11-20-2010, Saat: 03:00 PM
Yıldızları çalmış güneş geceye utanmadan sevişmeyi öğretmek için.
Kırık ses tonuna bulaşan çocukluğummuş haklıydın.
Tutuklu şuan. Kalbinden kayar gecenin vakti dolmadan aşkları az bulunur yıldızlar.
Sen kahve kokusunda çekerken dudaklarını dişlerimin arasından giyinişinden ben utanırdım!
Ertesi günün ıslaklığında telaşla kapını çalıp bin bir kelimenin donuk bakışların arasında dudaklarımdan dökülüşüne hayretle gülerdim.
Kırık ses tonuna bulaşan çocukluğummuş haklıydın.
Hala büyüyemiyorum. Kayıp sokakların sararan güz yapraklarıyla dolu köşesinde kendimle büyümeye çalıştığım zaman dilimleri yuttuğum terleten kelimelerle yok etti kendini.
Henüz tatmadığım aşkların bitişinde ağlayıp rüyalarında gülmeye çalıştım. Sırlarını paylaşanlara mutluluk vererek acılarını aldım.
‘’ Acılarınızla mutluyum’’ derken sizi savunabilir kıldığım için olduğunu anlayamamanızı da anlıyordum.
Bazen daha geçmişten bir anahtarı şimdinin kilidini bozarken bulursun. Çocukluk aşkların harf bilmezliğin de sürünürken. Anla anıların çıplak kalbini sus ve dinle diyen bir çocuk kavrar elini sıkıdan sıkıya.
Her defasında kendini tanıtır sana.
Uyumadığın sabahın gecesinde utangaç dokunuşların merakı sarsar bedeni… Çalmaz kapın…
Küçükken olmaz dediklerini büyüdüğümde eksik gördüm hep.
O yüzden yamalı durur olmamışların giysileri üzerimde!
Çalmayan kapımdaki silüetin kararsız sesini hala unutmadım.
Geçmişte unutmadığın birkaç şey söyle derler ya şimdileri kalıcı sanarak sende yaz istersen..
İlk gün yatagında saçların dağılmış anlamsız ve uykulu gözlerini ovalayarak bana bakıyor olmanı özledim..
Orflem Owoh
Kırık ses tonuna bulaşan çocukluğummuş haklıydın.
Tutuklu şuan. Kalbinden kayar gecenin vakti dolmadan aşkları az bulunur yıldızlar.
Sen kahve kokusunda çekerken dudaklarını dişlerimin arasından giyinişinden ben utanırdım!
Ertesi günün ıslaklığında telaşla kapını çalıp bin bir kelimenin donuk bakışların arasında dudaklarımdan dökülüşüne hayretle gülerdim.
Kırık ses tonuna bulaşan çocukluğummuş haklıydın.
Hala büyüyemiyorum. Kayıp sokakların sararan güz yapraklarıyla dolu köşesinde kendimle büyümeye çalıştığım zaman dilimleri yuttuğum terleten kelimelerle yok etti kendini.
Henüz tatmadığım aşkların bitişinde ağlayıp rüyalarında gülmeye çalıştım. Sırlarını paylaşanlara mutluluk vererek acılarını aldım.
‘’ Acılarınızla mutluyum’’ derken sizi savunabilir kıldığım için olduğunu anlayamamanızı da anlıyordum.
Bazen daha geçmişten bir anahtarı şimdinin kilidini bozarken bulursun. Çocukluk aşkların harf bilmezliğin de sürünürken. Anla anıların çıplak kalbini sus ve dinle diyen bir çocuk kavrar elini sıkıdan sıkıya.
Her defasında kendini tanıtır sana.
Uyumadığın sabahın gecesinde utangaç dokunuşların merakı sarsar bedeni… Çalmaz kapın…
Küçükken olmaz dediklerini büyüdüğümde eksik gördüm hep.
O yüzden yamalı durur olmamışların giysileri üzerimde!
Çalmayan kapımdaki silüetin kararsız sesini hala unutmadım.
Geçmişte unutmadığın birkaç şey söyle derler ya şimdileri kalıcı sanarak sende yaz istersen..
İlk gün yatagında saçların dağılmış anlamsız ve uykulu gözlerini ovalayarak bana bakıyor olmanı özledim..
Orflem Owoh