:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Tacize karşı çocukları nasıl eğitmeli
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
[SIZE="3"][COLOR="DarkRed"]Mahkeme kayıtlarına göre son 15 yılda ülkemizde 21 bin çocuk tecavüze uğradı. Tecavüzden sadece onda biri mahkemeye yansıyor. Çokcukları korumak için sadece adli tedbirler değil onları bilinçlendirmek de şart!
Araştırmalara göre çocukların en çok tacize uğradığı yaş aralığı 4-11. Bu dönemde onlara daha çok dikkat etmeniz gerekiyor.
Ama onları nasıl koruyacağınızı bilmiyorsanız kaçınılmaz sonucu çocuğunuz da yaşayabilir. Pedagog Adem Güneş, yeni çıkan 'Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi: Labirent' adlı kitabında, ebeveynlerin korkulu rüyası haline gelen bu soruna karşı ne gibi önlemler almaları gerektiğini anlatıyor. 'Anadolu pedagojisi' diye adlandırdığı 'mahremiyet eğitimi'ni ebeveynlerin mutlaka öğrenmelerini tavsiye ediyor.
Adalet Bakanlığı'nın, mahkeme kayıtlarına dayanarak hazırladığı rapora göre 1992-2007 yılları arasında ülkemizde 21 bin çocuk (tacize değil) tecavüze uğramış. Oysaki pedagog Adem Güneş, yaşanan her 10 tecavüz olayından sadece birinin mahkemeye intikal ettiğini söylüyor. Çocuklara yönelik cinsel suistimal, bir çocuğun hayatında yaşayacağı en büyük travmalardan biri. Akla karayı bilmediği bir dönemde güvendiği, sevdiği insanlardan zarar görmek onun duygu dünyasını altüst ediyor, ruhunda derin yaralar açıyor. Buna rağmen ne anne-babalar ne de gerekli kurumlar konunun vahametini kavramış değil.
Okulda verilen cinsel eğitimin ise Güneş'in araştırmalarına göre ciddi anlamda olumsuz sonuçları var. Güneş, "Cinsellik, çocuğun özel dünyasıdır. Bu dünyanın sınıf ortamı gibi kalabalıklarda genele açılması onun sınırlarını ayarlayamamasına neden olur. Okullarda ve kalabalık bir grup içinde hangi çocuğun, hangi oranda cinsel bilgiyi sindirebileceği önceden kestirilemez.
Örneğin istimna (mastürbasyon) hakkında hiçbir şey bilmeyen bazı çocukların, derste bu konuyu gördükten sonra merak edip başladığına dair yaşanmış örnekler var. Ayrıca böyle bir ortam çocuğun utanma duygusunu zedeler. Cinsel eğitimi verecek kişinin ruhu, çocuğun ruhuyla özdeşleşmiş bir ruh mu, yoksa negatif bir etki oluşturacak bir ruh mu? Bu da önemli bir sorun. Babanın ruhu bile çocukta aksi tesir oluşturuyorsa siz okulda rastgele bir öğretmeni karşılarına çıkarıp bu eğitimi verdiremezsiniz.
Örneğin erkek çocuklara mahremiyet eğitimi vermek için dayılar bu konuda en uygun isimlerden biri. Yine erkek çocuklarda abi de çocukta birtakım hayal kırıklıklarına neden oluyor. Çünkü çocuk abisinden bu tür bilgileri duymak istemiyor. Kaldı ki, böylesi konuları sınıf ortamı gibi genel açık bir yerde duymak çocuk ruhunu incitiyor. Çok somut örneklendirir isek, geçenlerde bir kız çocuğu okulda aldığı cinsel eğitimden hemen sonra ablasına gelerek anne ve babasına karşı tiksinti hissettiğini söylemiş. Rica ederim olur mu şimdi böyle, ulu orta çocukları bir araya toplayıp onlara en mahrem konular hakkında bilgiler sunmak?" diyor.
