10-16-2010, Saat: 08:19 PM
Müslüman toplumlarda misafirlik İslam'ın çizgileri ile korunan kutsanan toplumsal yapıya ve bireysel hukuka zarar vermemek için çerçevesi net bir şekilde çizilen bir ilişki biçimidir. Dinimizde günlük yaşamın bir parçası olan misafirlik her zaman teşvik edilmiştir. Genel olarak misafir ev halkından olmayıp da evinize ziyarete gelen kişi olarak tanımlanır. Ancak İslam'da misafirliğin sınırları çok geniştir. Peygamberimizin (SAV) şu hadisi İslam'da misafirliğin geniş sınırlarını göstermesi bakımından oldukça açıklayıcıdır: "Birisi bir şehre girdiği zaman o şehirden ayrılana kadar kendi dininden olanların misafiridir."
Yani başka bir şehirden gelen tüm Müslümanlara o şehirde yaşayan Müslümanların kapısının açık olması gerekir. Sadece evini açmak yetmez. Misafirin gönlünü hoş tutmak ona ikramlarda bulunmak gerekir.
Peygamberimizin misafirlik konusunda pek çok hadisi bulunmaktadır. Gerek Peygamberimiz gerekse de sahabeler misafir seven kimselerdir. İslam dininde misafir ağırlamak evin bereketini ve güzel ahlakı arttırır.
İslam'da misafirliğin önemini net bir şekilde anlatan bir hikâyeyi burada sizlerle paylaşmak isteriz:
Misafir ağırlamayı çok seven sahabelerden birisi eşiyle bu konuda hiç anlaşamamaktadır. Her akşam eve birkaç misafirle gelen sahabeye karısı kızmaktadır ancak kocası eve misafirlerle gelmeye devam etmektedir.
Sonunda kadın kocasını Peygamber efendimize şikâyet etmeye karar verir. Hz. Muhammed kadını ve kocasını huzuruna çağırır ve adama misafirden vazgeçip geçemeyeceğini sorar. Adam "soframda misafir olması bana neşe ve huzur veriyor" der. Kadın ise "çocuklarımın rızkını misafire yediremem" der. Sonunda adam da kadın da orta yolu bulmak üzere eve sadece tek misafir gelmesi konusunda anlaşırlar. Ancak o akşam adam eve gene iki misafirle birlikte gelir. Kadın sinirlenir sinirlenmesine ama gene de misafire ikramda bulunmak için mutfağa gider ve yemek hazırlar. Daha sonra misafirlerden birinin yemeği yemeden kalkıp gittiğini görür. Kocasına misafirin neden yemek yemeden gittiğini sorduğunda aldığı cevaba inanamaz: "Ben eve konuştuğumuz gibi tek misafirle geldim ikinci bir misafir yoktu".
Ama kadın iki misafir gördüğüne emindir. Karı-koca danışmak için tekrar Resulallah'ın huzuruna çıkar.
Peygamber Efendimiz konuyu dinledikten sonra kadının misafir ağırlamanın önemini anlamasını sağlayan şu sözleri söyler: - Evet! Eve iki misafir gelmişti. Fakat bunlardan birisi hakiki insan değil insan suretine giren rızıktı. Allah hanımını akıllandırmak için rızkı insan kılığına sokmuştu. Hanımın ise yine misafirler için bir miktar rızkı gözden çıkarıp hazırladı ama o rızık eksilmedi. Şunu iyi bilesiniz ki her misafir kendi rızkı ile gelir. Ve kimse kimsenin rızkını yiyemez eksiltemez.
Hatta misafir bir evin bereketini artırır ve o evin rızkında artma olur." İşte İslam'da misafirlik bu derece önemlidir. Pek çok âlime göre İslam'da misafir kabul etmek farzdır. İslamiyet'e göre misafirin kendi istemesi hâlinde en az üç gün evinizde konuk etmeli bu süre içinde ona güler yüz göstermeli kendisini evindeymiş gibi rahat hissetmesini sağlamalı ona ikramda bulunmalısınız. Selamlama ve misafiri karşılama da çok önem verilen hususlardandır.
