09-29-2010, Saat: 02:15 PM
[SIZE=4]Çocukların ruh sağlığını bozuyor
Halk arasında 'alt ıslatma' olarak da bilinen enüresizin, 5 yaşından sonra çocuklarda gece veya gündüzleri yinelenen idrar kaçırma olarak görüldüğü ve ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirdiği bildirildi. Alt ıslatmanın ileriki yaşlarda çocuklarda okul başarısızlığı ve içe kapanıklık gibi ruhsal sorunları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken uzmanlar, önleyici tedbirlerle bu durumun önüne geçilebileceğini belirtiyor. Ayrıca altını ıslatan çocuklara karşı ebeveynlerin sergilediği yanlış tutumlar tırnak yeme, dikkat dağınıklığı, kıskançlık gibi yeni uyum ve davranış bozuklukları öz-güven eksikliği, içe kapanıklık, aşırı kaygılı olma gibi sorunların da ortaya çıkmasına neden oluyor.
Alt ıslatmanın, çocuğun sosyal uyumunu, aile ilişkilerini ve bütünüyle ruh sağlığını etkileyen bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Demir, toplumda gece altını ıslatmanın zamanla geçen normal bir durum olduğuna dair yanlış bir kanaat olduğunu söyledi.
Toplumda alt ıslatmanın sünnet olunca, ergenlikte, askere gidince, evlenince veya doğum yapınca geçeceği yönünde yanlış inanışlar bulunduğunu kaydeden Demir, yaş ilerledikçe bazı vakalarda kendiliğinden düzelmeler görülebileceğini ancak ne zaman olacağının bilinemeyeceğini dile getirdi. Bu düzelmeyi beklemenin çocuğun veya kişinin ruhsal yapısında derin yaralar bırakabileceğini kaydeden Demir, ayrıca sosyal hayatını olumsuz etkilenebileceğini vurguladı.
Bazı çocuklarda alt ıslatmanın, büyük abdest kaçırma sorunu ile birlikte olabileceğine değinen Dr. Demir, dışkı kaçırmanın alt ıslatmanın aksine büyük oranda psikolojik olduğunu ifade etti.
"Çocuğun, fiziksel, hareket, dil ve zeka gelişimi normalse, tuvalet eğitimini aldıysa, 5 yaşındaysa, aralıkla da olsa gece veya gündüz altına kaçırma davranışı varsa, alt ıslatma davranışı psikolojik bir soruna işaret ediyor olabilir." diyen Dr. Demir, "Alt ıslatma davranışı her zaman psikolojik bir sorundan kaynaklanmayabilir; altında yatan şeker hastalığı, epilepsi, belde sinir bozukluğu gibi organik bir bozukluk olup olmadığı mutlaka saptanmalıdır. Bunun dışında ateşli hastalıklar ve idrar yolu enfeksiyonları da altını ıslatma davranışına yol açabilir. Bu durumlarda ortaya çıkan altını ıslatma davranışı kısa süreli ve geçicidir." şeklinde konuştu.
"ALTINI ISLATAN ÇOCUKLARINI CEZALANDIRAN AİLELER VAR"
Bazı anne-babaların çocuklarının bilinçli olarak altlarını ıslattıklarını düşündüklerine değinen Demir, bu nedenle çocuklarını yargılayan, suçlayan, hatta cezalandıran aileler olduğunu bildirdi. Çocukların büyük bir çoğunluğunun, bilinçli olarak altlarını ıslatmayacaklarını aktaran Demir, bilinçli olarak ıslatsalar bile, çevrelerine bir mesaj vermek için, yani rahatsız oldukları durumları ifade etmek için bunu yapabileceklerini söyledi. Her iki durumda da ailelerin, cezadan ve suçlayıcı tavırlardan uzak durmaları gerektiğine işaret eden Demir, bu tip baskıcı tutumların sorunu artırmaktan başka bir işe yaramayacağını anlattı.
Demir, anne babaların birçok uyum ve davranış bozukluğunda olduğu gibi altını ıslatan çocuğa karşı izledikleri yanlış tutumları sonrasında tırnak yeme, dikkat dağınıklığı, kıskançlık gibi yeni uyum ve davranış bozuklukları öz-güven eksikliği, içe kapanıklık, aşırı kaygılı olma gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olduğuna vurgu yaptı.
Ödüllendirme, gece tuvalete tutma ve içecek kısıtlaması, alt ıslatma davranışının bir uyum ve davranış bozukluğu olarak kabul edilmediği durumlarda, belirli bir süre uygulanmak koşuluyla, önerilebildiğini vurgulayan Demir, "Alt ıslatma davranışının çok yaygın bir sorun olması, geçici ve önemsiz olduğu anlamına gelmez, aksine ileriki yaşlarda okul başarısızlığından, içe kapanıklığa kadar pek çok önemli soruna neden olabilmektedir. Bu nedenle alt ıslatma ve büyük abdest kaçırma sorunu olan çocukların tedavi için mutlaka bir çocuk uzmanına götürülmesi gerekiyor." açıklamasında bulundu.