Peki çözüm ne? Adem Güneş, 'Anadolu pedagojisi' olarak adlandırdığı ve ailede verilmesi gereken ama günümüzde unutulan, anne-babaların ihmal ettiği ya da önemsemediği 'mahremiyet eğitimi'ni öneriyor. Güneş, 'mahremiyet eğitimi' ile 'cinsel eğitim'in iki farklı kavram olduğunu söylüyor ve aralarındaki farka ebeveynlerin dikkat kesilmesini istiyor. Cinsel eğitim, bir grup çocuğa topluca verilir. Halbuki mahremiyet eğitimi kişiye özeldir. Adem Güneş, uzun yıllardır Avrupa'da çocuklara yönelik şiddet ve suistimaller konusunda çalışan bir uzman. Henüz bir yıldır Türkiye'de yaşıyor. Gelir gelmez, karşılaştığı suistimal rakamları ve yetersiz uygulamalar karşısında üzüldüğünü anlatıyor. Anne ve babalara da bir uyarıda bulunuyor: "Mahremiyet eğitimi ya da Anadolu pedagojisini mutlaka öğrenin."
Cinsel suistimale karşı çocuklar nasıl eğitilmeli?
Adem Güneş'e göre, öncelikle çocuklara 'temel davranış refleksi' kazandırılması gerekiyor. Yani, çocuğa yönelik anormal davranışlar karşısında çocuğun ani bir refleks halinde kendisini koruması öğretilmeli. 4-7 yaş dönemi bu eğitim için çok önemli. Temel davranış refleksine, eskiler 'haya duygusu' adını veriyor. Peki bir çocuğa bu refleks nasıl kazandırılabilir?
Çocuğunuz üzerini çıkartırken ondan izin alın
Bunun mahremiyet eğitimindeki adı 'bedenim bana aittir' bilinci oluşturmak: Bedeninin kendisine ait olduğu hissini kazanamayan çocuk, çok rahatlıkla tacize uğruyor. Çünkü herkesin bedeni üzerinde bir şeyler yapabileceğini düşünüyor. Bu nedenle çocuğun altı değiştirilirken, çocuğa saygısızca ve hırçınca davranarak ve hatta zorla yatırarak altını değiştirmemeli ya da çocuğun üzerini çıkartırken ondan izin almalı! 'İstersen atletini çıkartayım, çok terlemişsin kızım' şeklinde cümleler kurmayı ihmal etmeyin. Güneş, "Çocuk başlangıçta kendisinden neden izin alındığını anlayamaz. Ama ilerleyen zaman içinde, kendisinden izni alınmadan bedenine yapılacak müdahaleleri hisseder ve bundan rahatsız olur." diyor.
Severken bile onun rızasını gözetin
'İzin verirsem dokunabilirsin' bilinci: Çocuğunuzu severken bile 'seni öpebilir miyim?' diye müsaade isteyin ki, bu bilinç oluşsun. Çocuğa herkesin izinsiz dokunması; öpmesi, mıncıklaması vs. bedenini koruma refleksini kırıyor.
Dört yaşından itibaren genital bölgesine mümkün olduğunca dokunmayın
'Dokunulması yasak olan yerlerim' refleksi: Anne-babalar, banyo ya da alt temizliği nedeniyle çocuğun sıkça genital bölgesine dokunuyor.
4 yaşından itibaren mümkün olduğu ölçüde bunu yapmamaya gayret edin. Eş-dost ve akrabaların da, çocukların genital bölgesine dokunarak ya da vurarak sevmesine de izin vermeyin.
Çocuğunuzu yaka-paça eve sokmaya çalışmayın
Fiziksel baskıya direnme refleksi: Çocuğunuza, fiziken sizden güçsüz olduğunu asla hissettirmeyin. Mesela yaka paça eve sokmayın, itip kakmayın, zor kullanmayın. Sevgi gösterileri sırasında ise oyun oynamak için sizden kaçan çocuğu köşeye sıkıştırmayın. Siz onu sevdiğinizi düşünebilirsiniz ama çocuk bu sırada kendisinden büyük birinden kaçamayacağını hafızasına yazıyor. Araştırmalara göre, cinsel suistimale uğrayan çocukların birçoğu çırpınmanın ve o anda kaçmanın çözüm olmadığını düşündüğü için kaçmayı denemiyor.
Evde çıplak dolaşmasına izin vermeyin
'Vücudum görünmemeli' hissi: Dört yaşından itibaren çocuğunuzu ev içinde çırılçıplak dolaştırmayın. Giysilerini kendisinin giyip çıkartmasına izin verin. Kendisini başkalarının yanında çıplak görmeye alışkın olmayan çocuk, elbisesinin birileri tarafından çıkartılmasından ciddi rahatsızlık duyar.
