1-Istanbul'dan geldiyseniz, burada da karsi kavrami vardir. Sasirmayin.
2-Boyoz'un ne oldugunu hemen ogrenin ve evinize yakin bir boyozcu bulun.
3-Ilk gordugunuz kiza yiyecekmis gibi bakmayin, zira cok var onlardan, alisin.
4-Bu sehirde -ozellikle Istanbul'dan geldiyseniz- insanlar birine
carptiklarinda ozur diler, genelde sabahlari "gunaydin", aksamlari "iyi aksamlar",
gun genelindeyse "iyi gunler" diyerek guleryuz gosterirler.
"Tesekkur ederim" de en cok duyacaginiz kelime gruplarindan biridir.
5-Daha onceden yediginiz adi kumru olan
sandviclerin hepsinin dandikoldugunu kabul edin zira izmirdeki
kumruyu izmirden baska hicbir yerde yiyemezsiniz.
6-Aldiginiz sandvic yarim ekmek gibi benzeri turu yiyecekleri
herkesin ortasinda cekinmeden yiyebilirsiniz kimse
size donupte vay kafir demez.
7-Eger bugune kadar kullandiginiz en teknolojik kart akbil ise
otobuse binmeden once kentkart kullanmayi mutlaka ogrenin.
Koyden indim sehire modu olmasin sonra.
8-Simit yoktur. Gevrek vardir. Cekirdek yoktur. Cigdem vardir.
9-Sakin ola ki, Guzelyali da KSK atkisi, Karsiyaka Carsi'sinda
Goztepe atkisi ile dolasmayin.
10-Kordon'da arabanizla dolasirken kolunuzu camdan sarkitmayin.
Kiro damgasi yersiniz.
11-Sakin Kemeral'tina arabayla girmeye calismayin.
Usenmeden otoparka parasini verin.
12-Tarihi asansore ile yukariya cikip korfez manzarasinin tadini cikarin.
13-Bu sehirde Flaman Protestan Kilisesi dahi vardir.
Sasirmayin ve gayri muslimlerle tanismaya calisin.
14-Birilerine adres sormak icin cekinmeyin. Izmir'de iyi insanlar yasar,
onlara sorun. Hatta sizi gideceginiz yere kadar bile birakabilirler.
15-Cay icilip kuslara gevrek atilabilen vapurlara binin ve karsiya gecin.
16-Kemeralti'nda gecirilecek bir gun de ogle ogununu, tarihi Kemeralti
Borekcisi'nde su boregi yiyerek ziyafete donusturun.
Hemen az ilerisinde bulunan Sefer Usta'nin henuz ulkede nam
salmamisken islettigi tarihi, ufacik dukkanda yiyeceginiz
kazandibi ile ogununuzu tamamlamayi unutmayin.
17-Kibris Sehitleri Caddesi'nde dolasirken sag sola kucuk sokaklara girin.
Eski evleri, ilginc balkonlari gorun.
18-Genelde taksi soforleri bile kibardir. Sasirmayin.
19-Yagissiz ve asiri sicak olmayan bir havada
Karsiyaka-Bostanli arasini yuruyun.
Bir hafta tatil yapmis gibi hissedersiniz kendinizi.
20-Istanbul'dan geldiyseniz Bostanli ve Bostanci isimlerini karistirmayin.
21-Ege Universitesi'nde okuyacaksiniz "Izmir sicaktir, soguk olmaz"
laflarina kanmayin. Bornova'da oyle soguklar olur ki ilikleriniz donar.
Neyse ki uzun surmez.
22-Izmirliler hakkinda soylenenlerden urkmeyin.
iyi cocuklaridir onlar: Samimi, rahat ve dobra insanlardir.
Yasadikca Izmir'in huzuru siner icinize.
23-Bocek fobiniz varsa cabuk fobinizden kurtulmaya bakin.
Cunku, Izmir'de her tur ve ebatta eklembacakliyi gorme olasiliginiz vardir.
24-Istanbul'dan gelenler: Izmir'in gorece kucuklugune burun kivirmayin.
Kentin dokusuna, kulturune nufuz etmeye calisin.
Kucuk olmadigini goreceksiniz.
25-Mutlaka Bornova Ciceklikoyde piknik yapin.
Sabuncubeli mevkiinden Ataturk ile beraber kente yuksekten bakin.
26-Kaliteli mekan bakimindan gozunuz acik olsun.
