04-14-2011, Saat: 12:25 AM
Bu karanlık bu uzun kış gecelerinde...
Soğuk buzdan bir perdeyle süslerken camı
Dolaşırken birçok siyah gölge odamı
Damarımda kurşunlaşıp donarken kanım;
Yine seni düşünmekle geçer zamanım...
Bu kimsesiz... Bu mahzun kış gecelerinde...
Serpilirken pencereme avuç avuç kar...
İçerimde hicranlardan bir nehir akar...
Karların da lambam gibi rengi sarıdır...
Onlar yırtık bir mektubun parçalarıdır:
Rüzgar sana yazdığımı geri getirdi...
Pencereden dondurucu bir nefes girdi...
Rüzgar yaptı her çatıda ayrı bir makam...
Yine senin hayalini gördüm bu akşam...
Hançeremden alev gibi çıktı bu çığlık:
-Git istemem! .. Git istemem! .. Çık odamdan çık! ..
Ah! .. Ne dedim? . Hayır gitme.. Hayır gitme... Gel! ..
Ben git dedim dedim ama sen işitme... Gel! ..
Sensin beni en onulmaz yerimden vuran
Fakat sensin yine boş ömrü dolduran...
Bu çılgının senden başka muini var mı? ..
Gitme... Beni senden başka kimse anlar mı? ..
Gözlerimi sen ki başka bir ufka açtın...
Nerdesin ya? .. Nerdesin ya? .. Ah neden kaçtın? ..
Yapyalnızım... Etrafımda yok senden bir iz...
Odam sessiz... Dışarda yağan kar sessiz...
Bu geceler dayanılır gibi değil ki...
Ey şimdi bu satırları okuyan bil ki:
Istıraplar yüz katlı kış gecelerinde...
Fakat kızgın yanardağlar çıksa bağrımda
Senin için ben her derde katlanırım da
Derim ki: 'Bu gecelerin ızdırabiyle
Ben ağlasam harap olsam çıldırsam bile;
Sen ateşli vücudunla ısınan rahat
Yatağında bir rahibe saffetiyle yat...
Yat ve uyu! .. Bu tatlı kış gecelerinde...'
Sabahattin Ali
Soğuk buzdan bir perdeyle süslerken camı
Dolaşırken birçok siyah gölge odamı
Damarımda kurşunlaşıp donarken kanım;
Yine seni düşünmekle geçer zamanım...
Bu kimsesiz... Bu mahzun kış gecelerinde...
Serpilirken pencereme avuç avuç kar...
İçerimde hicranlardan bir nehir akar...
Karların da lambam gibi rengi sarıdır...
Onlar yırtık bir mektubun parçalarıdır:
Rüzgar sana yazdığımı geri getirdi...
Pencereden dondurucu bir nefes girdi...
Rüzgar yaptı her çatıda ayrı bir makam...
Yine senin hayalini gördüm bu akşam...
Hançeremden alev gibi çıktı bu çığlık:
-Git istemem! .. Git istemem! .. Çık odamdan çık! ..
Ah! .. Ne dedim? . Hayır gitme.. Hayır gitme... Gel! ..
Ben git dedim dedim ama sen işitme... Gel! ..
Sensin beni en onulmaz yerimden vuran
Fakat sensin yine boş ömrü dolduran...
Bu çılgının senden başka muini var mı? ..
Gitme... Beni senden başka kimse anlar mı? ..
Gözlerimi sen ki başka bir ufka açtın...
Nerdesin ya? .. Nerdesin ya? .. Ah neden kaçtın? ..
Yapyalnızım... Etrafımda yok senden bir iz...
Odam sessiz... Dışarda yağan kar sessiz...
Bu geceler dayanılır gibi değil ki...
Ey şimdi bu satırları okuyan bil ki:
Istıraplar yüz katlı kış gecelerinde...
Fakat kızgın yanardağlar çıksa bağrımda
Senin için ben her derde katlanırım da
Derim ki: 'Bu gecelerin ızdırabiyle
Ben ağlasam harap olsam çıldırsam bile;
Sen ateşli vücudunla ısınan rahat
Yatağında bir rahibe saffetiyle yat...
Yat ve uyu! .. Bu tatlı kış gecelerinde...'
Sabahattin Ali