:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Trabzon
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Çaykara

aykarawd3.jpg

Çaykara, Trabzon ilinin 35.435 nufuslu bir ilçesidir. İlin önemli turistik yerlerinden Taşkıran ve Uzungöl bu ilçede bulunur. İl merkezine 76 km uzaklıktadır.

İlçeye bağlı 5 belediye (Çaykara, Taşkıran, Ataköy Beldesi, Karaçam, Uzungöl) ve 27 köy vardır.




Tarihçe
İlçenin Tarihi, genelde Trabzon'un Tarihi ile ilişkilidir. Tarihi bilgilere göre İlçe, Eti'lerden itibaren birçok Kavimlerin uğrağı olmuştur. Peçeneklerin ve Bizanslıların hakimiyeti altına girmiştir. En son olarak 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u Pontus Devletinden alması ile kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimine geçmiştir.

1915 yılında Birinci Dünya Savaşı sırasında ilçe Rus Ordusunun işgaline uğrar. İlçenin 27 km güneyindeki Sultanmurat yaylasında bulunan "Şehitler Tepesi" bu savaşta şehit düşen Türk Askerlerinin ölümsüz anıtıdır.

1925 yılına kadar Of ilçesine bağlı bir köy iken, 1925 yılında Bucak, 01.06.1947 yılında 5071 sayılı kanunla İlçe statüsüne kavuşmuş, 01.01.1948 tarihinde de fiilen teşkilatlandırılmıştır. 27 Şubat Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır.

İlçe " Çaykara" adını Solaklı ve Yeşilalan derelerinin birleştiği yere yakın taşların arasından çıkan "Çaykara Suyu"'ndan almıştır.


Coğrafya
İlçe, dağlık ve kayalık bir yapıya sahiptir. Trabzon iline 75 km uzaklıktadır. İlçe merkezi denizden 280 m yükseklikte ve 25 km içeridedir. Of ilçesinden Bayburt ili İstikametine uzanan vadinin içinde kurulmuştur.

Soğanlı Dağları ve Uzungöl bucağının doğu ve güneyinde bulunan dağlardan çıkan sular, Ataköy Kasabası yakınında birleşerek Solaklı Çayı adını alır ve Of ilçesinde denize dökülür. Solaklı Çayı'nın yatağı dar olduğundan, bu çayın kenarında bulunan İlçemizin yerleşim alanı da dardır. Çaykara, Trabzon'un deniz sahilinden içeride olan 6 ilçesinden biridir. İlçenin 420 km2.lik bir yerleşim alanı vardır. Of -Dernekpazarı-Çaykara-Bayburt Devlet Karayolu, Solaklı Çayı'nı takip eder. Bayburt ili sınırları içinde bulunan Soğanlı Dağlarının yüksekliği 3.000 metre yi bulur.


İdari Yapı
1947 yılında İlçe statüsüne kavuşan Çaykara'nın 4 kasabası, 27 köyü ve 11 mahallesi bulun- maktadır. İlçenin dağlık ve yamaç oluşu yerleşim alanlarının dağınık olmasına sebep olmaktadır. Bu itibarla her köyün birçok mezrası (Kom) ve yazın şenlenen yaylaları bulun- maktadır. Merkez Belediyesinden başka Ataköy, Karaçam ve Uzungöl ve Taşkıran kasabalarında belediye teşkilatı kurulmuştur. İlçe Merkezinde alt yapı hizmetleri tamamlanmış olup, çevre ilçelerle de ulaşımı sürekli ve normal durumdadır.


Sosyal Yapı
İlçede evlenme yaşları genelde erkeklerde 20-24, kızlarda 17-20 yaşları arasındadır. Evlenen gençler gelir düzeyinin düşük olması nedeniyle genelde İlçeyi terk edip gurbete göç etmektedir. Eşler evlilikten önce kısa bir nişanlılık dönemi geçirirler. Düğünler genelde basit geçer. Düğünü takip eden 7. Gün "Yedi" diye tabir edilen tören yapılır. Son zamanlarda İlçe merkezindeki düğünler Halk Eğitim Merkezi ve Belediye Düğün Salonunda yapılmaya başlanmıştır. Düğünlerde kemençe ve kaval gibi mahalli çalgılar eşliğinde horon oynanır.

Halkın giyim kuşamı giderek modern görünüme dönüşmektedir. Yöresel kıyafet genelde yaşlılarda görünür. Geleneksel kıyafetlerde en önemli giysiler Zıpka, Laz Donu ,Sapuk, Peştemal, Yazma, Kefiye ve Oğluk olarak gösterilebilir.

İlçe insanlarının batıl inançları yoktur ancak yine de eskiden kalma bazı yanlış inançlar, inanışlar görülebilmektedir.


Turizm ve doğal kaynaklar
İlçe turizm yönünden Trabzon'un diğer ilçelerine nazaran, sınırları içinde bulunan Uzungöl Beldesi nedeniyle şanslı bir konuma sahiptir. Özellikle son 10 yıl içinde tanıtım yapılan bu doğa harikası beldemiz, her yıl birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmiştir.

Çaykara Uzungöl arasındaki asfalt yol yapımı çalışmaları halen devam etmektedir. Halen beldedeki yatak kapasitesi 1000'e ulaşmıştır. Girişimciler tarafından yaptırılan Bungalov tipi evler vardır.

Yıllar önce bir dağ yamacının kayarak dere ağzını kapatması sonucu oluşan suni gölün hemen yanında başlayan gür çam ormanların yüksekliği 2000 metreyi bulur. Bu ormanların hemen bittiği yerde, hemen yöre insanlarının yazın kullandığı geniş yaylalarımız gelir. Son zamanlarda deniz turizmin den sıkılan yerli ve yabancı turistler Yayla Turizmine önem vermeleri neticesinde yaylalar da bu hareketlilikten nasibini almaya başlamıştır. Nitekim Sultanmurat Yaylasında 3 yıldızlı otel ayarında ve 150 yataklı modern otel 1997 yılında faaliyete geçmiş olup, halen var olan talepleri daha şimdiden karşılayamaz duruma gelmiştir. Keza aynı güzergah üzerinde bulunan Limonsuyu Yaylasında 100 yataklı otel bulunmakta olup, yapılan bu yatırımlar ilerde yapılacak yeni yatırımların müjdesini vermektedir