Cunku, Izmir'li isletmeciler pek reklami sevmezler.
Musteriler kendi bulsun isterler.
27-Izmirliler kendilerini cagdas, ilerici ve batili olarak gorurler.
Turkiye'nin batiya acilan kapisi, batiya donuk yuzu falan denir.
Okumus yazmis insani coktur.
28-Bir kismi Gavur Izmir lafindan rahatsiz olur.
Bir kismi da dinime kufreden musluman olsa bari deyip, guler gecer umursamaz.
29-Firsat bulursaniz yakindaki Izmir koylerine gidin.
Koylulerle sohbet edip Ege sivesini dinleyin.
Gelivedim, gidivedim, nediyon usen (Ne yapiyorsun Huseyin)
gibi cumleleri duyun.
Selcuk ilcesinin Sirince koyune gidin. Sarapevlerini ziyaret edin.
Gozleme yiyin.
30-Izmir fuarlar kentidir. Kulturparkta yil boyunca
pek cok sektorun fuari yapilir. Ama en gorkemlisi ve buyugu
Agustos ayinin son haftasi baslayip eylul ayinin ikinci haftasina
kadar suren Izmir fuaridir.
Ilk gun ucretsiz olur. Sadece Izmirliler degil, cevre il ve ilcelerden de
cok sayida ziyaretci gelir.
31-Ankara'dan gelenler icin
Cankaya burada bir alisveris ve is merkezidir. Unutmayin.
[SIZE=5]İZMİR KUMRUSU...
Kumru, özünde bir sandviçtir.
İçine halis İzmir ya da Bergama tulumu dilimleri, domates dilimleri
sıra sıra konur ve bir parça da taze yeşil biber ilave edilir.
Kullanılan bol küncülü özel sandviç ekmeğinin ismi ise
“kumru”dur.
Ekmek, şekli itibarıyla kumru kuşunun döş diye tabir edilen yerine
benzediği için Egeliler, özellikle de
İzmirli ve Çeşme’liler bu sandviçe kumru derler.
Kumrusuyla, gevreğiyle, yanındaki dilim İzmir tulumuyla,
boyozuyla, yine yanındaki haşlanmış bol karabiberli yumurtasıyla
tüm bunlar bir kültürün,
bir kadim kültürün süsleridir, güzellikleridir, temel ögeleridir.
Sevmelere, gözü gibi bakmalara yaraşır.
Boyoz,
İzmir'e özgü ve İzmir damak tadı ile özdeşleşmiş,
Türkiye'nin başka yerlerinde, çoğu kez, ya sadece ismi bilinen
ya da ismi bile bilinmeyen,yağlı un da denen özgün bir hamurişidir.
Başka yerde bulunmadığı veya hakikisi yapılmadığı için,
boyozun gurbetteki İzmirliler için özel bir anlamı vardır.
Boyozu İzmir mutfağında 1492 sonrasında İspanya'dan kovularak
İzmir'e yerleşen SefaradYahudi toplumunun kazandırdığı konusunda
bütün kaynaklar hemfikirdir.
Yine İspanyol kültürünün uzantıları olan
Arjantin,Şili,Peru,Meksika gibi ülkelerde de, özellikle Sefarad kökenli
nüfus grupları arasında ve özellikle peynirli
ve ıspanaklı türleri sıklıkla hazırlanmakla
ve beğeni ile tüketilmektedir.
Boyozun ilk çıkışını atık hamur malzemesinin değerlendirilmesine
bağlayan kaynaklar bulunmaktadır.
Boyoz ismi de, neredeyse kesin surette,
İspanyolca "bollos" (bohça) kelimesinden türemiştir.
İzmir dışında hiçbir şehirde ticari olarak piyasaya sunulmadığından
İzmir’in böreği olmuştur.
Rivayete göre, İzmir'de boyozun en iyisini Boyozcu Avram usta yapmış,
o öldükten sonra İzmir'de boyozlar
"Avram Usta’nın boyozu" adı altında satılmıştır.
Avram Usta'nın devrettiği geleneği günümüzde
Alsancak Dostlar Fırını'nın sahibi Halim Usta ve başka ustalar yaşatmaktadır.
Midyenin anavatanı izmir dir !
Midye sosyete yemeği oldu
Avrupa Birliği'ne girme sürecinde yasaklanacağı söylenen
midye dolma, İstanbul'da mütevazı kesimin yemeği olarak bilinirken,
gece hayatı ve eğlencenin merkezi
Bodrum'da tam bir sosyete yemeği oldu!
