01-21-2011, Saat: 12:04 AM
2001 yılında Poitiers Üniversitesi’nden Michael brunet yönetimindeki bir araştırma ekibi, Orta Afrika’daki Djurab Çölü’nde yedi milyon yaşındaki insan benzeri bir yaratığın fosiline ulaştılar. ‘Toumai’ olarak adlandırılan fosil, keşfedenleri tarafından bilinen en eski insansı olarak değerlendirildi.
Toumai’nin (Sahelanthropus tchadensis) kafatasının altındaki foramen magnum olarak adlandırılan delik bu türün, insanın önemli bir ayırıcı karakteri olan dik yürüme özelliğine sahip olduğunu göstermişti. Beyinsapının kafatasına girdiği bu nokta primatlarda daha geride yer alırken, insansılarda daha ön bölgede bulunuyor.
Yaşlı Toumai, yayınlandığı 2002 yılında dünya çapında büyük yankı uyandırmıştı. Bununla birlikte kafatasının oldukça kötü durumda olması ve iskeletin diğer parçalarının bulunamaması nedeniyle fosilin insanla akrabalığını tam olarak ortaya koyabilecek yeterli veri elde edilememişti.
Yine de araştırmacılar aynı bölgede ele geçirilen fosilleri inceleyerek bölgenin o dönemki çevresel yapısının bir tablosunu elde etmek üzere çalışıyorlar. Geç Miyosen dönemde Çad’ın bu bölgesinin, elde edilen ikiyaşamlı, balık ve timsah fosillerine bakılarak bir göle sahip olduğu düşünülüyor. Bunun yanında yeşil alanlar, ormanlıklar ve çölün varlığına ilişkin bulgular da söz konusu.
Bölgede ortaya çıkarılan bazı fosil kalıntılarsa Toumai ve diğer memelileri tehdit ettiği düşünülen bir avcıya işaret ediyor. Yaklaşık 350-450 kilo ağırlığa sahip kama dişli leopar Machairodus kabir o dönemde bir çok memeli türünün kabusu olmuş gibi görünüyor.
Poitiers Üniversitesi’nden Louis de Bonis, bu güçlü avcı ailesine iki yeni tür daha eklediler. Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkarılan kalıntılara göre yeni türler Lokotunjailurus ve Megantereon cinslerine ait. Poitier Üniversitesi’nden Paleo-primatoloji Enstitüsü başkanı Patrick Vignaud, kedilerin bugün yaşayan aslanlarla yaklaşık boyutlarda olduğunu belirtiyor, “eldeki verilere bakarak bu avcılarla primatlar arasında nasıl bir ilişki olduğunu tahmin etmemiz güç ancak yine de bunun pek de dostça olduğunu düşünmüyoruz.”