11-15-2006, Saat: 04:42 PM
Okurken zevk almanız dileğiyle ...
....................................................................................
* Hemen hemen tüm örümceklerin genel beslenme mantalitesi : Kurbanın
içine zehri enjekte etmek, kurbanın iç organlarını bir çorba haline
getirip, sonra da o çorbayı içmektir.
* Dünyadaki en profesyonel avcılar örümceklerdir.
* Tüküren örümcek, derisi üzerindeki desenlerle diğerlerinden
ayrılabilir.Desenleri kaplanı andırır.Avlanırken bir bacağıyla, avı ile
kendisi arasındaki mesafeyi ayarlar, uygun mesafe sağlanınca, kurbana fibrin,
yarı aqua ağ tükürür ve yakalar.
* Örümcek ağı, aynı kalınlıktaki çelikten yaklaşık 15 kat daha dayanıklıdır. Dünyanın en mukavemetli (dayanıklı malzemesidir. Kurşun geçirmez polis cekelerinin (kevlar) imalatı, örümcek ağından yapılır.
* Timsah yumurtası 34-35 derece santrigratta gelişirse yavru erkek
olur. 37-38 derece santigratta gelişirse yavru dişi olur.34 derecenin
altında ve 38 derecenin üstünde gelişen yumurtadan yavru çıkmaz.
* Olgun bir timsahın çenesi 9 ton baskı uygulayabilir.
* Dünyadaki denizlerin, okyanusların tümü aynı seviyededir.
* Gergedanların derileri, kurşun geçirmez kalınlıktadır.
* Yılanlar akciğer solunumu yaparlar. Avlarını parçalayamazlar ve
tek lokma halinde yutarlar.Daha fazla besini birden yutabilmek için,
evrim süreci, yılanın sol akciğer lobunu köreltme gibi bir adaptasyon
geliştirmiştir.Yani yılanların, bir kerede daha fazla besin yutabilmek için
sol akciğer lobları körelmiştir bu bir evrimdir.
* Orta büyüklükte bir geyiği yutan bir piton yılanı kayıtlara
geçmiştir. ( Tek lokma halinde )
* Bilinenin aksine, tür anahtarında bulunan yılan familyasının büyük
bir bölümü zehirsizdir, avlarını sarıp sarmalayıp sıkarak
öldürürler.Ama tüm yılanlar tehlikelidir.Uzak durmamız gerekir !
* Küçük bir boa türü olan yeşil boa yılanının burnun ucunda iki tane
ısı algılayıcı vardır.Özelleşmiş hücre toplulukları.
* Tüm armadillo türleri, genetik olarak, derilerinde, insan için
tehlikeli bir virüs taşımaktadırlar.
* Comodo ejderhası ismi verilen iri cüsseli kertenkele, Kurbanını
ısırır ve kurban birkaç saat içinde ölür.Ölüm sebebi zehir değil, kokus
bakterileridir.Comodo ejderhası, ağzının içinde yaklaşık 20 değişik
türde kapsüllü, hastalık yapıcı cocus bakterisi barındırır, avını bu
şekilde öldürür.Kendisi bu bakterilerden etkilenmez çünkü evrim gereği, bu
duruma adaptasyonunu sağlamıştır.Dünyadaki tüm canlılar içinde, en
gelişmiş bağışıklık sistemine sahiptir.Hiçbir patolojik sebeple hasta olmazlar, en fazla nezle olurlar
* Bağışıklık konusunda en gelişmiş ikinci canlı da beyaz başlı
akbabalardır.Leş yedikleri için hastalık kapma riskleri fazladır.Ve
milyonlarca yıl süren evrim süreci bağışıklık sistemini geliştirmiştir.
* Dünyada hiç köpekbalığı fosili yoktur ! sebebi : Köpekbalıklarının
iskeletlerinin kıkırdak olmasıdır.Kıkırdak da dokuyla beraber
çürür.Köpekbalıkları hakkında tek bilgi dişleriyle sağlanır çünkü dişler
bilinen kemiktir.Ölen bir köpekbalığından geriye sadece dişleri kalır.Çene
açıklığını elips gibi düşünürsek, çene elipsinin dar çapı 6 metre olan
bir köpekbalığı çenesi fosili bulunmuştur.Dinozorlar kadar eskidir ve
fosil, ileri derecede gelişmiş bir avcı olduğunun kanıtıdır.Ama nesli
tükenmiştir.
* Tür çeşitliliği en fazla olan canlılar böceklerdir.
* Mısır piramitleri, dünyanın 7 harikasından birisidir. Mısır - Giza
ovasındaki en büyük 3 piramit : Keops, Kefren ve Mikernos, üçlü Orion
yıldız sistemi ile aynı eğimde inşaa edilmişlerdir.
* Altında küçük bir delik olan plastik bir bardak düşünelim, bardağı
su ile dolduralım.Eğer Güney yarım küredeysek su, bardağın altındaki
delikten boşalırken, saat yönüne zıt bir girdap oluşturarak boşalır.
Kuzey yarım kürede isek saat yönünde bir girdap oluşturarak boşalır.Eğer
tam ekvator çizgisinin üzerindeysek, herhangibir girdap oluşturmadan,
dümdüz boşalır.
* Dünyadaki hiçbir makine, motor % 100 verimle çalışamaz, mutlaka
enerji kaybı olur ve bunun sebebi sürtünmedir.Kaybolan enerji ısıya dönüşür.
* Dünyanın aynı noktasında, peşpeşe meydana gelen yalnızca 3 füzyon
tepkimesi, dünyayı yörüngesinden bile çıkarabilir. Güneşte hergün
binlerce füzyon tepkimesi oluşmaktadır. Füzyon : Helium ve hydrogen
elementlerinin radyoaktif olarak kaynaşıp başka bir çekirdeğe dönüşmesi
olayıdır.
* Maymunların ( Ape ), ellerinin başparmaklarında eklem yoktur.Yani
insanların yapabildikleri gibi, başparmaklarını kıramazlar.Her zaman
düzdür.
* İnsan vücudunda, regerenasyonu ( Kendini yenileyebilme yeteneği
)en gelişmiş organ karaciğerdir.
