:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Çocuk Eğitiminde Baskı ve Zorlama
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Çocuk Eğitiminde Baskı ve Zorlama

Türkiye’devirgs.gif maalesefvirgs.gif evlilik öncesinde gençlere ana-baba eğitimi verecek yaygın bir eğitim kurumumuz ve bu yönde işleyen bir eğitim politikamız yok. Genç anne-babalar çocuk eğitirken kendi anne ve babalarını model almakta, anne ve babalarından gördükleri eğitim şeklini uygulamaktadır. Yüksek eğitim almış kariyer sahibi anne-babalar bile ailelerinden aldıkları eğitimin tesirinden kurtulamamakta; aşırı baskı ve otoriter tutuma reaksiyon olarak, ‘modern eğitim’ adı altında aşırı hoşgörüye dayanan bir tutum izlemektedir.
Oysa, çocuk eğitimi bu iki ucun birine yahut diğerine kaymadan gerçekleştirilmesi gereken; bunun için de bilgi, tutarlılık ve disiplin isteyen bir konudur.

OKUL ÇAÄžINA gelmiş çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar anne babaların çocuk eğitirken beş ayrı tutum izlediklerini gösteriyor.



1. Aşırı baskıya dayanan otoriter tutum.

2. Aşırı serbestliğe dayana çocuk-merkezli tutum.

3. Dengesiz, tutarsız ve sorumsuz tutum.

4. Aşırı koruyucu ve kollayıcı tutum.

5. Sevgiye dayalı, güven verici, hoşgörülü tutum.


Aşırı Baskıya Dayanan Otoriter Tutum: ‘Disiplin’ dendiği zaman, çoğu anne baba bunu ‘dayak ve ceza ile terbiye etme’ olarak algılıyor. Bu anlayış, beraberinde aşırı baskıya dayanan otoriter bir tutum getiriyor. Cezanın ve dayağın bol kullanıldığı bu tutumda amaç; söz dinleyen, kurallara uyan, verilen görevleri yerine getiren, terbiyeli, sessiz, uslu, nazik, dürüst bir çocuk yetiştirmektir. Ancak, sonuç hiç de böyle olmamakta; yanlış yapmaktan korkan, kendisine güveni olmayan, kolayca başkalarının etkisinde kalan, aşağılık duygusuyla ya içine kapanık ya da saldırgan bir kişilik kazanan çocuklar ortaya çıkmaktadır.

Dayak, karşı tarafı aşağılayan, kendisini işe yaramaz ve değersiz hissetmesine yol açan kötü bir eğitim aracıdır. Ki, dayağı sevimsiz ve incitici kılan, dayağın kendisinden ziyade, dayak sırasında sarfedilen aşağılayıcı sözler ve takınılan saldırgan tutumlardır. Bu yüzden, dayağın en onur kırıcı şekli yüze vurulan tokattır. Dayağa sık başvuran anne babalar, çocuğun iyi taraflarını görmeyen, devamlı yaptığı yanlışlar üzerinde duran, suçlayan, başka çocuklarla kıyaslayan, sevgilerini belli etmeyen negatif bir tutum sergilemektedir.

Aşırı Serbestliğe Dayanan Çocuk-Merkezli Tutum: Bu tutum, genellikle tek çocuklu kalabalık ailelerdevirgs.gif orta yaşın üzerinde çocuk sahibi olan anne babalar ve bütün aile büyükleri tarafından uygulanan bir disiplin şeklidir. Ailede çocuğun egemenliği sözkonusudur. Aile üyeleri kayıtsız şartsız çocuğun isteklerini yerine getirirler. Sonuçta, aşırı sevgi ve ilgi, çocuğu kural tanımaz, doyumsuz bir kişi yapar.

Anne, baba, büyükanne, büyükbaba, hala, teyze bol ve pahalı oyuncaklar alarak ve her isteğini yerine getirerek çocuğun doyuma ulaşacağını zanneder. Yüzlerce pahalı oyuncağı olduğu halde bunlara kıymet vermez, yenisini ister. Alınan her yeni oyuncakla ancak üç-beş saat oynar ve bir kenara atar. Aileye egemen olan çocuk bir kral edasıyla hareket eder, aile büyüklerine saygı duymaz. Bu çocuklar, aileye egemen olmakla kalmaz, aile dışında da egemenliklerini sürdürmek isterler. Okul çağına girdiklerinde kurallara uymakta, ders çalışmakta ve arkadaş edinmekte başarısızlığa uğrar, hayal kırıklığı yaşarlar.

