11-07-2010, Saat: 07:35 PM
Hiçbir duygumu ertelemedim ben.
Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım.
Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü.
Hep yarına dair hayaller kurmak gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.
Aşk zamana meydan okur; ama sen karşı koyamazsın ona.
Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği.
Bir adım atmalısın bir el uzatmalısın aşka doğru.
Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar?
Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak büyütmek için?
Kaç gece geçti hesaplasana…
Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti.
Neler yapabilirdik
neler yaşayabilirdik düşünsene…
Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle.
Sevişmekten yorgun düşmüş bedenini öpücüklerle yeni güne hazırlayabilirdim.
Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.
Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik.
Girmediğimiz sokak kalmazdı.
Bakişlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni.
Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik.
Sonra bir filme gider
bir kitap okur
bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.
Paylaştığımız her anı
beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı.
Özlerdik birbirimizi delicesine.
Bir saati yalnız geçirsek bir sonraki saati iki saatlik yaşardık arayı kapayalım diye.
Peki biz ne yaptık?
Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken
her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken
bu yolda birer kâşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkûm ettik birbirimizi.
Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık.
Sana huzur vaat etmiyorum.
Aşkta huzur arayan yanılır.
Ben tutkunun en koyu sevdanın sözcüsüyüm.
Onlar adına konuşuyorum.
Yarını olmayan zamanlarda erimek adına konuşuyorum.
Gözlerinin içine bakıp “Seni Seviyorum” demek istiyorum.
Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum.
Kokunu içime çekmek teninin sıcaklığı ile irkilmek istiyorum.
Yaşama senin adınla anlam katmak
mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.
Seni istiyorum ey yar canıma bir can daha katmak için
daha mavi bir deniz
daha mavi bir gökyüzü
daha mavi bir sevda için.
Seni istiyorum yarın öbür gün öbür hafta öbür ay öbür yıl değil….
Şimdi!
Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım.
Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü.
Hep yarına dair hayaller kurmak gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.
Aşk zamana meydan okur; ama sen karşı koyamazsın ona.
Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği.
Bir adım atmalısın bir el uzatmalısın aşka doğru.
Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar?
Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak büyütmek için?
Kaç gece geçti hesaplasana…
Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti.
Neler yapabilirdik
neler yaşayabilirdik düşünsene…
Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle.
Sevişmekten yorgun düşmüş bedenini öpücüklerle yeni güne hazırlayabilirdim.
Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.
Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik.
Girmediğimiz sokak kalmazdı.
Bakişlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni.
Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik.
Sonra bir filme gider
bir kitap okur
bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.
Paylaştığımız her anı
beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı.
Özlerdik birbirimizi delicesine.
Bir saati yalnız geçirsek bir sonraki saati iki saatlik yaşardık arayı kapayalım diye.
Peki biz ne yaptık?
Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken
her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken
bu yolda birer kâşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkûm ettik birbirimizi.
Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık.
Sana huzur vaat etmiyorum.
Aşkta huzur arayan yanılır.
Ben tutkunun en koyu sevdanın sözcüsüyüm.
Onlar adına konuşuyorum.
Yarını olmayan zamanlarda erimek adına konuşuyorum.
Gözlerinin içine bakıp “Seni Seviyorum” demek istiyorum.
Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum.
Kokunu içime çekmek teninin sıcaklığı ile irkilmek istiyorum.
Yaşama senin adınla anlam katmak
mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.
Seni istiyorum ey yar canıma bir can daha katmak için
daha mavi bir deniz
daha mavi bir gökyüzü
daha mavi bir sevda için.
Seni istiyorum yarın öbür gün öbür hafta öbür ay öbür yıl değil….
Şimdi!