11-17-2006, Saat: 02:31 PM
Savaş: Önümüz 10 Kasım ne yapacaksın??
Yeliz: en sevdiğim insanın, annemin doğum günü.
Savaş:????????
Yeliz: Ailece bişeyler yaparız sanırım.
Savaş: Atamızın da vefat yıl dönümü. Programın var mı?
Yeliz: Şu an bişey yok. Bir görev verirlerse seve seve katılırım.
Savaş: Önceki 10 kasımlarda nasıl anardın Atatürk'ü?
Yeliz: Sirenler çalar, tören yapılır.
Savaş: Sen ne yapardın?
Yeliz: Herkes gibi saygı duruşu. Saat 10'da.
Savaş: Saat 10' da mı?
Yeliz: Evet. Tam öldüğü saatte yani.
Savaş:????????
Yeliz: Mecburuz o çok büyüktü çünkü.
Savaş: Ecevit'e sende çok üzüldün di mi ?
Yeliz: Nasıl üzülmem? Dürüst insandı.
Savaş: Oy vermiş miydin?
Yeliz: Dostluk ve Sevgi Partisi'ne mi?
Savaş: Hııı?
Yeliz: DSP yani.
Savaş:!!!!!!!!!!
Yeliz: Kime oy attım söylemem ama eski siyasiler çok iyiymiş.
Savaş: Şimdikiler nasıl? Tayyip Bey'den başka izlediğin kim?
Yeliz: Abdullah Gül mesela. Çalışkan biri. Hem başbakan yardımcısı hem İçişleri Bakanı. siyasete çok sokma beni abi. Bildiğim başka konular var.
ÖNE TAKLA GERİYE TAKLA HEP TAKLA!!!!!!!!
Savaş: Spordan başlayalım.
Yeliz: Onu baştan kaçırdık.
Savaş: Neyi?
Yeliz: Sporu. Beden derslerinde teniz oynattırmadılar, yüzdürmediler.
Savaş: Vaah!...
Yeliz: Sadece takla, takla, takla. Antakya Lisesi'nde hep takla attırdılar bize. Öne takla, geriye takla. Bir de 19 Mayıs hazırlık hareketleri.
BİR DE HAKEM 25 KİŞİ!!!!!!!!!
Savaş: Futbola var mı ilgin?
Yeliz: Galatasaraylıyım.
Savaş: Kim var kalenizde?
Yeliz: Rüştü var.
Savaş: Milli takım konusu?
Yeliz: Milli takımda da genelde Hakan Şükür oynuyor. Hasan Şaş filan. Ama 12 kişiyi tam sayamam.
Savaş: 11 kişi değil mi ?
Yeliz: Kaleci dahil saydım.
Savaş: Uyy!!!!!
Yeliz: Basketi de severim.
Savaş: O kaç kişiyle oynanıyor??
Yeliz: O da 12...
Savaş: Karşı taraf da 12. Kaç ettiler?
Yeliz: 24. Birde hakem 25 kişi.
Savaş: Nasıl sığarlar küçücük salona?
Yeliz: Sahi yaa! Ama 12 Dev Adam diye şarkı var ordan çıkardım.
REANKARNASYON DEDİĞİN..................
Savaş: Okumaya var mı merak?
Yeliz: Önceleri yoktu. Sonra çevrenin ve kendimin baskısıyla " bir konu seç okumaya alış" dedim.
Savaş: Seçtin mi?
Yeliz: Renk Arnasyonu seçtim.
Savaş: Hııı?
Yeliz: Renk Arnasyon. Ruh bir daha bedenleniyor hani. Bizim Antakya'da çok vardı bunlardan. Bir de para psikoloji ve Kuran-ı Kerim. Ayetleri okuyorum.
Savaş: Aferin valla.
Yeliz: (çantasını karıştırıyor) Buldum bak. Bu küçük boy Kuran. Ay dur dur. İçinde 10 milyon var. Parayı burada saklıyorum uğur getiriyor.
Savaş: Ali Bulaç diyor kapağında. Kim o acaba?
Yeliz: Bilmem. Hacı hocadır her halde. Ama güzel yazmış. Net şeyler söylemiş.
Savaş: Tövbe yarabbim!