* Erkek aslanlar asla avlanmazlar.Avı her zaman dişi aslanlar
yakalar.Ama erkek aslan avı yemeye her zaman ortaktır
* Bir canlının zekası, beyninin büyüklüğü ve beynindeki kıvrım
sayısıyla doğru orantılıdır.Yani bir canlının beyni ne kadar büyükse ve ne
kadar kıvrımlıysa, canlı o kadar zekidir.Dünyada beyni insanınkinden
daha büyük ve daha kıvrımlı olan canlı yoktur.
* Yarasalar, gece avlanmak için mağaralarından bir sürü halinde
çıkarlar.Ve mağaradan çıktıktan sonra, her zaman mağara çıkışından sol
tarafa dönerler.
* Eğer bir köpekbalığı, karın yüzgeçlerini aşağıya doğru
yöneltmişse, bu köpekbalığı kızgın demektir. Bunun bir diğer anlamı da şudur :
HEMEN UZAKLAŞ ...
* Kumülunimbus bulutları 36000 ton su barındırır.
Gökyüzünde 36000 tonluk bir kütle. Ve dünyadan, 1 saniyede 6 milyar ton su
buharlaşır.
* Rüya görmek, sadece birkaç saniye sürer.Uyku halindeyken,
bilinçaltındaki bazı olaylar, birkaç saniye içinde beyinden akar. Rüya
görürken, gözler sağa, sola, aşağı ve yukarı doğru hareket eder. Buna REM
hareketi denir. (Rapid Eye Movement)
* Matematikte maddenin tanımı yoktur. Madde diye birşey aslında
yoktur. Çünkü : Nokta nedir ? Nokta sayı bölü 0 'dır. mesela 5/0 gibi. Bu
bir tanımsızlıktır. Matematikte nokta tanımsızdır. Doğru nedir ?
Noktalar kümesidir. Noktanın tanımı yoksa doğrunun da tanımı yoktur. Düzlem
nedir ? Düzlem, doğrular kümesidir. Doğrunun tanımı yoksa düzlemin de
tanımı yoktur. Alan nedir ? Alan, düzlemler kümesidir. Düzlemin tanımı
yoksa alanın da tanımı yoktur. Madde, cisim nedir ? Cisim de alanlar
kümesidir. Alanın tanımı yoksa, cismin de tanımı yoktur "Blaise Pascal'ı saygıyla anıyoruz"
* Tüm canlıların protein sentezlerinin sona ermesi için gerekli
kodonlar aynıdır. ( UAA, UAG, UGA ) Taşıyıcı RNA'da bu kodonlara karşılık
verecek antikodon yoktur. Daha doğusu vardır ama o kodonları deşifre
edebilecek aminoasit yoktur. Bu da protein sentezinin bittiğini gösterir.
* Çekiç kafalı köpekbalıkları, insanın algılayamadığı manyetik
dalgaları ve izleri görebilirler. Avlarını, genellikle beyinlerinden
yaydıkları manyetik dalgalarla bulurlar. Gözlerinin arasındaki mesafe çok
olduğundan ve başlarına aerodinamik olarak yerleştiğinden, görüş mesafeleri
çok yüksektir.
* Kıkırdak iskelet sistemine sahip balıklar ( Örneğin
köpekbalıkları geri geri yüzme yeteneğine sahip değildirler. Ama aslında bu bir
eksiklik değil, aksine iyi bir kazançtır. Çünkü kıkırdaklı bir balık geri
geri yüzebilseydi, solungaçlarından akan suyun yönüde tersine dönecekti.
Bu da solunum sisteminin çökmesi ve balığın yaşamını yitirmesi anlamına
gelirdi.
* Bir köpekbalığının kuyruğundan tutup ( Eğer bunu yapabilirseniz )
hafifçe balığın sağ tarafına doğru kıvırırsanız, köpekbalığı geçici bir
felce uğrar. Bir süre hareketsiz kalır ! (Ama sakın denemeyin. Sadece
bilin yeter)
* Dünyadaki hiçbir varlıktan korkmayan tek canlı beyaz
köpekbalığıdır. Beyaz köpekbalıklarının dışındaki tüm canlıların korktuğu birşey
mutlaka vardır ama beyaz köpekbalıkları hiçbirşeyden, kesinlikle
korkmazlar. Rastgelen herşeye saldırırlar ve büyük ihtimalle de her zaman
galibiyetle ayrılırlar.
* Tüm köpekbalıkları, çok garip bir diş sistemine sahiptirler. Eğer
bir köpekbalığının dişi kırılırsa, o dişin yerine, birkaç gün
içerisinde yeni diş çıkar. Ve bu olay ömürleri boyunca devam eder ! Ayrıca beyaz köpekbalıkları, tıpkı yılanların deri değiştirmeleri gibi, dişlerini
değiştirirler. Kesin bir bilgi yoktur ama gözlemler,
beyazköpekbalıklarının senede 2 defa tüm dişlerini yenilediğini gösteriyor. Çok vahşi canlılar oldukları için dişlerini çok fazla kullanıyorlar. Bu da dişlerin
çabuk deforme olmasına sebep oluyor.
* Beyaz köpekbalıkları birşeyi ısırdıkları zaman, hayvanın gözleri,
yuvalarından geriye ( Başın içine ) doğu kayar. Dişin, ısırılan şeye
yaptığı çene baskısı arttıkça, gözler daha çok içeri doğu kayar. Bu olay
evrimin sonucu olan bir adaptasyondur. Çünkü beyaz köpekbalığı birşeyi
ısırması demek, o şeyle savaşıyor olduğu anlamına gelir. Ve savaş
sırasında gözlerini koruması gerekmektedir çünkü beyaz köpekbalıklarının,
dişlerinden sonraki en değerli organı gözleridir.
* Okyanuslarda, köpekbalıklarından daha vahşi canlı yoktur.
* Albert EINSHTEIN, lisedeyken, derslerinin çok kötü olması
sebebiyle okuldan atılmıştır! Ama kim bilebilirdi ki bu delikanlı büyüdüğü
zaman dünyanın en büyük bilimadamı olacak diye ?
* Sir Isaac NEWTON, bilinen adıyla NEWTON, bir ağacın altında
otururken, ağaçtan kafasına düşen elma sayesinde yerçekimi kuvvetini
keşfetmiştir.
