10-09-2010, Saat: 03:46 PM
Beni öptüğün gün;
Bir katilin sipariş aldığı ilk ruh gibi üzerinde parmak izi unutulan acemi bir cinayet gibi ruhumda kaldı dudağının izleri. Endişeye gerek yok o izleri ellerimle gizledim.
Bazı zamanlar gözlerinden doğan güneş benim kıyılarımı da ısıtıyor sanki. En sarp yamaçlarıma kadar değiyor sıcaklığın. Aksi durumlarda aptal bir masumiyetle kıyılarımı sıcaklığına doğru taşımaya çalışıyorum. Bu biraz yorucu ama müthiş. Sismik hareketler meydana geliyor yüreğimde. –sahi bir noktadan başlayıp hiç durmadan ilerledikçe yine sen çıkıyorsun karşıma bu coğrafyada.- Her turda yeni bir yanını keşfediyorum. Sanki ilerledikçe ortaya çıkıyor başka başka güzellikler el değmemiş keşfedilmemiş keşfettirmediğin. Benimde kollarım boş değil hani sana gelirken her ne kadar tahrip olsam dahi insan nezaketinden bir şey kaybetmemeli. İşte ben o güzellikleri sömürmeye değil paylaşarak arttırmak keşfedip kendim yaşayabilmek için sana meyil ediyorum. İşte bunun için atlamak istiyorum bu gemiden. —Bu biraz bencilce ama idare et- Eğer beni kabul edersen topraklarına gördüğüm güzelliklere yemin ederim ki kimselere söylemem burada olduğumuzu sadece ikimiz yaşarız. İnşa ettiklerimiz bize sonsuzluğa kadar yeter. Azalırsa yeniden yaparız hiç durmadan duraklamadan. Merak etme ben senin için hiç yorulmam.
Beni öptüğün gün;
Koyu bir Katoliğe benziyordun. Yedi büyük günahtan herhangi birinin içeriğiydim sanki senin için. Bazen bu harama içleniyor gibisin ama kurallar? Ama acıların acılarımız? –dur kızma! Ufak bir dalavere ile bunlara ortak oldum ben. Senin bir suçun yok.- Bazen yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. Mesela bunlara ve bana ihtiyacının olmadığını birçok şeye karşı durabilecek direncin olduğunun farkındayım. Ama toz konduramıyorum işte sana sen kırılgan sen yeni doğmuş bir bebek gibi üstüne titrenmesi gereken sevgili. Kollarımla sarıp sarmaladığım bütün kötülüklerden şeytanlardan cadılardan ve cinlerden sakladığım sevgili.
Beni öptüğün gün;
Şefaat kadar kutsaldı ılık nefesin ve cehennem kadar yakıcı. Dudakların değdiğinde tenime “Bir peri beni öptü” diye haykırdım yıldızlara. Arabalarla yarıştım atlarla hatta uçaklarla. Hepsini de yendim. Hayır abartmıyorum! Bütün sorun kusursuzluğunda. Ortada bir kusur varsa gördüklerimizdir bugüne kadar. İçimize işlenilen yapaylık ürkeklikler vesaire. Küresel bir felaketten geriye kalan bir avuç insan gibi saflığımız. Saklı gizli… Amerikan yapımı filmler gibi işte…
Ve beni öptüğün gün
Sen uyudun ben ruhumu çıkartıp üzerini örttüm rüzgâr aşındırmasın diye tenini. Gözlerimi de sende gizledim tehlikelerden kötülerden ve kötülüklerden korusun diye…
Batuhan Dedde.
Bir katilin sipariş aldığı ilk ruh gibi üzerinde parmak izi unutulan acemi bir cinayet gibi ruhumda kaldı dudağının izleri. Endişeye gerek yok o izleri ellerimle gizledim.
Bazı zamanlar gözlerinden doğan güneş benim kıyılarımı da ısıtıyor sanki. En sarp yamaçlarıma kadar değiyor sıcaklığın. Aksi durumlarda aptal bir masumiyetle kıyılarımı sıcaklığına doğru taşımaya çalışıyorum. Bu biraz yorucu ama müthiş. Sismik hareketler meydana geliyor yüreğimde. –sahi bir noktadan başlayıp hiç durmadan ilerledikçe yine sen çıkıyorsun karşıma bu coğrafyada.- Her turda yeni bir yanını keşfediyorum. Sanki ilerledikçe ortaya çıkıyor başka başka güzellikler el değmemiş keşfedilmemiş keşfettirmediğin. Benimde kollarım boş değil hani sana gelirken her ne kadar tahrip olsam dahi insan nezaketinden bir şey kaybetmemeli. İşte ben o güzellikleri sömürmeye değil paylaşarak arttırmak keşfedip kendim yaşayabilmek için sana meyil ediyorum. İşte bunun için atlamak istiyorum bu gemiden. —Bu biraz bencilce ama idare et- Eğer beni kabul edersen topraklarına gördüğüm güzelliklere yemin ederim ki kimselere söylemem burada olduğumuzu sadece ikimiz yaşarız. İnşa ettiklerimiz bize sonsuzluğa kadar yeter. Azalırsa yeniden yaparız hiç durmadan duraklamadan. Merak etme ben senin için hiç yorulmam.
Beni öptüğün gün;
Koyu bir Katoliğe benziyordun. Yedi büyük günahtan herhangi birinin içeriğiydim sanki senin için. Bazen bu harama içleniyor gibisin ama kurallar? Ama acıların acılarımız? –dur kızma! Ufak bir dalavere ile bunlara ortak oldum ben. Senin bir suçun yok.- Bazen yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. Mesela bunlara ve bana ihtiyacının olmadığını birçok şeye karşı durabilecek direncin olduğunun farkındayım. Ama toz konduramıyorum işte sana sen kırılgan sen yeni doğmuş bir bebek gibi üstüne titrenmesi gereken sevgili. Kollarımla sarıp sarmaladığım bütün kötülüklerden şeytanlardan cadılardan ve cinlerden sakladığım sevgili.
Beni öptüğün gün;
Şefaat kadar kutsaldı ılık nefesin ve cehennem kadar yakıcı. Dudakların değdiğinde tenime “Bir peri beni öptü” diye haykırdım yıldızlara. Arabalarla yarıştım atlarla hatta uçaklarla. Hepsini de yendim. Hayır abartmıyorum! Bütün sorun kusursuzluğunda. Ortada bir kusur varsa gördüklerimizdir bugüne kadar. İçimize işlenilen yapaylık ürkeklikler vesaire. Küresel bir felaketten geriye kalan bir avuç insan gibi saflığımız. Saklı gizli… Amerikan yapımı filmler gibi işte…
Ve beni öptüğün gün
Sen uyudun ben ruhumu çıkartıp üzerini örttüm rüzgâr aşındırmasın diye tenini. Gözlerimi de sende gizledim tehlikelerden kötülerden ve kötülüklerden korusun diye…
Batuhan Dedde.