Yeliz: Hep yanımda. Uçakta bile okuyorum. (kurnazca göz kırpıp), Amaaa, başka bir kitabın içine gizleyip de okuyorum.
Savaş: ????
Yeliz: Romanların filan arasında, çaktırmadan görüp bir şey demesinler diye.
Savaş: Kim karışacak?
Yeliz: Başın açık okunur mu? filan diyen çıkar. Evde her odada bir Kuran-ı Kerim var. Başucumda da Yaşar Nuri Öztürk hocamızın yazdığı var.
Savaş: Bravo Kızıma.
AĞIR KONUŞMUŞ.......
Yeliz: Sadece okumam. Yazarım da. Gazetelerde köşe yazarım. Fısıltı'da 4 yıl yazdım. Star'da da yazdım ama sözlerim ters geldi birilerine.
Savaş: Kimlere ters geldi?
Yeliz: Hükümete.
Savaş: Ne dedin ki?
Yeliz: Köprü parası arttırdılar. Hep zam hep zam. Her gün giden gelenlere yazıktır dedim.
Savaş: Ağır konuşmuşsun.
Yeliz: Günde 1 milyon artsa, senede eder 360 milyon.
Savaş: Kaç?..
Yeliz: 360 milyon. okuyunca sinirlendiler. kaldırttılar köşemi. eleştiriye tahammül sıfır.
Savaş: Orhan Pamuk'un ödülü siyasi mi, ebedi mi?
Yeliz: Hangi ödülü?
Savaş: Nobel.
Yeliz: (yutmam gibilerinden)Yok canım olur mu hiç?
Savaş: Anlamadım.
Yeliz: Beni deniyorsun di mi ?
Savaş: Ciddiyim. Duymadın mı?
Yeliz: Abi bu hafta o kadar yoğundum ki. Çekimler çekimler.
KLOPATRA OLSAYDIM........
Savaş: Uzaya ilgi duyarmısın?
Yeliz: Tabi ki. " başka gezegenlerde hayat varmı, hayat yok mu? diye sorarım kendime.
Savaş: Var mı?
Yeliz: Var tabii.
Savaş: Nerede bu hayatlar?
Yeliz: Gidilen gezegenlerde. Dikkat etmedin mi, canlılara rastlandı.
Savaş: Gitmek ister misin uzaya?
Yeliz: İsterim de çok pahalı.
Savaş: Sahi mi?
Yeliz: Avrupalı zenginler bilet alıyor Ay'a gitmek için.
Savaş: Gitsen ne götürürsün yanında? Nasıl giyinirsin?
Yeliz: Ay'a gitsem haa? Annemi götürürdüm..
Savaş: Anaa!
Yeliz: Bi de eşofman takımımı giyerim. Rahatlık..
İSTANBUL'A GEÇ GELDİM......
Savaş: Padişahlar devrinde yaşasan?
Yeliz: Fatih Sultan Mehmet'in yanında olmak isterdim.
Savaş: Nerede otururdunuz?
Yeliz: Yerebatan Sarayı. Gittim oraya.
Savaş: Karıştırdın evlat.
Yeliz: Neyi abi?
Savaş : Padişahlar Topkapı Sarayı'nda.
Yeliz: Çıkaramadım birden.
Savaş: Olur hepimize.
Yeliz: İstanbul'a çok geç geldim ya o yüzden çıkaramadım.
HAKARET VE BEKARET
Savaş: Böyle seksi görünmek baydı mı seni.
Yeliz: Yooo hoşuma gitmiyor değil.
Savaş: Çok rahatsız eden oluyor mu?
Yeliz: Bayanlar tuvaletine arkamdan gelenler oluyor bazen.
Savaş: Hiyyy!!!
Yeliz: Göğüslerime dokunuyorlar ben anlıyorum amaçlarını.
Savaş: Kim bunlar yaa?
Yeliz: Bazı bayanlar.
Savaş: !!!!!!
Yeliz: Sapık olanlar da var ama çoğu merakten yapıyor. Gerçek mi değil mi ?
Savaş: Var mı estetik müdahale göğüslerine?
Yeliz: 6 Sene önce azcık jel koyduk.