Lüks plajların önünde satılan midye dolma,
sosyetenin aradığı yemekler arasında.[/SIZE]
__________________
İZMİR'İN GÜZELLİKLERİ..
Son derece zarif görünümüyle,
Konak Meydanı'nı süsleyen Saat Kulesi bir sanat abidesidir.
1901 yılında Sultan Abdülhamit'in tahta çıkışının yıldönümü nedeniyle
yaptırılmıştır. Saati, Alman İmparatoru 2. Wilhelm tarafından armağan
edilmiştir.
Kızlarağası Hanı
İzmir için önemli yapılardan biri Kızlarağası Hanı'dır. Yapının 1745 yılında
tamamlandığı sanılmaktadır. Yapımı hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte,
yaptıran kişinin Kızlarağası Hacı Beşir Ağa olduğu bilinmektedir. İzmir Liman
Kalesi'nin hemen arkasında, 1744 yılında hanın inşasına başlanır ve 1745 yılında
tamamlanır. Han, döneminde önemli bir boşluğu doldurmuştur.
Alsancak
Eski adı Punto olan Alsancak yıllar boyu İzmir'in simgesi olmuştur.
Dünyaca ünlü birçok seyyah ve yazarın şiir ve eserlerinde yer almıştır.
Victor Hugo 1829 yılında yayınlanan "Les Orientales" isimli kitabındaki
"La Captive" isimli şiirinde ünü batıya yayılan İzmir'i bir prensese benzetir.
Şiir şöyledir;
"İzmir, bir prensestir çok güzel küçük şapkasıyla.
Mutlu ilkbaharlar durmaksızın onun çağrısına yanıt verir.
Nasıl vazo içindeki çiçekler gülümserse,
O da denizler arasından ışıldar.
Hatta Arşipel'in yaratılışından çok daha tutkulu....
" Dünya edebiyatında silinmez izler bırakan şair Hugo,
İzmir'e gelmemesine karşın kentin ününden efsaneli..
İZMİR HAKKINDAKİ YORUMLAR..
Victor hugo" Izmir prensestir,çok güzel şapkası ile."(19.YY)
Montemont"Izmir,Anadolu kentlerinin kraliçesidir."(1828.
Gustave Flaubert (Kadifekale'den güneşin batışını seyrederken)
"Şimdiye kadar bu kadar güzel olanını görmemiştim."(1850)
Andersen"İzmir'in evleri,tıpkı kuzey ülkelerindeki evler gibi.Evler beni çok
etkiledi."(1838.
Lamartine"İzmir,bir Doğu kenti olarak düşlerimdeki kente hiç benzemiyor.
Burası sanki Küçük Asya sahillerine getirilmiş bir Marsilya gibi,zengin
Avrupalı tüccarların Paris ya da Londre'dakinden farksız bir biçimde
yaşamlarını sürdürdükleri geniş ve zarif bir ticaret kenti."(1850)
Arundell"Körfez,pek çok yönden Napoli'ye benziyor;körfezi çevreleyen
volkanik dağlar büyüleyici."(1827)
Chateaubriand"İzmir'e geldiğimde bir başka Paris'e gelmiş gibi
oldum." (19.YY)
GAVUR İZMİR DEMEK KOLAY
- Bu koca dağların sahibi kim?
- Erimiz!
- Yiğiti kim?
-Efemiz
- Yiğit kime derler?
- Sözünde durana, efesiyle ölene !
- Korkak kime derler?
- Sözünden dönüp, aman diyene!
- Varyemezlere acımalı mı, dayak mı haktır?
- Dayak haktır!
- Susuz derelerde kavak bitermi?
- Bitmez.
- Bitkisiz diyarlarda duman tütermi?
- Tütmez.
- Adem kuşağına bel bağlanırmı?
- Bağlanırsa ağlanır.
- Yiğitlerde ne yoktur?
- Merhamet yoktur.
- Şeytan’a bel bağlanır mı?
- Yardımcımızdır bağlanır!
- Sözünde durmayan kahpe bacının kızanı olsun mu?
- Olsun.
- Şu dualı yatağan böğrüne batsın mı?
- Batsın.
- Doğru söylediğine Nasuh tövbesi olsun mu?
- Olsun.
Efelerimiz bu andla güne başlarlardı.