caykara_harita.gif
Çarşıbaşı

Çarşıbaşı İlçesi Doğu Karadeniz Bölgesi ' nde Trabzon - Giresun sahil yolu üzerinde , Trabzon ilinin 34 km. batısında kurulmuş güzel bir yerleşim merkezidir .Çarşıbaşı'nın eski adı İskefiye olup 1962 yılında değiştirilmiştir . Bunun yanında , Vakfıkebir ' de kurulan pazara gidecek olan insanların konaklama yeri olduğu için Çarşıbaşı ' na Pazarönü de denilmekteydi .Çarşıbaşı Trabzon ' dan ayrı olarak düşünülemez . Bu bakımdan Çarşıbaşı ' nın Trabzon tarihi içerisinde incelemek gerekir . Zaten Çarşıbaşı Tarihi ' ni aydınlatacak araştırmalar da henüz yapılmış değildir .
Trabzon ' a ve Çarşıbaşı ' na ilk yerleşenlerin kimler oldukları tam olarak bilinemiyor . Ancak Milet ' lilerin Trabzon çevresine yerleşmelerinden çok önceleri bu yörede yerli toplulukların yaşadıkları , hatta Türk oldukları bilim adamlarınca kabul edilen İskit ' lerin buraya yerleştikleri ileri sürülmektedir .Miletliler ekonomik amaçlarla Karadeniz ' e açılmış , önce Sinop ' ta koloni kurup bundan sonra Doğu Karadeniz ' e doğru gelişmelerini sürdürmüşler , Trabzon ve çevresine hakim olmuşlardır . Miletliler Trabzon ' da koloni kurup etrafınıda kontrol altına almışlardır . Trabzon ' da Milet egemenliği 700 yıl devam etmiştir . Bu süre içerisinde Sinop ' tan gönderdikleri valiler aracılığı ile Trabzon ve çevresini yönetmişlerdir .Miletliler ekonomik amaçlarla Karadeniz ' e açılmış , önce Sinop ' ta koloni kurup bundan sonra Doğu Karadeniz ' e doğru gelişmelerini sürdürmüşler , Trabzon ve çevresine hakim olmuşlardır . Miletliler Trabzon ' da koloni kurup etrafınıda kontrol altına almışlardır . Trabzon ' da Milet egemenliği 700 yıl devam etmiştir . Bu süre içerisinde Sinop ' tan gönderdikleri valiler aracılığı ile Trabzon ve çevresini yönetmişlerdir .

Bundan sonra Pers ' ler Trabzon ' a hakim olmuşlar ve Hellenistik Döneme kadar hakimiyeti ellerinde tutmuşlardır . Hellenistik Dönemin sonunda Trabzon ve çevresi Pont krallığına bağlanmıştır . Daha sonra Romalılar Trabzon ' a hakim olmuşlar ve 395 yılına kadar roma hakimiyeti devam etmiştir . Bu tarihte Roma ikiye ayrıldığı için Tranzon ve çevresi Doğu Roma İmparatorluğu ' nun kontrolü altına girmiştir . Doğu Roma İmparatorluğu zamanında Trabzon ' un kale dışındaki yerleşim merkezlerine Bayburt üzerinden Çepni ve Yüreğir Türkleri göç ederek yerleşmeye başlamışlardır . Daha sonra Bizans ' ı hakimiyeti altına alan Latinler ' den kaçan bir kısım Rumlar Gürcüler ' den aldıkları yardımla Trabzon ' a gelerek burada Pontus Rum İmparatorluğu ' nu kurmuşlardır . Pontus Rum hakimiyeti Fatih Sultan Mehmet ' in Trabzon ' u fethine kadar devam etmiştir . Pontus Rumları son zamanlarında Akkoyunlular ile yakınlık kurarak güçlenmeye çalışmışlardır . Sultan II. Mahmut zamanında , denizden bir Rus baskınını önlemek , memleket savunmasını kolaylaştırmak amacı ile Trabzon kıyılarına top tabyaları yerleştirilmeye başlanmıştır . Bunlardan birisi de Çarşıbaı ' na kurulmuştur . Bu top tabyalarının görevini tam olarak yerine getirebilmesi için asker ve malzeme yönünden eksikleri giderilmiş ve bu hususta emirler yayınlanmıştır . Bunun yanısıra , devam eden Osmanlı-Rus harbi için bu yöreden asker alınması amacı ile bir emir çıkarılmış ( 1828 ) ve Vakfıkebir ' den 140 kişinin alınacağı belirtilmiştir .
Tanzimat sonrasında Trabzon vilayet olunca etrafındaki merkezler Trabzon ' dan yönetilmeye başlanmıştır . Çarşıbaşı ise Vakfıkebir ' e bağlanmış ve bu bağlılık uzun süre devam etmiştir .
Fatih Sultan Mehmet 1461 yılında karadan ve denizden Trabzon ' u muhasara ederek , buradaki Pontus Rum hakimiyetine son vermiştir . Trabzon 'un kısa sürede Türkleşmesi ve müslüman bir şehir statüsüne kavuşması için diğer fethedilen yerlerde uygulanan iskan politikası burada uygulanır . Samsun , Niksar , Ladik , Bafra , Osmancık , Çorum , Tokat ve Torul ' dan Türk aileler getirilip Trabzon ve çevresine yerleştirilir . Böylece Trabzon ve çevresi Türk nüfusunun yerleşimine açılmış olur .Osmanlı Devleti zamanında sancak olan Trabzon ' a etrafındaki yerleşim merkezleri bağlanır . Bu durum Kanuni Sultan Süleyman ' ın tahta geçişine kadar devam etmiştir . Kanuni Sultan Süleyman zamanında Trabzon ve çevresi erzurum ' a bağlanır . Kanuni Sultan Süleyman ' ın vefatından sonra Trabzon Erzurum ' dan ayrılır .16 . ve 17 . yüzyıllarda Trabzon ve etrafındaki yerleşim yerlerinin ekonomik ve sosyal bakımdan iyi bir durumda olduğu görülüyor . Nitekim 17 . yüzyılda Trabzon ' u gezen ünlü seyyahımız Evliya Çelebi " Seyahatname " isimli eserinde Vakfıkebir ve Çarşıbaşı hakkında şunları yazmıştır :
" Yine kuzeye gidip Kilye ( Kılıta ) kalesine geldik . Bu da trabzon ' un nahiyalerindendir . Gayet mamur köyleri vardır . Tek başına zeamet olup subaşısı vardır . deniz kıyısında bir yüksek tepe üzerinde Ceneviz yapısı eski bir kalesi vardır . Buradan Poruz Burnu ( Yoroz ) kalesine geldik . Bu kale deniz kıyısında kayalık bir durum üzerinde dört köşe şeklinde yapılmış ve küçük bir kale olup dört tarafında mamur köyler vardır . Bir Rum papazı tarafından yapıldığı için Poruz ( Yoroz ) kalesi derler."Birinci Dünya Savaşı ' nda Ruslar ' a karşı açılan Doğu Cephesi ' na Trabzon ' un bir çok yerinden ve bu arada Çarşıbaşı ' ndan da askerler katılmıştır . bu askerlerden bir çoğu salgın hastalıklar ve dondurucu soğuklardan dolayı şehit düşmüştür . Ardından Ruslar ' ın Trabzon ' u işgal etmeleri üzerine burada düşman esareti altında yaşayamayacağını anlayan insanlarımız göç etmek zorunda kalmış ve İzmit ' e kadar olan yerlere gitmişlerdir . Göç etmeyen insanlarımız ise , kendi köyünü düşmana vermemek için direnmişler ve düşmanlar bu köylere girememişlerdir . Göç eden insanlarımızın gittikleri yerlerde açlıkla , salgın hastalıklarla ve kendi topraklarından ayrı kalmanın hüznü içerisinde büyük sıkıntılarla karşılaştıklarını söylemek mümkündür . Çarşıbaşı ' ndan göç eden insanlar geri döndüklerinde medrese ve karakol binası ile diğer yerlerin yakıldığını taş üstünde taş kalmadığını görmüşlerdir .Çarşıbaşı bundan sonra Vakfıkebir ' e bağlılığını sürdürmüş , 1944 yılında bucak olmuş , 01. 12. 1954 tarihinde Çarşıbaşı Belediyesi kurulmuş ve 12. 08. 1991 tahinde ilçe olmuştur .