[/SIZE]Halk arasında 'alt ıslatma' olarak da bilinen enüresizin, 5 yaşından sonra çocuklarda gece veya gündüzleri yinelenen idrar kaçırma olarak görüldüğü ve ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirdiği bildirildi. Alt ıslatmanın ileriki yaşlarda çocuklarda okul başarısızlığı ve içe kapanıklık gibi ruhsal sorunları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken uzmanlar, önleyici tedbirlerle bu durumun önüne geçilebileceğini belirtiyor. Ayrıca altını ıslatan çocuklara karşı ebeveynlerin sergilediği yanlış tutumlar tırnak yeme, dikkat dağınıklığı, kıskançlık gibi yeni uyum ve davranış bozuklukları öz-güven eksikliği, içe kapanıklık, aşırı kaygılı olma gibi sorunların da ortaya çıkmasına neden oluyor.
Alt ıslatmanın, çocuğun sosyal uyumunu, aile ilişkilerini ve bütünüyle ruh sağlığını etkileyen bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Demir, toplumda gece altını ıslatmanın zamanla geçen normal bir durum olduğuna dair yanlış bir kanaat olduğunu söyledi.
Toplumda alt ıslatmanın sünnet olunca, ergenlikte, askere gidince, evlenince veya doğum yapınca geçeceği yönünde yanlış inanışlar bulunduğunu kaydeden Demir, yaş ilerledikçe bazı vakalarda kendiliğinden düzelmeler görülebileceğini ancak ne zaman olacağının bilinemeyeceğini dile getirdi. Bu düzelmeyi beklemenin çocuğun veya kişinin ruhsal yapısında derin yaralar bırakabileceğini kaydeden Demir, ayrıca sosyal hayatını olumsuz etkilenebileceğini vurguladı.
Bazı çocuklarda alt ıslatmanın, büyük abdest kaçırma sorunu ile birlikte olabileceğine değinen Dr. Demir, dışkı kaçırmanın alt ıslatmanın aksine büyük oranda psikolojik olduğunu ifade etti.
"Çocuğun, fiziksel, hareket, dil ve zeka gelişimi normalse, tuvalet eğitimini aldıysa, 5 yaşındaysa, aralıkla da olsa gece veya gündüz altına kaçırma davranışı varsa, alt ıslatma davranışı psikolojik bir soruna işaret ediyor olabilir." diyen Dr. Demir, "Alt ıslatma davranışı her zaman psikolojik bir sorundan kaynaklanmayabilir; altında yatan şeker hastalığı, epilepsi, belde sinir bozukluğu gibi organik bir bozukluk olup olmadığı mutlaka saptanmalıdır. Bunun dışında ateşli hastalıklar ve idrar yolu enfeksiyonları da altını ıslatma davranışına yol açabilir. Bu durumlarda ortaya çıkan altını ıslatma davranışı kısa süreli ve geçicidir." şeklinde konuştu.
"ALTINI ISLATAN ÇOCUKLARINI CEZALANDIRAN AİLELER VAR"
Bazı anne-babaların çocuklarının bilinçli olarak altlarını ıslattıklarını düşündüklerine değinen Demir, bu nedenle çocuklarını yargılayan, suçlayan, hatta cezalandıran aileler olduğunu bildirdi. Çocukların büyük bir çoğunluğunun, bilinçli olarak altlarını ıslatmayacaklarını aktaran Demir, bilinçli olarak ıslatsalar bile, çevrelerine bir mesaj vermek için, yani rahatsız oldukları durumları ifade etmek için bunu yapabileceklerini söyledi. Her iki durumda da ailelerin, cezadan ve suçlayıcı tavırlardan uzak durmaları gerektiğine işaret eden Demir, bu tip baskıcı tutumların sorunu artırmaktan başka bir işe yaramayacağını anlattı.
Demir, anne babaların birçok uyum ve davranış bozukluğunda olduğu gibi altını ıslatan çocuğa karşı izledikleri yanlış tutumları sonrasında tırnak yeme, dikkat dağınıklığı, kıskançlık gibi yeni uyum ve davranış bozuklukları öz-güven eksikliği, içe kapanıklık, aşırı kaygılı olma gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olduğuna vurgu yaptı.
Ödüllendirme, gece tuvalete tutma ve içecek kısıtlaması, alt ıslatma davranışının bir uyum ve davranış bozukluğu olarak kabul edilmediği durumlarda, belirli bir süre uygulanmak koşuluyla, önerilebildiğini vurgulayan Demir, "Alt ıslatma davranışının çok yaygın bir sorun olması, geçici ve önemsiz olduğu anlamına gelmez, aksine ileriki yaşlarda okul başarısızlığından, içe kapanıklığa kadar pek çok önemli soruna neden olabilmektedir. Bu nedenle alt ıslatma ve büyük abdest kaçırma sorunu olan çocukların tedavi için mutlaka bir çocuk uzmanına götürülmesi gerekiyor." açıklamasında bulundu.