Çocuğunuzla birlikte banyo yapmayın
'Banyoda çıplak olunmaması' bilinci: Bazı anne babalar, bebeklikten itibaren çocuklarıyla birlikte yıkanır. Dört yaşından itibaren buna son verin. Ona banyo yaptırırken de üzerinde mutlaka alt çamaşırının olmasına dikkat edin. 7 yaşından itibaren ise mutlaka ve mutlaka çocuğunuzun genital bölgesini başkalarının; eş, dost, akraba görmemesine özen gösterin.
Çocuğunuz tuvalet ihtiyacını giderirken yanında durmayın
'Tuvalette benden başkası olmamalı' bilinci: Çocuğunuza dört yaşından itibaren tuvalet ihtiyacının yalnız başına giderilmesi gereken bir durum olduğunu öğretin. Yanında durmayın. Korktuğunu söylese bile onu ihtiyacını yalnız gidermesine alıştırın.
Başkalarının yanında üst-baş değişimi yapmayın
Soyunma ve giyinmede yalnızlık ilkesi: Temel davranış refleksinin kazandırılmasında çocuğun kıyafetlerini yalnız başına giyip çıkarması büyük önem taşıyor. Dört yaşındaki bir çocuk yalnız başına kıyafet giymekte zorlanabilir. Bu durumda anne ya da baba başka bir odada ona yardımcı olmalı. Asla salonda başkalarının yanında üst-baş değiştirilmemeli.
Onun özel dünyasına saygıyla yaklaştığınızı hissettirin
'İzin verirsem kabul edilirsin' ilkesi: Anne-babalar, çoğu zaman çocuklarının bir birey olduğunu unutuyor ve farkında olmadan ona kendi tekelindeki bir mal muamelesi yapıyor.
Buna göre özellikle 7 yaşından sonra çocuğunuzun odasına izin almadan girmeyin. Mesela onu odasında üzerini giyerken gördüğünüzde, özel dünyasına saygıyla yaklaştığınızı hissettirin ve özür dileyip kapısını kapatın. Çocuk, odasının kendisine özel olduğunu anlamalı ve izin vermeden kimsenin giremeyeceğini bilmeli.
***
Taciz yaşayan çocuk nasıl anlaşılır?
- Cinsel suistimale uğrayan çocuğun kaybettiği en önemli duygu; 'güven'... Güven kaybı insan yaşamında oldukça önemli. Böyle bir küçük kız çocuğu ise, içe kapanır, kendini sorgular, kendini suçlu hisseder, depresif olur, erkek çocuğu ise kimlik bunalımı geçirir. Kendisinin hâlâ erkek olduğunu ispat etmeye çalışır, anlamsız 'maço' davranışlar sergiler, agresif bir hale bürünür. Böyle bir durumda kalan çocuğun en önemli ihtiyacı güven duyabileceği bir eldir. Bunun için Avrupa'da birçok ülkede taciz yaşayan çocuklar için özel 'güven kazandırma merkezleri' bulunuyor. Çocuk burada yeniden hayata tutunup daha sonra travma sonrası terapiye alınıyor. Maalesef ülkemizde ne "güven merkezleri" ne de "travma sonrası terapi merkezleri" gerçek anlamda işlemiyor.
- Erkek çocuk da kız çocuk da oyun arkadaşı olarak erkeklerle oynamayı tercih eder. Suistimalin, erkek çocuklarda bıraktığı en derin iz, kimlik bunalımıdır.
- Erkek çocuk güç kazanmak, kız çocuk güçlüye sığınmak ister.
- Kız çocuk, kimliğini değiştirtme eğilimindedir. Geçmişine ait bütün izleri üzerinden atmaya ve silmeye gayret eder.
- Suistimale uğrayan çocuklar, geçici hafıza kaybına uğruyor. Hayatının ilerleyen dönemlerinde geriye dönüp baktığında küçüklüğünün o günlerini hatırlayamıyor.[/COLOR]
[/SIZE]
Teşekkürler canım benim faydalı bilgiler sunduğun bizi de bilgilendirdiğin için Smile