* ARCHIMEDES, suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulmuştur. Kurnada
yüzen hamam tası, Archimedes'te, suyun bir kaldırma kuvveti olduğu
fikrini uyandırmıştır. Ve bu fikirden hemen sonra BULDUM !!! diye bağırarak
çırılçıplak bir şekilde dışarı koşmuştur.
* Dünya üzerinde sürtünmesiz bir ortam yoktur.
* Akrep, örümcek ailesinden bir canlıdır.
* Örümcekler içinde en basit şekilde beslenen tür tarantuladır.
Avını bulur, onunla dövüşür, yener, zehri enjekte eder, iç organlarını
çorbaya çevirir ve içer. Ama bu avlanma biçimi, diğer örümcek türlerinin
avlanma taktikleriyle karşılaştırıldığında, kafasına vurup öldürmek kadar
kabadır !
* Mısır - Giza ovasının genel ismi kısaca : Tanrılar yolu veya
tanrılar ovası diye bilinir. Bu tabir, tüm giza ovasını kaplar. Tanrılar
ovasında, firavun 2. Seti'nin yaptırdığı ve kendi adını verdiği bir
tapınak vardır. Tapınağın ismi değişmiştir. Yeni ismi Ab-u Simbel
tapınağıdır. Ab-u Simbel isminde bir çoban tarafından keşfedilmiştir ve çoban,
tapınağa kendi ismini vermiştir.
* 1991 yılında, Nil nehrine yapılan büyük bir baraj yüzünden, Ab-u
Simbel tapınağı sular altında kalma tehlikesi geçirmiştir. Mısır'ın
saygın insanları, Avrupa'nın en iyi mühendislerini bu iş için Mısır'a davet
etmişlerdir. Durumu kurtarmak isteyen mühendisler, tapınağı bulunduğu
yerden 100 metre yukarı çıkarmaya karar vermişler. Bunun için tapınağın
parçalara ayrılması gerekmiştir. Mühendisler kağıt üzerinde tapınağı,
kendisini oluşturan kaya parçalarına ayrıdılar ama bir daha
birleştiremediler ! Çok uzun süre uğraşmalarına rağmen, tapınağı ayırdılar ama
tekrar birleştirmeyi başaramadılar. Bu mühendislerin mühendislik bilgileri
bunu başarmaya yetmedi. Sonrasında, yine Avrupa'nın çok ünlü bir
bilgisayar yazılımı şirketi, aynı mühendislerle beraber sadece bu iş için 1
yıllık bir çalışma yaptılar. Çalışma süresince tapınağın sular altında
kalmaması için tehlike arzeden barajın tüm kapakları açıldı. 1 yıl
sonunda oluşturdukları bilgisayar programı sayesinde, Ab-u Simbel tapınağı
100 metre yukarı çıkarılabildi !
* Sirkesineği larvası, kendi büyüklüğünün 20 katı kadar yükseğe
zıplayabilir.
* Akrepler, avlarını, avlarının çıkardıkları sarsıntıları saptayarak
bulurlar. Antenini temizleyen bir çekirgenin, temizleme sırasında
çıkardığı sarsıntıyı bile metrelerce uzaktan farkedip, gelip çekirgeyi
yakalayabilirler.
* Termitler kördür.
* İki gözünüde birbirinden bağımsız hareket ettirebilen nadir canlılardan birisi de bukalemundur! Mesela gözünün birisi yukarı bakarken, diğeri ondan
bağımsız olarak diğer yönlere bakabilir ama bu gözlerden birisi bir av
gördüğünde, diğer gözde aynı ava kilitlenir. bir objenin iki göz tarafından
görülmesi, beyinde uzaklık ve derinlik hissi uyandırır. Eğer bir
kelebekseniz ve bir bukalemun sizi iki gözüyle birden görmüşse, artık ölü bir
kelebeksiniz !
* Doğada parlak renkli bir canlının ana rengi siyahsa bunun anlamı
şudur: " Eğer beni yersen, yememiş olmayı tercih edersin ". Siyah renk,
canlının zehir taşıdığının ve tadının acı olduğunun göstergesidir.
* Kırmızı amazon karıncaları, siyah karınca yuvalarına baskın
yaparlar. Yuvayı, derinliklerine kadar işgal ederler ve tüm siyah karınca
larvalarını çalıp, kendi yuvalarına taşırlar. larvaları büyütürler, çıkan
siyah karıncaları köle olarak kullanırlar! Ve bu süre içinde başka
hiçbirşey yapmazlar! Herşeyi kölelere yaptırırlar. Köle siyah karıncalar
öldüklerinde, amazon karıncaları yeni bir baskın yaparlar. Bu olay
böylece devam eder girder ...
* Doğa, çok çok ince esaslara dayanır. Bir canlı, diğer bir canlının
besinidir. O canlı da başka bir canlının besinidir. Bir canlı başka bir
canlıyı öldürebilir, başka bir canlı da o canlıyı öldürebilir. Karbon,
su, azot döngüleri ve tüm bu kaoslar, doğada çok ama çok hassas bir
denge oluşturmuştur. Bir türün yok olması, tüm ekolojik dengeyi altüst
edebilir. Örneğin yılanlar olmasaydı, biz insanlar ekmek yiyemezdik çünkü
yılan yoksa, fareler çok fazla olacaktı. Fareler fazla olduğunda
tarlalarda buğday kalmayacaktı, buğday olmayınca ekmekte olmayacaktı. Bunun gibi milyonlarca örnek verilebilir.
* Uzun kulaklı yarasalarda, diğer yarasalara göre üstünlük
sağlayabilecek bir sistem vardır. SONAR sistemi! Yarasalar kördür, göremezler !
Bu yarasa, gece avındayken, etrafa düşük dalgaboylu ses dalgaları ile
bağırır ve sonra yankıları dinler. Bu şekilde, etrafı, güneş ışıldarken,
bir kartalın dünyayı görebildiği kadar net görebilir! Mükemmel bir
sistem!