Savaş: İyi oldu ha?
Yeliz: 75'di 80 oldu ama ölçülünce 90 çıkıyor.
16'MDA GELİN OLDUM.......
Savaş: Nereni beğeniyorsun vücudunda?
Yeliz: Kalçalarımı. İri ve diri oluşunu.
Savaş: Seksi kadın seksi de iyi yapan demek mi?
Yeliz: Bilmem. Benim bilgim çok azdır o konularda.
Savaş: Yapma Yeliz yaş olmuş 27.
Yeliz: Olsun Abi. Hayatıma 2 kişi girdi sadece.
Savaş: İki mi?
Yeliz: Kocamı saymıyorum ama.
Savaş: Ne kocası?
Yeliz: Ben 16 yaşımda evlendim. 6 Ay sonra ayrıldım abi.
Savaş: Vallahi bilmiyordum ben bunu.
Yeliz: Bizim orda erken gider kızlar. Almanya'dan geldiler, gördüler, nişan, nikah düğün bir haftada oldu.
Savaş: Niye kocanı saymadın demin?
Yeliz: Hayatıma girmedi de ondan.
Savaş: Nasıl yani?
Yeliz: Basbayağı girmedi. Bunun sebebini en yakınlarıma bile anlatamadım.
Savaş: Anlatmak istermisin şimdi.
Yeliz: Olabilir. Konuştuğum sensin ne de olsa.
Savaş: Anlat Savaş Abi'ne.
(gülüşmeler)
Yeliz: Abi evlendiğimiz gece ben titriyorum heyecandan.
Savaş: E öyledir o?
Yeliz: Gelinlik üstümde, oturmuş duruyorum odada.
Savaş: Damat yaptı ilk hareketi demek.
Yeliz: O da yapmadı valla.
Savaş: !!!!!!!!
Yeliz: Kocam da bir kenarda oturdu, uyukladı, sabahladı.
Savaş: Şaşırdım şimdi.
Yeliz: Ne üstümüzü çıkardık, ne yanıma geldi. Yüzüme bile bakmadı.
Savaş: Sabaha mı bırakmış?
Yeliz: Hayır.
Savaş: Hayır mı?
Yeliz: Zaten gerdek sabahında da Almanya'ya döndü.
HOLLANDA'DAN BÜYÜCÜ GELDİ.....
Savaş: Sen burada kaldın. Sonra?
Yeliz: Bir hafta sonra da ben gittim annesiyle. Ama orada da bakmadı suratıma.
Savaş: Tuhaf.
Yeliz: Sarıldı annesini öptü.
Savaş: Oidüpus mu bu ?
Yeliz: Yok Türk'tü. Antepliydi.
Savaş: Kompleksini dedim.
Yeliz: Çok kompleksliydi. "İstemem ben bunu" diye tutturdu. Sabah işe gidiyor. Gece geç geliyor.
Savaş: Eeee?
Yeliz: (Duygulanarak) Önce yastıkları, yorganları ayırdık. Sonra da yatakları. Derken odalar da ayrıldı.
Savaş: Sebep neymiş be evladım?
Yeliz: Erkekliğini bağlamışlar.
Savaş: Eeee?
Yeliz: Hollanda'dan birini alıp geldiler.
Savaş: Sebep?
Yeliz: Bozsun diye.
Savaş: Saçmalama
Yeliz: Vallahi.
Savaş: Tam kavrayamadım da.
Yeliz: Büyü yapılmış meğer.
Savaş: Nereden çıktı? Kim dedi bunu?
Yeliz: Büyücü söyledi.
Savaş: Büyücü mü?
Yeliz: Dedim ya işte. Ta Hollanda'dan büyücü bozucusu geldi.
Savaş: Hah şimdi anladım.
Yeliz: Adam cinlerini de getirdi.
Savaş: !!!!!!!!!
Yeliz: Evimize yerleşti bi güzel. Papaz büyülerini, domuz yağlarını çözmeye uğraştı.
Savaş: Çözdü mü?
Yeliz: Çözemeden gitti. Olan bana oldu.
Savaş: Ne oldu?
