12-02-2010, Saat: 03:36 PM
Otobüs camlarinda biraktigim düslerim gibisin… Yüregim için saklayip, yüregime veremedigim… Geçtigim her sehirde bir basinaligi duruyor simdi düslerimin. Beni bekliyor ömrüm; bense hep kendimi yasiyor, kendimi tüketiyorum durmadan. Oysa ne çok defa affetmeyi denedim kendimi, senin için… Ertelemedim gurursuzlugumu ve sakinmadim kendimi senin için alçaltmaktan… Sevgini yalanlayan sorularimi bir kez olsun sormadim kendime, görmezden geldim ardimda can çekisen varligimi… Ellerini biraktim ben sadece, seni sevmeyi degil… Çünkü ben sende kendimi aldatmaya gelmistim. Çünkü ben sende; içimde biriktirip de alamadigim tüm sevgileri, ruhuna akitmaya gelmistim. Binlerce yil uzagindan gelmistim; biraz yabanciydim belki sana, belki biraz yorgun… Daglardan esen bir rüzgar gibi aski getirmistim yamacina. “Hadi toplan, birazdan yagmur yagacak bu sehre, umutlarimiz islanacak. Hadi toplan, özgürsün artik yüregimde ve artik yalnizca yüreginde sensin nefes alan…” demistim sana… Sense kararsiz gözlerinle bakmistin gözlerime; birine sonsuza kadar ve sonsuz bir özlemle güvenmek ister gibi… Korkularinin üzerine gidip, ‘bu defa kendimi yasayacagim' der gibi… En kararsiz, en ürkek gözlerinle bakmistin yüregime; sormaktan çekindigin bir seyi yüreginin derinliklerine gömmek ister gibi… Belki de su an içimizde yutkundugumuz tüm bu hüzünler, o içine gömdügün sorunun yanitidir…
Bu sessizlik… Bu kirgin kaçis… Taniyorum ben bu sürgünü, evet, kendime dönüyorum iste yeniden… Senden, kendime dönüyorum…! Kapatip kapilarimi, içeride dagilmisligi –kendimi- selamliyorum. ‘Hos geldin' diyorum, gerçek hayattaki varligini terk etmis kendime, hos geldin… Mutlu olmak için nedensizligimi sorguluyorum , niçin'lere cevap ariyorum kendimce. Oysa biliyorum, cevapsiz kalacak kendime sordugum tüm sorularim ve sonra kendimi kaybedip kendimi yenecegim yine, bir öncekinde oldugu gibi… Sonuçsuzluktan ve yalnizliktan sikilip disariyi özleyecegim sonra. Kaçmak, kurtulmak isteyecegim kendimden ve sonra hayata seslenecegim; “kurtar beni kendimden! ”Hayat kurtarmayacak oysa beni; kendimden, kendinden kurtarmayacak… Ne simdi, nede sonrasinda… Bense, yüregimin baglanmis gözlerinden öpecegim, aglayarak… Oysa ben kaç kez kaçip kendi hapishanemden, sokagindan geçtim. Ömrümü aydinlatacakmis gibi bekledim, odanin lambasinin yanmasini… Görmüyordum ama biliyordum, oradaydin, perdenin arkasinda… Beni; kendi hayatindan kaçip sana siginmaya çalisan zavalli beni izledigini… Seni bir tek kendimle aldattigimi biliyordun. Sende hayat gibiydin çogu zaman, sende hayat gibi hiçbir zaman sevmedin beni içten… Hep kendine muhtaç, hep kendine esir biraktin. Yüregine almadin beni hiçbir zaman, ama beni kendime de birakmadin. Yüzümün aynasindan kendini izledin, seni ne kadar sevdigimi. Oysa senin sevgin; ruhunun içinde kirilan bir ayna gibi yansimasiz ve yoksundu hep benim siluetimden. Hiç bilmedim beni ne kadar sevdigini, beni yüreginde sakladigin yeri hiç görmedim.
Hadi toplan, birazdan yagmur yagacak bu sehre, umutlarimiz islanacak. Hadi toplan, özgürsün artik yüregimde ve artik yalnizca yüreginde sensin nefes alan… Korkma, sevgim gelmez artik pesinden...
Bu sessizlik… Bu kirgin kaçis… Taniyorum ben bu sürgünü, evet, kendime dönüyorum iste yeniden… Senden, kendime dönüyorum…! Kapatip kapilarimi, içeride dagilmisligi –kendimi- selamliyorum. ‘Hos geldin' diyorum, gerçek hayattaki varligini terk etmis kendime, hos geldin… Mutlu olmak için nedensizligimi sorguluyorum , niçin'lere cevap ariyorum kendimce. Oysa biliyorum, cevapsiz kalacak kendime sordugum tüm sorularim ve sonra kendimi kaybedip kendimi yenecegim yine, bir öncekinde oldugu gibi… Sonuçsuzluktan ve yalnizliktan sikilip disariyi özleyecegim sonra. Kaçmak, kurtulmak isteyecegim kendimden ve sonra hayata seslenecegim; “kurtar beni kendimden! ”Hayat kurtarmayacak oysa beni; kendimden, kendinden kurtarmayacak… Ne simdi, nede sonrasinda… Bense, yüregimin baglanmis gözlerinden öpecegim, aglayarak… Oysa ben kaç kez kaçip kendi hapishanemden, sokagindan geçtim. Ömrümü aydinlatacakmis gibi bekledim, odanin lambasinin yanmasini… Görmüyordum ama biliyordum, oradaydin, perdenin arkasinda… Beni; kendi hayatindan kaçip sana siginmaya çalisan zavalli beni izledigini… Seni bir tek kendimle aldattigimi biliyordun. Sende hayat gibiydin çogu zaman, sende hayat gibi hiçbir zaman sevmedin beni içten… Hep kendine muhtaç, hep kendine esir biraktin. Yüregine almadin beni hiçbir zaman, ama beni kendime de birakmadin. Yüzümün aynasindan kendini izledin, seni ne kadar sevdigimi. Oysa senin sevgin; ruhunun içinde kirilan bir ayna gibi yansimasiz ve yoksundu hep benim siluetimden. Hiç bilmedim beni ne kadar sevdigini, beni yüreginde sakladigin yeri hiç görmedim.
Hadi toplan, birazdan yagmur yagacak bu sehre, umutlarimiz islanacak. Hadi toplan, özgürsün artik yüregimde ve artik yalnizca yüreginde sensin nefes alan… Korkma, sevgim gelmez artik pesinden...