:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: İlişkilerde 'Stockholm Sendromu' etkisi..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de bir bankaya giren 3 soyguncu 4 kişiyi rehin aldı. Bankanın çevresi polis tarafından kuşatıldı. Soyguncular teslim olmayı reddetti. Direniş tam 6 gün sürdü. 6 gün sonra polis soyguncuları yakalamak için bankaya girdiğinde inanılmaz bir olayla karşılaştı. Rehineler de soyguncularla birlikte polise direniyordu. Operasyon tamamlandıvirgs.gif soyguncular hapse atıldı ve dava süreci başladı. Rehinelervirgs.gif soyguncular aleyhine tanıklık etmeyi reddetti. Hatta para toplayıpvirgs.gif soyguncuların savunmalarına yardımcı oldular. Rehinelerden birivirgs.gif soygunculardan biriyle daha sonra evlendi. Bu olaydan sonra psikolojide ‘Stockholm Sendromu’ deyimi kullanılmaya başlandı. Mağdur durumdaki kişinin kendisini kaçıranvirgs.gif rehin tutanvirgs.gif ezen güçlü kişiye boyun eğip sempati duyması ‘Stockholm Sendromu’ olarak adlandırıldı. Ama bu sendrom sadece rehine-soyguncu ilişkisinde değilvirgs.gif aşk ilişkilerinde ve evlilikte de kullanılır oldu.
***
Stockholm Sendromu’nda kurban baskı gösteren kişinin kendisini öldürebileceğinden korkar. Ölüm korkusuvirgs.gif kurbanın hayatta kalma isteğini arttırır. Bir süre sonra kurbanvirgs.gif kendisine baskı uygulayan kişi karşısında iyice acizleştiğini hisseder. En küçük bir ihtiyacında bile ona bağlı olduğunu düşünmeye başlar. Baskı uygulayan kişinin zaman zaman ‘bir parmak bal’ misali yaptığı iyiliklervirgs.gif kurbanın gözünde inanılmaz şekilde büyür. Kurban artıkvirgs.gif baskıcının şiddet eğilimini göz ardı etmeye başlamıştır. İçinde bulunduğu tehlikeyi de bilinçaltına itmiştir. Kurban tek bağınınvirgs.gif hayatındaki tek olumlu şeyinvirgs.gif baskı uygulayan kişiyle arasındaki ilişki olduğunu düşünür. Bu ilişkiyi kaybetmek istemez. Artık baskıcıdan ayrılmak çok ama çok zorlaşmıştır. Buradaki şiddeti sadece fiziksel şiddet olarak algılamayın. Psikolojik şiddetve baskıda da ‘Stockholm Sendromu’ ortaya çıkabiliyor.
***
Kurbanlarvirgs.gif böyle bir duruma düştüklerinde ‘Stockholm Sendromu’ yaşadıklarının farkında olmuyor. Ve birçoğu bunu ‘Aşk’ sanıyor. Karşısındaki insanın yaptığı tüm zorbalıklarıvirgs.gif uyguladığı tüm baskıları “Beni sevdiği için yapıyor” diyerek hoş görüyor. Olayın saçmalığınıvirgs.gif garipliğini anladığı zaman ise iş işten geçmiş oluyor. Bu kez de ‘bağımlılık’ sorunu yaşamaya başlıyor. Sanki o hayatından gidersevirgs.gif hiçbir şey yapamayacakmış gibi hissediyor. Uyuşturucu bağımlılarının mal bulamadığı zaman yaşadıkları ‘yoksunluk krizi’ gibi... Hatta kurbanlar “Onsuz yapamam” diye düşündükleri gibivirgs.gif bazen baskı uygulayan kişi için de “Bensiz yapamaz” yanılgısına bile kaptırabiliyorlar kendilerini.
***
Kurbanlar bir gün baskıyı reddetmeye başladığındavirgs.gif bu durumdan kurtulmaya çabaladığında inanılmaz zorlu bir süreç yaşıyorlar. Çünkü o güne kadar baskı uygulamaya alışmışvirgs.gif karşısındaki kişinin boyun eğmesini benimsemiş kişivirgs.gif buna izin vermiyor. Tehditlervirgs.gif aşağılamalar hatta dayak gırla gidiyor. Biliyor musunuzvirgs.gif bu durumda bile kurban kendini suçlayabiliyor. “Ben hata yaptım da o yüzden böyle davranıyor” deyip baskıyıvirgs.gif kaba kuvveti aklamaya çalışıyor. Bir başka deyişle kendini cezalandırıyor. Her şey olup bittiktenvirgs.gif insan kendisini kurtardıktan sonra bile ilişkilerinde sürekli güven sorunu yaşıyor. Karşısındaki insanın kendisini sevdiğine inanamayan biri haline geliyor. Sonuçvirgs.gif aşk sandığınız şey aslında sizi eritenvirgs.gif tüketen şey olabilirvirgs.gif dikkat!


Mehmet Coşkundeniz...