Yeliz: Ne olacak her gün hakaret, her gün dayak. Evin içinde esir gibi. Bütün aileye uşaklık. Kot bile giyemiyorum. Sokağa tek çıkamıyorum.
Savaş: Vah vaaah!
BANYODA İHTİHAR ETTİM.....
Yeliz: (gözleri doldu). Sorma abi. Aileme telefon açmak bile yasak. Günlerce ağlamaktan hasta düştüm.
Savaş: Kötü günlermiş.
Yeliz: Sonunda bileklerimi kestim banyoda.
Savaş: Yapmaaaa!
Yeliz: (ağlıyor) Ölmek üzereydim. Kan su gibi.
Savaş: Eeee?
Yeliz: Kayınvalidem yetişip kurtardı.
Savaş: Hatasını anlayıp kucaklamıştır.
Yeliz: Yaaa! Üstüme atlayıp bi güzel de o dövdü.
Savaş: Nasıl bitti bu kabus?
Yeliz: Kayınpederim baktı ki iş sarpa saracak. Bir kağıt imzalattı bana. Takıları altınları almayacağım diye.
Savaş: Çok muydu takılar?
Yeliz: Hem de çook. Kemerler, sırmalar.
Savaş: Bıraktın hepsini.
Yeliz: Onlar gitti, üstüne üstelik çeyizim de gitti.
HEM DULDUM HEM BAKİRE.....
Savaş: Orada boşandınız öyle mi?
Yeliz: Hayır beni gönderdiler. " hava değişimi iyi gelir. Toparlan biraz" dediler.Dönünce annemlere anlattım. Şoke oldular.
Savaş: Hangi anne olmaz?
Yeliz: Gittik dava açtık. Onları da ikna edip gizlice boşandık.
Savaş: Niye gizli?
Yeliz: Küçük yer orası. Yanlış anlarlardı. Hani kızda bir bozukluk mu vardı diye. Kocamın trafik kazasında öldüğünü söyledik. Sonra taşındık Antakya'dan.
Savaş: Daraldım dinlerken.
Yeliz: İlk defa anlattım iyi oldu. Rahatladım.
(Edıt : YARGIÇ : Bu kısım ahlaki yönden uygun olmadığı için kaldırılmıştır.)
Yeliz: en sevdiğim insanın, annemin doğum günü.
Savaş:????????
Yeliz: Ailece bişeyler yaparız sanırım.
Savaş: Atamızın da vefat yıl dönümü. Programın var mı?
Yeliz: Şu an bişey yok. Bir görev verirlerse seve seve katılırım.
Savaş: Önceki 10 kasımlarda nasıl anardın Atatürk'ü?
Yeliz: Sirenler çalar, tören yapılır.
Savaş: Sen ne yapardın?
Yeliz: Herkes gibi saygı duruşu. Saat 10'da.
Savaş: Saat 10' da mı?
Yeliz: Evet. Tam öldüğü saatte yani.
Savaş:????????
Yeliz: Mecburuz o çok büyüktü çünkü.
Savaş: Ecevit'e sende çok üzüldün di mi ?
Yeliz: Nasıl üzülmem? Dürüst insandı.
Savaş: Oy vermiş miydin?
Yeliz: Dostluk ve Sevgi Partisi'ne mi?
Savaş: Hııı?
Yeliz: DSP yani.
Savaş:!!!!!!!!!!
Yeliz: Kime oy attım söylemem ama eski siyasiler çok iyiymiş.
Savaş: Şimdikiler nasıl? Tayyip Bey'den başka izlediğin kim?
Yeliz: Abdullah Gül mesela. Çalışkan biri. Hem başbakan yardımcısı hem İçişleri Bakanı. siyasete çok sokma beni abi. Bildiğim başka konular var.
ÖNE TAKLA GERİYE TAKLA HEP TAKLA!!!!!!!!
Savaş: Spordan başlayalım.
Yeliz: Onu baştan kaçırdık.
Savaş: Neyi?
Yeliz: Sporu. Beden derslerinde teniz oynattırmadılar, yüzdürmediler.
Savaş: Vaah!...
Yeliz: Sadece takla, takla, takla. Antakya Lisesi'nde hep takla attırdılar bize. Öne takla, geriye takla. Bir de 19 Mayıs hazırlık hareketleri.