İlçemizin Coğrafi Durumu


Çarşıbaşı İlçesi Doğu Karadeniz Bölgesinde Trabzon-Giresun sahil yolu üzerinde , Trabzon İli ' nin batısında yer alan bir yerleşim merkezidir

Çarşıbaşı İlçesi ' nin doğusunda Akçaabat , batısında Vakfıkebir , kuzeyinde Karadeniz , güneyinde ise Akçaabat ve Vakfıkebir bulunmaktadır

Arazi yapısı genellikle dağınık ve eğimlidir . Dağlar bazı bölümlerde denize dik , bazılarında ise paralel olarak uzanırlar . Bu dağlar , bazı kısımlarında güney-kuzey doğrultusunda denize akan akarsularla bölünmüş ve vadiler meydana gelmiştir .Akarsular içerisinde en önemlisi İskefiye Deresi olup , birçok akarsuyun birleşmesi ile meydana gelmiştir ve Karadeniz ' e dökülmektedir .Çarşıbaşı ' nın dağları denizden iç kesimlere doğru ilerledikçe yükselmektedir . İlçenin en yüksek yeri 2150 metre yüksekliğindeki Karadağ Tepesi ' dir . Bu yer hem Akçaabat , hem de Vakfıkebir İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır . Bu bölge aynı zamanda Çarşıbaşılı köylülerin yaylası ve dinlenme yeridir . Diğer taraftan ilçenin doğusunda deniz kenarından başlayan Yoroz dağları , güneyinde Şahinli Köyü ' nün batısında kalan Karaorman Dağları , Kaleköy sınırları içinde bulunan Kulus Tepesi ile güneyinde Hıdırnebi Dağları da ilçede bulunan önemli dağlar arasında yer almaktadır

Çarşıbaşı İlçesi , Karadeniz ikliminin tipik bir örneğini gösterir . Genellikle yazlar orta sıcaklıkta , kışlar ise ılık geçmektedir . Bunun yanında bütün mevsimler düzenli ve yağışlıdır . Çarşıbaşı ile Trabzon yakın olmasına rağmen iklim farklılığı görülebilir . Yoroz Burnu ' na kadar günlük güneşlik olan hava oradan sonra tamamen değişebilir . Bunun terside olabilir . İç tarafta kalan Çarşıbaşı Yoroz ' dan sonra iklimde farklılık gösterir . Çünki Yoroz Burnu ' nun mevkii denize çıkıntılıdır.42 yıl boyunca yapılan sıcaklık ölçümlerine göre , yıllık ortalama sıcaklığı 14.9 derece olarak hesaplanmıştır . En sıcak ay Ağustos olup ortalama 23.2 derece , en soğuk ay ise Şubat olup ortalama 7 derecedir . Don olayları fazla olmayıp daha ziyade Şubat ayında kısmen rastlanır . Nem oranının değeri % 74 civarındadır . Bazı aylarda % 79 ' a kadar ulaşır . En düşük nem oranı Nisan ayında olup % 6 civarındadır . Çarşıbaşında yılın her ayında yağışlara rastlamak mümkündür . Bu bakımdan Karadeniz yağış düzeninin belirgin özelliklerini taşır . Ancak , Karadeniz ' in diğer kıyılarına göre yağışlar bu yörede kısmen bir azalma gösterir . Dağların karayele karşı oluşu engebelerin yüksek olmayışı buna yol açar . Yıllık yağış tutarını mevsimlere göre dağılışında Karadeniz yağış düzeni egemen olmakla birlikte doğu taraftaki merkezlere göre yaz aylarının biraz daha yağışsız geçtiği , buna karşılık ilkbahar yağışlarının daha fazla olduğu görülür . Çarşıbaşı ' nda kıble ya da lodos poyraz ve karayel rüzgarlarına rastlanır . Kafkas Dağları ' nn soğuk rüzgarlara engel oluşu , Doğu Karadeniz Dağları ' nın yüksekliği ve denizin etkisiyle kış mevsimi genellikle ılık geçmektedir . Kıyı kesimlerine daha az , yüksek kesimlere ise daha fazla kar yağar