Dengesizvirgs.gif Tutarsız ve Sorumsuz Tutum: Anne, baba ve aile büyükleri arasında ortak bir eğitim şekli olmayan, herkesin çocuğa farklı yaklaştığı ailelerde çocuklar neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenemezler. Anne yanlış bir davranışından dolayı çocuğa ceza vereceği zaman, büyükbaba veya büyükanne “Torunuma dokunma, bırak yapsın!” diyerek arka çıkar. Kimi zaman anne çocuğun yanında babanın tutumunu eleştirerek, “Bu çocuğu sen şımartıyorsun, senden yüz bulup beni dinlemiyor” der. Dengesizlik ve tutarsızlık çoğu zaman anne ve babanın kendisinden kaynaklanır. Anne çocuğu yanlış davranışından vazgeçirmek için önce alçak sesle, “Yapma!” der, sonra sesini yükseltmeye başlar, bu da yetmeyince kızıp dayağa başvurur, arkasından çocuğu bağrına basarak özür diler.

Baba dinlenmiş sakin bir durumda iken çocuğun yüksek sesle müzik dinlemesine bir tepki göstermez, normal karşılar. Ancak aynı baba yorgun ve sinirli olduğu zaman yüksek sesle müzik dinleyen çocuğuna “Burası disko mu, kes şu müziğin sesini!” diye bağırır. Çocuk, eğitimi konusunda anne ve babanın sık sık birbirlerini eleştirdiklerine şahit olur. Kafası karışır; kimin haklı kimin haksız olduğuna karar veremez.

Aşırı Koruyucu ve Kollayıcı Tutum: Geleneksel aile modelinde en sık başvurulan bir disiplin şeklidir. Aşırı koruyucu tutumda anne babalar çocuklarını sevgi ve şefkatle örülü bir altın kafeste yetiştirirler. Çocuk adına bütün sorumluluğu anne baba üstlenir. Çocuk için neyin doğru neyin yanlış olduğuna anne baba karar verir. Saç şeklinden giydiği elbiseye kadar, anne ve babanın tercihi söz konusudur.

Daha çok anne-çocuk ilişkisinde görülen bu aşırı koruyuculuk ömür boyu devam eder. Çocuk çatal kaşık kullanacak yaşa geldiği halde anne onu kendi eliyle beslemeyi tercih eder. Tuvaletini anne yaptırır, anne giydirirvirgs.gif ayakkabı bağlarını dahi anne bağlar. Mikrop kapmasın diye kaynatılmış su içirenvirgs.gif sokağa çıkmasına ve arkadaş edinmesine izin vermeyenvirgs.gif okul çağına geldiği halde çocukla aynı yatağı paylaşan anne örnekleri az değildir. Bu anneler çocuğa sevgi verdiklerinivirgs.gif onu koruduklarını sanırlar; gerçekte çocuğu kendilerine bağımlı hâle getirerek yalnızlıklarını ve mutsuzluklarını telafi etmektedirler. (Bize müracaat eden yeni evli genç bir bayan baba evini özlediğinivirgs.gif koca evine alışamadığınıvirgs.gif ne pişireceğini dahi telefonla annesine sormadan rahat edemediğini söylüyordu.)

Aşırı koruyup kollanan çocuklarda okul korkusuna çok sık rastlanır. Sınıf ortamına alışamazvirgs.gif arkadaş edinemezler. Okulun ilk günlerinde annelerinin eteğine yapışıp bırakmayanvirgs.gif onlarla aynı sırada oturmakta ısrar eden çocuk örnekleri görürsünüz. Bunlar annelerine bağımlı hâle gelmiş gölge tiplerdir. Gölge tipler sadece evlerindevirgs.gif annelerinin dizi dibinde kendilerini güvende hissederler. Kalabalıktan hoşlanmazvirgs.gif paylaşmayı ve işbirliğini bilmezler. Karşılaştıkları bir problemi anne ve babanın yardımı olmadan çözemezler. Deneme ve yanılmalarına fırsat verilmediği için kendi yeteneklerinin farkında değildirler. Sorumluluk ve liderlik almak istemezler. Emirle hareket etmeye alıştıkları için kolayca başkalarının güdümüne girerler. Sokağavirgs.gif açık havaya ve güneşe çıkmalarına izin verilmediği için bağışıklık sistemleri gelişmemiştir; bulaşıcı hastalıklara kolay yakalanırlar.