BİR DE HAKEM 25 KİŞİ!!!!!!!!!
Savaş: Futbola var mı ilgin?
Yeliz: Galatasaraylıyım.
Savaş: Kim var kalenizde?
Yeliz: Rüştü var.
Savaş: Milli takım konusu?
Yeliz: Milli takımda da genelde Hakan Şükür oynuyor. Hasan Şaş filan. Ama 12 kişiyi tam sayamam.
Savaş: 11 kişi değil mi ?
Yeliz: Kaleci dahil saydım.
Savaş: Uyy!!!!!
Yeliz: Basketi de severim.
Savaş: O kaç kişiyle oynanıyor??
Yeliz: O da 12...
Savaş: Karşı taraf da 12. Kaç ettiler?
Yeliz: 24. Birde hakem 25 kişi.
Savaş: Nasıl sığarlar küçücük salona?
Yeliz: Sahi yaa! Ama 12 Dev Adam diye şarkı var ordan çıkardım.
REANKARNASYON DEDİĞİN..................
Savaş: Okumaya var mı merak?
Yeliz: Önceleri yoktu. Sonra çevrenin ve kendimin baskısıyla " bir konu seç okumaya alış" dedim.
Savaş: Seçtin mi?
Yeliz: Renk Arnasyonu seçtim.
Savaş: Hııı?
Yeliz: Renk Arnasyon. Ruh bir daha bedenleniyor hani. Bizim Antakya'da çok vardı bunlardan. Bir de para psikoloji ve Kuran-ı Kerim. Ayetleri okuyorum.
Savaş: Aferin valla.
Yeliz: (çantasını karıştırıyor) Buldum bak. Bu küçük boy Kuran. Ay dur dur. İçinde 10 milyon var. Parayı burada saklıyorum uğur getiriyor.
Savaş: Ali Bulaç diyor kapağında. Kim o acaba?
Yeliz: Bilmem. Hacı hocadır her halde. Ama güzel yazmış. Net şeyler söylemiş.
Savaş: Tövbe yarabbim!
Yeliz: Hep yanımda. Uçakta bile okuyorum. (kurnazca göz kırpıp), Amaaa, başka bir kitabın içine gizleyip de okuyorum.
Savaş: ????
Yeliz: Romanların filan arasında, çaktırmadan görüp bir şey demesinler diye.
Savaş: Kim karışacak?
Yeliz: Başın açık okunur mu? filan diyen çıkar. Evde her odada bir Kuran-ı Kerim var. Başucumda da Yaşar Nuri Öztürk hocamızın yazdığı var.
Savaş: Bravo Kızıma.
AĞIR KONUŞMUŞ.......
Yeliz: Sadece okumam. Yazarım da. Gazetelerde köşe yazarım. Fısıltı'da 4 yıl yazdım. Star'da da yazdım ama sözlerim ters geldi birilerine.
Savaş: Kimlere ters geldi?
Yeliz: Hükümete.
Savaş: Ne dedin ki?
Yeliz: Köprü parası arttırdılar. Hep zam hep zam. Her gün giden gelenlere yazıktır dedim.
Savaş: Ağır konuşmuşsun.
Yeliz: Günde 1 milyon artsa, senede eder 360 milyon.
Savaş: Kaç?..
Yeliz: 360 milyon. okuyunca sinirlendiler. kaldırttılar köşemi. eleştiriye tahammül sıfır.
Savaş: Orhan Pamuk'un ödülü siyasi mi, ebedi mi?
Yeliz: Hangi ödülü?
Savaş: Nobel.
Yeliz: (yutmam gibilerinden)Yok canım olur mu hiç?
Savaş: Anlamadım.
Yeliz: Beni deniyorsun di mi ?
Savaş: Ciddiyim. Duymadın mı?
Yeliz: Abi bu hafta o kadar yoğundum ki. Çekimler çekimler.
KLOPATRA OLSAYDIM........
Savaş: Uzaya ilgi duyarmısın?
Yeliz: Tabi ki. " başka gezegenlerde hayat varmı, hayat yok mu? diye sorarım kendime.
Savaş: Var mı?
Yeliz: Var tabii.
