10-09-2010, Saat: 02:25 PM
"Arkadaş kalalım..." sözü, her ayrılık konuşmasının bir numaralı süsüdür. Üstelik insanlar bunu yetişkin olmakla, olgun olmakla da özdeşleştirir oldu. Bana sorarsanız kazın ayağı öyle değil. Eski sevgilinizi hayatınızdan çıkarmadan normal bir yaşam sürdüremezsiniz. İki dakika delikanlı olmak lazım hayatta.
Her ne kadar herkesin, özellikle de "ayrılalım" diyenlerin ortak dileği olsa da, ayrılıklar genellikle pek eğlenceli şeyler değildir ve çoğu zaman kanlı geçer. Köprüler atılır, cephanelikler uçurulur, eşyalar kolilere doldurulur, mektuplar kuryeyle geri yollanır.Elimizde genellikle bir kalp kıran, bir de kalbi kırılan vardır. Kalp kıran taraf, uzun zamandır ağzından çıkarmaya çalıştığı bakladan kurtulmanın sevinciyle alemlere tsunami gibi akarken, kalbi kırılan taraf ise,haftalar,,aylar boyunca acılara boğulur, arkadaşlarının beynini ütüler, ailesiyle yaşıyorsa aile fertlerinin sinir sistemlerini zedeler. Birlikte bir sürü güzel şey paylaştığınız biriyle ayrılmak çok zor iştir nitekim.Bu arada ayrılık konuşmalarının hemen hemen tamamında "hayatından çıkmak istemiyorum", "arkadaş kalabilir miyiz", "sen mükemmel bir insansın, seni kaybetmek istemem" gibi dünya popülasyonunun hemen hemen tamamı tarafından kullanılmaktan aşınmış laflar sarf edilir. Bunlar bazen karşındaki kendini iyi hissetsin diye başvurulan titrek iyi niyet sözleri, bazen son derece içten gelen birer dilek, bazen de terk edilen kişinin sağladığı her türlü avantajdan bir şekilde faydalanmaya devam etmek için sapılmış yan yollardır. Ama gerçekte insan eski sevgilisiyle arkadaş kalamaz. Tabii ki istisnalar vardır ama bunlar adı üzerinde birer istisnadır ve herkesin bildiği gibi istisnalar kaideleri bozmaz...
O SIZI HİÇ GEÇMEZ Kİ!
Dediğim gibi, "terk eden" kişi, daha önce de bahsettiğim gibi "sen bana fazlasın, seni hak etmiyorum ama hayatımdan çıkma, ne olur arkadaş kalalım gibisinden" şeyler söyler. Bu sayede sanki her "terk eden" bir bulunmaz hint kumaşıdır da, terk ettiği sevgilinin hayatında kalmasına izin vererek sevap işlemektedir.
O kadar da kötü değillerdir, hatta oldukça hoş insanlardır filan. Böylece artık hayatlarına gönül rahatlığı içinde devam edebilirler. Hem arada eski sevgiliyle içilen bir kahvenin tadına doyulmaz,hem belki içilen sadece kahve de olmaz. Ama gidenin, giderken koparttığı yerlerin yarası sızlamaya devam eder.
Enkaz halinde bırakıp giden "terk eden"in ettiği iki telefonla, bir e-mail o kadar da nefis şeyler değildir.
Ömer Faruk Kuzu
Her ne kadar herkesin, özellikle de "ayrılalım" diyenlerin ortak dileği olsa da, ayrılıklar genellikle pek eğlenceli şeyler değildir ve çoğu zaman kanlı geçer. Köprüler atılır, cephanelikler uçurulur, eşyalar kolilere doldurulur, mektuplar kuryeyle geri yollanır.Elimizde genellikle bir kalp kıran, bir de kalbi kırılan vardır. Kalp kıran taraf, uzun zamandır ağzından çıkarmaya çalıştığı bakladan kurtulmanın sevinciyle alemlere tsunami gibi akarken, kalbi kırılan taraf ise,haftalar,,aylar boyunca acılara boğulur, arkadaşlarının beynini ütüler, ailesiyle yaşıyorsa aile fertlerinin sinir sistemlerini zedeler. Birlikte bir sürü güzel şey paylaştığınız biriyle ayrılmak çok zor iştir nitekim.Bu arada ayrılık konuşmalarının hemen hemen tamamında "hayatından çıkmak istemiyorum", "arkadaş kalabilir miyiz", "sen mükemmel bir insansın, seni kaybetmek istemem" gibi dünya popülasyonunun hemen hemen tamamı tarafından kullanılmaktan aşınmış laflar sarf edilir. Bunlar bazen karşındaki kendini iyi hissetsin diye başvurulan titrek iyi niyet sözleri, bazen son derece içten gelen birer dilek, bazen de terk edilen kişinin sağladığı her türlü avantajdan bir şekilde faydalanmaya devam etmek için sapılmış yan yollardır. Ama gerçekte insan eski sevgilisiyle arkadaş kalamaz. Tabii ki istisnalar vardır ama bunlar adı üzerinde birer istisnadır ve herkesin bildiği gibi istisnalar kaideleri bozmaz...
O SIZI HİÇ GEÇMEZ Kİ!
Dediğim gibi, "terk eden" kişi, daha önce de bahsettiğim gibi "sen bana fazlasın, seni hak etmiyorum ama hayatımdan çıkma, ne olur arkadaş kalalım gibisinden" şeyler söyler. Bu sayede sanki her "terk eden" bir bulunmaz hint kumaşıdır da, terk ettiği sevgilinin hayatında kalmasına izin vererek sevap işlemektedir.
O kadar da kötü değillerdir, hatta oldukça hoş insanlardır filan. Böylece artık hayatlarına gönül rahatlığı içinde devam edebilirler. Hem arada eski sevgiliyle içilen bir kahvenin tadına doyulmaz,hem belki içilen sadece kahve de olmaz. Ama gidenin, giderken koparttığı yerlerin yarası sızlamaya devam eder.
Enkaz halinde bırakıp giden "terk eden"in ettiği iki telefonla, bir e-mail o kadar da nefis şeyler değildir.
Ömer Faruk Kuzu