* Ama doğada herşeyin bir çözümü vardır. Yukarıda bahsettiğim
sistemi de safdışı edecek bir başka sistem vardır! Bu yarasa bir güvenin
peşine düşmüşse, güve de çıkardığı düşük dalgaboylu ses dalgalarıyla
yarasayı başka bir taraf yönlendirip, güvenin orada olduğunu zannettirip,
aslında olmayan bir güvenin peşine düşürtüp kendi hayatını kurtarabilir!
* Kayan yıldız adını verdiğimiz gök olayı, aslında gece,
dünyayamızın sınırlarına giren göktaşlarıdır. Küçük meteorlar ! Peki neden kayan bir yıldız gibi görünür ? Çünkü meteor atmosfere girdiğinde o kadar
hızlıdır ki, atmosferimizdeki oksijenin, bu hızdaki meteora yaptığı hava
sürtünmesi etkisi ile göktaşı alev alıp yanmaya başlar ve yanarak, hızla,
kilometrelerce ilerler, kül olup biter. Biz de yeryüzünden bu olayı,
bir yıldız kayıyormuş gibi görürüz. Gördüğümüz şey aslında ardında alev
bırakarak ilerleyen küçük bir meteordur
* Gece gökyüzünden gördüğümüz yıldızların birçoğu ASLINDA YOKTUR !
Çünkü; Yıldızlar dünyamıza çok ama çook uzaktırlar. Milyonlarca, hatta
milyarlarca ışık yılı uzaktadırlar. ( Işık yılı : Işığın bir yılda
aldığı yoldur. En büyük uzaklık birimidir.) Gördüğümüz yıldızların çoğusu
milyonlarca, belkide milyarlaca önce yok olmuşlardır, sönüp ölmüşlerdir
ama dünya ile aralarındaki mesafe o kadar büyüktür ki, biz milyonlarca
yıl önce yok olan bir yıldızın ışığını daha şimdi görebiliyoruzdur !
Yıldız var iken etrafına ışık salıyordur. O ışık taa dünyamıza gelinceye
kadar çok uzun zaman geçtiği için yıldız belkide bu süre içinde yok bile
olmuş olabilir !
* Türk bir denizci olan Piri Reis'in çizdiği harita, m.ö. 500'lü
yıllarda çizilmesine rağmen, halen daha dünyadaki en ayrıntılı dünya
haritasıdır. Piri Reis'in çizdiği kuzey kutbunun alt tabaka buzları, harita
çizilmeden 2 milyon yıl önce erimişti. Piri Reis bunu bile
çizebilmiştir.
* Yapılan ilk pil bulundu. Kahire yakınlarında arkeolojik bir kazı
sırasında, kilden bir kap içinde bulunan, çevresinde metal bir tel
sarılı bobin bulunmuştur. Bu aletin 2 volt elektrik üretebildiği
düşünülmektedir ve günümüz pillerinin icadından 4000 yıl önce yapılmıştır. Şu an Kahire müzesinde sergilenmektedir.
* Bilinen en büyük kaya kitlesi, Avustralya'da bulunan AYERS
kayasıdır.
* yeni doğmuş bir bebeğin beyin kapasitesi, 7 farklı dili
öğrenebilecek güçtedir.
* İnsan doğduğunda, beyninde yüklü 3 ana bilgi bulunur. 1) Beslenme,
2) korunma, 3) Üreme. Bir insanı, doğduğu günden itibaren bir odaya
kilitlersek, yıllarca orada hiçbirşey öğrenmeden tutarsak ve birden bire
doğaya salarsak, bu insan içgüdüsel olarak havvanları avlar ve onlarla
beslenir, kendini vahşi hayvanlardan korur ve karşı cinsten bir insan
gördüğünde üreme güdüsü canlanır.
* Paskalya adası'nda ( Şili ) bulunan eski tabletlerin hangi dilde
yazıldıkları halen daha bilinmemektedir.
* Dünyanın en hatasız takvimi " Maya Takvimi " 'dir. Mayalar bir
yılın tam 365 gün olduğunu şu şekilde anlamışlardır : Gökyüzündeki
yıldızlar hareket eder. Bir yıldız, tam 365 gün sonunda eski yerine geri
döner. Mayalar herhangi bir yıldızı 1 yıl boyunca her gece gözetleyerek
günümüzden kısa bir süre önce bilim çevrelerince de kanıtlanan bu tesbiti
yapmış ve bir yılın 365 gün olduğunu, hatta 365 gün 6 saat olduğunu
kusursuzca hesaplamışlardır.
* Güneş sistemimizin en garip şekilli iki cismi, Merih'in ( Mars'ın
) uyduları olan, Yunanca Dehşet ve Vahşet anlamlarına gelen Phobos ve
Deimos'dur.
* Yaşam için atmosferin ve oksijenin bulunmasının şart olduğunu
söyleyen fikir, çürütülmüş bir fikirdir. Çünkü bizim dünyamızda bile
oksijenin zehir etkisi yaptığı ve bizim yaşam kaynağımız olan havayla
karşılaştığında yaşamını yitiren, anaerobik bakteriler adı verilen
canlılar vardır.
* Mısır firavunlarının 1. sülalesinden olan Prenses Nefertiti'nin
mumyası buluduğunda ve çürümemiş bedeni incelendiğinde, cesedin deri
hücrelerinin halen daha canlı olduğu görülmüştür.
* Dünyanın tartışmasız, en güzel yapılarından birisi Taç Mahaldır. Taç mahal'ın
başka bir özelliği de dünyanın en simetrik yapısı olmasıdır. Tam ortadan
kesildiğinde kusursuz bir simetri sergilemektedir. Ve bir başka
özelliği daha : Taç Mahal'ın her tarafı mermerdir.
* Keops piramidindeki kral odasına senede yalnızca iki kez güneş
ışığı girmektedir. Kralın tahta çıktığı gün ve kralın öldüğü gün. Bunun
ayarını yapabilmek, güneş ışığına bu şekilde hükmedebilmek ve bu yapıyı
oluşturmak, çok ileri derecede bir matematik ve mühendislik becerisi
gerektirmektedir. Bugün bile insanoğlu böyle bir yapı oluşturamıyor.
Piramitler hakkında daha yüzlerce bu şekilde ayarlanmış olgu vardır.
* Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir. (Konfiçyüs)
"BY nightfire_again"
...ALINTI...
....................................................................................
* Hemen hemen tüm örümceklerin genel beslenme mantalitesi : Kurbanın
içine zehri enjekte etmek, kurbanın iç organlarını bir çorba haline
getirip, sonra da o çorbayı içmektir.
* Dünyadaki en profesyonel avcılar örümceklerdir.
* Tüküren örümcek, derisi üzerindeki desenlerle diğerlerinden
ayrılabilir.Desenleri kaplanı andırır.Avlanırken bir bacağıyla, avı ile
kendisi arasındaki mesafeyi ayarlar, uygun mesafe sağlanınca, kurbana fibrin,
yarı aqua ağ tükürür ve yakalar.
* Örümcek ağı, aynı kalınlıktaki çelikten yaklaşık 15 kat daha dayanıklıdır. Dünyanın en mukavemetli (dayanıklı malzemesidir. Kurşun geçirmez polis cekelerinin (kevlar) imalatı, örümcek ağından yapılır.
* Timsah yumurtası 34-35 derece santrigratta gelişirse yavru erkek
olur. 37-38 derece santigratta gelişirse yavru dişi olur.34 derecenin
altında ve 38 derecenin üstünde gelişen yumurtadan yavru çıkmaz.
* Olgun bir timsahın çenesi 9 ton baskı uygulayabilir.
* Dünyadaki denizlerin, okyanusların tümü aynı seviyededir.
* Gergedanların derileri, kurşun geçirmez kalınlıktadır.
* Yılanlar akciğer solunumu yaparlar. Avlarını parçalayamazlar ve
tek lokma halinde yutarlar.Daha fazla besini birden yutabilmek için,
evrim süreci, yılanın sol akciğer lobunu köreltme gibi bir adaptasyon
geliştirmiştir.Yani yılanların, bir kerede daha fazla besin yutabilmek için
sol akciğer lobları körelmiştir bu bir evrimdir.
* Orta büyüklükte bir geyiği yutan bir piton yılanı kayıtlara
geçmiştir. ( Tek lokma halinde )
* Bilinenin aksine, tür anahtarında bulunan yılan familyasının büyük
bir bölümü zehirsizdir, avlarını sarıp sarmalayıp sıkarak
öldürürler.Ama tüm yılanlar tehlikelidir.Uzak durmamız gerekir !
* Küçük bir boa türü olan yeşil boa yılanının burnun ucunda iki tane
ısı algılayıcı vardır.Özelleşmiş hücre toplulukları.
* Tüm armadillo türleri, genetik olarak, derilerinde, insan için
tehlikeli bir virüs taşımaktadırlar.
* Comodo ejderhası ismi verilen iri cüsseli kertenkele, Kurbanını
ısırır ve kurban birkaç saat içinde ölür.Ölüm sebebi zehir değil, kokus
bakterileridir.Comodo ejderhası, ağzının içinde yaklaşık 20 değişik
türde kapsüllü, hastalık yapıcı cocus bakterisi barındırır, avını bu
şekilde öldürür.Kendisi bu bakterilerden etkilenmez çünkü evrim gereği, bu
duruma adaptasyonunu sağlamıştır.Dünyadaki tüm canlılar içinde, en
gelişmiş bağışıklık sistemine sahiptir.Hiçbir patolojik sebeple hasta olmazlar, en fazla nezle olurlar
* Bağışıklık konusunda en gelişmiş ikinci canlı da beyaz başlı
akbabalardır.Leş yedikleri için hastalık kapma riskleri fazladır.Ve
milyonlarca yıl süren evrim süreci bağışıklık sistemini geliştirmiştir.
* Dünyada hiç köpekbalığı fosili yoktur ! sebebi : Köpekbalıklarının
iskeletlerinin kıkırdak olmasıdır.Kıkırdak da dokuyla beraber
çürür.Köpekbalıkları hakkında tek bilgi dişleriyle sağlanır çünkü dişler
bilinen kemiktir.Ölen bir köpekbalığından geriye sadece dişleri kalır.Çene
açıklığını elips gibi düşünürsek, çene elipsinin dar çapı 6 metre olan
bir köpekbalığı çenesi fosili bulunmuştur.Dinozorlar kadar eskidir ve
fosil, ileri derecede gelişmiş bir avcı olduğunun kanıtıdır.Ama nesli
tükenmiştir.
* Tür çeşitliliği en fazla olan canlılar böceklerdir.
* Mısır piramitleri, dünyanın 7 harikasından birisidir. Mısır - Giza
ovasındaki en büyük 3 piramit : Keops, Kefren ve Mikernos, üçlü Orion
yıldız sistemi ile aynı eğimde inşaa edilmişlerdir.
* Altında küçük bir delik olan plastik bir bardak düşünelim, bardağı
su ile dolduralım.Eğer Güney yarım küredeysek su, bardağın altındaki
delikten boşalırken, saat yönüne zıt bir girdap oluşturarak boşalır.
Kuzey yarım kürede isek saat yönünde bir girdap oluşturarak boşalır.Eğer
tam ekvator çizgisinin üzerindeysek, herhangibir girdap oluşturmadan,
dümdüz boşalır.
* Dünyadaki hiçbir makine, motor % 100 verimle çalışamaz, mutlaka
enerji kaybı olur ve bunun sebebi sürtünmedir.Kaybolan enerji ısıya dönüşür.
* Dünyanın aynı noktasında, peşpeşe meydana gelen yalnızca 3 füzyon
tepkimesi, dünyayı yörüngesinden bile çıkarabilir. Güneşte hergün
binlerce füzyon tepkimesi oluşmaktadır. Füzyon : Helium ve hydrogen
elementlerinin radyoaktif olarak kaynaşıp başka bir çekirdeğe dönüşmesi
olayıdır.
* Maymunların ( Ape ), ellerinin başparmaklarında eklem yoktur.Yani
insanların yapabildikleri gibi, başparmaklarını kıramazlar.Her zaman
düzdür.
* İnsan vücudunda, regerenasyonu ( Kendini yenileyebilme yeteneği
)en gelişmiş organ karaciğerdir.