Savaş: Nerede bu hayatlar?
Yeliz: Gidilen gezegenlerde. Dikkat etmedin mi, canlılara rastlandı.
Savaş: Gitmek ister misin uzaya?
Yeliz: İsterim de çok pahalı.
Savaş: Sahi mi?
Yeliz: Avrupalı zenginler bilet alıyor Ay'a gitmek için.
Savaş: Gitsen ne götürürsün yanında? Nasıl giyinirsin?
Yeliz: Ay'a gitsem haa? Annemi götürürdüm..
Savaş: Anaa!
Yeliz: Bi de eşofman takımımı giyerim. Rahatlık..
İSTANBUL'A GEÇ GELDİM......
Savaş: Padişahlar devrinde yaşasan?
Yeliz: Fatih Sultan Mehmet'in yanında olmak isterdim.
Savaş: Nerede otururdunuz?
Yeliz: Yerebatan Sarayı. Gittim oraya.
Savaş: Karıştırdın evlat.
Yeliz: Neyi abi?
Savaş : Padişahlar Topkapı Sarayı'nda.
Yeliz: Çıkaramadım birden.
Savaş: Olur hepimize.
Yeliz: İstanbul'a çok geç geldim ya o yüzden çıkaramadım.
HAKARET VE BEKARET
Savaş: Böyle seksi görünmek baydı mı seni.
Yeliz: Yooo hoşuma gitmiyor değil.
Savaş: Çok rahatsız eden oluyor mu?
Yeliz: Bayanlar tuvaletine arkamdan gelenler oluyor bazen.
Savaş: Hiyyy!!!
Yeliz: Göğüslerime dokunuyorlar ben anlıyorum amaçlarını.
Savaş: Kim bunlar yaa?
Yeliz: Bazı bayanlar.
Savaş: !!!!!!
Yeliz: Sapık olanlar da var ama çoğu merakten yapıyor. Gerçek mi değil mi ?
Savaş: Var mı estetik müdahale göğüslerine?
Yeliz: 6 Sene önce azcık jel koyduk.
Savaş: İyi oldu ha?
Yeliz: 75'di 80 oldu ama ölçülünce 90 çıkıyor.
16'MDA GELİN OLDUM.......
Savaş: Nereni beğeniyorsun vücudunda?
Yeliz: Kalçalarımı. İri ve diri oluşunu.
Savaş: Seksi kadın seksi de iyi yapan demek mi?
Yeliz: Bilmem. Benim bilgim çok azdır o konularda.
Savaş: Yapma Yeliz yaş olmuş 27.
Yeliz: Olsun Abi. Hayatıma 2 kişi girdi sadece.
Savaş: İki mi?
Yeliz: Kocamı saymıyorum ama.
Savaş: Ne kocası?
Yeliz: Ben 16 yaşımda evlendim. 6 Ay sonra ayrıldım abi.
Savaş: Vallahi bilmiyordum ben bunu.
Yeliz: Bizim orda erken gider kızlar. Almanya'dan geldiler, gördüler, nişan, nikah düğün bir haftada oldu.
Savaş: Niye kocanı saymadın demin?
Yeliz: Hayatıma girmedi de ondan.
Savaş: Nasıl yani?
Yeliz: Basbayağı girmedi. Bunun sebebini en yakınlarıma bile anlatamadım.
Savaş: Anlatmak istermisin şimdi.
Yeliz: Olabilir. Konuştuğum sensin ne de olsa.
Savaş: Anlat Savaş Abi'ne.
(gülüşmeler)
Yeliz: Abi evlendiğimiz gece ben titriyorum heyecandan.
Savaş: E öyledir o?
Yeliz: Gelinlik üstümde, oturmuş duruyorum odada.
Savaş: Damat yaptı ilk hareketi demek.
Yeliz: O da yapmadı valla.
Savaş: !!!!!!!!
Yeliz: Kocam da bir kenarda oturdu, uyukladı, sabahladı.
Savaş: Şaşırdım şimdi.
Yeliz: Ne üstümüzü çıkardık, ne yanıma geldi. Yüzüme bile bakmadı.
Savaş: Sabaha mı bırakmış?
Yeliz: Hayır.
Savaş: Hayır mı?