İklimin ılıman karakterde bulunması , yağışların fazla ve düzenli olması , kıyıdan itibaren yükselen dağların özellikle karayele karşı bulunması bölgede gür bir bitki ötüsünün oluşmasına yol açmıştır . Eğer orman yok edilmemişse , alt sınırı denşz seviyesinden başlar , 2100-2300 metreye kadar yükselir . Bunlardan 120 metreye kadar olan yerlerde daha çok kışın yapraklarını döken geniş yapraklı ağaçlar ( meşe , kestane , komar , kızılağaç , isfendan , ıhlamur gibi ) , 1200-2300 metre arasında ise iğne yapraklı ağaçlar ( çam ) yer alır . Bu yörede ormanlar denize kadar uzanmaktadır . Bunda yağış ve ısı etkenlerinin önemli rolü vardır . Yerleşme alanlarının dağınıklığı tarım ürünlerinin ekilmesi ormanların çoğu yerde harap olmasına yol açmıştır Bu bakımdan orman ekim alanları arasında az miktarda kalmış , ancak yüksek yerlerde alanlarını genişletebilmiştir .Yüksek yerlerde yaygın ağaç türleri ladin ve kayındır . Ancak , ormanlarda yetişen değişik türler de vardır . Örneğin Karadeniz köknarı , Şark kayını az ölçüde sarıçam , gürgen , karaağaç , meşe , kızılağaç , kestane gibi .Çarşıbaşı ' nda arazinin yüzde 80-90 arasında engebeli olmasına ve geniş düzlükler bulunmamasına rağmen ekonomik değeri üstün olan tarım ürünlerinin yetiştirilmesi mümkündür
Beşikdüzü

Beşikdüzü, Trabzon iline bağlı ilçedir.

Trabzonun batı yakasının Giresun'a sınır ilçesidir. Trabzonun 45 km. batısında yer alır. Doğusunda Vakfıkebir (Fol) İlçesi, Batısında Giresunun Eynesil ilçesi, kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Şalpazarı İlçesi ve kısmen Tonya ilçesinin İskenderli Beldesi ile çevrilidir.

İlçe 121 kilometrekare alan üzerine kurulmuş olup 6 kilometre sahil şeridine sahiptir. Denizden ortalama yüksekliği 10 metredir. Çevre ilçelerinin de yararlandığı Beşikdüzü Limanı doğal bir liman niteliğindedir.

Beşikdüzünün eski adı Şarlı olup, sonradan Beşikdüzü olarak değiştirilmiştir. Halen Nefs-i Şarlı diye bir mahallesi vardır. Tapu kayıtlarında da Şarlı olarak geçmektedir.





Tarihçe
Beşikdüzü, 1834 yılında Padişah II.Mahmut'un fermanı ile kuruldu. Şalpazarı İlçesi dahil olmak üzere 80 yıl müstakil tam teşkilatlı ilçe gibi idari teşkilatta yerinin aldı. Rivayete göre halkı 13 ve 14. yylarda Doğu ve Güneydoğu Anadoludan gelen Türkmen boylarını torunlarıdır.

Beşikdüzü'nün 1834'de resmen kuruluşundan kısa bir süre sonra tayin edilen nahiye müdürü 30 kadar zaptiyesi ile işe başlamı; o zaman nahiye olan Vakfıkebir ve Tonyaya da baktığından her birinde 4er ay kalarak başlangıçta mülki idare ile bu şekilde yürütülmüştür. O zamana kadar süre gelen ahir idaresi resmi yönetime düşmüştür.

İlçe bir süre Görele ilçesine Şarlı adı ile bağlı kalmıştır. Ayrıldıktan sonra Trabzon vilayet merkezine ilçe merkezi gibi bağlanmıştır. Vilayet meclisinde buluann son Beşikdüzü mümessili Zemberek köyünden ispir oğulları'ndan Kadı Mehmet Efendi'dir.

Beşikdüzü, I. Dünya Savaşı öncesinde mümessillin de hazır bulunduğu vilayet meclisinde çoğunluğun kararı ile Vakfıkebir'e bağlanmıştır.

7 Aralık 1953 gün ve 4/1949 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile eskiden olduğu gibi ilçede Bucak Sulh Hakimliği, Nüfus, Tapu Sicil Müdürlüğü, Özel İdare Müdürlüğü, Noterlik gibi teşkilatları kurulmuş; ancak 1958 yılında Tapu ve Ziraat Dairesi hariç diğer devlet daireleri kaldırılmıştır.

4 Temmuz 1987 tarih ve 19507 sayılı resmi gazetede yayınlanan 3797 sayılı kanunla ilçe olmuş ve ilk kaymakamı 4 Ağustos 1998 tarihinde atanarak görevine başlamıştır. İlçenin ilk kaymakamı İsmail Tezeldir. Hali hazırdaki kaymakamı Eyüp Sabri Kartaldır.


İdari
Trabzon'un ilçeleri arasında merkez nüfusu olarak Akçaabat ve Vakfıkebir'den sonra 3. sırada yer alır. İlçe merkezinin nüfusu ilçe olduğundan beri iki kat artmıştır. 2000 yılı nüfus sayımına göre; ilçe merkezinde yaklaşık 29.000, köylerinde ise (25 köy) yaklaşık 18.000 kişi yaşamaktadır.

Beşikdüzü Belediyesi, Türkelli Belediyesi ve Yeşilköy Belediyesi olmak üzere üç belediyesi vardır.

Mahalleleri 5 adettir:
Cumhuriyet Mahallesi, Fatih Mahallesi, Beşikdağ Mahallesi, Nefsişarlı Mahallesi, Adacık Mahallesi, Vardallı Mahallesi, Çeşmeönü Mahallesi

Köyleri 25 adettir:
Ağaçlı, Akkese, Aksaklı, Anbarlı, Ardıçatak, Bayırköy, Bozlu, Çakırlı, Çıtlaklı, Dağlıca, Denizli, Dolanlı, Duygulu, Gürgenli, Hünerli, Kalegüney, Korkuthan, Kutluca, Resullü, Sayvancık, Seyitahmet, Şahmelik, Takazlı, Yenicami, Zemberek

Beşikdüzü Köylere Hizmet Götürme Birliği, mahalli idare birimi olup 25 köyün birleşmesiyle kurulmuştur. 2005 de tüzük değiştirerek etkin ve geniş bütçesiyle hizmet vermektedir.


Ekonomi
Halkın geçim kaynağı başta fındık olmak üzere balıkçılık, mısır, çay ve diğer tahıl ürünleridir.


