11-13-2010, Saat: 12:25 PM
Çocukken bayramlar daha keyifliydi. Şimdi hep bir yanım hüzün pek çok insan da benim gibi… Kaybettiklerimizi emanet ettiklerimizi özlediklerimizi hatırlatıyor bayramlar..
Yine bayram geldi ve sen hala yoksun! Yokluğunun kaçıncı günündeyim artık saymadığım için bilmiyorum. Şimdi buralarda olmalıydın aslında!
Sabah uyanıp hazırlanırdım. En güzel kıyafetlerimi giyerdim saçlarımı tarar makyajımı yapardım. Kahvaltı hazırlardım şatafatlı çayı demlerdim. Gelip elini öpmek isterdim sen öptürtmezdin. Alnıma hafif bir buse kondurur sıkıca sarılırdın. Bayramlaşırdık keyifle senin yanında olmanın huzurunu yaşardım.Gözlerim ışıldardı mutlaka yüzümden gülücük eksik olmazdı. Etrafa mutluluk saçardım. İki dirhem bir çekirdek giyinmiş çıkardık sokaklara. Ortaköy’e giderdik belki Boğaz’da yemek yerdik vapura binerdik. Martılara simit atardık.
Ben çocuklar gibi ne görsem yolda tuttururdum al diye! Sen biraz şaka biraz ciddi kızardın. Yine de dayanamazdın. Bir elimde pamuk şekeri diğerinde çiçekler girip koluna caddeler boyu yürürdüm. “Hiç büyümeyeceksin” derdin gülerek. Gerçekten büyümemi ister miydin diye düşünürdüm tüm yüzüme yapışan pamuk şekerinden ısırırken.
Dostlar aranırdı ziyarete giderdik. Akşamı en sevdiğimiz insanlarla geçirirdik. Güler eğlenir ve bayramın tadına varırdık. Sonra eve dönerdik. İçimiz tutuşmuş gibi hasretle öpüşürdük kapı ağzında. Kendimizi yatağa zor atar sabaha kadar sevişir sohbet eder kahve içer ve yine sevişirdik. Sabah olunca gidip güzel filmler alırdık. Evde pijamaları giyip mısır patlatırdık. Akşam olunca eğlenmeye bir mekana giderdik. Burada olmalıydın yani bayramın tadı öyle çıkardı.
Tatilde olmanın keyfini yaşardık. Geç saatlere kadar kahvaltı masasından kalkmadan gazete okurduk. Sen söylenirdin bozuk katlanmış ve dağılmış gazeteler için. Ben içten içe gülerdim. Sevgini ve ilgini belli etmenin bazen kızgınlığında olduğunu bilirdim. Moda’da salep içmeye Kadıköy’de sahafları dolaşmaya Bağdat Caddesi’nde ıslak hamburger yemeye giderdik. Eve yorgun argın döner televizyon seyrederken koltukta uyuyakalırdık. Gözlerimi aralardım saate bakardım. Kalkıp seni uyandırmaya çalışırdım. “Bırak burada uyuyacağım yatağa gitmeyeceğim” derdin. Üstünü örter yine yanındaki koltuğa kıvrılırdım.
Bayram geldi sen yine yoksun! Benim boynum bükük. İçimde garip bir hüzün var. Şimdi herkes ailesiyle sevgilisiyle yollara dökülecek. Sevilenler akrabalar aileler gezilecek. Ben ve benim gibiler ıssız bir ada gibi tek başımıza yürüyeceğiz yollarda. Gidilecek yerlere hep yalnız gideceğiz ve sadece belki bayramda kıskanacağız çift olanları.
Bayram geldi sen yine yoksun uzun zamandır her bayramda olduğu gibi…..
Candan Ünal
Yine bayram geldi ve sen hala yoksun! Yokluğunun kaçıncı günündeyim artık saymadığım için bilmiyorum. Şimdi buralarda olmalıydın aslında!
Sabah uyanıp hazırlanırdım. En güzel kıyafetlerimi giyerdim saçlarımı tarar makyajımı yapardım. Kahvaltı hazırlardım şatafatlı çayı demlerdim. Gelip elini öpmek isterdim sen öptürtmezdin. Alnıma hafif bir buse kondurur sıkıca sarılırdın. Bayramlaşırdık keyifle senin yanında olmanın huzurunu yaşardım.Gözlerim ışıldardı mutlaka yüzümden gülücük eksik olmazdı. Etrafa mutluluk saçardım. İki dirhem bir çekirdek giyinmiş çıkardık sokaklara. Ortaköy’e giderdik belki Boğaz’da yemek yerdik vapura binerdik. Martılara simit atardık.
Ben çocuklar gibi ne görsem yolda tuttururdum al diye! Sen biraz şaka biraz ciddi kızardın. Yine de dayanamazdın. Bir elimde pamuk şekeri diğerinde çiçekler girip koluna caddeler boyu yürürdüm. “Hiç büyümeyeceksin” derdin gülerek. Gerçekten büyümemi ister miydin diye düşünürdüm tüm yüzüme yapışan pamuk şekerinden ısırırken.
Dostlar aranırdı ziyarete giderdik. Akşamı en sevdiğimiz insanlarla geçirirdik. Güler eğlenir ve bayramın tadına varırdık. Sonra eve dönerdik. İçimiz tutuşmuş gibi hasretle öpüşürdük kapı ağzında. Kendimizi yatağa zor atar sabaha kadar sevişir sohbet eder kahve içer ve yine sevişirdik. Sabah olunca gidip güzel filmler alırdık. Evde pijamaları giyip mısır patlatırdık. Akşam olunca eğlenmeye bir mekana giderdik. Burada olmalıydın yani bayramın tadı öyle çıkardı.
Tatilde olmanın keyfini yaşardık. Geç saatlere kadar kahvaltı masasından kalkmadan gazete okurduk. Sen söylenirdin bozuk katlanmış ve dağılmış gazeteler için. Ben içten içe gülerdim. Sevgini ve ilgini belli etmenin bazen kızgınlığında olduğunu bilirdim. Moda’da salep içmeye Kadıköy’de sahafları dolaşmaya Bağdat Caddesi’nde ıslak hamburger yemeye giderdik. Eve yorgun argın döner televizyon seyrederken koltukta uyuyakalırdık. Gözlerimi aralardım saate bakardım. Kalkıp seni uyandırmaya çalışırdım. “Bırak burada uyuyacağım yatağa gitmeyeceğim” derdin. Üstünü örter yine yanındaki koltuğa kıvrılırdım.
Bayram geldi sen yine yoksun! Benim boynum bükük. İçimde garip bir hüzün var. Şimdi herkes ailesiyle sevgilisiyle yollara dökülecek. Sevilenler akrabalar aileler gezilecek. Ben ve benim gibiler ıssız bir ada gibi tek başımıza yürüyeceğiz yollarda. Gidilecek yerlere hep yalnız gideceğiz ve sadece belki bayramda kıskanacağız çift olanları.
Bayram geldi sen yine yoksun uzun zamandır her bayramda olduğu gibi…..
Candan Ünal