01-24-2011, Saat: 12:51 AM
Memleketin
fabrikalarını sat...
Telefonlarını sat...
Bankalarını sat...
Bana mısın demez.
*
Kendi tarlasına
inek girsin...
Komşusunu tarar!
*
Evindeki boş tenekeyi
bile atmaz.
Eli titrer, kıyamaz.
Ama, Kıbrıs’ı ver...
Kılını kıpırdatmaz.
*
Vahdettin sendromudur bu.
*
İşgal gemilerini getir Boğaz’a demirle, gıkını çıkarmaz...
"O boğaz bu vatanın" diyene, idam fermanı çıkartır!
*
Nabucco da böyle bi şey.
*
Nasıl olsa, memleket topraklarına döşenen dünyanın en uzun borusu, kendi tarlasından geçmiyor... Onun için alkışlıyor. Halbuki, istimlak başlasın, görürüz hangi boru, kimin tarlasına döşeniyor!
*
Üstelik...
Belirsiz olan sadece
güzergáh değil.
Gazı kim verecek?
*
Rusya yok... Çünkü, bu boru, Rusya’nın kolunu bükmek için bize döşeniyor. İran olmaz... ABD cızzz yapar sonra bizi... Zaten İran’a izin verseler bile, kendine zor yetiyor; hatırlayın, geçen sene ağır kış oldu İran’da, parasını ödediğimiz gazı bile kesti de, paniğe kapılmıştınız, "Doncak mıyız?" diye, taaa Nijeryalardan gemilerle getirmek zorunda kalmıştık... Kazakistan desen, imzaya bile gelmedi, ne gazı? Mısır, bırakın ihracatı, önümüzdeki yıl ithalatçı olması bekleniyor. Irak’ta terör var; borunun döşenmesi ile havaya uçması arasındaki süre 4.5 dakika... Azeri gazı, yetersiz; kendileri söylüyor... Türkmenistan, senede 70 milyar metreküp gaz üretiyor, sadece bu yıl için "Satacağım" diye söz verdiği, 80 milyar metreküp Rusya’ya, 40 Çin’e, 10 İran’a, etti 130, kendi de 20 kullanıyor, 150... Yani, ürettiğinin iki mislini satacağım diye taahhüt etmiş, kara kara düşünüyor, nerden bulacağım diye!
*
Kuru fasulyeyle
olmuyor bu iş.
Gazı kim verecek?
*
İşte onu da ben yazayım...
*
"Tarihi" dedikleri imza töreni için bir basın merkezi kuruldu... "Tarihi" dedikleri törene, o kadar dandik dundik hazırlanmışlardı ki, gazetecileri "bilgilendiren" görevlilerin yaka kartlarında "personel" anlamına gelen "staff" kelimesi yerine, yanlışlıkla "stuff" yazıyordu.
*
Nedir "stuff" birader?
"Dolma içi!"
*
E dolma içinden alınan bilgilerle de, anca dolma yapılabiliyor tabii...
Onun için "doldurdular" manşetleri, "rüya değil gerçek, asrın rüyası, yüzyılın imzası" filan.
*
Şimdi bu dolmanın yanına "hıyar"dan bi de cacık yapın, daha güzel girersiniz AB’ye... Hadi afiyet olsun.
fabrikalarını sat...
Telefonlarını sat...
Bankalarını sat...
Bana mısın demez.
*
Kendi tarlasına
inek girsin...
Komşusunu tarar!
*
Evindeki boş tenekeyi
bile atmaz.
Eli titrer, kıyamaz.
Ama, Kıbrıs’ı ver...
Kılını kıpırdatmaz.
*
Vahdettin sendromudur bu.
*
İşgal gemilerini getir Boğaz’a demirle, gıkını çıkarmaz...
"O boğaz bu vatanın" diyene, idam fermanı çıkartır!
*
Nabucco da böyle bi şey.
*
Nasıl olsa, memleket topraklarına döşenen dünyanın en uzun borusu, kendi tarlasından geçmiyor... Onun için alkışlıyor. Halbuki, istimlak başlasın, görürüz hangi boru, kimin tarlasına döşeniyor!
*
Üstelik...
Belirsiz olan sadece
güzergáh değil.
Gazı kim verecek?
*
Rusya yok... Çünkü, bu boru, Rusya’nın kolunu bükmek için bize döşeniyor. İran olmaz... ABD cızzz yapar sonra bizi... Zaten İran’a izin verseler bile, kendine zor yetiyor; hatırlayın, geçen sene ağır kış oldu İran’da, parasını ödediğimiz gazı bile kesti de, paniğe kapılmıştınız, "Doncak mıyız?" diye, taaa Nijeryalardan gemilerle getirmek zorunda kalmıştık... Kazakistan desen, imzaya bile gelmedi, ne gazı? Mısır, bırakın ihracatı, önümüzdeki yıl ithalatçı olması bekleniyor. Irak’ta terör var; borunun döşenmesi ile havaya uçması arasındaki süre 4.5 dakika... Azeri gazı, yetersiz; kendileri söylüyor... Türkmenistan, senede 70 milyar metreküp gaz üretiyor, sadece bu yıl için "Satacağım" diye söz verdiği, 80 milyar metreküp Rusya’ya, 40 Çin’e, 10 İran’a, etti 130, kendi de 20 kullanıyor, 150... Yani, ürettiğinin iki mislini satacağım diye taahhüt etmiş, kara kara düşünüyor, nerden bulacağım diye!
*
Kuru fasulyeyle
olmuyor bu iş.
Gazı kim verecek?
*
İşte onu da ben yazayım...
*
"Tarihi" dedikleri imza töreni için bir basın merkezi kuruldu... "Tarihi" dedikleri törene, o kadar dandik dundik hazırlanmışlardı ki, gazetecileri "bilgilendiren" görevlilerin yaka kartlarında "personel" anlamına gelen "staff" kelimesi yerine, yanlışlıkla "stuff" yazıyordu.
*
Nedir "stuff" birader?
"Dolma içi!"
*
E dolma içinden alınan bilgilerle de, anca dolma yapılabiliyor tabii...
Onun için "doldurdular" manşetleri, "rüya değil gerçek, asrın rüyası, yüzyılın imzası" filan.
*
Şimdi bu dolmanın yanına "hıyar"dan bi de cacık yapın, daha güzel girersiniz AB’ye... Hadi afiyet olsun.
Yılmaz Özdil