayramda sağlık açısından ikramları nazikçe geri çevirmek, yapılacak en doğru harekettir” dedi.
Yargıtay, ramazan boyunca bir ay dinlenmeye çekilen midenin birden yorulmaması için güne hafif bir kahvaltı ile başlanmasını da önererek, şu tavsiyelerde bulundu:
“Kahvaltıda, peynir, zeytin, kepekli ekmek, söğüş sebze yer almalıdır. Özellikle sucuk, salam gibi şarküteri ürünler tercih edilmemelidir. Öğlen ve akşam yemeklerinde ızgara veya fırında et yemekleri, çorba, zeytinyağlı sebze yemekleri, yoğurt, salata, kepekli ekmekten oluşan öğünler hazırlanmalıdır. Aşırı yağlı yiyeceklerden, kızartmalardan, sindirimi zor olan besinlerden uzak kalmak sağlıklı bir bayram geçirmek için iyi olacaktır.”
Yargıtay, bayram ziyaretlerinde şerbetli ve şekerli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmesinin yerinde bir karar olacağını ifade ederek, “Bayramda çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden uzak kalıp hem kalorisi yüksek hem de kan şekerini hızlı yükselten besinlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Özellikle hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü veya meyveli tatlılar tercih edilmelidir” diye konuştu.
Şeker, kalp, yüksek tansiyon hastaları ve diğer kronik hastalığı olan kişiler de beslenme programlarına dikkat etmeli ve bayramı 'kaçamak' olarak değerlendirmemeli.”