11-05-2010, Saat: 07:37 PM
Neleri nelere degisiyoruz? Deger mi acaba diye durup düsünmeden.
Sevdigimiz için gecenin ikisinde yol kat edilmiyorsa uyku tatli
geliyorsa....
Hangi zamani kimlerden çaliyoruz çantada keklik gibi gördüklerimizden mi?
Su saati kurma isini bir türlü ayarlayamiyorum. On dakika erkene kursam
onun verdigi rahatlikla süre daha da uzuyor. Vaktinde kursam telasa
kapiliyorum.
Çareyi buldum! Uyumak ugruna kahvaltisizlik. Yolda elime alacagim kuru bir
pogaça ama on bes dakika fazla uyku.
Hayal etmiyor degilim söyle beyaz örtülerde domatesli peynirli balli
kahvaltiyi ama...
Ise gelince telas eder dururum yapacaklarimi düsünmekten arkadaslarima
esasli bir günaydin diyemem.
Ne kaybettirir bana beynimi onlara verip gözlerinin içine bakarak bir
günaydin demem?
Ya da nasilsin derken seni gerçekten umursuyorum ve nasil oldugunu merak
ediyorum hissini ona belli etmem?
Isler mi durur? Kaç dakika kaybettirir bunlari yapmak bana?
Annem aradiginda 'isteyim su an bunlari burdan konusamam aksama evden
ara' dedigimde...
Aksam aradiginda ise gündüz endoskopiye gittigini beni yaninda istedigini
söylemek için aradigini isitmek...
Isten eve gelip bir telas yemegi yetistirmeye çalisirken bütün gün beni
özleyen çocugumun bacagimdan çekistirip bana sarilmak istemesi... "Hayir
yavrucum su an sana sarilamam yemek yetistirmem gerekiyor.
Ancak her is bittiginde - tabii o da ancak sen uyudugunda sen bilmem
kaçinci rüyani görürken- seni öpebilirim" demem...
Uzun zamandir görmedigim arkadaslarim yemege davet ettiklerinde bunun
kahrolasi bir toplantiya denk gelmesi ama onlarin gitmesi.....
Çok sevdigim akrabamin dogum gününe sirf esim keyif almiyor diye sadece
telefon etmem....
Pazar yürüyüsüne çikmak için hazirlanirken yagmurun baslamasi 'oysa daha
dün gitmistim kuaföre otur evde cips atistir.
Yagmur mu? Vurmasin yüzüme damlalari. Nasilsa daha çok yagar' demem....
Böyle kaç tane ani kaçiririz hayatta? Kaçini bir daha yakalama sansini
verir hayat bize?
Annemizin endoskopisi kötü çikarsa...
Evladimiz hizla büyürken iskaladiklarimiz ve bir daha geri gelmeyen büyüme
evreleri....
Dostlarla yapilan enfes sohbetler...
Aile ile yapilan her daim tat veren kahvaltilar...
Neleri nelere degisiyoruz? Deger mi acaba diye durup düsünmeden.
Sevdigimiz için gecenin ikisinde yol kat edilmiyorsa uyku tatli
geliyorsa....
Hangi zamani kimlerden çaliyoruz çantada keklik gibi gördüklerimizden mi?
Ne kadar ilgilenmesek de ne kadar az zaman ayirsak da nasilsa yanimizda
olacaklarindan emin olduklarimizdan mi?
Ya o keklikler bir gün keklik olmaktan bikarsa.....
Ya onlar 'al istedigin hayati sen yasa. Ne olursa olsun biz arka fonda
yokuz' derlerse?
Ya 'her seyi sizler için yapiyordum' yalani ile bas basa kalirsak?
Ya.......................
Ya yagmurun bir daha yagdigini göremezsek?!!
Sevdigimiz için gecenin ikisinde yol kat edilmiyorsa uyku tatli
geliyorsa....
Hangi zamani kimlerden çaliyoruz çantada keklik gibi gördüklerimizden mi?
Su saati kurma isini bir türlü ayarlayamiyorum. On dakika erkene kursam
onun verdigi rahatlikla süre daha da uzuyor. Vaktinde kursam telasa
kapiliyorum.
Çareyi buldum! Uyumak ugruna kahvaltisizlik. Yolda elime alacagim kuru bir
pogaça ama on bes dakika fazla uyku.
Hayal etmiyor degilim söyle beyaz örtülerde domatesli peynirli balli
kahvaltiyi ama...
Ise gelince telas eder dururum yapacaklarimi düsünmekten arkadaslarima
esasli bir günaydin diyemem.
Ne kaybettirir bana beynimi onlara verip gözlerinin içine bakarak bir
günaydin demem?
Ya da nasilsin derken seni gerçekten umursuyorum ve nasil oldugunu merak
ediyorum hissini ona belli etmem?
Isler mi durur? Kaç dakika kaybettirir bunlari yapmak bana?
Annem aradiginda 'isteyim su an bunlari burdan konusamam aksama evden
ara' dedigimde...
Aksam aradiginda ise gündüz endoskopiye gittigini beni yaninda istedigini
söylemek için aradigini isitmek...
Isten eve gelip bir telas yemegi yetistirmeye çalisirken bütün gün beni
özleyen çocugumun bacagimdan çekistirip bana sarilmak istemesi... "Hayir
yavrucum su an sana sarilamam yemek yetistirmem gerekiyor.
Ancak her is bittiginde - tabii o da ancak sen uyudugunda sen bilmem
kaçinci rüyani görürken- seni öpebilirim" demem...
Uzun zamandir görmedigim arkadaslarim yemege davet ettiklerinde bunun
kahrolasi bir toplantiya denk gelmesi ama onlarin gitmesi.....
Çok sevdigim akrabamin dogum gününe sirf esim keyif almiyor diye sadece
telefon etmem....
Pazar yürüyüsüne çikmak için hazirlanirken yagmurun baslamasi 'oysa daha
dün gitmistim kuaföre otur evde cips atistir.
Yagmur mu? Vurmasin yüzüme damlalari. Nasilsa daha çok yagar' demem....
Böyle kaç tane ani kaçiririz hayatta? Kaçini bir daha yakalama sansini
verir hayat bize?
Annemizin endoskopisi kötü çikarsa...
Evladimiz hizla büyürken iskaladiklarimiz ve bir daha geri gelmeyen büyüme
evreleri....
Dostlarla yapilan enfes sohbetler...
Aile ile yapilan her daim tat veren kahvaltilar...
Neleri nelere degisiyoruz? Deger mi acaba diye durup düsünmeden.
Sevdigimiz için gecenin ikisinde yol kat edilmiyorsa uyku tatli
geliyorsa....
Hangi zamani kimlerden çaliyoruz çantada keklik gibi gördüklerimizden mi?
Ne kadar ilgilenmesek de ne kadar az zaman ayirsak da nasilsa yanimizda
olacaklarindan emin olduklarimizdan mi?
Ya o keklikler bir gün keklik olmaktan bikarsa.....
Ya onlar 'al istedigin hayati sen yasa. Ne olursa olsun biz arka fonda
yokuz' derlerse?
Ya 'her seyi sizler için yapiyordum' yalani ile bas basa kalirsak?
Ya.......................
Ya yagmurun bir daha yagdigini göremezsek?!!