02-11-2011, Saat: 11:45 PM
. . .Güneş; kirpiklerinden
Yağmur, gözbebeklerinden
Sevgi ise yüreğinden eksik olmasın. . .
Seni düşündüm gözlerin uykuya yenik düştüğü saatlerde...Yine gözlerin yağmur ıslaklıgında avuç içlerimde nefes alıyordu.Dudaklarımda soluyan cicekleri saçlarına bırakma telaşındayım. Gece siyaha çalan peçesini güneşe kaldırmadan ben sana ulaşmalıyım..Bir kelebeğin yüregine ciceklerin gülüşlerini işlemesi gibi titrek ve heyecanlıydı adımlarım...Soluk soluğa şehrimin kaldırımlarını eziyorumZaman çeşmesinden kum saati bir nehir gibi akıyor yüzümün derinliklerinden...
Biliyorum sana gelirken Ay ile yıldızlar uykuda..Yakamozlara uzanmış geceyi uyandırıp gözlerindeki baharları görmesinler diye..Sessiz ve derinden ilerlemeliyim... Dağlar çıkıyor önüme..Yorgunluğumu farketsem bir an alnımın terini siliyor rüzgar..Susasam kan ter içindeki dudaklarıma sebillerden hayallerini içiyorum...Duvar gibi taşlar dizili önümde..Saçlarımdan köprüler kurdum puslu uçurumlara..Gözlerim bir an zifiri karanlığa yenilecek olsa gökyüzünün karanlığını kibrit aydınlığıyla aşıyorum. . .
Baharın koynunda açan gelincikler gibi vuslat kokan toprakta hasretini filizlendirip sana geliyorum..Gözlerine yağmur ıslaklıgında düşecegim birazdan..Pencerene düşüp Ay ile yıldızların kıskandığı gülüşlerine yaslanacağım gecenin karanlığa yaslandığı gibi.. .Bahara küskün güllerin kıskandığı gözyaşlarından bir damla alıp kurak topraklarıma yüregini sereceğim..Gelsem de yanına ne olur yanlış anlama...Ne geceyi senin teninde karşılamak istiyorum ne de sabahlara kadar yanında uyumayı..Sadece saçlarının rahatca uyuması için kücük ve sıcak bir avuç oluyor yüreğim...Kırılacak saçlarını avuç içlerimde biriktirip güldesenli ciceklere bırakmak için sana geliyorum..Biliyorum geldiğimde hafiften rüzgar esecek saçlarına..Uyanır gibi olacaksın o uykuya dalmış gözlerini cizecegim yüregimin başkentine..Yüzünün karanlığa inat aydınlığa bakan cizgileri işleyeceğim kirpiklerime..Yanına geldiğimde kaç kez yüreğim saçlarını koklamak icin eğileyecek başucuna.Yarım kalacak..Düşten öte hiçbir şey yaşanmayacak çünkü..Ellerim suskunlugunu bozup saçlarını dokunmak isteyecek..Saçlarına dokunursam bu düşten uyanacağım biliyorum..Usulca ellerimi çekiyorum saçlarından.Tokalarına bakakalıyor gözlerim..Yüregim ise hala baharımsı kokunda. . .
Birazdan şafaklar düşecek bulutların arasından...Kirpiklerin ucuna güneş usulca eğilip sıcaklığını bırakacaklar dudaklarına..Gitmeliyim yüreğim...Biliyorum benim geldiğimi bir bilsen uyur muydun geceye uzanıp...Kıyamadım ki o tatlı uykuna..Kaldırıp seni düşlerinden alıkoymaya kıyamadım işte..Öyle tatlı gülümsüyordu ki kirpiklerin ucuna dalıp hayallerimin Cennetinde seninle gezindim delicesine..Kıyısına hiçbir zaman kavuşamacağımız vuslat denizinde dalgaları ezdik yüreklerimizle..Kıyamadım seninle gezerken düşlerinden uyandırmayı...Gitmeliyim hasretim- birazdan güneş gölgeleri ısıtacak..Birazdan perdeyi araladığında kirpiklerini umuda çevir..Ellerini rüzgara uzat parmak uçlarına en nadide ciceklerin tomurcuklarını serecekler..Kirpiklerini ise bulutlara çevir uyku mahmuru yüzünü ıslak yağmurların sıcak damlaları yıkayacak...Ve yüregini ise güneşe çevir gül yüzlüm; benim yerine güneş seni yüreğinden öpecek. . .