* Erkek aslanlar asla avlanmazlar.Avı her zaman dişi aslanlar
yakalar.Ama erkek aslan avı yemeye her zaman ortaktır
* Bir canlının zekası, beyninin büyüklüğü ve beynindeki kıvrım
sayısıyla doğru orantılıdır.Yani bir canlının beyni ne kadar büyükse ve ne
kadar kıvrımlıysa, canlı o kadar zekidir.Dünyada beyni insanınkinden
daha büyük ve daha kıvrımlı olan canlı yoktur.
* Yarasalar, gece avlanmak için mağaralarından bir sürü halinde
çıkarlar.Ve mağaradan çıktıktan sonra, her zaman mağara çıkışından sol
tarafa dönerler.
* Eğer bir köpekbalığı, karın yüzgeçlerini aşağıya doğru
yöneltmişse, bu köpekbalığı kızgın demektir. Bunun bir diğer anlamı da şudur :
HEMEN UZAKLAŞ ...
* Kumülunimbus bulutları 36000 ton su barındırır.
Gökyüzünde 36000 tonluk bir kütle. Ve dünyadan, 1 saniyede 6 milyar ton su
buharlaşır.
* Rüya görmek, sadece birkaç saniye sürer.Uyku halindeyken,
bilinçaltındaki bazı olaylar, birkaç saniye içinde beyinden akar. Rüya
görürken, gözler sağa, sola, aşağı ve yukarı doğru hareket eder. Buna REM
hareketi denir. (Rapid Eye Movement)
* Matematikte maddenin tanımı yoktur. Madde diye birşey aslında
yoktur. Çünkü : Nokta nedir ? Nokta sayı bölü 0 'dır. mesela 5/0 gibi. Bu
bir tanımsızlıktır. Matematikte nokta tanımsızdır. Doğru nedir ?
Noktalar kümesidir. Noktanın tanımı yoksa doğrunun da tanımı yoktur. Düzlem
nedir ? Düzlem, doğrular kümesidir. Doğrunun tanımı yoksa düzlemin de
tanımı yoktur. Alan nedir ? Alan, düzlemler kümesidir. Düzlemin tanımı
yoksa alanın da tanımı yoktur. Madde, cisim nedir ? Cisim de alanlar
kümesidir. Alanın tanımı yoksa, cismin de tanımı yoktur "Blaise Pascal'ı saygıyla anıyoruz"
* Tüm canlıların protein sentezlerinin sona ermesi için gerekli
kodonlar aynıdır. ( UAA, UAG, UGA ) Taşıyıcı RNA'da bu kodonlara karşılık
verecek antikodon yoktur. Daha doğusu vardır ama o kodonları deşifre
edebilecek aminoasit yoktur. Bu da protein sentezinin bittiğini gösterir.
* Çekiç kafalı köpekbalıkları, insanın algılayamadığı manyetik
dalgaları ve izleri görebilirler. Avlarını, genellikle beyinlerinden
yaydıkları manyetik dalgalarla bulurlar. Gözlerinin arasındaki mesafe çok
olduğundan ve başlarına aerodinamik olarak yerleştiğinden, görüş mesafeleri
çok yüksektir.
* Kıkırdak iskelet sistemine sahip balıklar ( Örneğin
köpekbalıkları geri geri yüzme yeteneğine sahip değildirler. Ama aslında bu bir
eksiklik değil, aksine iyi bir kazançtır. Çünkü kıkırdaklı bir balık geri
geri yüzebilseydi, solungaçlarından akan suyun yönüde tersine dönecekti.
Bu da solunum sisteminin çökmesi ve balığın yaşamını yitirmesi anlamına
gelirdi.
* Bir köpekbalığının kuyruğundan tutup ( Eğer bunu yapabilirseniz )
hafifçe balığın sağ tarafına doğru kıvırırsanız, köpekbalığı geçici bir
felce uğrar. Bir süre hareketsiz kalır ! (Ama sakın denemeyin. Sadece
bilin yeter)
* Dünyadaki hiçbir varlıktan korkmayan tek canlı beyaz
köpekbalığıdır. Beyaz köpekbalıklarının dışındaki tüm canlıların korktuğu birşey
mutlaka vardır ama beyaz köpekbalıkları hiçbirşeyden, kesinlikle
korkmazlar. Rastgelen herşeye saldırırlar ve büyük ihtimalle de her zaman
galibiyetle ayrılırlar.
* Tüm köpekbalıkları, çok garip bir diş sistemine sahiptirler. Eğer
bir köpekbalığının dişi kırılırsa, o dişin yerine, birkaç gün
içerisinde yeni diş çıkar. Ve bu olay ömürleri boyunca devam eder ! Ayrıca beyaz köpekbalıkları, tıpkı yılanların deri değiştirmeleri gibi, dişlerini
değiştirirler. Kesin bir bilgi yoktur ama gözlemler,
beyazköpekbalıklarının senede 2 defa tüm dişlerini yenilediğini gösteriyor. Çok vahşi canlılar oldukları için dişlerini çok fazla kullanıyorlar. Bu da dişlerin
çabuk deforme olmasına sebep oluyor.
* Beyaz köpekbalıkları birşeyi ısırdıkları zaman, hayvanın gözleri,
yuvalarından geriye ( Başın içine ) doğu kayar. Dişin, ısırılan şeye
yaptığı çene baskısı arttıkça, gözler daha çok içeri doğu kayar. Bu olay
evrimin sonucu olan bir adaptasyondur. Çünkü beyaz köpekbalığı birşeyi
ısırması demek, o şeyle savaşıyor olduğu anlamına gelir. Ve savaş
sırasında gözlerini koruması gerekmektedir çünkü beyaz köpekbalıklarının,
dişlerinden sonraki en değerli organı gözleridir.
* Okyanuslarda, köpekbalıklarından daha vahşi canlı yoktur.
* Albert EINSHTEIN, lisedeyken, derslerinin çok kötü olması
sebebiyle okuldan atılmıştır! Ama kim bilebilirdi ki bu delikanlı büyüdüğü
zaman dünyanın en büyük bilimadamı olacak diye ?
* Sir Isaac NEWTON, bilinen adıyla NEWTON, bir ağacın altında
otururken, ağaçtan kafasına düşen elma sayesinde yerçekimi kuvvetini
keşfetmiştir.