"Şunu iyi bilesiniz ki her misafir kendi rızkı ile gelir. Ve kimse kimsenin rızkını yiyemez eksiltemez. Hatta misafir bir evin bereketini arttırır ve o evin rızkında artma olur." Hz. Muhammed (SAV)
Yani başka bir şehirden gelen tüm Müslümanlara o şehirde yaşayan Müslümanların kapısının açık olması gerekir. Sadece evini açmak yetmez. Misafirin gönlünü hoş tutmak ona ikramlarda bulunmak gerekir.
Peygamberimizin misafirlik konusunda pek çok hadisi bulunmaktadır. Gerek Peygamberimiz gerekse de sahabeler misafir seven kimselerdir. İslam dininde misafir ağırlamak evin bereketini ve güzel ahlakı arttırır.
İslam'da misafirliğin önemini net bir şekilde anlatan bir hikâyeyi burada sizlerle paylaşmak isteriz:
Misafir ağırlamayı çok seven sahabelerden birisi eşiyle bu konuda hiç anlaşamamaktadır. Her akşam eve birkaç misafirle gelen sahabeye karısı kızmaktadır ancak kocası eve misafirlerle gelmeye devam etmektedir.
Sonunda kadın kocasını Peygamber efendimize şikâyet etmeye karar verir. Hz. Muhammed kadını ve kocasını huzuruna çağırır ve adama misafirden vazgeçip geçemeyeceğini sorar. Adam "soframda misafir olması bana neşe ve huzur veriyor" der. Kadın ise "çocuklarımın rızkını misafire yediremem" der. Sonunda adam da kadın da orta yolu bulmak üzere eve sadece tek misafir gelmesi konusunda anlaşırlar. Ancak o akşam adam eve gene iki misafirle birlikte gelir. Kadın sinirlenir sinirlenmesine ama gene de misafire ikramda bulunmak için mutfağa gider ve yemek hazırlar. Daha sonra misafirlerden birinin yemeği yemeden kalkıp gittiğini görür. Kocasına misafirin neden yemek yemeden gittiğini sorduğunda aldığı cevaba inanamaz: "Ben eve konuştuğumuz gibi tek misafirle geldim ikinci bir misafir yoktu".
Ama kadın iki misafir gördüğüne emindir. Karı-koca danışmak için tekrar Resulallah'ın huzuruna çıkar.
Peygamber Efendimiz konuyu dinledikten sonra kadının misafir ağırlamanın önemini anlamasını sağlayan şu sözleri söyler: - Evet! Eve iki misafir gelmişti. Fakat bunlardan birisi hakiki insan değil insan suretine giren rızıktı. Allah hanımını akıllandırmak için rızkı insan kılığına sokmuştu. Hanımın ise yine misafirler için bir miktar rızkı gözden çıkarıp hazırladı ama o rızık eksilmedi. Şunu iyi bilesiniz ki her misafir kendi rızkı ile gelir. Ve kimse kimsenin rızkını yiyemez eksiltemez.
Hatta misafir bir evin bereketini artırır ve o evin rızkında artma olur." İşte İslam'da misafirlik bu derece önemlidir. Pek çok âlime göre İslam'da misafir kabul etmek farzdır. İslamiyet'e göre misafirin kendi istemesi hâlinde en az üç gün evinizde konuk etmeli bu süre içinde ona güler yüz göstermeli kendisini evindeymiş gibi rahat hissetmesini sağlamalı ona ikramda bulunmalısınız. Selamlama ve misafiri karşılama da çok önem verilen hususlardandır.
"Şunu iyi bilesiniz ki her misafir kendi rızkı ile gelir. Ve kimse kimsenin rızkını yiyemez eksiltemez. Hatta misafir bir evin bereketini arttırır ve o evin rızkında artma olur." Hz. Muhammed (SAV)