Yağmur, gözbebeklerinden
Sevgi ise yüreğinden eksik olmasın. . .
Seni düşündüm gözlerin uykuya yenik düştüğü saatlerde...Yine gözlerin yağmur ıslaklıgında avuç içlerimde nefes alıyordu.Dudaklarımda soluyan cicekleri saçlarına bırakma telaşındayım. Gece siyaha çalan peçesini güneşe kaldırmadan ben sana ulaşmalıyım..Bir kelebeğin yüregine ciceklerin gülüşlerini işlemesi gibi titrek ve heyecanlıydı adımlarım...Soluk soluğa şehrimin kaldırımlarını eziyorumZaman çeşmesinden kum saati bir nehir gibi akıyor yüzümün derinliklerinden...
Biliyorum sana gelirken Ay ile yıldızlar uykuda..Yakamozlara uzanmış geceyi uyandırıp gözlerindeki baharları görmesinler diye..Sessiz ve derinden ilerlemeliyim... Dağlar çıkıyor önüme..Yorgunluğumu farketsem bir an alnımın terini siliyor rüzgar..Susasam kan ter içindeki dudaklarıma sebillerden hayallerini içiyorum...Duvar gibi taşlar dizili önümde..Saçlarımdan köprüler kurdum puslu uçurumlara..Gözlerim bir an zifiri karanlığa yenilecek olsa gökyüzünün karanlığını kibrit aydınlığıyla aşıyorum. . .
Baharın koynunda açan gelincikler gibi vuslat kokan toprakta hasretini filizlendirip sana geliyorum..Gözlerine yağmur ıslaklıgında düşecegim birazdan..Pencerene düşüp Ay ile yıldızların kıskandığı gülüşlerine yaslanacağım gecenin karanlığa yaslandığı gibi.. .Bahara küskün güllerin kıskandığı gözyaşlarından bir damla alıp kurak topraklarıma yüregini sereceğim..Gelsem de yanına ne olur yanlış anlama...Ne geceyi senin teninde karşılamak istiyorum ne de sabahlara kadar yanında uyumayı..Sadece saçlarının rahatca uyuması için kücük ve sıcak bir avuç oluyor yüreğim...Kırılacak saçlarını avuç içlerimde biriktirip güldesenli ciceklere bırakmak için sana geliyorum..Biliyorum geldiğimde hafiften rüzgar esecek saçlarına..Uyanır gibi olacaksın o uykuya dalmış gözlerini cizecegim yüregimin başkentine..Yüzünün karanlığa inat aydınlığa bakan cizgileri işleyeceğim kirpiklerime..Yanına geldiğimde kaç kez yüreğim saçlarını koklamak icin eğileyecek başucuna.Yarım kalacak..Düşten öte hiçbir şey yaşanmayacak çünkü..Ellerim suskunlugunu bozup saçlarını dokunmak isteyecek..Saçlarına dokunursam bu düşten uyanacağım biliyorum..Usulca ellerimi çekiyorum saçlarından.Tokalarına bakakalıyor gözlerim..Yüregim ise hala baharımsı kokunda. . .
Birazdan şafaklar düşecek bulutların arasından...Kirpiklerin ucuna güneş usulca eğilip sıcaklığını bırakacaklar dudaklarına..Gitmeliyim yüreğim...Biliyorum benim geldiğimi bir bilsen uyur muydun geceye uzanıp...Kıyamadım ki o tatlı uykuna..Kaldırıp seni düşlerinden alıkoymaya kıyamadım işte..Öyle tatlı gülümsüyordu ki kirpiklerin ucuna dalıp hayallerimin Cennetinde seninle gezindim delicesine..Kıyısına hiçbir zaman kavuşamacağımız vuslat denizinde dalgaları ezdik yüreklerimizle..Kıyamadım seninle gezerken düşlerinden uyandırmayı...Gitmeliyim hasretim- birazdan güneş gölgeleri ısıtacak..Birazdan perdeyi araladığında kirpiklerini umuda çevir..Ellerini rüzgara uzat parmak uçlarına en nadide ciceklerin tomurcuklarını serecekler..Kirpiklerini ise bulutlara çevir uyku mahmuru yüzünü ıslak yağmurların sıcak damlaları yıkayacak...Ve yüregini ise güneşe çevir gül yüzlüm; benim yerine güneş seni yüreğinden öpecek. . .