* ARCHIMEDES, suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulmuştur. Kurnada
yüzen hamam tası, Archimedes'te, suyun bir kaldırma kuvveti olduğu
fikrini uyandırmıştır. Ve bu fikirden hemen sonra BULDUM !!! diye bağırarak
çırılçıplak bir şekilde dışarı koşmuştur.
* Dünya üzerinde sürtünmesiz bir ortam yoktur.
* Akrep, örümcek ailesinden bir canlıdır.
* Örümcekler içinde en basit şekilde beslenen tür tarantuladır.
Avını bulur, onunla dövüşür, yener, zehri enjekte eder, iç organlarını
çorbaya çevirir ve içer. Ama bu avlanma biçimi, diğer örümcek türlerinin
avlanma taktikleriyle karşılaştırıldığında, kafasına vurup öldürmek kadar
kabadır !
* Mısır - Giza ovasının genel ismi kısaca : Tanrılar yolu veya
tanrılar ovası diye bilinir. Bu tabir, tüm giza ovasını kaplar. Tanrılar
ovasında, firavun 2. Seti'nin yaptırdığı ve kendi adını verdiği bir
tapınak vardır. Tapınağın ismi değişmiştir. Yeni ismi Ab-u Simbel
tapınağıdır. Ab-u Simbel isminde bir çoban tarafından keşfedilmiştir ve çoban,
tapınağa kendi ismini vermiştir.
* 1991 yılında, Nil nehrine yapılan büyük bir baraj yüzünden, Ab-u
Simbel tapınağı sular altında kalma tehlikesi geçirmiştir. Mısır'ın
saygın insanları, Avrupa'nın en iyi mühendislerini bu iş için Mısır'a davet
etmişlerdir. Durumu kurtarmak isteyen mühendisler, tapınağı bulunduğu
yerden 100 metre yukarı çıkarmaya karar vermişler. Bunun için tapınağın
parçalara ayrılması gerekmiştir. Mühendisler kağıt üzerinde tapınağı,
kendisini oluşturan kaya parçalarına ayrıdılar ama bir daha
birleştiremediler ! Çok uzun süre uğraşmalarına rağmen, tapınağı ayırdılar ama
tekrar birleştirmeyi başaramadılar. Bu mühendislerin mühendislik bilgileri
bunu başarmaya yetmedi. Sonrasında, yine Avrupa'nın çok ünlü bir
bilgisayar yazılımı şirketi, aynı mühendislerle beraber sadece bu iş için 1
yıllık bir çalışma yaptılar. Çalışma süresince tapınağın sular altında
kalmaması için tehlike arzeden barajın tüm kapakları açıldı. 1 yıl
sonunda oluşturdukları bilgisayar programı sayesinde, Ab-u Simbel tapınağı
100 metre yukarı çıkarılabildi !
* Sirkesineği larvası, kendi büyüklüğünün 20 katı kadar yükseğe
zıplayabilir.
* Akrepler, avlarını, avlarının çıkardıkları sarsıntıları saptayarak
bulurlar. Antenini temizleyen bir çekirgenin, temizleme sırasında
çıkardığı sarsıntıyı bile metrelerce uzaktan farkedip, gelip çekirgeyi
yakalayabilirler.
* Termitler kördür.
* İki gözünüde birbirinden bağımsız hareket ettirebilen nadir canlılardan birisi de bukalemundur! Mesela gözünün birisi yukarı bakarken, diğeri ondan
bağımsız olarak diğer yönlere bakabilir ama bu gözlerden birisi bir av
gördüğünde, diğer gözde aynı ava kilitlenir. bir objenin iki göz tarafından
görülmesi, beyinde uzaklık ve derinlik hissi uyandırır. Eğer bir
kelebekseniz ve bir bukalemun sizi iki gözüyle birden görmüşse, artık ölü bir
kelebeksiniz !
* Doğada parlak renkli bir canlının ana rengi siyahsa bunun anlamı
şudur: " Eğer beni yersen, yememiş olmayı tercih edersin ". Siyah renk,
canlının zehir taşıdığının ve tadının acı olduğunun göstergesidir.
* Kırmızı amazon karıncaları, siyah karınca yuvalarına baskın
yaparlar. Yuvayı, derinliklerine kadar işgal ederler ve tüm siyah karınca
larvalarını çalıp, kendi yuvalarına taşırlar. larvaları büyütürler, çıkan
siyah karıncaları köle olarak kullanırlar! Ve bu süre içinde başka
hiçbirşey yapmazlar! Herşeyi kölelere yaptırırlar. Köle siyah karıncalar
öldüklerinde, amazon karıncaları yeni bir baskın yaparlar. Bu olay
böylece devam eder girder ...
* Doğa, çok çok ince esaslara dayanır. Bir canlı, diğer bir canlının
besinidir. O canlı da başka bir canlının besinidir. Bir canlı başka bir
canlıyı öldürebilir, başka bir canlı da o canlıyı öldürebilir. Karbon,
su, azot döngüleri ve tüm bu kaoslar, doğada çok ama çok hassas bir
denge oluşturmuştur. Bir türün yok olması, tüm ekolojik dengeyi altüst
edebilir. Örneğin yılanlar olmasaydı, biz insanlar ekmek yiyemezdik çünkü
yılan yoksa, fareler çok fazla olacaktı. Fareler fazla olduğunda
tarlalarda buğday kalmayacaktı, buğday olmayınca ekmekte olmayacaktı. Bunun gibi milyonlarca örnek verilebilir.
* Uzun kulaklı yarasalarda, diğer yarasalara göre üstünlük
sağlayabilecek bir sistem vardır. SONAR sistemi! Yarasalar kördür, göremezler !
Bu yarasa, gece avındayken, etrafa düşük dalgaboylu ses dalgaları ile
bağırır ve sonra yankıları dinler. Bu şekilde, etrafı, güneş ışıldarken,
bir kartalın dünyayı görebildiği kadar net görebilir! Mükemmel bir
sistem!
