03-02-2011, Saat: 02:28 PM
Şimdilerde ben;
“Geceleri yıldızları seyrettiğim penceremden her gördüğüm buluta yeni bir nisan ısmarlıyorum kurumuş kalbime yağmurlar yağsın diye.”
“Her doğan güne yeni bir bahar ısmarlıyorum günbegün solan hayatıma renk katsın diye.”
“Her batan güne(şe) yeni bir sonbahar ısmarlıyorum ölümü hep hatırlatsın diye.”
“Her karamsarlığıma yeni bir ümit ısmarlıyorum çaresiz kalmasın diye.”
“Her dostuma yeni bir vefa ısmarlıyorum sevdamız büyüsün diye.”
“Her geçen dakikaya yeni bir saniye her saniyeye yeni bir saat her saate yeni bir anlam ısmarlıyorum beyhude geçmesin diye.”
“Her baktığım aynaya yeni bir benlik ısmarlıyorum yab(l)ancı maskeler takmasın diye.”
“Her kapandığım secdeye yeni bir dua ısmarlıyorum beni “O” hiç yalnız bırakmasın diye.”
“Her yazdığım cümleye yeni bir harf ısmarlıyorum cümlelerim eksik kalmasın diye!”
Birde açan çiçekleri olmasa bahçelerimizin
Uçan kelebekleri olmasa baharlarımızın...
Sesleri uykularımızda yankılanan bülbülleri olmasa seherlerimizin
Beş vakitte beş sefer ferahlatan ezanları olmasa semalarımızın...
Daha çok kirleneceğiz.
Daha çok çirkinleşeceğiz.
Daha çok sağırlaşacağız.
Daha çok yalnızlaşacağız.
Keşkeklerim beklilerim ölüm olmasa
Cümleleri sonlandıran nokta olmasa
Ruhumuzu arındıran dua olmasa
Daha çok bunalacağız-bulanacağız!
…
Mevsimlerin bize küsmüşlüğümü var? Ne kardelenler açtı bu bahar nede balkonlara caddelere sokaklara çiçeklerini savuran kiraz ağaçlarının kokusunu hisseden oldu.
Ne allığına morluğuna saflığına beyazlığına hayran olduğu gülün endamlı gülüşleriyle mutlu oldu bülbül nede ovalardan bayırlara kırlardan yaylalara bal toplayan arılarla selamlaşan çiçekler gördü baharı.
Ne gecenin kalbi aydınlandı minicik bir ateşböceğiyle nede sessizliği bozuldu vakitsiz bir baykuşla.
Ne çocukların yüreğinden yıldızlara köprüler kuruldu masallarda nede âşıkların yüreğine kaf dağından hayaller çıkageldi.
Ne Yusuf'a el uzatan kervanlar geçti buralardan nede pervazlara konan yusufçuk kuşları bekledi pencerelerde. Her mevsimden geriye acı bir sessizlik kocaman bir sessizlik kaldı.
Bilmem!
Sanki hayat yaşanmıyor gibi yaşanıyor.
Artık baharlarda yok kapımızda!
Yoksa mevsimlerin bize küsmüşlüğümü var?
....
“Geceleri yıldızları seyrettiğim penceremden her gördüğüm buluta yeni bir nisan ısmarlıyorum kurumuş kalbime yağmurlar yağsın diye.”
“Her doğan güne yeni bir bahar ısmarlıyorum günbegün solan hayatıma renk katsın diye.”
“Her batan güne(şe) yeni bir sonbahar ısmarlıyorum ölümü hep hatırlatsın diye.”
“Her karamsarlığıma yeni bir ümit ısmarlıyorum çaresiz kalmasın diye.”
“Her dostuma yeni bir vefa ısmarlıyorum sevdamız büyüsün diye.”
“Her geçen dakikaya yeni bir saniye her saniyeye yeni bir saat her saate yeni bir anlam ısmarlıyorum beyhude geçmesin diye.”
“Her baktığım aynaya yeni bir benlik ısmarlıyorum yab(l)ancı maskeler takmasın diye.”
“Her kapandığım secdeye yeni bir dua ısmarlıyorum beni “O” hiç yalnız bırakmasın diye.”
“Her yazdığım cümleye yeni bir harf ısmarlıyorum cümlelerim eksik kalmasın diye!”
Birde açan çiçekleri olmasa bahçelerimizin
Uçan kelebekleri olmasa baharlarımızın...
Sesleri uykularımızda yankılanan bülbülleri olmasa seherlerimizin
Beş vakitte beş sefer ferahlatan ezanları olmasa semalarımızın...
Daha çok kirleneceğiz.
Daha çok çirkinleşeceğiz.
Daha çok sağırlaşacağız.
Daha çok yalnızlaşacağız.
Keşkeklerim beklilerim ölüm olmasa
Cümleleri sonlandıran nokta olmasa
Ruhumuzu arındıran dua olmasa
Daha çok bunalacağız-bulanacağız!
…
Mevsimlerin bize küsmüşlüğümü var? Ne kardelenler açtı bu bahar nede balkonlara caddelere sokaklara çiçeklerini savuran kiraz ağaçlarının kokusunu hisseden oldu.
Ne allığına morluğuna saflığına beyazlığına hayran olduğu gülün endamlı gülüşleriyle mutlu oldu bülbül nede ovalardan bayırlara kırlardan yaylalara bal toplayan arılarla selamlaşan çiçekler gördü baharı.
Ne gecenin kalbi aydınlandı minicik bir ateşböceğiyle nede sessizliği bozuldu vakitsiz bir baykuşla.
Ne çocukların yüreğinden yıldızlara köprüler kuruldu masallarda nede âşıkların yüreğine kaf dağından hayaller çıkageldi.
Ne Yusuf'a el uzatan kervanlar geçti buralardan nede pervazlara konan yusufçuk kuşları bekledi pencerelerde. Her mevsimden geriye acı bir sessizlik kocaman bir sessizlik kaldı.
Bilmem!
Sanki hayat yaşanmıyor gibi yaşanıyor.
Artık baharlarda yok kapımızda!
Yoksa mevsimlerin bize küsmüşlüğümü var?
....