Sevgiye Dayalıvirgs.gif Güven Vericivirgs.gif Hoşgörülü Tutum: Bir çocuk sevgi, şefkat, yardımlaşma, sadakat, işbirliğivirgs.gif sorumluluk ve güven duygularını ancak aile içinde yaşayarak öğrenebilir. Bu duyguların sonradan eğitim kurumları tarafından kazandırılması çok zor, hatta imkânsızdır.

Çocuk eğitiminde 1-3 yaş dönemi çok önemlidir. Bir çocuk üç yaşına ulaştığında ya güvenli ya da güvensiz bir kişilik kazanmıştır. Anne sevgisinden ve ilgisinden mahrum kalan bir çocuk güven duygusu kazanamaz. Doğum sırasında annelerini kaybeden, bakıcı elinde yetişenvirgs.gif cami kapılarına terk edilenvirgs.gif kimsesizler yurdunda büyüyen, sonradan evlat edinilen çocuklar sevmeyi öğrenememekte; çok iyi bakılıp beslenseler dahi, zihinsel ve ruhsal yönden geri kalmaktadır. Çocuk sevildiğini hissetmeden hayata bağlanamaz. Çocuk için hayatı anlamlı kılan, anne ve baba sevgisidir.

Çocuklarına iyi bir eğitim vermek isteyen anne babaların gözden kaçırdığı bir gerçeği burada dile getirmek istiyoruz. 1-3 yaş için doğru olan eğitim tutumları 3-6 yaş için geçerli değildir. Çocuk konuşmaya ve yürümeye başladıktan sonra hızlı bir öğrenme sürecine girer. Elinin ulaştığı herşeye dokunmak, incelemek, denemek ister. Sıcak bir sobaya yaklaşırken defalarca ‘cıs’ demeniz bir anlam taşımaz. Ancak elini sobaya dokunup canı yandığında, yani deneyip yanıldığında sıcaklık hakkında gerçek bilgiye ulaşmış olur. Hayatî bir tehlike olmadığı sürece çocuğun hareketlerine müdahale edilmemelivirgs.gif arzularını gerçekleştirmesine izin verilmelidir. Çocuk ancak böyle bir hoşgörü ortamında yeteneklerini keşfetme imkânı bulabilir. Oyunsuz ve arkadaşsız bir çocuğun psiko-sosyal gelişimi sağlıklı değildir. Sokak, çocuğun dış dünya ile tanıştığı, ben-merkezcilikten kurtularak ‘ben ve başkaları’ kavramını pekiştirdiği, kendisini başkasının gözü ile değerlendirmeyi öğrendiği, akranları ile işbirliği yaptığı mükemmel bir eğitim ortamıdır. Aşırı koruma altında yetişen; sokaktan, arkadaştan ve oyundan mahrum bırakılan 3-6 yaş arası çocuğun ‘sosyal fobi’ adını verdiğimiz güvensiz bir kişilik geliştirme ihtimali oldukça yüksektir.

3-6 yaş çocuğu aşırı koruyup kollanmadan ve müdahaleden hoşlanmaz. Kendi işini kendisi görmek ister. Enerji doludur, yorulmak bilmez. Atlar, zıplar, tırmanır, gözükaradır, kaza yapacağından korkmaz. Kas ve sinir gelişimi için çok önemli olan bu hareketleri sınırlandığı ve yasaklandığı zaman hırçınvirgs.gif inatçı ve saldırgan bir kişiliğe bürünür. Anne ve babayı kızdırmaktan zevk alır.