Eğitim
İlçede Beşikdüzü Anadolu Lisesi, Beşikdüzü Endüstri Meslek Lisesi, K.T.Ü. ye bağlı olarak 1992 yılında eğitim öğretime açılan Beşikdüzü Meslek Yüksek Okulu, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı Beşikdüzü Anadolu Öğretmen Lisesi (önce köy enstitüsü olarak kurulmuştur, Beşikdüzü Ticaret Meslek Lisesi, Beşikdüzü Kız Meslek Lisesi, Beşikdüzü Merkez İlköğretim Okulu, Beşikdüzü Atatürk Lisesi yer alır. İç kesimlerde ise Beşikdüzü Anadolu İmam Hatip Lisesi, Beşikdüzü Şehit Öğretmen Gürhan Yardım İlköğretim Okulu ve Beşikdüzü Sağlık Meslek Lisesi bulunur. Yaklaşık 4700 öğrenci eğitim ve öğrenimleri sürdürmektedir.

Yetişkinler için Beşikdüzü halk eğitimi merkezi müdürlüğü faaliyetlerine sosyal ve kültürel alanda yürütmektedir.

Köylerinde ise 6 tane ilk Öğretim Okulu açıktır; diğer köylerdeki öğrenciler, taşımalı eğitim kapsamı dahilinde eğitim öğretimini sürdürmektedir.
Arsin


Arsin Trabzon ilinin bir ilçesidir.


Tarih
Trabzon'un bir ilçesi olan Arsin Ortaçağdan günümüze küçük bir yerleşim merkezi olarak kurulmuştur. 26 Ekim 1461 tarihinde Fatih Sultan Mehmetin Trabzonu Fethi ile Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır. 13 Nisan 1916'da Rus işgaline uğrayan Arsin 24 Şubat 1918 tarihinde Rusların çekilmesi ile işgalden kurtarılmıştır.

Arsin 1952 tarihine kadar Yomra ilçesine bağlıydı. Bu tarihte bucak olmuş ve belediye teşkilatı kurulmuştur. Arsin 1957 yılında çıkarılan 7033 Sayılı Yasayla ilçe durumuna gelmiş ve 4 Nisan 1959 tarihinde fiilen teşkilatlandırılmıştır.

Arsin adı, Temiz ve Arınmış anlamına gelir. Bu adı, tabii plaj durumunda bulunan ilçe kıyılarındaki kumsallardan aldığı söylenmektedir.


Coğrafi Konumu

Arazi Yapısı
İlçe merkezi sahil kesiminden ve hafif meyilli bir araziye sahiptir. İlçenin topografik yapısı, sahilden iç kesimlere doğru gidildikçe eğimi artan bir yapıdadır. Bazı köylerde eğim %70lere kadar varmaktadır. İlçenin toplam yüzölçümü 169km2dir. İlçede 5 akarsu bulunmaktadır. Bunlar Yanbolu, Falkoz, Arsin, Kendirlik ve Sifla dereleridir.

İlçenin tarımsal alanı 9.530 hektar, ormanlık alanı 6362 hektar, çayır mera alanı 583 hektardır, elverişsiz alanı ise 425 hektardır. Tarım arazisi kullanma şekline göre; Tarla alanı 10.400 dekar, yem bitkileri alanı 232 dekar, sebzecilik alanı 658 dekar, çay alanı 350 dekar, fındık alanı 83.590 dekar ve kivi alanı ise 70 dekardır. İlçenin merkezinin rakımı 10 metredir. Koordinatlar; 39-50 derece doğu boylamı, 40-50 derece kuzey enlemidir.


İklimi
Bölgesel iklime bağlı olarak ilçede yazları serin, kışları ılık geçer. Ilıman iklim bölgeye hâkimdir. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 - 1100 mm arasında değişir ve ortalama sıcaklık 15.5 derecedir. Bölgenin yüksek kesimleri ve vadiler yaz ve sonbahar ayları başlangıcı dışında sislidir. Bulutluluk derecesi 6/10 dur. En bulutlu ay Şubat ayıdır. En bulutsuz ay Haziran ve Ekim aylarıdır. Bölgede hâkim rüzgârın hızı 1.6m/sn dir. Bölgeye egemen rüzgârlar Aralık ayında Kıble yâda Lodos, Haziran ayında Güney, Kasım ayında Batı, diğer aylarda Batı-Kuzey rüzgârlarıdır. En hızlı rüzgârlar Şubat ayında Batı ve Kuzeybatıdan esmektedir. En soğuk ayın sıcaklık ortalaması 7.75 derecedir. En sıcak ayın sıcaklık ortalaması ise 24.05 derecedir. En düşük ortalama nem oranı 69.2 ile Aralık ayında görülür. En yüksek ortalama nem oranı 83.5 ile Mart ayında görülür.


Çevre
İlçe, Trabzon ilinin 20 Km. doğusunda Trabzon-Rize sahil şeridi üzerinde kurulmuş bulunmaktadır. Doğusunda Araklı, Batısında Yomra ile çevrili, Kuzeyinde Karadeniz, Güneyinde Gümüşhane ilinin Yağmurdere bucağı ile çevrilidir. Karadeniz ile 7 Km. deniz kıyısı, Batıda Yomra ilçesi ile 28 Km. mülki kara sınırı, Doğuda Araklı ilçesi ile 35 Km. mülki taksimat sınırı mevcut bulunmaktadır.


Nüfus
2000 yılında yapılan nüfus sayımından çıkan sonuçlara göre İlçe merkezinde 13.038 kişi, belde belediyelerinde 8.845 kişi ve köylerde 13.980 kişi olmak üzere toplam nüfus 35.863dür.

17 Ağustos 1999'da meydana gelen Gölcük Depreminden sonra bölgeden köylere ve ilçeye göçler gerçekleşmiştir.


Eğitim
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı 1 Genel Lise, 1 İmam - Hatip Lisesi, 10 adet 8 Yıllık İlköğretim okulu, 21 adet 5 sınıflı İlköğretim okulu olmak üzere toplam 33 okul bulunmaktadır. 3ü İlçe Merkezine bağlı olan ve 8 i köy okulu olmak üzere toplam 11 okul kapalı olduğundan bu köylerde bulunan öğrenciler taşımalı sistemle en yakın ilköğretim okulunda öğrenim görmektedir. Taşımalı sistemde bulunan okul sayısı 26, 11 yerleşim biriminde taşınan öğrenci sayısı 1101 kişidir. İlçede 1 adet Arsin Lisesi Öğrenci Pansiyonu bulunmaktadır. Bu öğrenci pansiyonunda 86 kız, 168 erkek öğrenci olmak üzere toplam 254 öğrenci kalmaktadır. Ayrıca ilçede 3 adet özel pansiyon da mevcuttur. Merkez Öğrenci Pansiyonunda 16 öğrenci, Örnek Köy Öğrenci Pansiyonunda 11 öğrenci, Başdurak Öğrenci Pansiyonunda 4 öğrenci kalmaktadır.


