09-22-2010, Saat: 09:35 PM
Kadınım
Beni öyle bir sevdin ki..
Ben seni öyle sevemem diye aldattım..
Kirli sakallarım kadar kirli bir geçmişim var benim..
Yine de saçlarına bir kez dokunayım yeter
Kesip atamadığım tek yaramsın sen benim..
En çok ellerini öpmeyi severdim..
En çok ince belinden kokunu içmeyi..
Bir kız çocuğuna rastlamıştım gözlerinde..
Dizleri yaralıydı..
Hep gül diye dudağının kenarında kalmış bir kahkahaydım..
Sen anlamamıştın!
İçindeki o kimsesiz çocuğa baba olmak için
Sol yanındaydım..
Bilmiyordun!
Seni aldattığımdan öyle bir emindin ki
Anlamıyordun!
Ben seni unutmak için kendimi bile aldatamıyordum!
Bulaşıcı bir hastalıktım sanki teninde..
Geçmiş olsun..
Hayatından geçmiş oldum..
Ben senin geçmişin oldum..
Hangi şehrin koynundasın!
Hangi güneşin batışında rüzgara bırakıyorsun saçlarını bilmiyorum..
Ben hala bildiğin yerden yazıyorum sana..
Yada hatırlamakta zorluk çektiğin bir şehirden..
İzmir’in körfezi deniz değildir sadece..
Bir kez vapura binip
Martılarla beraber uçtuysan o mavinin üstünde..
Bilirsin!
İzmir!
Yardan kalan yarayı iyileştiren tek merhemdir!
Şimdi ben senin dilinin ucundaki hangi bedduanımdır kim bilir!
*Günahlarını alıp kendi günahlarımıza kattığımız erkeklere armağan olsun*
Beni öyle bir sevdin ki..
Ben seni öyle sevemem diye aldattım..
Kirli sakallarım kadar kirli bir geçmişim var benim..
Yine de saçlarına bir kez dokunayım yeter
Kesip atamadığım tek yaramsın sen benim..
En çok ellerini öpmeyi severdim..
En çok ince belinden kokunu içmeyi..
Bir kız çocuğuna rastlamıştım gözlerinde..
Dizleri yaralıydı..
Hep gül diye dudağının kenarında kalmış bir kahkahaydım..
Sen anlamamıştın!
İçindeki o kimsesiz çocuğa baba olmak için
Sol yanındaydım..
Bilmiyordun!
Seni aldattığımdan öyle bir emindin ki
Anlamıyordun!
Ben seni unutmak için kendimi bile aldatamıyordum!
Bulaşıcı bir hastalıktım sanki teninde..
Geçmiş olsun..
Hayatından geçmiş oldum..
Ben senin geçmişin oldum..
Hangi şehrin koynundasın!
Hangi güneşin batışında rüzgara bırakıyorsun saçlarını bilmiyorum..
Ben hala bildiğin yerden yazıyorum sana..
Yada hatırlamakta zorluk çektiğin bir şehirden..
İzmir’in körfezi deniz değildir sadece..
Bir kez vapura binip
Martılarla beraber uçtuysan o mavinin üstünde..
Bilirsin!
İzmir!
Yardan kalan yarayı iyileştiren tek merhemdir!
Şimdi ben senin dilinin ucundaki hangi bedduanımdır kim bilir!
ELÇİN GELİR
*Günahlarını alıp kendi günahlarımıza kattığımız erkeklere armağan olsun*