Yeterli kas ve sinir gelişimine sahip olduktan sonra çocuğun tuvaletini kendi kendine yapmasınavirgs.gif yemeğini kendi başına yemesinevirgs.gif kendi başına giyinip soyunmasınavirgs.gif arkadaşlarıyla sokakta oynamasınavirgs.gif eve arkadaş davet etmesine fırsat verilmelidir. Başarısızlıktan çok başarıları üzerinde durmalıvirgs.gif yanlış davranışlarında ikaz edilmelivirgs.gif doğru davranışları övülerek kendine güvenmesi sağlanmalıdır. Evde adam yerine konanvirgs.gif duygularını rahatça ifade etmesine izin verilenvirgs.gif anne ve babanın doğru ve yanlış davranışlar konusunda ortak tutum takındığı ailelerde çocukların—ruh sağlıkları yerindevirgs.gif güven ve sorumluluk duyguları ise gelişmiş olduğundan—okul başarıları yüksektir.

Ana Baba Okulu’nda ders verdiğim sıralarda bir anne söz istedi. “Hocamvirgs.gif” dedivirgs.gif “ilköğretim 4. sınıfa giden bir oğlum var. Ders çalışmada ve ¤¤¤¤ yapmada isteksiz davranıyor. Zeki bir çocuk olduğu halde okul başarısı düşük. Öğretmeni ¤¤¤¤leriyle ilgilenmemizi ve ders çalıştırmamızı söyledi. Babası hiç ilgilenmiyor. Benimle ders çalışmak istemiyorvirgs.gif ancak başına dikilirsem zoraki ¤¤¤¤ yapıyor. Sokağa ve bilgisayar oyunlarına çok düşkünvirgs.gif saatlerce bıkmadan oyun oynuyor. Bilgisayarı ve sokağı yasakladımvirgs.gif ama değişen birşey yok. Aksi ve sinirli bir çocuk oldu. Bazen elimde olmadan dayağa başvuruyorum. Ne yapacağımı şaşırdımvirgs.gif lütfen bana bir yol gösterin.”

Anneyi dinledikten sonra sınıfa döndüm. “Lütfen çocuklarının okul başarısı yüksek olan anneler parmak kaldırsın” dedim. Neden babalara değil de annelere hitap ettiğimi merak edeceksiniz. Çünkü sınıfımda hiç baba yoktu! Kalkan parmakları saydımvirgs.gif beş anne çocuğunun okul başarısından memnundu. Parmak kaldıran annelere sordum: “Çocuğunuz okul başarısını neye borçlu? Sizin anne olarak bu başarıdaki katkınız nedir?” Sıra ile cevap verdiler. Verilen cevapları aramızda tartıştık. Sadece bir annenin tutumunu sağlıklı bulduk: sevgiye dayalıvirgs.gif güven vericivirgs.gif hoşgörülü tutum.

Şartlı sevgiyevirgs.gif baskıyavirgs.gif otoriteye ve cezaya bağlı okul başarısı uzun ömürlü olamaz. Elimizde ilköğretimde okul başarısı yüksek olduğu halde lisede düşme gösteren çok örnek var. Sevgi şarta bağlanamaz. “Okulda başarılı olurvirgs.gif yüksek notlar alırvirgs.gif takdir getirirsen seni severim” diyen bir anne veya baba aslında çocuğu sevgi ile tehdit etmektedir. Çocukta devamlı başarısız olma ve anne baba sevgisini kaybetme korkusu vardır. Başarılı olduğu haldevirgs.gif bu korku sebebiylevirgs.gif sindirim ve uyku bozuklukları yaşayan öğrencilerimizin sayısı az değildir.

Okula yeni başlayan bir çocuğun başarılı veya başarısız olacağı daha baştan bellidir. Okul başarısındavirgs.gif ailede verilen okul öncesi eğitim çok önemlidir. Pedagoji bilen bir öğretmenvirgs.gif bir hafta içinde öğrencilerini gözlemleyerek aileleri hakkında bir kanaate varabilir. Ailede sevgiye doymuşvirgs.gif özgüven ve sorumluluk kazanmış bir çocuk öğrenme merakıyla doludur. Bakışları sevecen ve parlaktır. Sırada oturuşuylavirgs.gif öğretmeni dinlemesiylevirgs.gif derse katılmasıylavirgs.gif verilen ¤¤¤¤i yapmasıylavirgs.gif kurallara uymasıyla kendini belli eder.

Akademik zeka (IQ) başarı için gereklidirvirgs.gif ancak başarıyı garanti etmez. Başarının anahtarı EQ dediğimiz duygusal zekadır. Duygusal zeka ise 1-6 yaş arasında ailede verilen eğitimle kazanılır