Sağlık
İlçe Sağlık Grup Başkanlığı bünyesinde 7 tane Sağlık Evi mevcuttur. Bu sağlık evlerinden Yeni Mahalle Sağlık Evinde Ebe bulunmaktadır. Sağlık Grup Başkanlığı emrinde 2 ambulans hizmettedir. Arsin Merkez Sağlık Ocağı, Harmanlı Sağlık Ocağı ve Başdurak Sağlık Ocaklarında 1er adet hizmet binası, 4er adet de lojman bulunmaktadır.


Tarım, Balıkçılık, Hayvancılık

Tarım: [değiştir]İlçenin toplamda arazi alanı 16900 hektardır. Bu arazinin %59.39u tarım, %37.64ü orman, %3.44ü çayır-mera, %2.51i ürün getirmeyen arazidir.

İlçe ve köylerinde yaş fasulye, kuru fasulye, MISIR, patates, biber, patlıcan, karalahana, domates ve salatalık ekimi yapılmaktadır. İlçede aile ihtiyacını karşılayacak küçük çapta hayvancılığın yanında meyvecilikle uğraşılmaktadır. Başlıca yetiştirilen meyveler; fındık, karayemiş, limon, portakal, mandalina, kiraz, ceviz, armut, ayva, elma, incir, dut, erik ve çay dır.

Kivi dekara verimde fındığın on katı gelir getiren ayrıca bölgeye iyi adapte olmuş ve fındığa alternatif sayılan bir üründür. Bundan yüzden İlçede İl Özel İdare kaynaklarıyla alınan fidanlarla bahçe tesisine devam edilmiştir. Şu anda toplam 52 kivi bahçesi bulunmaktadır.

Seracılık 1994 yılından itibaren ilçede başlamıştır. Şuanda 21 adet sera bulunmaktadır.


Balıkçılık:
İlçe sınırları içerisinde bulunan Yanbolu deresinde tabi olarak bıyıklı sazan, alabalık türünde balıklar bulunmaktadır. İlçede kültür balıkçılığı istenilen seviyede gelişmemiş bulunmaktadır. Yanbolu deresi üzerinde 100 ton / yıl kapasiteli bir adet işletme bulunmaktadır. Sifila deresi üzerinde bir adet 40 ton / yıl kapasiteli balık havuzu bulunmaktadır. Bu iki balık havuzunda ekonomik nedenlerden dolayı üretim yapılamamaktadır. Yine İlçenin Yanbolu deresi üzerinde küçük çaplarda iki tane aile tipi balık havuzu bulunmaktadır. Derelerin doğal florası zengin olduğundan balıklandırmaya elverişlidir.


Hayvancılık:
İlçede hayvancılık yüksek kesimlerde yaygınlaştırılmış olup, hayvancılığın geliştirilmesi için suni tohumlama, yem üretimi ve ahır ıslahının birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Bu amaçlara yönelik olarak hayvan pancarı silajlık mısır ve pancar fiği ekimine ağırlık verilmiştir. 22 Ekim 2001 tarihinde Tarım İl Müdürlüğünden bir boğa ilçeye verilmiştir. Toplam büyükbaş hayvan sayısı 5527, küçükbaş hayvan sayısı 3640, kümes hayvanı sayısı 6240 ve arı kovanı sayısı ise 1600 adettir.


Kültür
İlçede Kütüphane Memurluğu mevcut bulunmaktadır. Bu memurluk Özel İdare binasının 1. Katında hizmettedir. Kütüphane 95 m2 alan kapsamaktadır. Burası 1 salon, 3 odadan ibarettir. Toplam 2 personeli mevcuttur. 1 adet hizmetli kadrosu boştur.

Kütüphanede 6519 adet kitap mevcuttur, okuyucu mevcudu 5891, kayıtlı üye sayısı 281 dir.

2003-2004 İlçe Halk Eğitimi Merkezinde 33 Meslek Kursuna 544 kursiyer kayıt olmuştur. 524 kursiyer başarı belgesi almıştır. Kültürel ve Sosyal alanda 9 kurs açılmış olup, 135 kişi bu kurslara katılarak başarılı olmuştur. Ulusal Eğitime Destek Kampanyası başlatılmıştır. Okur-yazar olmayan çağ nüfusu tespit edilmiş bulunmaktadır ve okuma yazma kursu açılmıştır. Bu konudaki çalışmalar sürmektedir.


Spor
İlçenin Futbol takımı olan Arsinspor, İddaa Lig B 4. Grubunda (Türkiye 2.Lig B Kategorisi 4. Grup) ikinci oldu ve İddaa Lig B Yükselme Grubuna (Türkiye 2.Lig B Kategorisi Yükselme Grubu) katıldı ve bu grupta mücadelesine devam etmektedir.


Arsinspor Tarihi:
Takım 1973 yılında Nihat GÜRSOY tarafından kurulmuştur. Klübün ilk başkanı Nihat GÜRSOYdur. Takımın renkleri sarı-siyahtır. 1995-1996 sezonunda İbrahim USTA takımı 2. amatör kümeden alarak başkan oldu. 1995-1996 yıllarında namağlup ve gol rekoru kıran ve 1. amatör kümeye, oradan da namağlup olarak Arsinsporu terfi müsabakalarına getirdi. İbrahim Usta 3 yıl 3. lige çıkmak için büyük mücadele verdi. 3. yılın sonunda takımı 3. profesyonel lige çıkardı ve takım başkanlığını bıraktı. Arsinspor 1 yıl 3. ligde mücadele ettikten sonra tekrar amatör kümeye düştü. İbrahim USTAnın Arsinspora tekrar başkan seçilmesinden sonra takım 2004-2005 sezonunda yeniden 3. lige çıktı. 2005-2006 sezonunda Yakup Usta Başkanlığa geldi. Arsinspor bu sezonda 3. Ligden 2. Lig B Kategorisine yükselmeyi başardı.