* Ama doğada herşeyin bir çözümü vardır. Yukarıda bahsettiğim
sistemi de safdışı edecek bir başka sistem vardır! Bu yarasa bir güvenin
peşine düşmüşse, güve de çıkardığı düşük dalgaboylu ses dalgalarıyla
yarasayı başka bir taraf yönlendirip, güvenin orada olduğunu zannettirip,
aslında olmayan bir güvenin peşine düşürtüp kendi hayatını kurtarabilir!
* Kayan yıldız adını verdiğimiz gök olayı, aslında gece,
dünyayamızın sınırlarına giren göktaşlarıdır. Küçük meteorlar ! Peki neden kayan bir yıldız gibi görünür ? Çünkü meteor atmosfere girdiğinde o kadar
hızlıdır ki, atmosferimizdeki oksijenin, bu hızdaki meteora yaptığı hava
sürtünmesi etkisi ile göktaşı alev alıp yanmaya başlar ve yanarak, hızla,
kilometrelerce ilerler, kül olup biter. Biz de yeryüzünden bu olayı,
bir yıldız kayıyormuş gibi görürüz. Gördüğümüz şey aslında ardında alev
bırakarak ilerleyen küçük bir meteordur
* Gece gökyüzünden gördüğümüz yıldızların birçoğu ASLINDA YOKTUR !
Çünkü; Yıldızlar dünyamıza çok ama çook uzaktırlar. Milyonlarca, hatta
milyarlarca ışık yılı uzaktadırlar. ( Işık yılı : Işığın bir yılda
aldığı yoldur. En büyük uzaklık birimidir.) Gördüğümüz yıldızların çoğusu
milyonlarca, belkide milyarlaca önce yok olmuşlardır, sönüp ölmüşlerdir
ama dünya ile aralarındaki mesafe o kadar büyüktür ki, biz milyonlarca
yıl önce yok olan bir yıldızın ışığını daha şimdi görebiliyoruzdur !
Yıldız var iken etrafına ışık salıyordur. O ışık taa dünyamıza gelinceye
kadar çok uzun zaman geçtiği için yıldız belkide bu süre içinde yok bile
olmuş olabilir !
* Türk bir denizci olan Piri Reis'in çizdiği harita, m.ö. 500'lü
yıllarda çizilmesine rağmen, halen daha dünyadaki en ayrıntılı dünya
haritasıdır. Piri Reis'in çizdiği kuzey kutbunun alt tabaka buzları, harita
çizilmeden 2 milyon yıl önce erimişti. Piri Reis bunu bile
çizebilmiştir.
* Yapılan ilk pil bulundu. Kahire yakınlarında arkeolojik bir kazı
sırasında, kilden bir kap içinde bulunan, çevresinde metal bir tel
sarılı bobin bulunmuştur. Bu aletin 2 volt elektrik üretebildiği
düşünülmektedir ve günümüz pillerinin icadından 4000 yıl önce yapılmıştır. Şu an Kahire müzesinde sergilenmektedir.
* Bilinen en büyük kaya kitlesi, Avustralya'da bulunan AYERS
kayasıdır.
* yeni doğmuş bir bebeğin beyin kapasitesi, 7 farklı dili
öğrenebilecek güçtedir.
* İnsan doğduğunda, beyninde yüklü 3 ana bilgi bulunur. 1) Beslenme,
2) korunma, 3) Üreme. Bir insanı, doğduğu günden itibaren bir odaya
kilitlersek, yıllarca orada hiçbirşey öğrenmeden tutarsak ve birden bire
doğaya salarsak, bu insan içgüdüsel olarak havvanları avlar ve onlarla
beslenir, kendini vahşi hayvanlardan korur ve karşı cinsten bir insan
gördüğünde üreme güdüsü canlanır.
* Paskalya adası'nda ( Şili ) bulunan eski tabletlerin hangi dilde
yazıldıkları halen daha bilinmemektedir.
* Dünyanın en hatasız takvimi " Maya Takvimi " 'dir. Mayalar bir
yılın tam 365 gün olduğunu şu şekilde anlamışlardır : Gökyüzündeki
yıldızlar hareket eder. Bir yıldız, tam 365 gün sonunda eski yerine geri
döner. Mayalar herhangi bir yıldızı 1 yıl boyunca her gece gözetleyerek
günümüzden kısa bir süre önce bilim çevrelerince de kanıtlanan bu tesbiti
yapmış ve bir yılın 365 gün olduğunu, hatta 365 gün 6 saat olduğunu
kusursuzca hesaplamışlardır.
* Güneş sistemimizin en garip şekilli iki cismi, Merih'in ( Mars'ın
) uyduları olan, Yunanca Dehşet ve Vahşet anlamlarına gelen Phobos ve
Deimos'dur.
* Yaşam için atmosferin ve oksijenin bulunmasının şart olduğunu
söyleyen fikir, çürütülmüş bir fikirdir. Çünkü bizim dünyamızda bile
oksijenin zehir etkisi yaptığı ve bizim yaşam kaynağımız olan havayla
karşılaştığında yaşamını yitiren, anaerobik bakteriler adı verilen
canlılar vardır.
* Mısır firavunlarının 1. sülalesinden olan Prenses Nefertiti'nin
mumyası buluduğunda ve çürümemiş bedeni incelendiğinde, cesedin deri
hücrelerinin halen daha canlı olduğu görülmüştür.
* Dünyanın tartışmasız, en güzel yapılarından birisi Taç Mahaldır. Taç mahal'ın
başka bir özelliği de dünyanın en simetrik yapısı olmasıdır. Tam ortadan
kesildiğinde kusursuz bir simetri sergilemektedir. Ve bir başka
özelliği daha : Taç Mahal'ın her tarafı mermerdir.
* Keops piramidindeki kral odasına senede yalnızca iki kez güneş
ışığı girmektedir. Kralın tahta çıktığı gün ve kralın öldüğü gün. Bunun
ayarını yapabilmek, güneş ışığına bu şekilde hükmedebilmek ve bu yapıyı
oluşturmak, çok ileri derecede bir matematik ve mühendislik becerisi
gerektirmektedir. Bugün bile insanoğlu böyle bir yapı oluşturamıyor.
Piramitler hakkında daha yüzlerce bu şekilde ayarlanmış olgu vardır.
* Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir. (Konfiçyüs)
"BY nightfire_again"
...ALINTI...