11-19-2010, Saat: 02:29 AM
Dur... Sevgi duvarını aşmadan önce,
Aşkın batımını da beraber seyredelim sevgilim...
Sonbaharın aşk bitti çığlığıydı yaprak dökümü...
Sevginin tüm cimriliğini giyinen ölü yapraklar gibi dökülüyordun birer birer kan çanağı gözlerimden. Sokuldun kokuma, yarı sağır yarı kör bir göz alımı girdin kanıma, gelişinle paslı bir çiviye astın yalnızlığımı. Dur-duraksız depremden kaçar gibi telaşlı avcuma bırakıvermistin aşk-ı. Korkmuş çocuk gibi titrek kementle bağlanmıştın yüreğime. Yaralarını sarıyordun etten kemikten acılarımla. Kabuslarımı parçalayıp düşlerime saplantı olduğun gün, gün bugündü... Gülümsüyordu gözlerim yabancılığına, tanıdık ılık tatlı bir meltem gibi sarılıyordun bana.
Sonbaharın yaprak hışırtılarını dinliyorduk kutsal aşk-ın kutsanmış müziğini dinler gibi, rüzgarın soguğunu bile seviyordum seni bana yakınlaştırdıkca... Kırmızı düşlerini toplamaya çalışan çocuk gibi yaramazlıklar yapıp öpüp öpüp kaçıyordun yakalanmaya susamışcasına. Uzaklaştıkca korkunç bir yalnızlıkla boğuşmuş, yılgın bir nefer gibi nefes nefese koşuyordun bana. Sesimizi savuruyorduk rüzgara, gel aşk gel diye...
Aşk....Ey aşk...
Sokul bana...
Tutuştur hücrelerimi...
Sokul bana...
Yangınlar başlat aşk adına...
Tutkularımız filizlensin doruk noktanda...
Sen giriyorsun yüreğime sevince boğuluyorum. Senler geçiyor düşlerimden birer birer. Korkuluklardan tutunmayı bırakıyorum. Gecenin karanlığında seni aramayı seviyorum seni sever gibi. Ve hep sana döner gibi...
Esmer Tual
Aşkın batımını da beraber seyredelim sevgilim...
Sonbaharın aşk bitti çığlığıydı yaprak dökümü...
Sevginin tüm cimriliğini giyinen ölü yapraklar gibi dökülüyordun birer birer kan çanağı gözlerimden. Sokuldun kokuma, yarı sağır yarı kör bir göz alımı girdin kanıma, gelişinle paslı bir çiviye astın yalnızlığımı. Dur-duraksız depremden kaçar gibi telaşlı avcuma bırakıvermistin aşk-ı. Korkmuş çocuk gibi titrek kementle bağlanmıştın yüreğime. Yaralarını sarıyordun etten kemikten acılarımla. Kabuslarımı parçalayıp düşlerime saplantı olduğun gün, gün bugündü... Gülümsüyordu gözlerim yabancılığına, tanıdık ılık tatlı bir meltem gibi sarılıyordun bana.
Sonbaharın yaprak hışırtılarını dinliyorduk kutsal aşk-ın kutsanmış müziğini dinler gibi, rüzgarın soguğunu bile seviyordum seni bana yakınlaştırdıkca... Kırmızı düşlerini toplamaya çalışan çocuk gibi yaramazlıklar yapıp öpüp öpüp kaçıyordun yakalanmaya susamışcasına. Uzaklaştıkca korkunç bir yalnızlıkla boğuşmuş, yılgın bir nefer gibi nefes nefese koşuyordun bana. Sesimizi savuruyorduk rüzgara, gel aşk gel diye...
Aşk....Ey aşk...
Sokul bana...
Tutuştur hücrelerimi...
Sokul bana...
Yangınlar başlat aşk adına...
Tutkularımız filizlensin doruk noktanda...
Sen giriyorsun yüreğime sevince boğuluyorum. Senler geçiyor düşlerimden birer birer. Korkuluklardan tutunmayı bırakıyorum. Gecenin karanlığında seni aramayı seviyorum seni sever gibi. Ve hep sana döner gibi...
Esmer Tual