Bu dönemde Arsinspor alt yapıya önem vermiştir. Alt yapıya verilen önem sayesinde takımın tüm branşlarda Trabzondaki müsabakalara katılması sağlanmıştır.

Arsinspor maçlarını 1200 kişilik kapalı tribünü bulunan ilçe stadında oynamaktadır. 25 tane profesyonel futbolcusu ve 120 tane alt yapı sporcuları ile birlikte Arsinspor Kulübü bütün branşlarda mücadele etmektedir.
AKÇAABAT

Şehrin kuruluşuyla ilgili araştırmalar ilk yerlilerin Ege kıyılarından gelerek buralara yerleştiğini öne süren batılı araştırmacılar ile buraların Asya kökenli ya da Türk olduğunu ortaya koyan araştırmacılar arasında yoğunlaşır.

Çınar ağaçlarının çokluğundan ötürü Pulathane adıyla anılan şehrin; sonraları ticaretin gelişmesi ve paranın bolluğundan dolayı Akçaabat adını aldığını belirten araştırmacıların yanı sıra beyaz evlerinden dolayı şehrin Akçaabat adını aldığını iddia eden araştırmacılar ile eski Türkçeden kaynaklanan batıdaki şehir anlamına geldiğini söyleyen araştırmacılar da vardır.

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında fethedilen, Akçaabatta Roma, Bizans, Kommenos ve Osmanlı dönemine ait tarihi yapıt ve izlere rastlamak mümkündür. Akçaabat ın; Osmanlı dönemine ait kaynaklarda şehir merkezi Pulathane, ilçe geneli ise Akçeabâd olarak geçmektedir.

Şehrin tarihinde 1810 yılı Ramazan ayı ayrı bir yer tutar. Bu tarihte Rus donanması Sargana mevkiine çıkarma yapmak istemiş. Akçaabat halkı 48i kadın olmak üzere 969 şehit vererek yurdu savunmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında 20 Nisan 1916 yılında Çarlık Rusyası Akçaabatı işgal etmiş ancak bu işgal de uzun sürmemiş ve 17 Şubat 1918 de Akçaabat düşman işgalinden kurtulmuştur.

Kronolojik sıralama ile Akçaabat için önemli olayları şu şekilde sıralamak mümkündür;

M:Ö: 700 Akçaabat, Milentos ticaret kolonilerinin bir uzantısıdır.
M:Ö: 312 Akçaabat Pontus Krallığının eline geçer.
1214 Akçaabat Trabzon Rum İmparatorluğunun eline geçer.
1461 Akçaabat Trabzon ile birlikte Fatih Sultan Mehmet tarafından Omsalı İmparatorluğunun topraklarına katıldı.
1810 Akçaabat tarihi açısından Osmanlı döneminin en önemli olayı Sargana Destanıdır.
1880 Akçaabat Belediyesi kuruldu
1884 Akçaabat, Teşkilat Nizamnamesi gereği ilçe kimliğini kazandı.
20 Nisan 1916 1. Dünya Savaşı sırasında Çarlık Rusyası Akçaabatı işgal etmiştir.
17 Şubat 1918 Düşman işgalinden kurtulan Akçaabat, Cumhuriyet Döneminde kültür, sanat, eğitim, ticaret gibi alanlarda hızla gelişen bir ilçe durumuna gelmiştir.


TURİZM
ORTA MAHALLE

Akçaabat'ın tarihi mahallelerinden biri olan Orta mahalle, Osmanlı dönemi sivil mimarlık örnekleri, sokakları, merdivenleri, duvarları ve çeşmeleriyle tarihi karakterlerini günümüze aktarabilmiş nadir yerleşim yerlerimizden biridir.

Tarihi dokusu tek-tek evler olarak değil, sokak ve mahalle ölçeğinde bütünlük gösteren bu alan tarihi kentsel bir sit alanıdır. Sit alanı içerisinde geçmiş kültürlerin seçkin ürünlerinden ve anıtsal mimarlık örneklerinden olan ST. Michael Kilisesi, Şapel ve günümüzde ilköğretim okulu olarak kullanılan Kilise Okulu yer almaktadır.

Akçaabat Belediyesi tarafından Trabzon valiliğinin de katkılarıyla burada bir çekirdek alan oluşturma ve burayı yeniden turizme kazandırma çalışmaları sürdürülmektedir.

Orta Mahalle başta olmak üzere tarihi kültür değerlerimizi korumak amacıyla Akçaabat Belediye Meclisinin başvurusu sonucu Akçaabat, Tarihi Kentler Birliğinin üyesi olmuştur.
ortamahalle.jpg

Sera Gölü

Akçaabat merkezinden 5 kilometre uzaklıkta bulunan Sera Gölünün genişliği 150-200 metre, uzunluğu ise yaklaşık 4 kilometredir.

1950 yılında oluşan ve bir set gölü olan Sera Gölü; Trabzon'dan ilçeye girişte Yıldızlı Beldesi sınırları içerisinde bulunan ve Akçaabat'ın doğal güzelliği ile bilinen turizm yerlerinden biridir

Ulaşım: Trabzon-Akçaabat yolunun 7 Km.sinden güneye 2 Km. stabilize yolla ulaşılmaktadır. Trabzon - Akçaabat arasında günün her saati dolmuş bulunmaktadır.

Özellikler: Su, elektrik, PTT gibi altyapıya sahip olan Sera gölü çevresi gelişmiş bir kamp ve piknik alanıdır. Göl sularında olta balıkçılığı yapılabilir.

Konaklama-Yeme-İçme: Konaklama için yayladaki pansiyonlardan faydalanılabilir. Yaylada her türlü temel ihtiyaç malzemesi temin edilebilir. Balık ve et lokantası, kır kahvesi, bakkal gecenin geç saatlerine kadar açıktır.

YAYLA VE DERNEKLER

Yöredeki yayla derneklerini en görkemlisi her yıl 20 Temmuz tarihinde (Orak yedisi) Hıdırnebi Kayasının arkasında bulunan Denek çimeninde yapılan Hıdırnebi Şenliğidir. Bu şenlik 1 hafta önce başlayıp muhteşem bir finalle 20 Temmuz tarihinde son bulur.

Ayrıca Akçaabatta 21 Haziranda Mesebet yaylasında Mesebet ve 14 Ağustosta Işıklar Kayabaşı Yaylasında da Karaapdal adıyla yayla şenlikleri düzenlenmektedir.