Yeliz: Zaten gerdek sabahında da Almanya'ya döndü.
HOLLANDA'DAN BÜYÜCÜ GELDİ.....
Savaş: Sen burada kaldın. Sonra?
Yeliz: Bir hafta sonra da ben gittim annesiyle. Ama orada da bakmadı suratıma.
Savaş: Tuhaf.
Yeliz: Sarıldı annesini öptü.
Savaş: Oidüpus mu bu ?
Yeliz: Yok Türk'tü. Antepliydi.
Savaş: Kompleksini dedim.
Yeliz: Çok kompleksliydi. "İstemem ben bunu" diye tutturdu. Sabah işe gidiyor. Gece geç geliyor.
Savaş: Eeee?
Yeliz: (Duygulanarak) Önce yastıkları, yorganları ayırdık. Sonra da yatakları. Derken odalar da ayrıldı.
Savaş: Sebep neymiş be evladım?
Yeliz: Erkekliğini bağlamışlar.
Savaş: Eeee?
Yeliz: Hollanda'dan birini alıp geldiler.
Savaş: Sebep?
Yeliz: Bozsun diye.
Savaş: Saçmalama
Yeliz: Vallahi.
Savaş: Tam kavrayamadım da.
Yeliz: Büyü yapılmış meğer.
Savaş: Nereden çıktı? Kim dedi bunu?
Yeliz: Büyücü söyledi.
Savaş: Büyücü mü?
Yeliz: Dedim ya işte. Ta Hollanda'dan büyücü bozucusu geldi.
Savaş: Hah şimdi anladım.
Yeliz: Adam cinlerini de getirdi.
Savaş: !!!!!!!!!
Yeliz: Evimize yerleşti bi güzel. Papaz büyülerini, domuz yağlarını çözmeye uğraştı.
Savaş: Çözdü mü?
Yeliz: Çözemeden gitti. Olan bana oldu.
Savaş: Ne oldu?
Yeliz: Ne olacak her gün hakaret, her gün dayak. Evin içinde esir gibi. Bütün aileye uşaklık. Kot bile giyemiyorum. Sokağa tek çıkamıyorum.
Savaş: Vah vaaah!
BANYODA İHTİHAR ETTİM.....
Yeliz: (gözleri doldu). Sorma abi. Aileme telefon açmak bile yasak. Günlerce ağlamaktan hasta düştüm.
Savaş: Kötü günlermiş.
Yeliz: Sonunda bileklerimi kestim banyoda.
Savaş: Yapmaaaa!
Yeliz: (ağlıyor) Ölmek üzereydim. Kan su gibi.
Savaş: Eeee?
Yeliz: Kayınvalidem yetişip kurtardı.
Savaş: Hatasını anlayıp kucaklamıştır.
Yeliz: Yaaa! Üstüme atlayıp bi güzel de o dövdü.
Savaş: Nasıl bitti bu kabus?
Yeliz: Kayınpederim baktı ki iş sarpa saracak. Bir kağıt imzalattı bana. Takıları altınları almayacağım diye.
Savaş: Çok muydu takılar?
Yeliz: Hem de çook. Kemerler, sırmalar.
Savaş: Bıraktın hepsini.
Yeliz: Onlar gitti, üstüne üstelik çeyizim de gitti.
HEM DULDUM HEM BAKİRE.....
Savaş: Orada boşandınız öyle mi?
Yeliz: Hayır beni gönderdiler. " hava değişimi iyi gelir. Toparlan biraz" dediler.Dönünce annemlere anlattım. Şoke oldular.
Savaş: Hangi anne olmaz?
Yeliz: Gittik dava açtık. Onları da ikna edip gizlice boşandık.
Savaş: Niye gizli?
Yeliz: Küçük yer orası. Yanlış anlarlardı. Hani kızda bir bozukluk mu vardı diye. Kocamın trafik kazasında öldüğünü söyledik. Sonra taşındık Antakya'dan.
Savaş: Daraldım dinlerken.
Yeliz: İlk defa anlattım iyi oldu. Rahatladım.
(Edıt : YARGIÇ : Bu kısım ahlaki yönden uygun olmadığı için kaldırılmıştır.)