Özellikle yayla turizminin canlandırılması açısından büyük önem taşıyan ve 1998 yılında hayata geçirilen Yayla Kent Projesi ile Hıdırnebi Yaylasının turizm açısında değeri artmıştır. Bugün Akçaabat merkezinden yarım saat, Trabzondan 45 dakikalık bir yolculuktan sonra ulaşılan Hıdırnebi yaylası 1600 rakımında doğal güzelliği ve turistik tesisleri ile aranan ve tercih edilen bir tatil beldesidir.

Akçaabatta Yayla Kent Projesinin uygulandığı turistik yerlerden biride Kayabaşı Yaylasıdır. Kayabaşında yapılan yayla kent ilçemizde turizm alanında yapılan önemli bir yatırımdır.

Karadağ Turizm Merkezi - Hıdırnebi ve Kuruçam Yaylaları

Ulaşım: Yaylalara Akçaabat - Düzköy yolunun 12.nci kilometresinden batıya dönülerek on kilometrelik toprak yolla ulaşılmaktadır. Yolu yaz-kış ulaşıma açık olan yaylalara ticari taşıtlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Kuruçam - Hıdırnebi yaylaları arası bir kilometredir.

Özellikler: 1. 742 m. yükseklikteki yaylalarda alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. 20 Temmuz'da başlayıp üç gün süren Hıdırnebi şenliklerinin düzenlendiği Hıdırnebi tepesi doğal manzara seyir terası konumundadır. Orman içinde kurt, tilki, çakal vb. yabani hayvanları izlenebilir, foto safari yapılabilir.

Yörede yaşayan köylüler, püsküllü çanta, alaca çorap, örme sepet, yayık, kaşık vb. ağaç mutfak eşyaları satmaktadır.

Konaklama-Yeme-İçme: Yayladaki bakkal, manav, kasap, fırın, lokanta ve kır kahveleri ve yayla mevsiminde işletilen pansiyonlar bulunmaktır. Yol üzerinde Acısu köyünde maden suyu kaynağı ve pansiyon bulunmaktadır.

calkoymagara.jpg
ÇALKÖY MAÄžARASI

Akçaabat Söğütlü deresi boyunca 30 km uzaklıkta Düzköy ilçesine bağlı Çalköy Beldesinde bulunan mağara; Türkiyenin en büyük mağarası olmasının yanında milyonlarca yıllık sarkıt ve dikitleri, su ve şelalesi ile önemli bir turizm bölgesidir. 1 km uzunluğunda olduğu sanılan mağaranın 550 metrelik bölümünde yürüyüş parkuru ve ışıklandırma çalışmaları tamamlanmış durumdadır.

SİVRİ BURUN TEPE

Denizden 715 m yükseklikte, Akçaabat Trabzon sahilleri ile birlikte arka kesimlerdeki yaylaları da kapsayan güzel manzarasıyla, Trabzondan Rize Kaçkar Dağlarına kadar uzanan bir alanı gören Sivri Burun Tepenin turizme kazandırılması için; 30 dönümlük bir alan kamulaştırılarak, gerekli çalışmalar başlatılmıştır.

Şehir merkezinden 6 km mesafede Akçaabata hakim bir tepe olan Sivri Burun Tepenin haritası yaptırılmış olup, yolların açılması, elektrik ve su getirilmesi için gerekli çalışmalar sürdürülmektedir.

İleriye dönük olarak Liman-Orta Mahalle-Sivri Burun Tepe-Hıdırnebi ve yayla kentler irtibatı kurularak, şehir için turizmin öncelikli sektör halini alması hedeflenmektedir
sivriburuntepe.jpg



horoncu.jpg
AKÇAABAT HORONU

Karadeniz bölgesinde folklor deyince akla gelen ve bölgenin hemen hemen tamamında yaygın olan horonu ilk disipline eden ve dünyaya tanıtan yer Akçaabattır.
Halkoyunlarında günümüze kadar birçok Türkiye birinciliği olan 1975 yılında Fransa'nın Dijon kentinde düzenlenen uluslararası halkoyunları yarışmasında dünya birincisi olan ve ayrıca 1970-1983 yılları arasında uluslararası festivallerde Japonya başta olmak üzere bir


çok ülkede dünya birincilikleri kazanan ve ülkemizi başarıyla temsil eden Akçaabat Folklor Derneği, günümüzde de Başkan Ahmet Yalçın Çilingiroğlu, bu alanda tanınmış çalgıcılar Ali Günel ve merhum Ahmet Ergül'ün yetiştirdiği folklorcular ile faaliyetlerini başarıyla sürdürmektedir.

Yine Cavit Şentürk ve Selim Cihanoğlu özellikle şehir dışında yürüttükleri çalışmalarla ilçemizi bu alanda başarıyla temsil etmektedirler.


kofte.jpg
Şehrin kültürel ve ekonomik yapısı içerisinde, 1945' li yıllarda Orta caddeden başlayan ve tüm ülkeye ve yurt dışına yayılan Akçaabat Köftesi ayrı bir yer tutmaktadır.
Haragali (Ali Çolak) ve Eşref Ustanın (Eşref Bal) mangalıyla başlayan, Çolakoğullarının köfte salonuyla duyulan, Cenikli Mustafa (Yılmaz) Recep Durna, Abdullah Komar, Pirali Altun, Bahriyeli Ahmet Serdar ve Şahpazoğulları gibi köfte ustalarının eliyle yayılan, Çolakoğulları ve Abdullah Komarı'ın yetiştirdiği Temel Kolot, Nihat Aydın, Kalkışım kardeşler ve benzeri ustalarımızla ve adını sayamadığımız nice ustaların maharetiyle Türkiye'ye adını duyuran Akçaabat Köftesi ülkemizde yapılan diğer köftelerden farklı ve ayrıcalıklıdır.


Maharetli ustalar tarafından yörenin otuyla beslenmiş ineklerin özenle seçilen etlerinin döş, kol ve gerdanıyla bunların karışımından oluşan, sinir ve ekstra yağ bulunmayan etlerinden kıyılarak yoğrulan ve bir gün dolapta bekletildikten sonra Akçaabat'ın temiz ve düzenli lokantalarında köfte ocağında pişirilen ve servis yapılan Meşhur Akçaabat köftesinin tadı bir başkadır
Sayfalar: 1 2